Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

Engin Ardıç: "elhamdülillah Batılıyız"

Recommended Posts

Engin Ardıç: "Elhamdülillah Batılıyız"

Zaman zaman kızmasına kızıyoruz, köpürüyoruz da, okumadan da edemiyoruz Engim Ardıç'ı. Mabuatımızın eli kalemi en iyi tutan yazarı belki. İsrail'le ilgili "ucuz propaganda" dolu bulduğumuz yazısını, herhalde kafasının çok bozuk bir anında yazdığına, yani bir "kaza"ya hamlediyoruz.

 

Eh, adama o kadar yüklendikten sonra yukardaki bu birkaç satır olmazsa olmazdı. Sadede gelelim: Engin Ardıç bugünkü yzısında, artık 200 yılı bulan "kimlik sorunumuzu" dünyanın bugün yaşadığı sert cepheleşme sürecine uyarlayarak tüm keskinliğiyle ortaya koydu. "Elhamdülillah Batılıyız" başlığını attığı yazıda Ardıç, özetle "dincimiz tamam da, laiklerimiz ne yapacak Batıdaki İslam paranoyası karşısında?" diye soruyor ve "benim" diyen laikin bile Batıda "Müslüman" olmkatan yakayı sıyıramayacağını anlatıyor.

 

İşte, Engin Ardıç'ın Akşam'da yayınlanan bugünkü yazısı...

 

Elhamdülillah Batılı'yız

ENGİN ARDIÇ - AKŞAM

 

Seyrediydi, buna çıktı: Uçaklarda Müslüman yolculara pislik yapmaya başlamışlar.

 

İki gencin Arapça konuştuğunu duyunca yolcular paniğe kapılmışlar, görevliler de çocukları apar topar indirmişler. Çember sakallı bir başka yolcu, hiçbir ters davranışta bulunmadığı halde sırf 'tipi bozuk' diye bir başka uçağa alınmamış. Yolcular uçağa çağırıldığında namazını kılmayı sürdüren bir adam da yaka paça dışarı atılmış ('show' yapıyor tabii hergele, 'seferi' sayılmak ve namazı 'kaza etmek' kavramlarını domuz gibi bildiği halde mahsus öyle davranıyor)...

 

Uçağa binmeden herkesi sıkıca arıyorlar ama Müslüman yolcunun üstünü başını 'daha bir' sıkıca arıyorlar.

 

Bu Hıristiyan budalalığı sürecektir. İnsan hakları ve demokrasiyi kimseciklere bırakmayan Batı, eski pisliklerini yeniden gündeme getirecek, ayırımcılığın dik alasını yapacaktır.

 

Sağolsunlar, 'küffara kılıç çalan' köktendinci Arap kardeşlerimizin de bizi getirip bıraktıkları nokta budur: Hepimiz 'şüpheli şahıs' durumundayız artık.

 

Usame'nin yediği haltlarla bizi ne duruma düşürdüğünü, Amerika'da okuyan Müslüman Türk çocuklarına sorun da anlatsınlar: FBI hepsinin peşinde, çetelelerini tutuyor, bu yetmiyormuş gibi herkes de ters ters bakıyor. Takiyye yapıp şarap içsen de nafile, kuşkulu adamsın.

 

İleride, Müslüman yolcuya bilet kesmemeye de başlayacaklardır. Vize güçlüklerini falan hiç saymıyorum.

 

Buna 'paranoya' denir ve artarak sürecektir.

 

Ortadoğu 'işini' halledip Kuzey Kore'yle çatışmaya yönelirlerse sıra 'çekik gözlü yolculara' bulaşmaya falan da gelebilir günün birinde. Türbanlı bir putperest Hindu'yu Müslüman sanıp durduk yerde öldüren Amerikalı kasaba kırosu, bunu da yapar.

 

İmdi, benim merak ettiğim şudur: Bu pisliğin içine batan 'Avrupai Türkler' ne halt edecekler? Batılı gibi giyinip onlar gibi davranan laik Türk bu ayırımcılıkla karşılaştığında ne yapacak?

 

'Ben sizin bildiğiniz Müslümanlar'dan değilim' mi diyecek? Bunu kanıtlamak için oracıkta şarap içmeye mi kalkacak?

 

Yoksa 'Atatürk ilke ve devrimlerinden' dem vurmaya mı başlayacak? Atatürk'ü elin kefere ayısına nasıl anlatacak? 'Hani ismi hindiyi hatırlatan bir ülke var ya...' diye lafa en başından mı girecek?

 

Yoksa onların konularını onlar kadar bildiğini kanıtlamak üzere Fransızca şiirler mi okumaya koyulacak?

 

Bunu ben sınırda değilse bile arkadaş sohbetlerinde denedim; Fransız tarihini ve edebiyatını onlardan daha iyi bildiğini gösterirsen büsbütün uyuz oluyorlar!

 

Mısır'a giderken sakal bıraktım, ortalıkta rahat gezmek, yabancı, hele Avrupalı görüntüsü vermemek için; Avrupa'ya giderken de oralarda gezerken de 'matruş' olmaya dikkat ediyorum, Doğulu görünmemek amacıyla.

 

Peki bu 'kültürel şizofreniyi' daha fazla sürdüremeyeceğim gün gelince ne olacak?

 

Kemal Tahir'in deyimiyle 'çift gerçekli' bir toplumun üyesi olarak, hangi kimliğimi seçmek zorunda kalacağım?

 

İsterseniz soruyu iyice büyüteyim: Bir Müslüman-Hıristiyan savaşında hangi tarafta bulunacağız? Köprü olmakla övünüyoruz, köprüyü sele verirsek kim hangi kıyıda kalacak?

 

Yoksa, yarımız bir safta, yarımız karşı safta mı?

 

İyi ama bu aynı zamanda iç savaş demektir.

 

Baksanıza, Washington Post Gazetesi de 'Türkiye'de iç savaş tehlikesi var' demiş.

 

Kına yakması gerekenler kimlerdir?

 

 

8sutun

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...