Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Eşref Bey

Muhkem Kale: Kısakürek

Recommended Posts

Tomurcuk derdinde tohum ekti çağa

 

Düşlerde soluklanan muhkem kale; Büyük Doğuya nazır. İman, fikir ve mücadele; muhteşem Çileye hazır.

 

Son Peygamber kılavuz, sonsuzluk kervanına zamanı utandıran halvetiyle katıldı, Çöle iz bıraktı. Buhrandan öte ızdırap, ümitsizlikten öte hakikatti o. Aşkını korkusuna peçe, korkusunu aşkına perde yaptı. Uhrevi bir kıraattı.

 

Aynalara yonttuğu suretinde bir zerrecikti o. Tek nefesi bile surda gedik açmaya yetti. Yaşadığı çağın her anına ses, düşmanlarına dahi muhatap olma şerefi verdi.

 

Davasını iki kelimeye sır, iki kutba sınır saydı: Sevgi dorukları ve nefret gayyaları.

 

Yokluğu ebedi helakete, belhüm edale kurbağa dillerine gömdü. Nefsine diz çöktürdü. Kendine hâkim, davasına mahkûm bir gündüzdü.

 

Şiire ölçü giydirdi

 

Gökyüzünden habersiz uçurtmasının diyetini dahi ödedi. Her yağmurda iplik iplik nedamete, sicim sicim imana durdu. Ötelerden gelen haberlere teslimiyet besteledi, ruh soludu. Şiire ölçü giydirdi mana dokudu. Bir ayete tefsir, bir duaya teslim, bir davaya temsil oldu.

 

Sistemler üstü fikrini, Allaha yönelmiş zikrini vasiyet buyurdu. Tomurcuk derdinde tohum ekti çağın bağrına.

 

Bir ırmağa karışır gibi Peygamber Efendimize, bir denize dökülür gibi ismi Celile çağladı sözünü.

 

Bir ömür secdede Allaha hamd etme makamına yürüdü.

 

 

 

 

 

Bedrettin Kara üstadı andı

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Davasını iki kelimeye sır, iki kutba sınır saydı: Sevgi dorukları ve nefret gayyaları.

 

 

 

Evet,diğerleri de çok veciz olduğu kadar, bu cümle mühimiyet arz etmekte. İki kutupta ittihad ve hareket bize ilk olarak şarttır. Bir, nefret kutbu, iki sevgi. Bu minval üzre dostu düşmanı ayırdedip ona göre tavır takınma ve de harekete geçme.

 

Üstad bunun özellikle nefret kutbunun vazifesini kalemini adeta Zülfikar yapıp muazzam derecede ifa etmiştir. 1934 sonrasu müthiş bir dönüş yaşayan kafa ve ruh yapısı adeta kasırga etkisi meydana getirdi. Allah demenin yasaklandığı bir dönemde BD'de yayınladığı bir ankette soru aynen şu şekilde; "Allah'a inanıyor musun?" İsmi net aklıma gelememekle birlikte hücrelerimi dolduran bir yanıt;

 

"Bal gibi de inanıyorum!"

 

Bir durum üzerinde ya malayani olduğu yahut kesin doğruları, hakikati olduğu için durulmaz.. Yahu "Allah'a inanıyor musun? diye bir soru sorulur mu?! Bu adama edilen küfür kadar ağırdır, kanına dokunur insanın! Ama zaman o denli kafirleşmeye durmuş ki Üstad bir yerden ateşi yakmak için çok vurucu bir darbe ile olayı fitillemeliydi. Zira BD'de yayınlanan bu anketinde yankısı da devrinde büyük omuştur. Sonra onlarca sayıyı aşan BD dergileri yahut eserleri Üstad'ın ateşlediği ülküyü, dâvayı bizlere kadar ulaştırdı elhamdülillah.

 

 

Harita ortada, bize düşen "ya hep ya hiç" "ya siyah ya beyaz" çerçevesinde, Allah'ta ve Sevgilisi'nde, va ashabı güzinde ve dahi o yola hizmeti olanların ayakkabı tozuna hayran olunacak denli muhabbet hastası olmak; O'na ve Sevgilisi'ne dil uzatana cehennem ateşi gibi öfke ve de nefret beslemektir! Yahu müslümana nefret yakışır mı? Yakışır!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...