HİÇ 542 Report post Posted September 8, 2012 "HA.HAA...HAAA...HAPŞUUUUU", "ÇOK YAŞA" YANLIŞI Hapşırma, ani,irade dışı, sesli bir şekilde ağızdan ve burundan nefes vermektir. Hapşırma burun kanallarındaki sinirlerin uyarılması sonucu oluşan psikolojik bir reaksiyondur. Aslında burnumuz nefes almamızda çok önemli bir görev yapar. Hava onun dar kanallarından türbülans oluşturarak geçerken hem ısısı ayarlanır, hemde içindeki toz burada filtre edilir. Buradakisinirlerin uyarılmasının nedenleri değişiktir. En çok alerjik etkilenmedir ama toz, duman, parfümler hatta aniden ışığa bakma gibi başka birçok nedenleri daha vardır. Hapşırmadan önce sanki bir yerimiz ısırılmış gibi sinir uçlarının ikaz göndermesi sonucu, burnumuzdan önce bir salgı gelir. Biz bunun pek farkına varamayız. Bu salgının ardından beyine giden ikaz neticesinde baş ve boynumuzdaki kaslar uyarılarak ani nefes boşanması olayı yaşanır. Ses tellerinin olduğu bölüm önce kapanır ve buradaki havanın basıncı iyice yükselir. Sonra aniden açılarak hava yüksek bir sesle dışarı verilir. Tabii beraberinde burnumuzdaki toz gibi yabancı maddeler ve soğuk algınlığı yaratan mikroplar da. Ancak tıp bilimi hapşırma ile yayılan mikropların, elle yayılanlardan çok daha az olduğunu tesbit etmişlerdir. Uyku sırasında özellikle rüya safhasında sinir sisteminin bazı elemanları kapalı olduğundan normal şartlarda hapşırma olmaz. Uyarı çok kuvvetli ise olabilir ama anında uyanılır. Ancak bu beyin tarafından tehlike olarak algılanmaz. Uyurken ayağını gıdıkladığımız kişinin ayağını çekip, arkasını dönüp, uyumağa devam etmesi gibi. Hapşırma refleksinin detayları tam bilinmese de kesin olarak bilinen bir şey var. Hapşırırken gözlerinizi açık tutamazsınız. Bunu bilim insanları vücudumuzda bir acı veya ağrı duyduğumuzda gözlerimizi kapatmamıza bağlıyor. Kibarlık olsun diye hapşırığı tutmaya çalışmak ise kesinlikle tavsiye edilmiyor. Güneş ışığı ile karşılaşınca hapşırmanın genetik olduğu ileri sürülüyor. Dünya nüfusunun en azyüzde 18'i bu hassasiyete sahip. Hapşırma sayısının da genlerle nakledildiğini ileri süren bilim insanları var. Bazı ailelerde üç kere hapşırılırken, bazılarında sekizincide duruyormuş. İnsanlara hapşırdıktan sonra 'çok yaşa' deme adetinin kökeni Hıristiyanların 'God blessyou' yani Tanrı seni takdis etsin' veya 'Tanrının hayır duası üzerinde olsun' cümlesine dayanmaktadır. Altıncı yüzyılda hapşıranlara vücutlarındaki şeytanı attıkları için tebrik anlamında söylenen bu söz büyük veba salgını başlayınca Papa tarafından söylenmesi zorunlu kılındı ve kanunlaştırıldı. O kadar yaygın bir gelenek halini almış ki, Müslümanların çoğusu, aynen hıristiyanlar gibi "çok yaşa" demekteler. Biz müslümanız ve bize bu hususta Peygamber efendimiz (sav) in tavsiyesi: Öncelikle, hapşıran kişinin Allah’a hamdetmesi (elhamdülillah demesi), duyan kimsenin de Allah sana rahmet etsin (Yerhamüke Allah) demesi, sonrasında hapşuran kişinin tekrar, Allah bana da, hepimize de rahmet etsin anlamında (yehdina ve yehdikümullah) demesidir. Bu yazının devamı niteliğinde olmasa da Şeyh Edebali rahmetlinin de kısa bir nasihatını aktaralım. Bak dostum! Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün....... Saygısızla dostolma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün. Aç gözlü ile dostolma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün. Görgüsüzle dostolma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün. Kibirliyle dostolma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün. Ukalayla dostolma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün. Namertle dostolma: Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün. -- İlim bil, irfan bil, söz bil. -- İkram bil, kural bil, doyum bil. -- Usul bil, adapbil, sınır bil. -- Yol bil, yordam bil. -- Hal bil, ahvalbil, gönül bil. -- Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. -- Mert ol, yürekli ol. -- Kimsenin umudunu kırma. Sen seni bil; ömrünce bu yeter sana. http://www.habername...anlisi-8895.htm 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted September 8, 2012 (edited) Ben de hayırlı yaşa diyorum :) Çok yaşamak kötü birşey çünkü :) Ama dediğiniz en güzeli ve doğrusu abim.Sizden Allah razı olsun. Öğrendiğim iyi oldu dur bakalım ezberleyelim de bir daha öyle diyelim ama şöyle bir sorun var ki her hapşıran kişi Müslüman değil :) Keşke öyle olsaydı... Mesela kafire yada dindar olmayan bir Müslümana öyle diyecek olsak birşey demez :) Bilmez çünkü haksız mıyım abi ? Ayrıca Hz.Mevlana(k.s)'dan bir söz : Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. Edited September 8, 2012 by The Spirit of Islam 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted September 8, 2012 Bu kibar, hijyenik ve anlamlı :) konuyu görünce bazı sosyolojik durumları anımsatayım dedim, bağışlayın: Yola bevleden, otuz bilmem kaç dişini singer dikiş makinesi gibi ileri-geri oynatarak esneyen, ortamda burnuyla hemhâl olan ve olmayada devam eden, orasını burası ağaca sürtünerek kaşıyan hayvan cinsi gibi kaşıyan, gömleğinin düğmelerini neredeyse gövdesinin yarısına kadar açan, bir bayanın yanında bile ağız bozukluğuna ve çapsızlığa devam edenler... La üç-beş dakika adam olun desek, utanmadan kaç dakikamız kaldı dersiniz !? 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted September 8, 2012 Ben de hayırlı yaşa diyorum :) Çok yaşamak kötü birşey çünkü :) Ama dediğiniz en güzeli ve doğrusu abim.Sizden Allah razı olsun. Öğrendiğim iyi oldu dur bakalım ezberleyelim de bir daha öyle diyelim ama şöyle bir sorun var ki her hapşıran kişi Müslüman değil :) Keşke öyle olsaydı... Mesela kafire yada dindar olmayan bir Müslümana öyle diyecek olsak birşey demez :) Bilmez çünkü haksız mıyım abi ? Ayrıca Hz.Mevlana(k.s)'dan bir söz : Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. ayrıca bu husus yani hapşırana "yerhamukellah" demek, müslümanın müslüman üzerindeki 6 vazifesinden de biridir. aslında bir müslümanın bunu bilmemesi abes. yalnız şu da unutulmamalıdır ki hapşıran kişinin "elhamdulillah" demesi lazımdır ki biz "yerhamukellah" diyelim. hapşıran birisi yanımızda ise ve "elhamdulillah" demeyi unuttuysa hatırlatmak için bizim "elhamdulillah" dememiz de hadis-i şeriflerde tavsiye edilmektedir. 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
The Spirit of Islam 119 Report post Posted September 8, 2012 ayrıca bu husus yani hapşırana "yerhamukellah" demek, müslümanın müslüman üzerindeki 6 vazifesinden de biridir. aslında bir müslümanın bunu bilmemesi abes. yalnız şu da unutulmamalıdır ki hapşıran kişinin "elhamdulillah" demesi lazımdır ki biz "yerhamukellah" diyelim. hapşıran birisi yanımızda ise ve "elhamdulillah" demeyi unuttuysa hatırlatmak için bizim "elhamdulillah" dememiz de hadis-i şeriflerde tavsiye edilmektedir. Anladım abi Eyvallah... Quote Share this post Link to post Share on other sites
kübra toprak 0 Report post Posted September 8, 2012 çok begendim allah razı olsun bu sıralar bunu uygulamalı olarak iyi anladım zaten kafama iyi kazıdım hayat felsefem bile olabilir.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ya-Leyl 333 Report post Posted September 9, 2012 Diyanet işleri başkan yardımcısının bundan 3-4 ay öncesinde bu konuyla alakalı bir makalesini okumuştum.Gerçi bizim haber kanalları bu konuyu çok ilginç bulmuş olacak ki ana sayfalarındaki başlık tartışmaya değer bir konu olmuştu.''Diyanet'ten ilginç bir öneri'' buyurun okuyun bakalım ilginç olan ne imiş... Diyanet İşleri Başkan Yard. Kamil Yılmaz'dan hapşırana 'Çok yaşa' yerine ilginç öneri... Yılmaz, Diyanet Aylık Dergisi'nin Nisan sayısında yayımlanan 'Kardeşlik: Üzüntü ve sevinci paylaşmaktır' başlıklı makalesinde, aksırma durumunda insanın canının adeta iade edildiğini bunun karşılığında 'Allah sana rahmet etsin' denebileceğini söyledi. Yılmaz makalesinde şöyle dedi: "Aksırmak bazen sıhhatli olmanın alameti, bazen de hastalığın habercisidir. Allah Teala’nın verdiği bütün nimetler gibi sıhhat alameti olan aksırma için de şükredilmesi gerekir. Aksırma sırasında insana canı âdeta iade edilir. İnsanın aksıran bir mümin kardeşine "Allah sana rahmet etsin" demesi aslında onun farkında olduğunun beyanı ve bir ilgi ifadesidir". Yılmaz, yalnızlaşan günümüz insanının bugün, bu ilgiye eskisinden daha çok ihtiyaç duyduğuna, insanın kardeşinin farkında olması, derdini hissetmesi ve çareler aramasının bir sorumluluk olduğuna da dikkat çekti. Quote Share this post Link to post Share on other sites
sahnıseman 14 Report post Posted September 23, 2012 ne ilginç bir öneriymiş arkadaş...çok şaşırdım... :o :) Quote Share this post Link to post Share on other sites