Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

iki 'üstad'

 

20. yüzyılın ilk ve ikinci yarısına yayılan zaman zarfında iki kişi 'üstad' ünvaniyle tanınmıştır.. birisi, inanç ve ahlâk âleminde hizmet etmiş bir büyük şahsiyet bediüzzaman'dır.. diğeri de edebiyat ve fikir dünyasında keskin izler bırakmış olan necib fazıl kısakürek'tir.. necib fazıl bâbıâlîde üstad diye anılırdı.. iman ve hizmet vadilerinde üstad denilince bediüzzaman saidinursi hatıra gelirdi..

***

son günlerde ayşe hür adında bir bayan, balçiçek ilter'in 'söz sende' programında konuşurken (7 veya 8 ocak 2013 gecesi), necib fazıl'ın kumar, içki ve kadın merakından bahsetmiştir.. ciddi mevzuları, ciddiye alınması gereken san'at, fikir konularını lâubâlî bir üslupla ve lüzumsuz kahkahalar ve kıkırdamalarla karışık bir biçimde ele alan bu bayanın sözleri hiç şüphe etmiyoruz ki, programı dinleyen iz'an, insaf sahibleri üzerinde ve necib bey'i tanıyanlar üzerinde üzüntü ve öfke yaratmıştır.. artık bu dünyadan çekilmiş ve ebediyete intikal etmiş bir insanın ruhunu incitmeye ne hakkımız vardır.. büyük şair hakkındaki sözlerinden ötürü bu kadının adalet önünde hesap vermesi gerekir.. necib bey'le 25-30 sene süren bir dostluğumuz olmuştur.. bir kerecik içkili olduğuna veya bu bayanın dile getirdiği hususlarda herhangi bir emare ile meşbu bulunduğuna şahit olmamışımdır.. necib fazıl, ilk gençlik yıllarında o devrin bazı tanınmış şairleri ve ressamlariyle birlikte bir bohem hayatı yaşadığını kendi hâtırâtında zaten itiraf etmiştir.. 'sonsuzluk kervanı' isimli eserin ön sözünde 'bu kitapta bulunanlar dışında hiçbir şiiri bana mâledemezsiniz..' demiştir.. bu suretle gençlik devrine ait bazı şiirlerini reddetmiştir..

necib fazıl kısakürek, 1930 lu yılların sonuna doğru maneviyat büyüğü abdurrahim arvasî ile tanıştıktan sonra, gerçek bir mânâ ve ruh inkılabına mazhar olmuş, 1940 lı, 1950 li, 1960 lı ve 1970 li yıllarda böyle bir ruhun tezahürleriyle dolu bir fikir ve edebiyat hayatı yaşamıştır.. edebiyatın, fikir ve san'atın siyasetle alâkasını kesmek mümkün olmadığına göre, bir büyük şairin, bir büyük muharririn zaman zaman siyasî ve içtimaî olaylar hakkında tahliller yapması, hükümler ihdas etmesi, kendi idraki ve gücü ile mütenasip istikamet tayin etmesi, onun aslî vazifeleri cümlesindendir.. rahmetli de, 1983 senesinde öbür âleme irtihal edinceye kadar bir an bile bu vazifeden müstağni bulunmamıştır..

***

1950 den itibaren 1980 li yıllara kadar onunla dostluğu kesmemiş, muhitinde bulunmuş kimselerden birisi bu satırların yazarıdır.. günlerce evlerinde misafir kalmışımdır.. hanımı neslihan abla, üstadın çileli ve meşakkatli hayatının bütün yükünü çeken asil bir hanımefendi idi.. kayınvalidesi sara abla, temiz yüzü temiz ruhu ile tanınmış melek yaratılışlı bir büyükanne idi.. çocukları mehmet, ömer, ayşe, osman ve zeynep; ailenin temiz ruhunu temsil eden hayırlı birer evlat olarak babalarını şerefle temsil etmişlerdir.. her birinin hususiyetini, iyi ruhunu, güzel hallerini, sevimli ahvalini saymaya kalksam satırlar yetmez.. zeynep, ömer ve ayşe hakkın rahmetine kavuşmuş, şimdi bizden hayır dua beklemektedir..

***

üstadla 25-30 sene süren bir dostluk münasebetimiz olmuştur.. evinde nice milletvekili, şair, yazar, avukat, sefir, bakan, tacir gibi nice seçkin zevatla görüşmüş ve tanışmışızdır.. bir âdeti vardı.. karşısındaki kim olursa olsun, onlara nezaketle muamele ederken, fikir, tavır ve icraat bakımından ve gerçeklere sadakat bakımından daima net ve mütehakkim hareket ederdi.. bütün hayatı boyunca sonsuz bir nefis itimadına, bugünkü tabirle çok güçlü bir özgüvene sahip yaşamıştır..

üstadın bir başka vasfı ise, hazırcevaplığıdır.. ömrü boyunca işittiği bir sözü cerheden yahut reddeden veya takdireden bir cümleyi anında sarfetmek iktidarında idi.. bana, piyeslerinden birçoğunu onbeş günde yazıp bitirdiğini söylemiştir.. üstadın beyni süratli ve hızlı çalışırdı.. tereddüt ettiği ve konuşurken durakladığı görülmemiştir..

onun dil ve edebiyat bakımından en ehemmiyetli hususiyeti, türkçeye yeni ifade kalıpları getirmesidir.. sitilistik ve semantik bakımından dilimizi incelemek kudretini gösterebilen bilginlerimiz, necib fazıl kısakürek'in mücerred (soyut) ifade imkanları bakımından çok çeşitli cümle tipleri icadettiği gerçeğiyle yüzyüze geleceklerdir..

dilimizin yapısını kelime çeşitlerini cümle çeşitlerini incelemek ve tâbî olduğu kanunları bulmak; sabır, muhakeme, kıyaslama ve teksif kudreti isteyen gayretlere ihtiyaç gösterir.. dilcilerimiz bu çalışmalara bîgane kalmamalıdır..

***

bedîüzzaman'ın edebi, fikri gücünü ifade hususiyetlerini ayrı bir yazıda ele alacağımızı sevgili okuyucularıma bildirmek isterim..

şimdilik fikriyatımızın ve edebiyatımızın iki büyük 'üstadına' yüce allah'tan rahmet dileyelim…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...