Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
cansuyu

Bülent Akyürek

Recommended Posts

Emeti Saruhan ile pazar röportajı //

 

 

Susmaya övgü diyebileceğimiz "Güzel Susma Sanatı" kitabınız nasıl doğdu?

 

Güzel konuşmanın, güzel yazmanın, iletişimin, pazarlamanın, beden dilinin, hakkını savunmanın sanat olduğu bir çağda Antik Yunan'dan beri unuttuğumuz, İslâm kültürünün en önemli erdemlerinden olan susmaya dikkat çekmek istedim. Gürültü yüzyılındayız. Bilerek konuşan çok az kişi kaldı. Hayatı boyunca dört kitap okuyup, birkaç gazete bulmacası çözen adam kendini âlim zannedip pazara çıkıyor. "Din, dil, ırk ayrımı yapmayalım, bütün insanlar kötü. Kendinden, çevresinden, tabiattan, dünyadan, insandan nefret etmeyen hiç kimse insanlığa hizmet edemez." diyecek hale geldim.

 

HERKES ALİM OLMUŞ

 

Konuşmayan kalmadı mı?

 

Konuşmayan, kendince müthiş ama bana göre beş kuruş etmeyen sözlerini defalarca tekrar etmeden uyumayan adam kalmadı. Herkes kendini âlim, psikolog, avukat, yazar, şair, molla, stratejist zannediyor. Vallahi öyle. Ben cehaletinden susan insanla karşılaşmadım. Susanlar da içten içe büyük bir kibirle "Konuşsam evren yıkılır, hükümet çöker" zannıyla susuyor. Yani aslında kendi kendine konuşuyor, insanımız kendisinden başka kimsenin aklına güvenmiyor. Problem şu ki; kendisinde de zerre kadar akıl yok!

 

Susmak sizce neden önemli?

 

Bu memlekette azıcık kafa dinlemek için hapishaneye düşmek, hastaneye yatmak veya ölmekten başka çaremiz kalmadı. İlmi, aklı, fikri olan insan köpürerek, sesini yükselterek, kalabalığın içinde coşarak konuşmaz. Eğer gerçekten bilen adamsanız özellikle gelip soru sormasınlar, vaktinizi almasınlar diye susarsınız. İnsanımız varlık problemi yaşıyor. Gürültü çıkarmayınca, fikrini açıklamayınca öldüğünü zannediyor. Bir adamı üç-dört üniversiteli genç dinleyince o adamın artık bir kitap çıkarmaması mucizedir! Konuşan, gürültü çıkaran milyonlarca cahilin arasında susmak hem maharet, hem keramet sayılmaz mı? Bilen adamın susması nefs mücadelesidir.

 

Bilip susmak kıymetlidir diyorsunuz ama bir yandan da konuşmak gerektiğinde susmanın vebalinden bahsediyorsunuz. Hangisi?

 

Ağzımızı kapatıp halimizle konuşamaz olduk insanlarla. Susmak denen ilahi ilmi konuşmayla basitleştirdik. Anlamlı bakışların, yiğit tavırların, refleks imanın, Kur'an ahlâkıyla ahlâklanmanın söze ihtiyacı yoktur. Ne zaman ağzımı açsam insanları kaybettim, çünkü insanlar kendilerine dair gerçeklerle karşılaşmak istemiyorlar. Bu kadar kitap yazmış, üç bine yakın konferans vermiş bir yazar olarak çevremdekiler çok az konuştuğumu bilir. Onu da şöyle izah edeyim, mesela ekmek alırken, iki çay isterken filan cümle kuruyorum. Birçok insan benim gibi bir adamın konferans salonlarını hınca hınç nasıl doldurduğumu sosyolojik bir vaka olarak araştırmaya başladı bile. Evet, yazarken, konferans verirken başka biri oluyorum sanki, yalan değil...

 

Kitabınızda konuşmanın bir rejim sorunu olduğunu söylemişsiniz, onu da biraz açabilir miyiz?

 

Evet, herkese konuşma hakkı veren, ehliyetin olmadan fikrini söyleyebilirsin diyen, herkesin fikrine saygı gösteren demokrasi; bireyleri, toplumu, medyayı mahvetti. Üstünde on yıl çalıştığım bir konuyu konferanslarımda anlatırken bir adam çıkıp "Bence öyle değil, bence şöyle" dediğinde beyin kanaması geçirecek oluyorum. "Kimsin?" dedim bir kere; adını söyleyip, berber olduğunu anlattı. "Peki" dedim, ben elime bir makas alıp kafanın ortasına kuş yuvası açsam, sakalını oradan, buradan tırtıklayıp tıraş etsem, sonra da "Bence güzel oldu, işte tıraş buna derler, bence böyle iyi desem hoş olur mu?" dedim. Adam ne dedi biliyor musunuz? "Sen berber değilsin ki, niye sana tıraş olmaya geleyim ki?" İyi de sen de benim kadar okuyup yazmadın, kitapların yok ve itiraz ediyorsun? diye bitirdim konuşmayı. Herkesin fikri değerlidir, fikre saygı pompalaması yapan kapitalist çağ bilenle bilmeyen arasında fark bırakmadı.

...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konuşmayan, kendince müthiş ama bana göre beş kuruş etmeyen sözlerini defalarca tekrar etmeden uyumayan adam kalmadı. Herkes kendini âlim, psikolog, avukat, yazar, şair, molla, stratejist zannediyor. Vallahi öyle. Ben cehaletinden susan insanla karşılaşmadım. Susanlar da içten içe büyük bir kibirle "Konuşsam evren yıkılır, hükümet çöker" zannıyla susuyor. Yani aslında kendi kendine konuşuyor, insanımız kendisinden başka kimsenin aklına güvenmiyor. Problem şu ki; kendisinde de zerre kadar akıl yok!

 

Ak gibide yüreği var Bülent abinin. Öyle biliyoruz inşallah. Evet herkes birşey, hatta çok şey. Derinlik, analiz, çıkarım, çağrışım, kıyas... Bunları o kadar çok yapan varki, bazen aynı eksende olupta birbirinin eksenini kaymış ilan edenler var. İşte nefs burada kendini gösteriyor sanırım. Allah (c.c) şaşırtmasın, kaydırmasın.

 

Susmak lazım evet. Ama susmanın hakkını vererek, susmanın ağırlığını taşıyarak, özümseyerek.

 

Ataların deyişiyle altın bellemek ve öyle muamele yapmak sükuta,

 

Merhum Erdem Ağabey'in "Susmam seni ürkütmesin, içimde çağlar var bilmelisin" bercestesini kazımak hafızaya,

 

Başakları büyüten gök gürültüsü değil, yağmurlardır hakikatini anımsamak...

 

Herşeyin bir bedeli olduğuna göre, susmanın bedelinide iyi bilmek ve iyi taşımak gerek bünyede. Kibirden, nefsten, egodan, zırvaca özgüvenden, bunuda söylemezsem içime dert olur saplantısından, nasıl laf koydum ama ucuzluğundan, topu doksana çaktım seviyesizliğinden uzak bir şekilde... Susmak, evet.

 

İlaveten: Abimiz neden yazıyorum diye sormuş ve cevaplamış bir yazısında. Neden yazdığının sebeplerinden birisinide "diksiyonunun bozuk" olmasına bağlıyor birazda mizah yaparak. Aslında gayet hoş ve tatlı bir Elazığ ağzı vardır ve kendisinede çok yakışıyor. Bunuda ayrıca belirtmek istedim :)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Niye Yazıyorum

Yazıyorum çünkü;karate,judo,taek wondo ve yakın dövüş sanatlarından anlamıyorum.

Yazıyorum çünkü; kendimi tanımıyorum ve oldum olası birilerine soru sormaktan nefret ederim.

Yazıyorum çünkü; bütün uğraşlarıma rağmen bir baltaya sap olamadım.

Yazıyorum çünkü; dostumdan çok düşmanım var.

Yazıyorum çünkü; diksiyonum bozuk olduğundan dünyaya karşı savunmamı yazılı olarak yapıyorum.

Yazıyorum çünkü;çok okuyorum ve insanları takıyorum.

Yazıyorum çünkü; kendimi deşifre edecek kadar cesurum.

Yazıyorum çünkü; belamı arıyorum..

 

B.Akyürek/Çöldeki Penguen

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

ALTIN ZAKKUM ÖDÜLLERİ BELLİ OLDU: Peygamber efendimize film yapanlar cehennemin tüm ödüllerini topladılar, merak etmeyin.

 

 

Bülent akyürek ankara söyleşisi / Kurtuba kitap cafe 12 ekim saat 18.00

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...