Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Yusuf�un zindandaki bahtı

Kadınla Istişare Edilir Mi?

Recommended Posts

Mehmet Fatih Kaya

 

Aşağıdaki yazı bir hanım kardeşimizin elektronik posta adresime gönderdiği soruya yazdığım cevaptır.

 

Soru şöyle:

 

Selamun aleykum hocam,

 

“Kadınlarla istişare edin fakat dediklerinin tersini yapın” şeklinde bir hadisin sıhhati nedir? Arkadaşlarla aramızda geçen bir tartışma neticesinde ileri sürülen bu hadis-i şerif hakkında bir arkadaşımızın “Peygamber böyle bir şey diyebilir mi?” şeklindeki reformist, materyalist tutumu neticesinde, hadisin sıhhatini araştırmak istedik. İnternetten uydurma olduğu bilgileri mevcut. Fakat güvenilirliği meçhul. İşin aslı nedir? Hocam, bizler aklımızla çelişen, daha dürüst olmak gerekirse, işimize gelmeyen bir hadis duyduğumuzda, neden “Peygamber böyle bir şey diyebilir mi?” şeklinde küstah bir soru ile mukabele ediyoruz? Bu işin adaba uygun olan yolu nedir?

 

Cevap:

 

Ve aleykumusselam ve rahmetullah…

 

Sormuş olduğunuz “Kadınlarla istişare edin fakat (rivayetin orijinalinde: “ve”) dediklerinin tersini yapın” şeklindeki rivayetin Allah Rasûlü’ne (s.a.v.) aidiyeti kesinlikle söz konusu değildir; olamaz da. Zira istişare edilecek insanda aranan vasıf “istişareye ehil olmak”tır. Kendisine danışılan konuda bilgi ve tecrübe sahibi, akıllı, samimi, hikmet ve firaset sahibi insan istişareye ehil insandır. Bu insanın erkek veya kadın olması fark etmez.

 

Aynı konudaki benzer rivayetler olan; ”Kadına itaat pişmanlıktır”, “Sizden biriniz istişare etmeden kesinlikle bir şey yapmasın. İstişare edecek kimse bulamazsa bir kadına danışsın. Sonra da onun söylediğinin tersini yapsın. Çünkü onlara muhalefette bereket vardır”, “Erkekler kadınlara itaat ettiklerinde helak olurlar” rivayetleri ile Hz. Ömer’e nisbet edilen “Kadınlara aykırı davranın. Zira onların söylediklerinin hilafına davranmakta bereket vardır”, Hz. Muaviye’den nakledilen “Kadınları “Hayır!”a alıştırın (Sizden, “Hayır” cevabı almaya alışsınlar) …” sözleri de rivayet açısından sahih olmaktan uzaktır.

 

Akıl sahibi, bilgili ve tecrübeli dindar bir hanıma danışılmayı yasaklayan bir rivayet olması düşünülemez. Çünkü istişare erkek olmak kadın olmak gibi yaradılışla ilgili değil vasıfla ilgili bir şeydir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Hudeybiye’de müminlerin annelerinden Ümmü Seleme’nin tavsiyesine uygun davrandığı hepimizin malumudur. Yine Müsned, Ebu Davud gibi kaynaklarda -benzer ve yakın rivayetler hep bir arada değerlendirildiğinde anlaşıldığına göre- kabul edilebilir bir senedle yer alan (özellikle evlilik hususunda) “Kızlarıyla ilgili annelerine danışın” rivayeti de, Kur’an-ı Kerim’de kıssası anlatılan, babasına Hz. Musa’yı işçi olarak tutmasını tavsiye eden kızının sözünü tutarak Hz. Musa ile anlaşma imzalayan Hz. Şuayb’ın hikayesi de anlayış ve dirayet sahibi güvenilir bir kadının görüşü istikametinde davranmanın yalnız bir izin değil bir tavsiye, yerine göre bir emir olduğunu göstermektedir.

 

Ancak tarihî-edebî kaynaklarda veya bazı irfan ve hikmet ehlinin dilinde görülen “Kadının sözünü tutan pişman olur”, “Kadına uyan iflah olmaz” şeklindeki sözler, yaradılış itibariyle kavvam, söz sahibi, metbû durumda olması gereken erkeğin bu vasıflarından tamamen sıyrılarak ipini bir kadının eline vermesi, yani tamamıyla ona teslim olması durumunu ifade ettiği için dinî alana değil, kadının yaradılışına, imkânlarına, sosyal gerçeklik ve tarihî tecrübeye atıf yapan sözlerdir. Uzun tarihî tecrübe sonucu söylenmiş olduğu anlaşılan bu sözlerde haklılık payının büyük olduğu inkâr edilemez. Ayrıca, kadını başlarına geçiren, yönetici yapan bir toplumun iflah olmayacağı bizzat Allah Rasûlü’nün (s.a.v.) dilinden ifade edilmiştir: “Yönetimini kadına tevdi etmiş bir topluluk asla iflah olmaz”. Kadın vilayet veya hilafet-i uzmâ gibi büyük sorumluluk, dirayet, donanım, kuvvet ve dış dünyada olmayı gerektiren siyasî yöneticiliğe uygun yaratılmamıştır. Nitekim aynı sebeple kadınlardan peygamber gönderilmemiştir. Ancak kadının ev içinde reis, ev dışında yönetici olamamasıyla, bilgisi, tecrübesi olan bir alanda kendisine danışılamayacak olması birbirinden tamamen farklı iki husustur.

 

Sorunuzun ikinci kısmına gelince… Bir arkadaşınızın ”Peygamber böyle bir şey diyebilir mi? şeklindeki reformist, materyalist tutumu” hakkında -ilgili arkadaşı tanımadığım için- bir değerlendirme yapamayacağım. Ama böyle her tepkinin arkasında muhakkak ”reformist, materyalist” bir tutum ve tavır olması gerekmez. İnsanlar kendi bildiklerine çok aykırı gördükleri, kendilerine saçma, kabul edilemez gelen bir durum veya bilgi karşısında benzer tepkiler verebilirler. Ancak sizin yansıttığınız şekilde, yani “aklımızla çelişen, işimize gelmeyen” bir hadis duyduğumuzda Peygamber böyle bir şey diyebilir mi diyerek bilmeksizin ve aceleyle tepki göstermek bir mümin için caiz olmaz. Burada, böyle bir durum söz konusu olduğunda bir müminin tavrının nasıl olması gerektiği sorusunu cevaplayalım.

 

Eğer yeterli derecede İslamî ilimlere, Hz. Peygamber’in Sünnet’ine vâkıf bir insan karşılaştığı böyle aykırı bir rivayet için “Bu, olmaz. Böyle bir söz veya davranış Peygamber’e ait olamaz” diyorsa bu tepki -öncesinde İslamî bilgi ve vukuf söz konusu olduğu için- mümkün ve makul görülebilir. Ama böyle bir tepki İslamî tahsili olmayan, hele İslamî bağlılık ve değerleri zedeleyen, selim fıtratı bozan, insanı bir aidiyet ve kimlik krizine sokarak kendi kendine yabancılaştıran ve daha geniş çerçevede toplumsal çözülme ve yozlaşmaya sebep olan modern eğitim ve terbiye almış birisi tarafından geliyorsa kabul edilemez. Çünkü İslamî bir ön bilgi olmaksızın modern kafa yapısına sahip, algı ve değerlendirmelerinde batılı normlara teslim olmuş birinin hakka isabet etme ihtimali azdır.

 

Bu gibi durumlarda belki de her zaman için en doğru olan davranış, böyle bize aykırı/yanlış/kabul edilemez gözüken bir rivayet söz konusu olduğu zaman -Kur’an ve Sünnet’in çok açık naslarına yahut saf aklın temel yasalarına aykırı değilse- hemen olumlu veya olumsuz bir tepki vermekten uzak durmak, tesebbüt etmek, etraflıca araştırıp, sahanın uzmanlarına sorduktan sonra aykırı gözüken bilginin sahih ve sabit olduğu anlaşılırsa hemen bir mümin teslimiyetiyle “sem’an ve tâaten” deyip o bilgiyi baş göz üstüne koymak, sonra onu anlamaya çalışmak, değilse onu dinî alanın dışına taşımak ve bu alanın dışında doğruluk veya yanlışlığını konuşmaktır.

 

Vallahu a’lem en doğru olan yol budur.

 

Selam ve dua ile.

 

darulhikme.org.tr

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mehmet Fatih Kaya

 

Aşağıdaki yazı bir hanım kardeşimizin elektronik posta adresime gönderdiği soruya yazdığım cevaptır.

 

Soru şöyle:

 

Selamun aleykum hocam,

 

“Kadınlarla istişare edin fakat dediklerinin tersini yapın” şeklinde bir hadisin sıhhati nedir? Arkadaşlarla aramızda geçen bir tartışma neticesinde ileri sürülen bu hadis-i şerif hakkında bir arkadaşımızın “Peygamber böyle bir şey diyebilir mi?” şeklindeki reformist, materyalist tutumu neticesinde, hadisin sıhhatini araştırmak istedik. İnternetten uydurma olduğu bilgileri mevcut. Fakat güvenilirliği meçhul. İşin aslı nedir? Hocam, bizler aklımızla çelişen, daha dürüst olmak gerekirse, işimize gelmeyen bir hadis duyduğumuzda, neden “Peygamber böyle bir şey diyebilir mi?” şeklinde küstah bir soru ile mukabele ediyoruz? Bu işin adaba uygun olan yolu nedir?

 

Cevap:

 

Ve aleykumusselam ve rahmetullah…

 

Sormuş olduğunuz “Kadınlarla istişare edin fakat (rivayetin orijinalinde: “ve”) dediklerinin tersini yapın” şeklindeki rivayetin Allah Rasûlü’ne (s.a.v.) aidiyeti kesinlikle söz konusu değildir; olamaz da. Zira istişare edilecek insanda aranan vasıf “istişareye ehil olmak”tır. Kendisine danışılan konuda bilgi ve tecrübe sahibi, akıllı, samimi, hikmet ve firaset sahibi insan istişareye ehil insandır. Bu insanın erkek veya kadın olması fark etmez.

 

Aynı konudaki benzer rivayetler olan; ”Kadına itaat pişmanlıktır”, “Sizden biriniz istişare etmeden kesinlikle bir şey yapmasın. İstişare edecek kimse bulamazsa bir kadına danışsın. Sonra da onun söylediğinin tersini yapsın. Çünkü onlara muhalefette bereket vardır”, “Erkekler kadınlara itaat ettiklerinde helak olurlar” rivayetleri ile Hz. Ömer’e nisbet edilen “Kadınlara aykırı davranın. Zira onların söylediklerinin hilafına davranmakta bereket vardır”, Hz. Muaviye’den nakledilen “Kadınları “Hayır!”a alıştırın (Sizden, “Hayır” cevabı almaya alışsınlar) …” sözleri de rivayet açısından sahih olmaktan uzaktır.

 

Akıl sahibi, bilgili ve tecrübeli dindar bir hanıma danışılmayı yasaklayan bir rivayet olması düşünülemez. Çünkü istişare erkek olmak kadın olmak gibi yaradılışla ilgili değil vasıfla ilgili bir şeydir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Hudeybiye’de müminlerin annelerinden Ümmü Seleme’nin tavsiyesine uygun davrandığı hepimizin malumudur. Yine Müsned, Ebu Davud gibi kaynaklarda -benzer ve yakın rivayetler hep bir arada değerlendirildiğinde anlaşıldığına göre- kabul edilebilir bir senedle yer alan (özellikle evlilik hususunda) “Kızlarıyla ilgili annelerine danışın” rivayeti de, Kur’an-ı Kerim’de kıssası anlatılan, babasına Hz. Musa’yı işçi olarak tutmasını tavsiye eden kızının sözünü tutarak Hz. Musa ile anlaşma imzalayan Hz. Şuayb’ın hikayesi de anlayış ve dirayet sahibi güvenilir bir kadının görüşü istikametinde davranmanın yalnız bir izin değil bir tavsiye, yerine göre bir emir olduğunu göstermektedir.

 

Ancak tarihî-edebî kaynaklarda veya bazı irfan ve hikmet ehlinin dilinde görülen “Kadının sözünü tutan pişman olur”, “Kadına uyan iflah olmaz” şeklindeki sözler, yaradılış itibariyle kavvam, söz sahibi, metbû durumda olması gereken erkeğin bu vasıflarından tamamen sıyrılarak ipini bir kadının eline vermesi, yani tamamıyla ona teslim olması durumunu ifade ettiği için dinî alana değil, kadının yaradılışına, imkânlarına, sosyal gerçeklik ve tarihî tecrübeye atıf yapan sözlerdir. Uzun tarihî tecrübe sonucu söylenmiş olduğu anlaşılan bu sözlerde haklılık payının büyük olduğu inkâr edilemez. Ayrıca, kadını başlarına geçiren, yönetici yapan bir toplumun iflah olmayacağı bizzat Allah Rasûlü’nün (s.a.v.) dilinden ifade edilmiştir: “Yönetimini kadına tevdi etmiş bir topluluk asla iflah olmaz”. Kadın vilayet veya hilafet-i uzmâ gibi büyük sorumluluk, dirayet, donanım, kuvvet ve dış dünyada olmayı gerektiren siyasî yöneticiliğe uygun yaratılmamıştır. Nitekim aynı sebeple kadınlardan peygamber gönderilmemiştir. Ancak kadının ev içinde reis, ev dışında yönetici olamamasıyla, bilgisi, tecrübesi olan bir alanda kendisine danışılamayacak olması birbirinden tamamen farklı iki husustur.

 

Sorunuzun ikinci kısmına gelince… Bir arkadaşınızın ”Peygamber böyle bir şey diyebilir mi? şeklindeki reformist, materyalist tutumu” hakkında -ilgili arkadaşı tanımadığım için- bir değerlendirme yapamayacağım. Ama böyle her tepkinin arkasında muhakkak ”reformist, materyalist” bir tutum ve tavır olması gerekmez. İnsanlar kendi bildiklerine çok aykırı gördükleri, kendilerine saçma, kabul edilemez gelen bir durum veya bilgi karşısında benzer tepkiler verebilirler. Ancak sizin yansıttığınız şekilde, yani “aklımızla çelişen, işimize gelmeyen” bir hadis duyduğumuzda Peygamber böyle bir şey diyebilir mi diyerek bilmeksizin ve aceleyle tepki göstermek bir mümin için caiz olmaz. Burada, böyle bir durum söz konusu olduğunda bir müminin tavrının nasıl olması gerektiği sorusunu cevaplayalım.

 

Eğer yeterli derecede İslamî ilimlere, Hz. Peygamber’in Sünnet’ine vâkıf bir insan karşılaştığı böyle aykırı bir rivayet için “Bu, olmaz. Böyle bir söz veya davranış Peygamber’e ait olamaz” diyorsa bu tepki -öncesinde İslamî bilgi ve vukuf söz konusu olduğu için- mümkün ve makul görülebilir. Ama böyle bir tepki İslamî tahsili olmayan, hele İslamî bağlılık ve değerleri zedeleyen, selim fıtratı bozan, insanı bir aidiyet ve kimlik krizine sokarak kendi kendine yabancılaştıran ve daha geniş çerçevede toplumsal çözülme ve yozlaşmaya sebep olan modern eğitim ve terbiye almış birisi tarafından geliyorsa kabul edilemez. Çünkü İslamî bir ön bilgi olmaksızın modern kafa yapısına sahip, algı ve değerlendirmelerinde batılı normlara teslim olmuş birinin hakka isabet etme ihtimali azdır.

 

Bu gibi durumlarda belki de her zaman için en doğru olan davranış, böyle bize aykırı/yanlış/kabul edilemez gözüken bir rivayet söz konusu olduğu zaman -Kur’an ve Sünnet’in çok açık naslarına yahut saf aklın temel yasalarına aykırı değilse- hemen olumlu veya olumsuz bir tepki vermekten uzak durmak, tesebbüt etmek, etraflıca araştırıp, sahanın uzmanlarına sorduktan sonra aykırı gözüken bilginin sahih ve sabit olduğu anlaşılırsa hemen bir mümin teslimiyetiyle “sem’an ve tâaten” deyip o bilgiyi baş göz üstüne koymak, sonra onu anlamaya çalışmak, değilse onu dinî alanın dışına taşımak ve bu alanın dışında doğruluk veya yanlışlığını konuşmaktır.

 

Vallahu a’lem en doğru olan yol budur.

 

Selam ve dua ile.

 

darulhikme.org.tr

 

Güzel bir konuya değinmişsin kardeşlik. Toplumumuz kadınları her alanda ezmeyi kendine huy edinmiş maalesef...

 

Selam ve dua ile...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Peygamber Efendimiz sav in Ümmü Seleme validemizin tavsiyesini dikkate aldığını ben de duymuştum. Bu olay zaten "kadınlarla istişare yapın, dediklerinin tersini uygulayın" uydurma sözünü çürütür mahiyettedir. Kadınla istişare yapılır lakin kadının yazıda da geçtiği üzere saliha bir kadın olması esastır.

 

dinimiz kadınların ve erkeklerin vazifelerini, haramları helalleri en ince ayrıntısına kadar açıklamıştır. kadından ne olur ne olmaz bunların hepsi uygulamalarda görülmektedir. kadından; peygamber gelmemiştir, kadı ve hakim olmaz, veli olur ama mürşid olmaz, devlet reisi olmaz, aile reisi de olmaz. bu vazife erkeğe verilmiştir. mesela boşama hakkı da erkeğe verilmiştir şayet kadına verilse idi sabahtan akşama kadar kaç sefer boşarlardı Allah bilir :) , duyguları ile hareket ettiklerinden kararları sağlıklı olmamaktadır.

 

günümüzde maalesef kadın-erkek eşitliği mevzuları müslüman aileleri fazlasıyla dejenere etmiş durumda. halbuki kadına İslamın verdiği değeri hangi din, hangi ahlak sistemi verebilmiştir? daha 20. yüzyıla kadar hristiyanlar kadınları incile dokundurmuyorlardı, yahudiler ibadethanelerine almazlar; bundan 1400 sene önce Cenabı Hakk; tamamen kadınlarla alakalı ve kadın demek olan nisa suresini, bundan başka meryem suresini, mücadele suresini ve daha başka sureleri insanlığa Peygamber Efendimiz sav vasıtasıyla bildirdi. "cennet anaların ayakları altındadır" dedi peygamber efendimiz sav, baba ve anne çağırdığında 3 kere anne sonra baba dedi, kabeyi annesine sırtında tavaf ettiren sahabeye " senin bu yaptığın annenin karnındayken atmış olduğun bir tekmeye kafi gelmez" buyurdular. sav...

 

ama şimdi kadınlar maalesef başlarına buyruk, altlarında arabaları, cüzdanlarında kredi kartları, akşama kadar sokaklarda...

 

Osmanlıdan sonra yerleşen rejimin en büyük argümanlarından biri olan kadının sokağa dökülmesi maalesef son yıllarda muhafazakar kesimin de sistemin dişlileri arasında erimesi neticesinde büyük bir başarıya ulaşmıştır...

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

diyanet işleri başkanlığı kadınlar için camilerde kubbe altlarında özel yerler yapacakmış böylelikle bayanlar hutbe yapan imamı göreceklermiş ! kadınların eşitlik dürtüsüyle nasıl bir fitneye yol açtıklarını göremiyorlar amaçlarını kavramak güç değil.

dini tahrip davaları sinsice ilerliyor. Allah bu fitnelerden bizleri muhafaza eylesin.....

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ümmü Seleme gibi bir kadın bulun, ona itaat etmemekten sakının..

 

Şir'at-ül İslam adlı eserin şerhininde bu bahis geçmektedir. Aişe, Ümmü Seleme (radıyallahu anhuma) Rabia annemiz gibi büyükler bu konudan müstağnidir.

Rivayetin sıhhatini, "Ben bir hadiste bunun tersini gördüm" gibi bir mantık kurmacası ile irdelemeyiz. Hanımlara karşı radikal ve taraftar toplamak düşüncesi ile yaklaşanlar direkt inkara giderler ki; gerektiğinde Sahih-i Buhari'yi bile görmezler...

Bu rivayetle amel eden bir hocaefendi gülerek "Evliliğimi bu rivayete borçluyum" diye nakletmişti.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Kadının aklı ve dini eksiktir." Hadis-i Şerifini anımsadım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Kadının aklı ve dini eksiktir." Hadis-i Şerifini anımsadım.

 

Bu hadis sahih mi ? Bilmediğimden soruyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Bu hadis sahih mi ? Bilmediğimden soruyorum.

 

Ashab-ı Kiramdan Ebû Said el-Hudri anlatıyor. Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı. Resul-i Ekrem Efendimiz bayram namazlarını kıldığımız namazgaha geldi. Bir tarafta kadınlar da bulunuyordu. Onların yanından geçti ve şu hitapta bulundu:

 

"Ey kadınlar, sadaka veriniz istiğfarı çok yapınız. Çünkü bana cehennemlikler gösterildi, çoğu sizler idiniz."

 

Bunun üzerine o kadınlar: "Ya Resulallah, bizler ne yaptık da cehennemliklerin çoğu bizden olmuş" diye sordular.

 

Resulullah (a.s.m.) şöyle cevap verdi: "Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz. Ne gariptir ki, kendine hakim akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, sizin kadar eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim."

 

Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah?"

 

Resulullah (a.s.m.) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu.

 

Kadınlar "Evet" cevabını verdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz izah etti ve tekrar sordu:

 

"İşte bu aklın eksikliğinden hayız gördüğü zaman [günlerce bekler> namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi?"

 

Kadınlar, "Evet" dediler.

 

(Hadis için bk. Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187)

 

Cevap 1:

 

Hadi-i şerifte kadınların aklı ve dini noksan olduğuna işaret edilmiştir. Akıllarının noksanlığına delil olarak, Malî konularda iki kadının şahitliğini bir erkek yerine sayan ayet (Bakara, 2/282) gösterilmiştir. Dinlerinin noksanlığına ise, aybaşı gören ve loğusa olan kadının bu halinde namaz, oruç gibi ibadetlerden uzak kalması, delil getirilmiştir. (bk. Buharî, Hayız, 6).

 

Bu hadisi doğru anlamaya ihtiyacımız vardır. Çünkü, pratikte bazı kadınların bazı erkeklerden daha akıllı olduğu ortadadır. Bu nedenle konunun anlaşılması için birkaç noktaya işaret etmekte fayda vardır:

 

Kardeşim devamı için şu linkten istifade edebilirsin ;

 

http://www.sorularlaislamiyet.com/article/2704/kadinin-dininin-ve-aklinin-eksik-oldugu-konusunda-bir-hadis-i-serif-oldugu-dogru-mudur-eger-dogruysa-bu-kadinlara-hakaret-ve-haksizlik-olmaz-mi.html

 

Muteber bir sitedir, sorularlaİslamiyet.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Saol kardeşlik devamına da bakmaya gerek kalmadan anladım.Allah Resulu ne diyorsa şüphesiz ki doğrudur.O öyle bir kul ve resuldur ki o ne derse desin Allah zannında yanlış bırakmamak için o sözü doğru çıkartır.Ki dediğin gibi Erkeğin şahitliği 2 kadına bedel oluyor evet.Kur'an da geçiyor.Zaten ben sahihliğini sormuştum gereken cevabı verdin saolasın...

 

Selam ve dua ile...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Uzun zamandır yazamadım...

Bu hadisin rivayet zinciri incelendiğinde, mevdu, yani uydurma olduğunu belirtmekte fayda var. Şamlı Hadis ve Tefsir hocası Maad(İslami üniversite)'da kürsü başkanı Şeyh Eymen Hazretlerinden sormuştum..

 

Yalnızca bu sözlerin oluşturduğu bu rivayet mevzudur. Bu ilimde çok hassas alimler vardır ki; iki tarikten gelen bir hadiste, birinde olmayan bir kelimeyi diğerinin rivayet zinciri daha sağlam diye mevzu saymıştır. bu lafzen mevzudur; ama manen mütevatir dahi olabilir..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...