Kalemdar 293 Report post Posted June 13, 2011 Üçler, Yediler, Kırklar, Erenler... Manevi dünyamız ile kültür dünyamızın şahikalarından Bursa’dan yolu geçmişlerini bir kitapta topladı Mustafa Kara Hoca. Meclisler… Kadim kültürümüz ve inancımız bize hiçbir yerin sahipsiz olmadığını bildirir. Bizler bu sahipliğin nasıllığı ve mahiyeti hakkında çok fazla bilgi sahibi olmasak da, bir anlamda “sır” sayılan bu bilgiyi herkes bilmese de, bizler her beldenin, hatta beldelerdeki sokakların bile birer manevi sahibi olduğu inancı kulaklarına fısıldanmış insanlarız. Bu sahipler ve bu sahiplikler kuşaktan kuşağa aktarılır, olur da emr-i hak vaki olursa boşalan makam ehli tarafından hemen doldurulur, böylelikle meclis hükmünü icra eylemeye devam eder, diyebiliriz. Çeşit çeşit meclis Maneviyat dünyamızın meclisleri olduğu gibi, kültür dünyamızın da meclisleri var elbette. Her meclis kendi görevini bihakkın yerine getirmekle memurdur. Görev yerine getirilmediğinde, memleketin maneviyatında/irfanında zayıflama olur, boşluk doğar ve bilindiği üzre tabiat boşluk kabul etmez. Zayıf olan güçlü olanın iştahını çekmeye başlar zamanla. Bunun içindir ki hiçbir yerde hiçbir şekilde boşluk olmamalı, zincirin halkası her zaman güçlü olmalıdır. Kültür adamları/Maneviyat adamları Öyle anlar gelir ki, kültür meclisleri ile maneviyat meclisleri hemhal olur. Bir maneviyat eri, bakarsınız bir kültür eri oluvermiştir aynı zamanda. Her iki meclisin de yükünü omuzlamıştır. Kadim tarihimiz bunun örnekleriyle dolu değil mi zaten? Bir Mevlana mesela, bir Yunus mesela, hem gönül eri hem de kültür eri değil midir? Türkistan’ın ulusu Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet’in sahibi değil midir aynı zamanda! Üçler, yediler, kırklar; hülasa, erenler… İşte erenlerin oluşturduğu bu meclisler de kendi arasında hiyerarşik bir yapılanmaya sahiptir. Başta bir kutup vardır öncelikle, sonrasında da, dünyanın etrafındaki gezegenler misali üçler, yediler, kırklar… Kırklar Meclisi Prof. Dr. Mustafa Kara, işte bu geleneğin Bursa ayağını anlatıyor ”Bursa’da Kırklar Meclisi” adlı hacimli çalışmasında. Çalışmanın önsözünde verilen bilgiden, Bursa’da Kırklar Meclisi’nin 1326 yılında önce Abdal Murat başkanlığında toplandığını ve hem ülkelerin hem de kalplerin fethi için hazırlıklar yapıldığını öğreniyoruz. Abdal Murad ile başlayan başkanlık, Davud-ı Kayseri, Geyikli Baba ve Emir Sultan’la devam edip 20. Yüzyılın başında Mustafa Vahyi Efendi’ye kadar ulaşır. Elbette ki meclislere yedi iklim dört bucaktan katılanlar vardır. Çünkü mana alemi ne renge bakar ne de soya. Baktığı yer, herkesin bildiği üzre kalptir. Her kim ki Mevla’nın nazarının tecelli edeceği bir kalbe sahiptir, meclisin üyesidir elbette. Kâl ehli, hâl ehli Meclislerde her milletten ve her fıtrattan insan vardır. Bunların bazısı ehl-i kalem, bazısı ehl-i sükut, bazısı da ehl-i sohbettir. Herkesin nasibincedir her şey. Bazısının sohbeti aktarılırken kuşaktan kuşağa, bazısının adı aktarılır sadece. Bazısı da kitaplarıyla aramızda nefes almakta, dillerinden anlayanların kulaklarına o hikmetleri fısıldamaya devam etmektedir. Kitapta kimler var? Deminden beri söyleyegeldiğimiz üzere, kitapta hem maneviyat dünyasının erleri hem de kültür dünyasının çalışkan bilim adamları var. Şeyh Servet Akdağ, Mehmet Metin İrşadi, Mustafa Fehmi Efendi, Süleyman Çelebi gibi bazı şahsiyetler ise hem mana hem de kültür ummanında kulaç atan dalgıçlardan. Ahmet Hamdi Tanpınar ile başlayan kitapta yer alan şahsiyetlerden bazıları şunlardır: “Hz. Üftade, Safiye Hanım, Evliya Çelebi, 1. Murad Hüdavendigar, Hasan Kaimi Baba, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Mehmet Ali Ayni, Ahmed-i Gazzi, Süleyman Çelebi, Bahri Baba, Abdullah Münzevi, Mustafa Vahyi Efendi…” Ahmet Serin, erenlere gıptayla baktı Dünyabizim.com Quote Share this post Link to post Share on other sites