Müslüman Kardeşime Müslümanca Nasihatler

[HİÇ 542]

Müslüman Kardeşime Müslümanca Nasihatler

Elhamdulillahirabbilalemin

Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed

Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim

Emma Ba’d

Günümüz Müslüman toplumunun, genelinin en belirgin özelliklerinden birisi de maceraperest fikirlere aşırı derecede ilgi duymasıdır. Mensubu bulunduğumuz İslam dini 1400 küsür yıldır dünya üzerinde tatbik edildi ve kıyamete kadar da tatbik edilecektir. İslamın hükümleri en ince ayrıntılarına kadar, kıymetli alimler eliyle eserlere aktarıldı. Allah Rasulu (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde “ben size gecesi ve gündüzüyle apaydınlık bir din bıraktım” buyurmaktadır (İbni Mace). Rasulullah sav Kuranı Kerimi hayatında yaşadı ve ashabına öğretti neticede sünnet oluştu. Allah Rasulunden sav bu uygulamayı gören sahabeler, bunu hayatlarında yaşadılar. Peygamber Efendimiz sav in hadisi şeriflerini ezberleyip kendilerinden sonra gelenlere aktardılar. Bu hadisi şeriflerden de fıkıh ilmi doğdu. Ehli sünnet vel cemaat topluluğunu oluşturan 4 hak mezhebin imamları da kendilerine ulaşan sahih hadisleri göz önünde bulundurarak fıkıh ilmini oluşturmuşlar ve biz Müslümanların hizmetine sunmuşlardır. Bu öyle büyük bir hizmettir ki asırlardır Müslümanlara kılavuz olmuş, bununla birlikte İslam dinini tahrif etmek isteyenlere karşı da muazzam bir siper olma vazifesi görmüştür.

Ehli sünnet vel cemaat topluluğunu amelde 4 mezhep, itikadda ise 2 mezhep oluşturmaktadır. Bunlar; Hanefi, şafi, hanbeli, maliki ve maturudi ile eşari mezhepleridir. Bunların hepsi ehli sünnetten herhangi biri için baştacıdır lakin amelde ve itikadda birinin tercihi elzemdir. Son devrin İslam alimlerinden Muhammed Zahid el Kevseri Hazretleri yayınladığı risalesinde “mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür” diyerek mezhepsizlik paralelinde kalem oynatanların gerçek düşüncesini ortaya koymuştur. Hak mezhep sayısı önceki devirlerde 16-17 ye kadar çıkmış olup, diğer mezheplerin takipçileri kalmadığı için sayı 4’e düşmüştür. (Ör:Hasan Basri hazretleri de mezhep sahibiydi). Şimdi aklı başında bir Müslümana düşen bu 4 mezhepten birisine tabi olup , onun mucibince amel etmektir. Nice büyükler böyle yaptı, biz kimiz ki, kaç kuruşluk ilmimiz var ki böyle bir hazine elimizin altındayken, ahiretimizi günümüzün 3-5 ehli sünnete muhalif sözde din adamının , ehli sünnete muhalif görüşleriyle riske edelim. İslam tarihine bir bakın ey Müslümanlar. Nice alimler, veliler ehli sünnet vel cemaat içinde yetişti. Burada hepsini saymamız elbette mümkün değil ama birkaçını günümüzün alim müsveddeleri ile kıyas yapmak bakımından ki hiçbir şekilde kıyasa gelmez ama hiç değilse tefekküre vesile olması bakımından buraya yazalım. Başta elbette ki İmamı Azam Ebu Hanife Hazretleri. Öğrencileri İmam Muhammed ve İmam Yusuf. İmamı Azamın öğrencisinin öğrencisi İmamı Şafii ve İmamı Malik ve İmam Ahmed bin Hanbel. İmam Maturidi ve İmam Eşari. Huccetül İslam İmam Gazali Hazretleri, Müceddidi Elfi Sani İmamı Rabbani (k.s)Hazretleri, Şeyhi Ekber Muhyiddini Arabi Hazretleri, Gavsı Azam Abdülkadiri Geylani Hazretleri, Bahauddin Nakşibend (k.s.) Hazretleri, Sahibüzzaman Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.) Hazretleri ve Beyazıdi Bestamiler, Cüneydi Bağdadiler, Süfyanı Sevriler, Mevlana Celaleddinler, Şemsi Tebriziler, Sadreddini Koneviler, Ebul Vefalar, Akşemsettinler, Hacı Bayramı Veliler, Aziz Mahmud Hüdayiler, Somuncu Babalar, Emir Sultanlar, Ebu Leys Semerkandiler, Mevlana Halidi Bağdadiler , İbrahim Ethemler, Allah hepsinden razı olsun ve daha nice büyük zatlar. Yahu bu dünyadan bu insanlar da geldi geçtiler. Sadece isimlerini yazsak onlarca ciltlik bir ansiklopedi ortaya çıkar. Bu kadar muhterem, ilim sahibi, ehli sünnet tarafından kabul görmüş , abide şahsiyetler yanılmışlar, yanlış düşünmüşler de günümüzün sözde din adamları onların bu yanlışlarını düzetme haddinibilmezliğini gösteriyorlar bizim Müslümanlarımız da yahu kardeşim “Allahtan kork, sen kaç kuruşluk ilminle bu İslam alimlerine muhalefet ediyorsun, 1400 küsür senelik uygulamaları, kör aklın ve bön mantığınla nasıl silip atabiliyorsun” diyecekleri yerde , onların fikirlerini benimseyip, bu adamları baş tacı etmekteler. Bu mevzumuzun en akıl yakıcı yeridir. Biz, merhum Ahmed Davudoğlu Hocanın “dini tamir davasında din tahripçileri” yaftasıyla isimlendirdiği bu dini içinden çökertme ajanlarının fikirlerini kabul ediyoruz da, yukarda ismini saydığımız remz şahsiyetleri göz ardı ediyoruz. Bahsi yukarda geçen din büyüklerimizin çağları aydınlatan eserlerini okumuyoruz da tercihimizi ahir zaman din tüccarlarından yana yapıyoruz. Bu adamların fikirlerini kabul etmek demek yukarda saydığım ve isimlerini saymaktan aciz kaldığım topyekün ehli sünnetin İslam alimlerine muhalefet etmeye , onları karşımıza almaya, bak sizin göremediğinizi bizim hoca görmüş demeye denk bir durumdur ve bu durum, güneşlerin yanında 40 waltlık patlak oda ampüllerine güneş demek iddiası kadar garip bir o kadar da gülünç bir durumdur. Merhum Necip Fazıl Kısakürek Müceddidi elfi Sani(İkinci binin yenileyicisi), oniki hak tarikatın kendisinde toplanıp tekrar kendisinden dağıldığı İmamı Rabbani Hazretlerinden (k.s.) bahsederken “beyninin her hücresi bir güneş gibi parlayan” ifadesini kullanmakta olup, onların derecelerini bir nebze olsun bizlere aktarmaya çalışmaktadır. Benim anlamadığım nokta ise şu. Dünyanın gayesi belli. Bu dünya kalış yeri değil geçiş yeri. Demek istediğim tek bir şansımız var. Bu dünyadaki inancımız, itikadımız, amelimiz ahiretteki konumumuzu belirleyecek. Hal böyleyken bir Müslüman neden İmamı Azam hazretlerine tabi olmayıp, günümüzün sıkıntılı adamlarının peşinden gider. Bu çok büyük bir kumardır ve bunun telafisi yoktur. Bir fırsatımız daha olmayacak, o yüzden aklımızı başımıza alalım ve ahiretimizi riske etmeyelim.

Peygamber Efendimiz sav bizleri ahir zamanın fitneleri ile alakalı uyarmakta olup bu fitnelerden korunmak için dua etmemizi tavsiye etmiştir. Müslümanlar olarak artık Allah rızası için açalım gözlerimizi, açalım gönüllerimizi, açalım beyinlerimizi, sorgusuz sualsiz her önümüze getirileni kabul etmeyelim. Açalım fıkıh kitaplarına bakalım, kaynağından öğrenelim. Bu, yüzlerinin nuru gitmiş kara suratlı adamların sözlerine prim vermeyelim. Kendimize yazık ederiz…

Kara Liste

Eski Devirlerin Din Tahripçileri

-İbni Teymiye

-Cemaleddin Efgani

-Muhammed Abduh

-Reşid Rıza

-Musa Carullah Bigiyef

-Ebul Ala El Mevdudi

-Muhammed Hamidullah

-Muhammed Abdülvehhab

-Ali Şeriati

Bunların Günümüzdeki Takipçileri

-Hayrettin Karaman

-Yaşar Nuri Öztürk

-Abdülaziz Bayındır

-Mustafa İslamoğlu

-Bayraktar Bayraklı

-Süleyman Ateş

-Adnan Oktar(Harun Yahya)

 

Not:Listeleri uzatmak mümkündür, ön planda olanları yazdım. Allahu Teala bizleri hakkı hak bilip ittiba, batılı batıl bilip içtinap edenlerin zümresine dahil eylesin…

nfkkfn

06.09.2011