Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
HİÇ

Ramazanın Sünnetleri

Recommended Posts

RAMAZANIN SÜNNETLERİ

 

Hicri aylar içerisinde, “üç aylar” diye tabir edilen recep, şaban ve ramazan ayları Müslümanlar için kıymetli zaman dilimleridir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde “Recep ayı ümmetimin ayıdır. Diğer aylara göre onun fazileti, ümmetimin diğer ümmetlere fazileti gibidir. Şaban ayı benim ayımdır. Onun diğer aylara üstünlüğü, benim diğer peygamberlere üstünlüğüm gibidir. Ramazan ayı da Allah’ın ayıdır. Diğer aylara nazaran onun fazileti, Allah’ın mahlukatına üstünlüğü gibidir” (1) buyurmakta olup, bu ayların kıymet ve önemini bizlere bildirmektedir. Müslümanlar; recep ve şaban aylarının atmosferinde kendilerini ramazan ayına hazırlarlar. Hz. Enes’ den (r.a.) rivayet edilen bir hadis-i şerifte; “Peygamber Efendimize (s.a.v.) sorarlar: Ramazan’dan sonra hangi oruç üstündür? Ramazan’a tazim etmek için Şaban ayında tutulan oruç” (2) buyurmaktadırlar. Ramazan ayı Allahu Teala’nın (c.c.) kullarına bir ikramıdır. Ramazan ayında şeytanlar zincire vurulur. Ebu Hureyre’ den (r.a.) rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Ramazan ayı geldiği vakit, cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları iyice kapatılır ve şeytanlar da bağlanır” (3) buyurmaktadır. Mübarek Ramazan ayında amellere misli misli ecir ve mükafatlar Allahu Teala (c.c.) tarafından kullarına verilir. Ebu Hureyre (r.a.) Peygamber Efendimiz’ in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “ Aziz ve Celil olan Allah buyurmuştur ki: Ademoğlunun amelinin hepsi kendisi içindir. Ancak orucu müstesna! Şüphesiz o benim içindir, onun karşılığını da ben vereceğim. Oruç, (günaha ve cehenneme karşı) kalkandır. Biriniz oruçlu olduğunda, fuhşa dair kelam konuşmasın, bağırıp çağırmasın. Şayet bir şahıs kendisine söver yahut onunla döğüşmek isterse: Ben oruçluyum desin. Muhammed’in (s.a.v.) ruhu elinde olan zata andolsun ki, oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Oruçlu için ferahlanacağı iki sevinç vardır. İftar ettiği vakit sevinir, bir de Rabbine kavuştuğu vakit orucu sebebiyle sevinir (4). Yüce yaratıcımız Allahu Teala ‘nın (c.c.) , oruç ibadeti ile alakalı Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) vasıtası ile bizlere bildirdiği daha pek çok müjdeleri mevcuttur. Sehl bin Sa’d (r.a.), Peygamber Efendimiz’ in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü oradan sadece oruç tutanlar girer; onlardan başkası giremez. Oruç tutanlar nerede? Denilir. Onlar da kalkar (ve bu kapıdan cennete varır)lar . O kapıdan onlardan başka hiçbir fert giremez. Onlar girince kapı kapanır; artık başka hiçbir kimse (o kapıdan) giremez” (5). Başka bir hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Bir kul, Allah yolunda bir gün oruç tutarsa Allah o gün (tutulan oruç) sebebiyle o kimsenin yüzünü (cehennem) ateş (in) den yetmiş sene (lik bir mesafede) uzak kılar (6) buyurmuşlardır. Görüldüğü gibi ramazan ayı ve oruç Müslümanlara çok büyük bir ikramdır. Müslümana düşen elinden geldiğince mübarek üç ayların başlangıcından itibaren bu manevi havadan mümkün olduğunca istifade etmeye çalışmaktır.

Bu ibadetleri yaparken kıstasımız, ana ölçümüz, her meselemizde olması gerektiği gibi Kainatın Efendisidir (s.a.v.). Müslüman için en büyük örnek, insanlığın zirve noktası olan Peygamber Efendimizdir (s.a.v.). O’ nun (s.a.v.) yaşayışını hayatımızın her alanında tatbik etmek hedefimiz olmalı. Müslüman sürekli olarak suni gündemlerle meşgul edilmektedir. Halbuki Müslümanın değişmez bir gündem maddesi vardır ki O da Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin sünnetini yaşamaya gayret etmektir. Bu bağlamda ramazan ayı ile ilgili sünnetlere değinelim.

Sahuru geciktirip, iftarı acele yapmak sünnettir (7). Sahurla alakalı Ebu Hureyre (r.a.) Peygamber Efendimiz’ in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:”Sahur bir berekettir, onu size Allah vermiştir, siz terk etmeyin” (8). Başka bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Bizim orucumuzla ehli kitabın orucunu ayıran iş sahur yemeği yemektir” buyurmuşlardır (9). Rasulullah’ ın (s.a.v.) iftarı ile alakalı Ebu Davud, Enes bin Malik’ in (r.a.) şöyle bildirdiğini yazıyor. Rasulullah’ ın (s.a.v.) adeti şu idi: Akşam namazından önce birkaç tane yaş hurma ile orucunu açardı. Yaş bulamazsa kuru hurma ile açardı. Kuru hurma yoksa birkaç yudum su ile açardı. Bunlarla iftar etmenin sebebi şudur: Mide boşken tatlı vücuda kuvvet verir. Özellikle gözün görme gücünü arttırır. Su içmenin de sebebi de şudur: Oruçla ciğere kuruluk gelir. Bir miktar su bu kuruluğu giderir ve yemeğe de faydası olur. Onun için aç ve susuz olan bir kimse yemekten önce azıcık su içtikten sonra yemek yemesi gerekir (10). Görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz’ in (s.a.v.) sünnetlerinde bizim anlayabildiğimiz ve anlayamadığımız pek çok hikmetler mevcuttur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) iftar edeceğinde “Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke aftartü” (Allahım senin için oruç tuttum ve senin rızkınla iftar ettim) duasını okur öyle iftarını yapardı (11). Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ramazanda sadaka verirdi, yemek verirdi ve Kuranı Kerimi çok okurdu (12). İbni Abbas (r.a.) dedi ki: “Rasulullah (s.a.v.), insanların en sahavetlisi (cömerdi) idi. Ramazanda Cebrail (a.s.) ile karşılaştığı zaman daha cömert olurdu. Cebrail (a.s.) Ramazanda her gece Resuli Ekrem (s.a.v.) ile buluşup kendisi ile karşılıklı Kuran okurlardı. Resuli Ekrem (s.a.v.), Cebrail (a.s.) kendisine geldiği vakit, rahmet yüklü buluttan daha sahavetli idi” (13). Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bilhassa Kadir gecesinin içinde bulunduğu Ramazan’ın son on gününü itikafta geçirirdi. Rasulullah (s.a.v.) bu on günde yatağını dürer, ibadet elbisesini giyerdi. Ehli beytinden, ibadetten baş kaldıran olmazdı (14). Allah Rasulu (s.a.v.) Efendimizin bir başka sünneti de Ramazan ayında teravih namazı kılmasıdır. Teravih namazı, Ramazanı şerife mahsus, yirmi rekattan ibaret olup bir sünneti müekkededir. Bu namazı Resuli Ekrem (s.a.v.) Efendimiz ile Hulefai Raşidin (r.a.) devamlı kılmışlardı. Bu namazın cemaatle kılınması da bir sünneti kifayedir. Bu sebeple bütün bir mahalle halkı cemaatle kılmayı bırakıp evlerinde kılacak olsalar, sünneti terk ile günahkar olmuş olurlar. (15) Teravih namazı ayrıca küçük günahlara kefarettir. Ebu Hureyre (r.a.) Peygamber Efendimiz’ in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Her kim ramazanı şerifin gecelerinde ibadetin sevabına inanarak mükafatını umarak Allah rızası için teravih namazını kılarsa geçmişteki (küçük) günahları bağışlanır” (16).

Görüldüğü gibi ramazan ayı, içerisinde çok kıymetli hazineleri barındıran bir aydır. Oruç ibadeti, teravih namazı ve bin aydan daha faziletli (17) olan Kadir Gecesi bu ay içerisindedir. Müslümana düşen, bu ayın feyz ve bereketinden istifade etmeye gayret gösterip , bu ay içerisinde kazandığı güzel davranışları bütün bir seneye yaymak olmalıdır. Hedefimiz her hususta olduğu gibi ramazan ayı içerisinde de Peygamber Efendimiz’ in (s.a.v.) sünnetlerini tatbik etmek olmalıdır. Kıyamet gününe adım adım yaklaştığımız, fitnenin ve fesadın arttığı şu ahir zamanda Allah Rasulu’ nün (s.a.v.) şu hadisi şerifi en büyük ölçümüz olmalıdır. “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara tutunursanız asla dalalete (sapkınlığa) düşmezsiniz:Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim. Bu ikisi kıyamette havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir” (18). Fitne ve fesad zamanı tatbik edilen sünnetlerin ehemmiyeti ile alakalı da Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Ümmetim fesada düştüğü zaman sünnetimi yerine getirene yüz şehid sevabı vardır” (19). Bu hadisi şeriflerin ışığında tüm gayretimiz amellerimizi sünnetlerle süslemek olmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) beşeriyetin zirvesidir. O’ nun (s.a.v.) ümmeti olmakla şereflenmiş olan biz Müslümanlara düşen her hareketimizde Peygamber Efendimiz’ e (s.a.v.) benzemek olmalıdır. Allah Rasulu’ nün (s.a.v.) sünnetini bu dünyada yaşamalıyız ki, insanların en yakınlarından bile kaçacağı dehşetli mahşer gününde Peygamber Efendimiz’ den (s.a.v.) şefaat talep etmeye yüzümüz olsun. Allahu Teala (c.c.) Nebiyi Muhterem (s.a.v.) Efendimiz’in sünnetine uygun bir hayat sürmeyi hepimize nasip eylesin.(Amin)

 

 

 

(1) Ebu Leyse Semerkandi, Tembihul Gafilin Bostanul Arifin, Sayfa 375, Bedir Yayınevi

(2) Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cilt 2, Sayfa 41, Tirmizi, İz Yayıncılık

(3) İmam Nevevi, Riyazus Salihin, Sayfa 732, Buhari , Bedir Yayınevi

(4) A.g.e. Sayfa 729, Buhari ve Müslim

(5) A.g.e. Sayfa 731, Buhari ve Müslim

(6) A.g.e. Sayfa 731, Buhari ve Müslim

(7) İmam Gazali, Kimyayı Saadet, Sayfa155, Bedir Yayınevi

(8) İmam Kastalani, İlahi Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.), 2. Cilt, Sayfa 390, Hisar Yayınevi

(9) İmam Nevevi, Riyazus Salihin, Sayfa737, Müslim, Bedir Yayınevi

(10) İmam Kastalani, İlahi Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.), 2. Cilt, Sayfa 386, Hisar Yayınevi

(11) A.g.e. 2. Cilt, Sayfa 387

(12) İmam Gazali, Kimyayı Saadet, Sayfa 155, Bedir Yayınevi

(13) İmam Nevevi, Riyazus Salihin Sayfa 733, Buhari ve Müslim, Bedir Yayınevi

(14) İmam Gazali, Kimyayı Saadet, Sayfa 155, Bedir Yayınevi

(15) Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sayfa 184, Yasin Yayınevi

(16) İmam Nevevi, Riyazus Salihin, Sayfa713, Buhari ve Müslim, Bedir Yayınevi

(17) Kadir Suresi 3. Ayet

(18) İmam Suyuti, Sünnetin İslamdaki Yeri, Sayfa 27, Darekutni, Hakim Ve Beyhaki, Rağbet Yayınları

(19) A.g.e. Sayfa 29,Beyhaki ve Taberani

 

 

 

nfkkfn temmuz 2011

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...