Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
teymullah

Teymullah yazı ve şiirleri

Recommended Posts

YENİ ACEMİDEN KARALAMA

 

Anlamsız gelen

Devrik cümlelerimin

Sonu olmayan

Eksik dizelerimin

Öznesi belirsiz

Yarım tümleçlerimin

Noktalaması hatalı

Bozuk imlamın

Kafiye ölçüsü bozuk

Bu garip şiirin

Tutarken kalemi

Titreyen ellerimin

Şiir yazacam diye

Kendini yiyen beynimin

Sigara dumanına kattığım

Karışık hislerimin

Sebebi hep SEN

 

Bir sen ki; her şeyi yarım

Bir sen ki; eksikliğe mahkum

Geçit vermediğin

Bu zorlu yolun

Adı Sen

Seraplar peşinde koşan

Yolcusu Sen

Hiç varılmayacak

Durağı Sen

Gaddar, hain, güçlü

Haramisi Sen

Kurbanın boğazına

Bıçağı dayayan

O bıçağın altına

Seve seve atlayan

Ve sonunda

Katil olan

Soluksuz kalan

Yine Sen

 

Cenaze başında imam

Musallada cansız yatan

Tabutun yanında ağlayan

Mezara kazmayı vuran

Çukurda yalnız bırakılan

Gözleri şimşekten

Nefesi alevden

Münker Nekir olan

Yine Sen

 

Aynada bana bakan

Ben’ dediğim ayakta duran

Ten elbisesi yırtılan

Ateşe pervane

Cansıza Can

Sonsuza liman olan

Ben’Ben’ desemde yine de

Sen Olan SEN

 

Ya Gel;

Kopar at benden kendini

Ya da; git gelme

Bırak artık bende SENİ

 

Selamun aleykum arkadaşlar, forumda yeniyim lütfen değerli eleştirilerinizi esirgemeyin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

ŞİZOFREN

 

Şizofren hayatlar yaşıyorum,

 

Paranoyak ruhumda;

 

Aklım Kaf dağının ucunda sırıtmakta

 

Ve ben susuyorum

 

 

Diken tarlaları ekiyorum,

 

Sonsuz azap toprağıma

 

Kalbim kafama çıkmış atıyor hızla

 

Ve ben susuyorum

 

 

Ateşten güller satıyorum

 

Varyemezler pazarında

 

Çeşm-i siyahım kan tutmuş duruyor aynada

 

Ve ben susuyorum

 

 

İpekten zincirler örüyorum

 

Deliler koğuşumun kapısına

 

Tırnaklarım meşgul gözlerimi oymakla

 

Ve ben susuyorum

 

 

Kurdeşen hayatlar biçiyorum

 

İki ucu sivri tırpanımla

 

Şakağım delikli demirin ucunda

 

Ve ben susuyorum

 

 

Ezelden mermiler görüyorum

 

Kanatlanmış uçuyorlar bana doğru hızla

 

Göğsüm siper olmuş bekliyor ayakta

 

Ve ben haykırıyorum;

 

 

Del de geç içimden bir kerede

 

Dökülsün Ab-ı hayatım yeryüzüne

 

 

Her damlasından bir can kalksın,

 

Her canda bir tek SEN OLASIN.

 

 

Y.E.K

 

Selamun aleykum dostlar değerli eleştirilirinize gerçekten çok ihtiyacım var. Lütfen düşüncelerinizi esirgemeyin vesselam veddua

Share this post


Link to post
Share on other sites

REÇETE

 

Derinden ama güçlü yükseldi. Tek nefeste ama aynı ahenkte ‘Gazabına uğramış ve sapıtmışların yoluna değil’ sözünün ardından amin sesi.

 

Hepsi birden dimdik ayakta Sultanın huzurunda, betondan değil, gök kubbenin altında.

 

Yüzlerde hep aynı ifade, işte buradayım Ya İlah, yine seninle buldum. Felah.

 

Nur-i çeşmiler tek noktada sanki son nefes o müthiş anda. Aşık ile Maşukun hal olduğu, bilmeyenlerin bir garip olduğu içtima-i ademin terk-i Dünyası, teslimiyetin işaret-i şerifi Mü’minin secdesi.

 

Ardından Rahman ile izzeti muhabbet, Ya Rab ne olur sen bizleri af et.

 

Tekrardan yükselen tekbir; Kalk ayağa dimdik dur, titresin Ruh-i zemin.

 

Öyle dur ki; sanki SEN denilince yayından fırlayan ok gibi, zalimin üstüne yağan yıldırım gibi, her an hazır olda bekleyen mücahitler gibi…..

 

Tekrarladı durdu bunları kafasında, var mıydı? Böyle kılınan bir namaz. Amin de hep en cılız ses, kıyamda beli bükük kafası yamuk, aklında bin bir fikr-i şeytan.

 

Birer birer yükselirken kıyamda o bembayaz o nurdan ruhlar arş-ı alaya tek onun ki tek onun ki zift-i kara.

 

Yanındaki mübareğin süzülürken nur-i çeşmisinden pak-i yaş o güzel sakala, mühürlenmiş kalbinden geçirdi yine derinden bir aah. Acep var mıdır bu sefile felah.

 

Yuvarlak küçük pencerelerden içeri yağan nur ışığı aydınlatırken cemaati, o hep gölgede, karanlıkta hep en geri.

 

İşte böyle olurken pişman ve de perişan, sanki söylenmişti onun için o kutlu ferman.

 

Ne güzel tane tane dökülmüştü o mübarek dudaklardan. İşaretiyle Nur-u Ay’ı parçalayan, bir nazarıyla gönülleri yakan, O Enbiya-yı Sultan.

 

Buyur muştu ki; ‘ Hakk Teala bir cemaate rahmet edince, ( kötü olan) birini af etmemekten haya eder’

 

İşte bu olmalıydı umudu şahanesi, sanki görmüştü onu Hatem-ül Enbiya, sanki onu rahatlatmak için terennüm etmişti bu cümleyi mübareği.

 

İlahi reçete artık elindeydi. Şöyle yazıyordu derdine derman olan şifalı kağıtta;

 

Hergün 5 vakit namaz cemaatle kılınacak!! Gam-ı kederden, bela-yı afetten, şeytanın şerrinden, Dünyanın gafletinden kurtuluşun bu ilacı şerif ile olacak.!!

 

 

Y.E.K

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yegane Ve Değişmez Yarim....

 

 

Önce annemin kokusunda sandım huzuru, ne zaman korksam sığınacak limanımdı annem.

 

Babam olmalıydı beni koruyan şefkatli yüreğiyle her zaman yanımda olan.

 

Yaktım gemileri bırakıp geride her şeyi, Senin yokluğunda buldum yarimi.

 

İşte Aşkım dedim. Sığındığım varlık dedim. Olmadı.

 

Bir dostun omzunda ağlarken buldum, karşılıksız sevmenin lezzetini. O da yetemedi bana…

 

Geceler daha bir karardı sökmeyen şafakta hilalde buldum güzelliği.

 

Yine mağlubiyet;

 

Geçte olsa sökülünce şafak kızıl bir sevdaya saldım kendimi. Bu sefer Güneşti.

 

Annem kadar sıcak, babam gibi büyük, dostum kadar yakın, yarim gibi yakıcı.

 

Güneşti benim yarim.

 

Hilal geldi yarim gitti…. Vuslat olmadı yine… Koyamamıştım yerine hiç bir şeyi.

 

Daraldı göğsüm iç içe girdi kavramlar.

 

Ruhumun derinliklerinde hüküm ederken Deccallar.

 

Kovulmuş olanla bastım mührü ruhuma….

 

Damarlarımda gezindi, her şey istediğim gibiydi…

 

İyiler kötü, çirkinler güzel, yakınlar uzak oldu. Onunla iken….

 

Olmadı, olmadı, olmadı, verdiğim sözün karşılığı bu olamazdı.

 

Zatınla kovdum. Lanetlenmiş olanı taht-ı kalbimden.

 

Annemin kokusu, babamın yüreği, yarimin ateşi, dostumun omuzu, hilalin ve güneşin nuru,

 

İyiliğin ve güzelliğin gerçeğini hepsini Sende buldum.

 

Ey RABBİM sensin benim her şeyim. Beni sensiz bırakma…

 

Sen bırakırsan beni kim tutar?

 

 

 

Y.E.K

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...