Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
mukarrabin

Hadiseler, Muameleler Ve Muhasebeler...

Recommended Posts

İbrahim'in Gördüğü

 

İbrahim 27 yaşlarında genç bir adam Evli ve bir çocuk babası Evladının adı da Ramazan Kendi ismi gibi yavrusunun adı da güzel vesselam Ama mesele İbrahim İbrahim'in söyledikleri İbrahim ne mi dedi?... Neler demedi ki!...

 

Şu saatlerde muhtemelen, artık bugünden itibaren Allah'ın takdir ettiği zamana dek yaşayacağı yeni şehrinde; Çorum'da, Çorum'un Alaca ilçesinde, sabah vakitlerinde Ankara-Sincan'da oturduğu kiralık evden ayrılırken Perçem Nakliyat kamyonuna yüklediği eşyalarını indirmekle meşgul Ve ihtimal içinde binbir düşüncelerle

 

Yozgatlı kaynakçı İbrahim'in yeni dünyası Alaca ve (eski ama) yeni işi çiftçilik Çocuk yaşlarda edindiği çiftçilik tecrübesi şimdilerde işine daha bir yarayacak Bize ve herkese yarayacak olan bir diğer işine, işe, hadiseye gelince; sabah vakitlerinde komşuluk gereği ve daha çok kader icabı, taşınmak üzre olan İbrahim ile karşılaşınca birkaç gün evvel de bugün için taşınacağına dair konuştuğumuzdan evine çıkarak yardım etmek ihtiyacı hissettik Para ile tutulan hamallarla beraber (zahiren ve niyyeten) bedavadan olmak kaydı ile eşya olarak ufak-tefek ne varsa elimize alarak 3. kattaki daireden aşağıya, hemen aparmanın dış kapısının önündeki kaldırımın yanına park eden kamyonete taşıyoruz.

 

Eşyaları indirmek ve tekrar yeni eşyaları almak için aşağı ve yukarı inip çıkarken bir zaman sonra binanın girişindeki koridorda yerde bir kağıt parçası gözüme ilişiyor. Ve kalbime, Fahr-i Kainat sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in bir sözü: Çevrenizi temizleyin ki, Yahudilere benzemeyin!... Şimdi alayım, sonra alayım derken en nihayet ilk defa gözümüze çarpışının üzerinden yaklaşık 15 dakika kadar sonra yine 3. kattaki evden herhangi bir yahut birkaç eşya alarak aşağı indirmek için bina içinde ilerlerken bir göz temasının ardından yere eğiliyor ve bir yandan içimden yerler kirletilmemeli diye kendi kendime söylenirken öte yandan bir el kadar olan "Hakiki Adıyaman Çiğköftecisi" reklamını içeren kağıt parçasını yerden alıyorum Ve elime aldığım kağıdı cebime indirmeden evvel şöyle bir göz atış: "Kampanya Dürüm Çiğ Köfte + Ayran 2.50 TL", "Toplu Çiğ Köfte Siparişleri Alınır", "Alo Paket: 268 .. .." derken yerdeki kağıdı alırken, o kağıda göz atarken ve sessizce düşünürken hiç farkında olmadığım fakat o esnada yanımda olan İbrahim'in sesi:

 

-Zafer abi!... Adıyaman'ı da hiç yere düşürmüyorsun!...

 

Ve şimşekler!...

 

Ben, yerler kirlenmesin (yahut kirletilmesin) diye bir kağıt parçasını alıp onun zahiri, üzerindeki yazı ve resimler ile meşgul olurken içime yıldırım gibi bir söz, bir ses, İbrahim'in sesi düşüyor:

 

Adıyaman'ı da hiç yere düşürmüyorsun!.. Adıyaman'ı da hiç yere düşürmüyorsun!.. Adıyaman'ı da hiç yere düşürmüyorsun!..

 

Tabi ya!... Adıyaman yere düşmemeli!... Yerde olmamalı!... Adıyaman'ın ruhundan habersiz de olsa bir çiğköfteci, yahut bir hamal yahut bir (Ben), birisi ona hiçbir şeyin tesadüf olmadığını ve her şeyin bir ruhunun, manasının ve işaretinin olduğunu hatırlatmalı Allah, o güzeller güzel Allah bir şeyi, bir kimseyi bir vesile kılarak seslenmeli: Adıyaman'ı yere düşürme!... Zira orda Zamanın ve Zamanının Efendisi var (Bugünlerde İstanbul'da olsa da) ahir zaman velilerinden bir velinin ikameti o şehrin sınırları içinde Dikkat et!... Çok dikkat et!... Hep dikkat et!... Ve o şehre, o şehrin içinde (Olanlar)dan, olup-bitenlerden ve hiç bitmeyecek olanlardan dolayı hürmette kusur etme!...

 

Kalbime ve kulağıma sesler sesleniyorken ve ben yerler kirlenmesin diye bir kağıt parçasını yerden kaldırıyorken; ben yine ben, ne olursa olsun, zahirde ifade ettiği mana neye isabet ederse etsin ve kim ne derse desin "mukaddes olan her şeyin" asla yere bırakılarak, yerde, yerlerde kalarak kirletilmemesi sırrına eriyorum, erer gibi oluyorum Ve şaşkın şaşkın İbrahim'e cevap veriyorum:

 

-Eyvallah İbrahim kardeşim eyvallah!... Bak ben şu işe hiç o tarafından bakmamıştım Ne güzel görmüşsün (ne güzel göstermişler)

 

Ve düşünceler içinde iniş ve çıkışlar!... Evin boşalmasına ve İbrahim'in yola çıkmasına yakın Allah için yaptığımıza inandığımız (inanmak istediğimiz) niyyet ve hizmetimizin, İbrahim'in dilinden (dünyadaki) karşılığı:

 

-Zafer Abi!... Şu turşular size bırakayım (3 bidon turşudan birini işaret ederek) zaten şundan da az bir şey aldık Çok acı imiş!...

 

-Benden ziyade bu işe en çok babam sevinecek ya İbrahim, dedikten sonra hizmetin peşin getirisini seve seve kabulleniş ve sessiz sessiz söyleniş:

 

Çok tatlı imiş İbrahim!... Çok tatlı imiş...

Ankara, 07 Haziran 2011, Bir Salı'nın Öğle Sonrası...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...