Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Ya-Leyl

Hesabı Sorulacak Yıllar

Recommended Posts

Korktuk ,çok korktuk.Fistanlarımızda saklardık elifba'larımızı,alıp götürürlerdi. Kitaplarımızı yakarlardı.Ablam bütün gece ağladı,ağladı hiç susmadı.Çarşıdan gelirken çarşafını başından alıp yırtmışlardı o günden sonra ölene kadar ayağını dışarı atmadı.

Deden rahmetli Allahtan o günleri görmedi.Çanakkalede şehit düşmeden önce namusum sana emanet demişti.Gitti öğlece gitti.Şehit düştü namusu için,gavuru kovdular,ama iki gözü görmez bir hoca efendi vardı: 'dinimiz namusumuzdur' derdi.Bir gece evinden almışlar, hiçbir haber alınamadı ondan, sonra bilmem ne oldu.

Ezanları değiştirdiler minareleri tanıyamaz olduk .Karşı köyden çok alim piri fani bir hoca efendi vardı.Hep okur hep

yazardı,yazıyı kaldırdılar birgün ziyaretine gittik torunundan yeni harfleri öğrenmeye çalışıyordu.O alim adam gitmiş torununa emsal küçük bir çocuk oluvermişti.Ormanlardan ağaç kesilse dar ağacı yapılacak zannederdik.

Allah o günleri bir daha göstermesin ....

  • Like 5

Share this post


Link to post
Share on other sites

Fötr şapkalılara değil Osmanlı sarıklılarına borçluyuz bu vatanı.Üstadın bir mesajı var...

 

 

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;

Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;

Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.

 

(1947)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad Ayasofya hitabesinde diyor ya:"bu millet kalacağına göre öteki dünyadan evvel bu dünyada hesap gününü açacaktır" diye. inşallah biraz daha rahmet yağsın, üstü kapalı , kapatılmış, konuşulması bile yasaklanmış gerçekler gün yüzüne insaflı tarihçilerimizi tarafından ortaya çıkarıldığında her şey yine Üstadın tabiriyle "laboratuvar katiyyetiyle" anlaşılacaktır.

 

ne günlerden geçti bu millet. ne çileler çekti dini uğruna...

 

alimken cahil oldu yazıda geçtiği üzere, ezanı Türkçe okundu, Kuranı Kerimi gizli saklı okudu, öğrendi, öğretti, "Allah ve ahlaktan bahsetmek yasaktır" diye kanun çıkarıldı, Süleymaniye camiine gece bekçisi imam tayin edildi(adam olmadığından), sultanahmet depo yapıldı, pek çok cami yıkıldı, satıldı, ahır olarak kullanıldı, parti binası bile yapıldı(cami kıyımı/mehmed şevket eygi), sakalı sarığı var diye profesörler okuldan atıldı,(fuat çamdibi, İTÜ de kimya profesörüyken yaka paça görevine son verildi, 8 sene sirkeci garında yolcuların valizini taşıdı), Ayasofya müze yapıldı, vs,...

 

daha neler ve neler...

 

mustafa müftüoğlu'nun dediği gibi "YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN"

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dinsizliğimden Kim Mesuldür?

 

Ben 21 yaşındayım,şimdiye kadar hiçbir şeyi düşünmeden yaşamışım.Fakat şimdi beni düşündüren meselelerle karşılaşıyorum.Bu meseleleri mektebin bana öğrettikleri ile çözemiyorum.Bunların başı:Bu alemden başka ikinci bir alem var mıdır?Hayat yalnız bu yeryüzündeki midir?Yani öldükten sonra nereye gideceğiz,ne olacağız?İşte bunlara cevap bulamıyorum.Zira ben dinsiz olarak büyütülmüşüm.Beni yetiştiren ailem de bana dini bir terbiye verememiş.Zira onlarda laikliği bazı partili efendilerin anladığı ve tevil ettiği şekilde kavrayamadıklarından bunu dinsizlik addetmişler ve devletin dinsizliğe taraftar olduğunnu zannederek,polisin kapılarını çalmasından çekinmişler.(merkezden uzak yerlerde bu yolda haksız takibattan pek çok misaller getirebilirim.)Böylece ben,aciz bir surette her türlü manevi bağlardan azade,tıpkı su akıntısına kapılmış köksüz bir nebat gibi oradan oraya sürükleniyorum.Bugün şuna,yarın buna inanıyorum.İnancımı bağlayacak sağlam bir nokta bulamıyorum.Şimdi,bütün bunlardan kimi mes'ul tutayım?Ailemi mi?Hayır.Çünkü ailem cahildir,nasıl hareket edeceğini bilecek vaziyette olmadığı gibi hareket tarzını tayin edebilecek birinin bulmaya da muktedir değildir.

 

Şu halde benim sahipsiz ve öksüz ruhumun ilk gıdalarını verememekten onları mes'ul tutamam.Bu mes'ul olsa olsa cemiyetin bu yolda çalışacak uzuvları,dolayısıyla devlettir.

 

Ben cemiyetin kurbanıyım;yalnız kendimi kastedmiyorum.Benim gibi binlerce genç dinsizdir.İnandığı manevi kudret yoktur.Niçin okullarda bize dini terbiye verilmedi?Din kelimesinden bahsedince sanki küfür ediyormuşuz gibi ayıplanıyoruz.Nedir bu hal?600 senelik imparator aynı dini kabul ettiği halde nasıl yaşadı ve yükseldi?...

 

23 mayıs 1946 BD

Share this post


Link to post
Share on other sites

Misyonerlik

 

Beyoğlunda bir kütüphane var.Vitrinlerini Hristiyan mukaddes kitaplarına propaganda merkezi yapmış.Vitrinlerinin tenziminde o kadar mükemmel canlılık var ki dinlisi,dinsizi bir defa durup bakmadan geçemiyor.Bu İstanbul ki beş asırlık Türk ve İslam tarihiyle onüç asır evvel Mekke'de doğan güneşin nurlarını bizzat cihana yaymak vazifesini deruhte etmişti.Bugünse ortalığı boş bulan Misyonerler bu Türk ve İslam yurdunda faaliyettedirler.Bizim ise faaliyet mevzumuz şu:

-Hergün yüzlerce aşk romanı yazıp Ankara caddesinde ki vitrinlerde teşhir etmek!!!

 

BD 1946

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...