Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Kalemdar

Şairler Ehli Haldirler

Recommended Posts

05_Eylul_2011_16_05_04_4616205096.jpg

 

Şairler ehl-i haldirler

 

Kâmil ruh, bir tezat âlemine atılmışlığının farkındadır…

 

Şâir demek öyle ehl-i hâle

İrâs-ı nakîsedir kemâle

Ziya Paşa

 

Mana ölmez; zaman, mana hamurunu çoğalttıkça çoğaltır. Oysa maddenin kudret ve şevketi, günbatımı gibi üful eder; kaybolur gider. Mana renksiz ve şekilsizdir; doğduğu bünyeden renk ve şekil alır. Manaya renk ve şekil isnat etmek onu sınırlamak, dar bir alana hapsetmek, kronolojik zamanın içerisinde gömmektir.

 

“Benden asırlarca sonra bu gazel, Hazreti Yûsuf kıssası gibi meşhur olacaktır. Çünkü gönül toprak altında çürümez. Ben bunu gönülden söyledim, ciğerden değil.” (Mevlâna)

 

Kâmil ruh, bir tezat âlemine atılmışlığının farkındadır. Varlıkla yokluk arasında gidip gelen ruh, ekşiyle tatlıyı, hüzünle kederi, nefretle aşkı, inançla inkârı, hareketle sükûnu, velhasıl hayatı bütün renkleriyle teke indirgeyecek, birini ötekinden sadece bir tanım vasıtası olarak tefrik ederek çokluk pınarından birlik suyu içecektir. Orada mana kırık aynadaki sûret değildir. Cân aynası sırlanmıştır. Öte yandan o artık daima hayran ve daima mest bakışlara sahiptir. Her şeyde güzeli görmek, her güzelde o güzelliği seyretmek!

 

Kemâle ulaşmış şâir, Kaf Dağı’na çıkmıştır; âlemi oradan temâşâ etmektedir. Güneşin doğuşuyla yenilenen ve gurubuyla sır olan hayata tanık olmaktadır. Engin dağların zirvelerinde dört mevsim sabır ve metanetle varlığını korumasına mukabil eteklerinde sel ve şelâleye tahvîl olan karın bütün renklerini hafızasına nakşetmektedir. Eriyen kar tanelerinin geride bıraktığı çiğdemi dağın sahibi mahlûkattan ve çobanlardan ilkin o koklamaktadır. Dereleri, çayları, ırmakları, nehirleri ve nihayet denizi, okyanusu bütün sırları ile o bilmektedir. Damlaları çoğaltarak değil, tevhide çıkartarak tanımak ve anlamak ona nasip olmuştur. Fırtınaları da sükûneti bildiği gibi bilmekte, sulhu da savaşı da aynı gözle görmekte, doğuma da ölüme de o gözle bakmaktadır. Bu sebeptendir ki o, daima terkip yapar. Dil, vezin ve kâfiye kaydından uzakta, biçim ve biçemin zorladığı alanın fevkinde gürül gürül akan duru ve saf bir sudur onun şiiri. O içtiği âb-ı hayâttan mest olmuş; kurduğu sükûnet adasına konuk olanlara da bu sudan ikram etmektedir.

 

Kemâle ulaşmış şâir, mânâdan mânâya koşan bir seyyahtır. Onun için söz değil, sözün ihtiva ettiği enginlik esastır. Esasen gök kubbede söylenmedik sözün kalmadığını da bilir. Bu sebepten o, tükenmiş bir malzemeyi yeni bir damar ve yol bularak çoğaltma merakında değildir. Söz değil, mana esastır. Mana da her dem yeni bir dona bürünür. Zira yokluk âleminde oluş, akan nehirlerdeki damlalar gibi anbean devam eder.

 

Bilal Kemikli

Haberkültür

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...