Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
emir abdulkadir

Üstad Hakkındaki Gündeme Dair Üstadseverlere..

Recommended Posts

Son günlerde üstad hakkında müspet ve menfi yönde çeşitli haberler, köşe yazıları çıktı.Bir karalama kampanyası sonucunda medya ikiye, hatta üçe bölündü.Üstadı karalamak için  saldırıp, hakaret edenler, “Üstad iyi şairdi ama” gibisinden söze başlayıp üstadı omuzlarında bir yük farzedip kurtulmaya çalışanlar, bir de karalama kampanyasına itiraz edip üstadı müdafaaya çalışanlar, müdafaa eden yazılar içinde gerçekten tatmin edici cevaplar vardı.Yazarlarına teşekkür diyorum.Ben de bu mesele üzerinde birkaç söz söyleme ihtiyacı hissettim.

 

Örtülü ödenek meselesine yeterli cevap verilip ve havlayanlar seslerini kısmak zorunda kaldığından bu meseleye hiç girmeyeceğim.Üstadın menderese para için yalvardığı ve o paraları kumarda yediği türünden iftiralara da doyurucu cevaplar geldiği için yazımın merkezinde bu konuyu da işlemeyeceğim.Bu yazıda “Üstadın menderese hapisten çıkmak için yalvarmaya varan mektuplar yazdığı” iddiasını doğru kabul edip bu hareketi bir dava adamına, üstada yakıştıramayan arkadaşlara söz konusu iddianın doğru olup olmadığı tartışmasına girmeden iddiayı doğru farzederek üstadın iddiada bahsedilen tavrını izah etmeye çalışacağım.

 

Şimdi bildiğiniz üzere demokrat parti devri bu milletin chp'nin kanlı pençelerinden kurtulması yönünden bir rahatlama devri sayılsa da dönemin hassasiyeti itibariyle chp devrinden çok daha çetin bir devirdir.Chp devrinde devlet kademelerindeki kimseden umut olmadığı için ve içinde bulunduğu imkansızlıklar sebebiyle üstada düşen vazife harp meydanında önüne geleni biçmekten, kalemini satın almak için kapısına gelenlerin yüzüne o kapıyı çarpmaktan ve başına gelen her çileye sabretmekten ibaretti.O devirde bu yeterliydi.Elinde imkan olmadığından memleket çapında bir davada Allah indinde sorumluluğu sadace bu kadardı. Allah kişiyi verdiği imkanlara göre hesaba çeker.

Ardından demokrat parti geldi.İlk başta üstadın gözünde chp'den bir farkı yoktu.Demokrat partinin ilk devirlerinde  yazdıklarından bunu anlamak mümkündür.Sonra üstad Demokrat Parti kadrosu içinde Adnan Menderes gibi bir cevherle karşılaştı.Bu üstadın sıtratejisini değiştirmesine vesile olduğu gibi  üzerindeki sorumluluğu da artırdı.Artık üstad devlet adamları arasında davası için kullanabileceği birini bulmuştu.Bu durumda bu imkanı da aynı dava için kullanmak üstadın boynuna borç olmuştu.Üstelik aralarındaki ilişki bir süre sonra dostluk seviyesine çıkmıştı.Artık parasının bitmesi dergi çıkartmamasına mazeret olmadığı gibi hapse düşmesi de hak adına konuşan bu dilin uzun süre sessizliğine mazeret olamazdı.Dolayısıyla artık üstadın üstüne düşen chp devrindeki gibi düşmanın zulmune sabretmekten ibaret

olnayıp  bütün bu zulumlere sabredip bu milletin düşmanlarına karşı hiçbir zaaf göstermeden kendi şahsında türk milletine yapılan bu zulme engel olmak, Kendisinin şahsında bütün bir türk milletini hapsetmiş bulundukları hücreden en kısa zamanda çıkarak kendisinin bu zulme reva görülmesinin ve başına bir yağmur misali yağan bütün belaların tek sebebi olan,  ortaya çıkartmak için ömrünü adadığı hakikatleri türk milleti adına türk milletinin pamuk tıkanmış kulağına haykırmak, türk milletinin ruhuna kastedenlerin yüzüne en sert cevapları çarpıp, onların içyüzünü türk milletine göstermekti.

 

Bu şartlar altında üstadın bir dostunu harekete geçmeye teşvik için ona yalvarmasında, onu harekete geçirebilmek için her türlü yolu deneyip gerekirse bu uğurda sağlık durumu dahil herşeyi mazeret olarak kullanmasında şaşılacak bir şey yoktur. Üstelik üstadın o dönemde o zulum altında ölmesi bu milletin başına gelebilecek belaların en büyüklerinden birisiydi.Bu millet Allah'ın dinini Allah ve millet düşmanlarına karşı mükemmel bir biçimde savunan böyle bir sesi korumak için hiçbir çabada bulunmadan bu şekilde bir zulum altında kaybetseydi bunun vebalinden kurtulamazdı.

 

Unutmayın zulme karşı susmanın, hareketsiz kalmanın bir bedeli vardır. Bu millet İskilipli Atıf Hoca'lara, Maşallah Ali'lere,Bediüzzaman'lara, Esad Erbili'lere yapılan zulme sessiz kalmanın bedelini, sarık takmasının yasaklanması, ezanlarının susturulması, camilerin ahıra çevrilmesi, kuran-ı kerimlerin toplatılıp yakılması, evlatlarına dinlerini öğretmekten aciz bir duruma düşmesi, Allah'tan ve ahlaktan bahsetmenin yasaklanması, camilerde kuranı kerimin türkçe mealiyle namaz kıldırılması, ders kitaplarında kendi peygamberinin (sallallahu aleyhi vessellem) sahtekar gibi anlatılması, köy enstitülerinin kurulması, şehirlerinin putlarla sokaklarının piçlerle dolması ile 28 şubatta susmanın bedelini üç kişi toplanıp kuran okumaktan korkacak kadar zillete düşmekle, imam hatip okullarının kapanma tehlikesi geçirmesiyle, kızlarının başörtüleriyle okula gitmek istedikleri için dayak yemesiyle, hatta bu dayaklar sırasında çocuklarını düşürmeleriyle, kuran kurslarında mescitlerde secde ettikleri halıları  üniformalı domuzların botlarının çiğnemesiyle ödemiştir.

 

(serdengecti)

(emir abdulkadir)

(Ahmet Nusret Özdil)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...