Kalemdar 293 Report post Posted May 24, 2011 Hepimiz için bir “O ve Ben” vardır Çocukluğumda ve ilk gençliğimde , masal gibi bir rüya ikliminden topladığım karanlık ve karışık haberlerin , apaydınlık ve dümdüz gerçeğini bana sen verdin… Şimdi bırakacak mısın beni? Bir solucan gibi toprak üstünde sürünmeye…Bilip de cahil , anlayıp da unutkan , görüp de kör, duyup da hissiz kalmanın felaketine düşmeyeyim…” Böyle belirtmişti, mürşid-i kamili olan Abdülhakim Arvasi Hazretlerine olan bağlılığını… Necip Fazıl “O ve Ben” adlı eserinde, yaşadığı tüm zorlukları ve bu zorlukları hangi muhabbet pınarından içerek atlatabildiğini içtenlikle yazmış… Hayatını, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri ni «Tanıyıncaya Kadar» ve «Tanıdıktan Sonra» diye iki ana bölüme ayıran Necip Fazıl, Efendisine doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri olan «O Ve Ben»i 1975 de şöyle takdim etmiştir: «Bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl Onu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. Bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim bir buçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim.» İnsan büyüdükçe tevazusu nasıl da artıyormuş! Eserin sonunda şöyle dua ediyor büyük yazar :”Allah’tan af istiyorum.Allah’ın sevgilisinden ve bütün silsiledeki büyüklerimizden suçlarımın bağışlanmasını istiyorum. Efendim! Ölünce de ayak ucunda bir yer verirsen yanına uzanmak istiyorum. Benim avuçlarımdan süzülen , işte o kaynaktan aldığım sudur; ve bu suyun eğer bulanık bir tarafı varsa nefsime , nurani özü de O’na aittir. Bu günün, yeşillikler ve pırıltılar içinde suyu arayan ceylan gençliği ! O nur pınara koşun!...” Büyük üstadın da anladığı gibi mürşitsiz insan ,insanlığın kemaline vakıf olamaz.Doğru, ancak anlayandan öğrenilir. Ben de ne zaman Necip Fazıl’ın bir eserini okusam içimde coşkun bir ırmağın aktığı hissine kapılırım.Okyanusa ulaşmaya çalışan , bazen delicesine gürül gürül akan , bazen de yorgun ve yolunu şaşırmaktan korkan . Ama sonunda hep bir el tutar elimden bazen şefkatle ,bazen öfkeyle yoğrulan…Hedefinden şaşmaya meyyal olan nefsimin perçeminden kavrayan… Sanki Necip Fazıl’ın sancılı arayışı gibi. Sanki tüm insanlığın nura doğru akışını arzular gibi… Bu eser, içinde “arayışın “ sancısını çeken herkesin büyük bir zevkle okuyacağı bir kitap. M.Selim YılmazHaberKültür.Net Quote Share this post Link to post Share on other sites