Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
ersoy

Sigara Haram Mıdır?

Recommended Posts

1.sigara hiç bir faydası olmayan aksine çok zararları olan bir maddedir.bağımlılık yapmaktadır.pis kokusuyla hem camide hem de sosyal hayatta müslümanları rahatsız eder.mümine eziyet etmek doğru değildir.sağlığa zararlıdır müslüman kendini kendi eliyle tehlikeye atmaz.

2.islam alimleri yanılır günah işler hatta uydurma hadis rivayet edenleri de vardır.müslümanın değerlendirmesi gereken islam aklıdır.islam alimlerinin de iç yüzlerini herkesinkini olduğu gibi Allah(c.c) bilir.

3.insan sağlığına zararı olması yanında pasif içicilikle çevredekilere de zararlı olmaktadır.

4.yanlışsam düzeltin biz okulda da bu konuyu tartıştık.diyanet buna tahrimen mekruh diyor şeklinde bir açıklama yaptı hocamız.zaten hanefilerce tahrimen mekruh yapılması sonucunda azabı hakettiren fakat inkarı halinde küfürle değil sapıklıkla itham olunan mevzulardır.

5.aynı şekilde isav ın ilmihal kitabındaki yazarları ve denetleyicileri arasında hayrettin karaman ali bardakoğlu da var eski alimlerin sigaranın zararları hakkında fazlaca bilgi sahibi olmadıklarından dolayı mübah dediklerini fakat yeni alimlerin haram kelimesini de kullanmak istemediklerinden dolayı tahrimen dediklerini anlatıyor.

sevgi ve saygıyla

Share this post


Link to post
Share on other sites

ayakta bevletmek 25-30 yıl sonra prostat kanserine sebep oluyor. eğer gerekli tedavi yapılmazsa ölüm kaçınılmaz. ve aynı zamanda ayakta bevledenlerin iktidarsızlık yaşı bazen 35lere kadar iniyor. oturarak bevledenlerin 90lı yaşları aştığında üretken olduğu da yine araştırmalarla sabit.

 

sigaradan ölümlerde asgari 20 yıllık kullanımdan sonra başlıyor.

 

mukayeseyle hüküm veriliyorsa ayakta bevletmek de haramdır denebilir. fakat mekruh olduğu sabittir. yani mukayese ile fetva olmaz. biraz daha derinlemesine inersek bir çok fiilimizi hatta şehirde oldığımız nefesi de haram çıkarabilriz zira şehirlerin havası da kanser yapıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites
1.sigara hiç bir faydası olmayan aksine çok zararları olan bir maddedir.bağımlılık yapmaktadır.pis kokusuyla hem camide hem de sosyal hayatta müslümanları rahatsız eder.mümine eziyet etmek doğru değildir.sağlığa zararlıdır müslüman kendini kendi eliyle tehlikeye atmaz.

2.islam alimleri yanılır günah işler hatta uydurma hadis rivayet edenleri de vardır.müslümanın değerlendirmesi gereken islam aklıdır.islam alimlerinin de iç yüzlerini herkesinkini olduğu gibi Allah(c.c) bilir.

3.insan sağlığına zararı olması yanında pasif içicilikle çevredekilere de zararlı olmaktadır.

4.yanlışsam düzeltin biz okulda da bu konuyu tartıştık.diyanet buna tahrimen mekruh diyor şeklinde bir açıklama yaptı hocamız.zaten hanefilerce tahrimen mekruh yapılması sonucunda azabı hakettiren fakat inkarı halinde küfürle değil sapıklıkla itham olunan mevzulardır.

5.aynı şekilde isav ın ilmihal kitabındaki yazarları ve denetleyicileri arasında hayrettin karaman ali bardakoğlu da var eski alimlerin sigaranın zararları hakkında fazlaca bilgi sahibi olmadıklarından dolayı mübah dediklerini fakat yeni alimlerin haram kelimesini de kullanmak istemediklerinden dolayı tahrimen dediklerini anlatıyor.

 

 

Selahattineyyubi kardeşimin mesajında katılmakta güçlük çektiğim birkaç hususu remboya ek olarak açıklamak istiyorum.

 

1) a- Sigara; belirli şartlar koşulunda kullanığında faydalı oldugu bilim çevreleri tarafından da kanıtlanmış, lakin uzun süreli ve yüksek miktarda kullanıldığı vakit insan sağlığı açısından birçok tehlikeye sebebiyet verecek bir maddedir.

 

Bilindiği üzre, patlıcan tüketimimde de belli miktarlar ihlal edildiğinde insan sağlığının olumsuz yönde etkilenmesi söz konusu olabilir.Aynı şekilde 2 ay boyunca devamlı yenecek patates kızartması da insanı damar tıkanıklığı sonucu ölüme götürebilir.

 

Muhal farz sigara hiçbir faydası olmayan bir madde olsa dahi, bu sigarayı haram yapmaz. Eğer yapsa idi çiklet çiğnemekte haram olurdu.

 

b- Sigara bağımlılık yapmaktadır.Bu da sigarayı haram saymamızı gerektirmez. Zira eğer öyle olmuş olsa idi çay, kahve gibi bağımlılık yapan diğer nevi gıdalarında haram olması gerekirdi.

 

c- Pis kokusu ile hem camide hem de sosyal yaşamda insanları rahatsız eder. Aynı sürekli tükettiğimiz soğan, sarımsak, balık gibi... Kimse soğan, sarımsak, balık gibi gıdalara haram diyemediği gibi kötü kokusundan ötürü insanları rahatsız ettiği üçün sigarayı da haram sayamaz.

 

2)- Evet sizinde söylediğiniz gibi islam alimleride hata yapabilir günah işleyebilirler. Hatta içlerinden sapıklar bile tüneyebilir. Lakin bu bizim islam alimlerini yok saymamız, müçtehidleri kabul etmememiz gibi bir sebeb doğurmaz. Her topluluktan iyi ve kötü çıkar. Bize düşen iyiyi bulup, iyinin peşinden gitmektir.

 

 

3)-Pasif içicilik çevredekilere içenden daha fazla rahatsızlık verir. Şimdi aklıma meşhur kötü komşu hikayesi geldi. Aynı onun benzeri bir durum söz konusu. Ben eğer yanımda duran bir adamın ensesine bir tokat patlatırsam acaba haram mı işlemiş olurum?

Buraya dikkat etmek lazım gelir.

 

4)- Bu maddede söylenenlere katıldığımı belirteyim.

 

5)-Eski alimlerin sigaranın zararları hakkında fazlaca bilgi sahibi olmadıklarından dolayı ... ile başlayan gerisi kolayca tahmin edilebilecek cümle daha önceki mesajlarda tartışıldı.Hatta ilk mesajda açıkça bu husus ifade edilmiş. Bu konuya tekrar girmek istemiyorum. Ayrıca, daha evvelki mesajlarda görüşleri bildirilen alimlerin Hayrettin Karaman ve Ali Bardakoğlu' na oranla daha itimat edilebilir isimler olduğu aşikardır. Bu iki ismin alim vasıflarına ne derece sahip olduklarınada farklı başlıklarda değinmiştik diye hatırlıyorum.

 

Harama haram diyemeyen alim hususuna gelince, eğer bir alim haram kelimesini kullanmak istemediğinden tahrimen mekruh diyor ise vay o alimin haline demekten öteye gidemiyorum. Neden haram kelimesini kullanmak istemedikleride ayrı mevzu!

 

 

 

 

Aslında selahattineyyubi kardeşim alenen kendi görüşleri dile getirmesede, gerek yapmış oldugu örneklemeler gerekse vardığı sonuç ve gerekse mesajın genel anlamına baktığımda, bende, kendisinin sigaranın haram oldugu görüşüne sahip olduğuna kani olmama vesile olduğu için böyle bir karşıt yönde açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Eğer kendisinin düşünceleri tahmin ettiğimin aksi yönünde ise zaten problem yok demektir.

 

Saygı ve selamlarımla,

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selahattineyyubi kardeşimin mesajında katılmakta güçlük çektiğim birkaç hususu remboya ek olarak açıklamak istiyorum.

 

1) a- Sigara; belirli şartlar koşulunda kullanığında faydalı oldugu bilim çevreleri tarafından da kanıtlanmış, lakin uzun süreli ve yüksek miktarda kullanıldığı vakit insan sağlığı açısından birçok tehlikeye sebebiyet verecek bir maddedir.

 

Bilindiği üzre, patlıcan tüketimimde de belli miktarlar ihlal edildiğinde insan sağlığının olumsuz yönde etkilenmesi söz konusu olabilir.Aynı şekilde 2 ay boyunca devamlı yenecek patates kızartması da insanı damar tıkanıklığı sonucu ölüme götürebilir.

 

Muhal farz sigara hiçbir faydası olmayan bir madde olsa dahi, bu sigarayı haram yapmaz. Eğer yapsa idi çiklet çiğnemekte haram olurdu.

 

b- Sigara bağımlılık yapmaktadır.Bu da sigarayı haram saymamızı gerektirmez. Zira eğer öyle olmuş olsa idi çay, kahve gibi bağımlılık yapan diğer nevi gıdalarında haram olması gerekirdi.

 

c- Pis kokusu ile hem camide hem de sosyal yaşamda insanları rahatsız eder. Aynı sürekli tükettiğimiz soğan, sarımsak, balık gibi... Kimse soğan, sarımsak, balık gibi gıdalara haram diyemediği gibi kötü kokusundan ötürü insanları rahatsız ettiği üçün sigarayı da haram sayamaz.

 

2)- Evet sizinde söylediğiniz gibi islam alimleride hata yapabilir günah işleyebilirler. Hatta içlerinden sapıklar bile tüneyebilir. Lakin bu bizim islam alimlerini yok saymamız, müçtehidleri kabul etmememiz gibi bir sebeb doğurmaz. Her topluluktan iyi ve kötü çıkar. Bize düşen iyiyi bulup, iyinin peşinden gitmektir.

3)-Pasif içicilik çevredekilere içenden daha fazla rahatsızlık verir. Şimdi aklıma meşhur kötü komşu hikayesi geldi. Aynı onun benzeri bir durum söz konusu. Ben eğer yanımda duran bir adamın ensesine bir tokat patlatırsam acaba haram mı işlemiş olurum?

Buraya dikkat etmek lazım gelir.

 

4)- Bu maddede söylenenlere katıldığımı belirteyim.

 

5)-Eski alimlerin sigaranın zararları hakkında fazlaca bilgi sahibi olmadıklarından dolayı ... ile başlayan gerisi kolayca tahmin edilebilecek cümle daha önceki mesajlarda tartışıldı.Hatta ilk mesajda açıkça bu husus ifade edilmiş. Bu konuya tekrar girmek istemiyorum. Ayrıca, daha evvelki mesajlarda görüşleri bildirilen alimlerin Hayrettin Karaman ve Ali Bardakoğlu' na oranla daha itimat edilebilir isimler olduğu aşikardır. Bu iki ismin alim vasıflarına ne derece sahip olduklarınada farklı başlıklarda değinmiştik diye hatırlıyorum.

 

Harama haram diyemeyen alim hususuna gelince, eğer bir alim haram kelimesini kullanmak istemediğinden tahrimen mekruh diyor ise vay o alimin haline demekten öteye gidemiyorum. Neden haram kelimesini kullanmak istemedikleride ayrı mevzu!

Aslında selahattineyyubi kardeşim alenen kendi görüşleri dile getirmesede, gerek yapmış oldugu örneklemeler gerekse vardığı sonuç ve gerekse mesajın genel anlamına baktığımda, bende, kendisinin sigaranın haram oldugu görüşüne sahip olduğuna kani olmama vesile olduğu için böyle bir karşıt yönde açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Eğer kendisinin düşünceleri tahmin ettiğimin aksi yönünde ise zaten problem yok demektir.

 

Saygı ve selamlarımla,

yorumlarınız için teşekkürler kardeş.

1.harama haram diyememe meselesi.islam alimleri bazı konularda kıyasla bazı hükümlere varırlar.bazı hareketleri kah zararlı görürler kah faydalı görürler ve buna göre de fatva verirler.örneğin fatiha suresinin okunması hakkındaki hadiste.imam şafii buradaki emir sigasından hareketle fatiha okumak farzdır demiştir.imam azam ise inkarının dinden çıkarmamasından hareketle tahrimen mekruhtur.ama yapmayan da namazını iade etmelidir demiştir.saygı gören bütün alimlerimiz hakkında ki başta eshabı kiram bir konuda fetva sorulduğunda sürekli topu diğer alimlere atmışlar(onlara sorun onlar daha iyi bilir şeklinde) bilgileri hususunda tevazu göstererek fetva konusunda çekingen olmuşlar.ve bu çekingenliklerinden dir bir çok konuda haram kelimesi yerine tahrimen mekruhu kullanmışlar ve bunda da esas hükmü inkarının kişiyi dinden çıkarıp çıkarmamasına bağlamışlar haramda Allahın kesin emri vardır inkar edilemez demişler fakat tahrimen mekruha kendi yorumlarıyla ulaştıklarından ve kendileri de insan olup hata yapabileceklerinden her ne kadar doğruluğuna yüzde doksan dokuz ihtimal verselerde tevazularından dolayı haram dememmişlerdir.yoksa bu bir kimseye görüşlerini açıklamaktan çekindikleri için değildir.

2.islamdaki fikir özgürlüğündendir ki bir kısmının haram dediğine öbürü helal demiş ama ne imam şafii imam azamı hocası kabul etmekten geri kalmış ne de imam azam kendi görüşüne uymayanlarıhorlamıştır.bizce bizim görüşümüz en doğrusudur fakat bununla birlikte bundan iyisini getiren olursa onu da kabul ederiz demiştir.

3.fayda konusuna gelince içkinin de bazı konularda faydalı olduğu güya yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur.doğruluğu yanlışlığı nedir bilemem ama sidikle elbiseyi temizleyip al işte elbiseyi temizliyor o halde faydılı yönleri de var demek çok daa doğru değildir.bu bakımdan sigaranın daa faydaları vardır belki ama kötülüklerinden dolayı onlar nötrlenir.

4.islam alimlerinin görüşlerini tenkit etmek onları yok saymak değildir.islam hukukundaki içtihat meselesi yüzündendir ki islam hukukuk durağan değil dinamik bir yapıda olup her asırda islamın ana gayelerinden sapmadan kendini yenilemeye hazırdır.işin ehli olanlar yeri gelince yeniden içtihat ederler ve eğer bu çağda eski içtahatlar işe yaramıyorsa onlardan vazgeçilir.vazgeçilmesi islam aliminin değerini küçültmez onu yok saymaak anlamına gelmez aksineislam medeniyetine yeni birikimler kazandırır.imam azam evlilikle ilgili bir içtahaat yaparken(içeriğini hatırlayamıyorum) ona hz alinin bir içtihadı sunulmuş ama o doğrudur fakat tek çare o değildir diyerek yeni bir içtihat yapmıştır.bu bakımdan islam çağlara hitap eder yorumları insan tarafından yapılmıştır ve değiştirilebilir.

5.önceki yazılarda da bazı kardeşler sigaraya helal dediler bazıları yorum yapmaktan kaçındı bazıları da yine müçtehidlere dayanarak haram dedi.ben de bu kadar farklı görüş olduğundan yine yukaarda saydığınız bazı gerekçelerle haram olduğuna karşı çıktığınızdan yanılabiliriz diyerek tahrimen mekruh diyenlerin görüşünü açıkladım.haram diyememem gibi bir şey söz konusu değildir.harama haram demekten çekinmeyiz.ama tam bilgi sahibi olmadığımız mevzu da da Allahu Alem der fikrimizi belirtiriz.

6.hayrettin karamana gelince.bu ülkede yaşar nuriye karşı olanlar çok fazla.karşı olmayan çok az.en son chp bile şutladı adamı.ama bildiğim kadarıyla çıkıp da doğru düzgün adamla münazara yapıp onu rezil eden de yok.şimdi hayrettin karamanın da görüşlerini beğenmeyebilirsiniz.ama o karşı çıkanlar da eğer onun kadar ehil olduklarına inanıyorlarsa onu münazaraya(münakaşa değil)çağırırlar ve ağzının payını verirler.itimat meselesine gelince fetvalarını uygulayıp uygulamamakta serbesttir herkes.eleştirmekte de.ama kimin itimata layık olduğu her durumda aşikar değildir.bunu Allah bilir.

7.eziyet kavramı kişiden kişiye değişir.uhud veya bedir savaşında peygamber efendimiz safları kontrol ederken bir sahabiye geri gitmesi iççin hafifçe mızrağıylaa vurdu.ve sahabi kıvranmaya başladı canımı yaktın ya resulallah diye.Allahın elçisi durur mu.gel sen de vur ödeşelim der ve karnını açar.sahabi de nazikçe rasulullahın sırtındaki beni öper ve asıl amacım buydu der.aynı şekilde hz ömer de bir gün çarşıyı teftiş ederken bir adamın insanların yolunu daralttığını farkeder ve hafifçe vurur ona.sonra yaptığının doğruluğundan tam emin olmasa gerek adamı soruşturur bulur ve özür diler.adam da ben o darbeyi o gün unutmuştum der.bu bakımdan durup dururken yanınızdaki adamın ensesine patlatırsanız ona eziyet etmiş olusunuz dalga geçmiş olursunuz ve helallik istemeniz gerekir.(tabi hikayenin tamamını bilemediğim için ancak bu kadarıyla ilgili yorum yapabiliyorum).zaten soğan sarımsak yiyip mescide gitmek hoş görülmemiştir.kişiyen kişiye değiştiği içindir ki haram diyemiyoruz direkman

8.sigara bırakmak için terapi alanlar yüzlerce ytl harcayanlar vardır.ama ben çay içmemeye karar verip de kurtulamayan beni babam alıştırdı kurtulamıyoz meletten diyen duymadım.

9.sağlığa zarar konusu.aslına bakarsanız camide namaz kılarken de deprem olursa bina yıkılırsa yine ölebilirsiniz.patates kızartmasından ölen insan duymadım.ama sigara dolayısıyla akciğer kanseri olan sayısız insan vardır.yani iş çiklet çiğnemeye kalırsa yaşamamız dahi haramdır.

10.işte benim ileri sürdüğüm tezlerin hepsine sizin karşıt cevabınız olduğu içindir ki sigaraya haram diyemiyoruz.örneğin hiç kimse eroin konusunda haramlığına sebebiyet veren sebebler için anti tezler sunamaz.ha sunanlar olur.örneğin eroin satıcıları.geçenlerde yakalanan otçu baba ismindeki zat esrarın farz olduğunu söylüyor ve ekliyordu osmanlı bu ekini yasak ettiği için çöktü.

11.sonuçta Allah kusurlarımızı yüzümüze söyleyen ve bizi uyaran kardeşlerimizden razı olsun.görüşlerinize teşekkürler ediyor ve böyle bir münazara ortamında bulunduğum için mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.

dua ile.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Eczaneye sigara yı bırakmak için bir ilaç gelmiş,gittik baya zaman sonra aldık.Draje halinde first gibi sakız şeker.Aldık çiğnedik felaket kötü bir tad :) ama sonuç ilaç işe yaramadı.Kafada bitirilemeyen ilaçlamı bitecek :)

 

 

sigarayı bırakmak gerçekten de çok zor.böyle sizin gibi gelip isteyen,ilacı alan çok.bırakan da bırakamayan da mevcut.ama istedikten sonra herşey mümkündür inşAllah.bir anımı anlatayım efendim;

 

eczanedeyim,kapının önünde biri kıvranıyo belli :) camdaki reklam afişlerine bakıp kendine uygun bir reklam aramakta kendileri.nihayet bütün cesaretini toparlayıp içeriye girdi.'buyrun' dedim.'ben bulurum aradığımı' dedi.burnundan soluyo! 'buyrunuz o zaman bakınız' dedim.aradı,bakındı asabi bey hiç sesimi çıkarmadım anladım var bişey.'siz de yok' dedi çıktı :)

5 dk sonra tekrar geldi,aradığım şey siz de var dedi.markete gittim elimi sigaraya uzattım,tam alıyodum,vazgeçtim.sizden nicotine bandı almaya karar verdim dedi :) güldüm ben 'işte budur' dedim 'tebrik ederim' azmin sonu selamettir :)

3 ay boyunca geldi,ayda bir kez aldı nefsine hakim olmayı bilip sigarayı bıraktı.

efendim kendinize hakim olunuz,nefsinize hakim olunuz,sigarayı bırakınız.

Share this post


Link to post
Share on other sites

yahu anlamadığım, yukarıda nfkfan yazmış, seyyid fehim ve seyyid abdulhakim arvasi hazretlerinden nakil etmiş. artı olarak ersoy bey açıklamış büyük velilerin, mürşidlerin sözlerinden nakillerle. Siz ise kalkmış,

 

"bence haram" diyorsunuz.

 

Siz kimsiniz? Haşa mürşid-i Kamil misiniz? Kutb musunuz? Siz fetva makamı mısınız?

 

arkadaşlar çok tehlikeli sözler ediyorsunuz. Dinimizde haram olmayan bir şeye haramdır ve ya haram olmayan bir şeye haramdır demek çok tehlikelidir.

 

Hele de, bana göre, benim mantığıma göre, bana kalsa, ben böyle karar verdim, demek çok daha tehlikelidir.

 

bence vücuda zararı olacak şey haramdır.

 

sen kimsin?

 

Yukarıda ismi yazılmış büyük velilerden, silsile-i aliyye büyüklerinden üstün bir makamda mısın bence haram diyorsun?

Share this post


Link to post
Share on other sites
yorumlarınız için teşekkürler kardeş.

1.harama haram diyememe meselesi.islam alimleri bazı konularda kıyasla bazı hükümlere varırlar.bazı hareketleri kah zararlı görürler kah faydalı görürler ve buna göre de fatva verirler.örneğin fatiha suresinin okunması hakkındaki hadiste.imam şafii buradaki emir sigasından hareketle fatiha okumak farzdır demiştir.imam azam ise inkarının dinden çıkarmamasından hareketle tahrimen mekruhtur.ama yapmayan da namazını iade etmelidir demiştir.saygı gören bütün alimlerimiz hakkında ki başta eshabı kiram bir konuda fetva sorulduğunda sürekli topu diğer alimlere atmışlar(onlara sorun onlar daha iyi bilir şeklinde) bilgileri hususunda tevazu göstererek fetva konusunda çekingen olmuşlar.ve bu çekingenliklerinden dir bir çok konuda haram kelimesi yerine tahrimen mekruhu kullanmışlar ve bunda da esas hükmü inkarının kişiyi dinden çıkarıp çıkarmamasına bağlamışlar haramda Allahın kesin emri vardır inkar edilemez demişler fakat tahrimen mekruha kendi yorumlarıyla ulaştıklarından ve kendileri de insan olup hata yapabileceklerinden her ne kadar doğruluğuna yüzde doksan dokuz ihtimal verselerde tevazularından dolayı haram dememmişlerdir.yoksa bu bir kimseye görüşlerini açıklamaktan çekindikleri için değildir.

2.islamdaki fikir özgürlüğündendir ki bir kısmının haram dediğine öbürü helal demiş ama ne imam şafii imam azamı hocası kabul etmekten geri kalmış ne de imam azam kendi görüşüne uymayanlarıhorlamıştır.bizce bizim görüşümüz en doğrusudur fakat bununla birlikte bundan iyisini getiren olursa onu da kabul ederiz demiştir.

3.fayda konusuna gelince içkinin de bazı konularda faydalı olduğu güya yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur.doğruluğu yanlışlığı nedir bilemem ama sidikle elbiseyi temizleyip al işte elbiseyi temizliyor o halde faydılı yönleri de var demek çok daa doğru değildir.bu bakımdan sigaranın daa faydaları vardır belki ama kötülüklerinden dolayı onlar nötrlenir.

4.islam alimlerinin görüşlerini tenkit etmek onları yok saymak değildir.islam hukukundaki içtihat meselesi yüzündendir ki islam hukukuk durağan değil dinamik bir yapıda olup her asırda islamın ana gayelerinden sapmadan kendini yenilemeye hazırdır.işin ehli olanlar yeri gelince yeniden içtihat ederler ve eğer bu çağda eski içtahatlar işe yaramıyorsa onlardan vazgeçilir.vazgeçilmesi islam aliminin değerini küçültmez onu yok saymaak anlamına gelmez aksineislam medeniyetine yeni birikimler kazandırır.imam azam evlilikle ilgili bir içtahaat yaparken(içeriğini hatırlayamıyorum) ona hz alinin bir içtihadı sunulmuş ama o doğrudur fakat tek çare o değildir diyerek yeni bir içtihat yapmıştır.bu bakımdan islam çağlara hitap eder yorumları insan tarafından yapılmıştır ve değiştirilebilir.

5.önceki yazılarda da bazı kardeşler sigaraya helal dediler bazıları yorum yapmaktan kaçındı bazıları da yine müçtehidlere dayanarak haram dedi.ben de bu kadar farklı görüş olduğundan yine yukaarda saydığınız bazı gerekçelerle haram olduğuna karşı çıktığınızdan yanılabiliriz diyerek tahrimen mekruh diyenlerin görüşünü açıkladım.haram diyememem gibi bir şey söz konusu değildir.harama haram demekten çekinmeyiz.ama tam bilgi sahibi olmadığımız mevzu da da Allahu Alem der fikrimizi belirtiriz.

6.hayrettin karamana gelince.bu ülkede yaşar nuriye karşı olanlar çok fazla.karşı olmayan çok az.en son chp bile şutladı adamı.ama bildiğim kadarıyla çıkıp da doğru düzgün adamla münazara yapıp onu rezil eden de yok.şimdi hayrettin karamanın da görüşlerini beğenmeyebilirsiniz.ama o karşı çıkanlar da eğer onun kadar ehil olduklarına inanıyorlarsa onu münazaraya(münakaşa değil)çağırırlar ve ağzının payını verirler.itimat meselesine gelince fetvalarını uygulayıp uygulamamakta serbesttir herkes.eleştirmekte de.ama kimin itimata layık olduğu her durumda aşikar değildir.bunu Allah bilir.

7.eziyet kavramı kişiden kişiye değişir.uhud veya bedir savaşında peygamber efendimiz safları kontrol ederken bir sahabiye geri gitmesi iççin hafifçe mızrağıylaa vurdu.ve sahabi kıvranmaya başladı canımı yaktın ya resulallah diye.Allahın elçisi durur mu.gel sen de vur ödeşelim der ve karnını açar.sahabi de nazikçe rasulullahın sırtındaki beni öper ve asıl amacım buydu der.aynı şekilde hz ömer de bir gün çarşıyı teftiş ederken bir adamın insanların yolunu daralttığını farkeder ve hafifçe vurur ona.sonra yaptığının doğruluğundan tam emin olmasa gerek adamı soruşturur bulur ve özür diler.adam da ben o darbeyi o gün unutmuştum der.bu bakımdan durup dururken yanınızdaki adamın ensesine patlatırsanız ona eziyet etmiş olusunuz dalga geçmiş olursunuz ve helallik istemeniz gerekir.(tabi hikayenin tamamını bilemediğim için ancak bu kadarıyla ilgili yorum yapabiliyorum).zaten soğan sarımsak yiyip mescide gitmek hoş görülmemiştir.kişiyen kişiye değiştiği içindir ki haram diyemiyoruz direkman

8.sigara bırakmak için terapi alanlar yüzlerce ytl harcayanlar vardır.ama ben çay içmemeye karar verip de kurtulamayan beni babam alıştırdı kurtulamıyoz meletten diyen duymadım.

9.sağlığa zarar konusu.aslına bakarsanız camide namaz kılarken de deprem olursa bina yıkılırsa yine ölebilirsiniz.patates kızartmasından ölen insan duymadım.ama sigara dolayısıyla akciğer kanseri olan sayısız insan vardır.yani iş çiklet çiğnemeye kalırsa yaşamamız dahi haramdır.

10.işte benim ileri sürdüğüm tezlerin hepsine sizin karşıt cevabınız olduğu içindir ki sigaraya haram diyemiyoruz.örneğin hiç kimse eroin konusunda haramlığına sebebiyet veren sebebler için anti tezler sunamaz.ha sunanlar olur.örneğin eroin satıcıları.geçenlerde yakalanan otçu baba ismindeki zat esrarın farz olduğunu söylüyor ve ekliyordu osmanlı bu ekini yasak ettiği için çöktü.

11.sonuçta Allah kusurlarımızı yüzümüze söyleyen ve bizi uyaran kardeşlerimizden razı olsun.görüşlerinize teşekkürler ediyor ve böyle bir münazara ortamında bulunduğum için mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.

dua ile.

 

 

1- Onların çekinmeleri, sizin de dediğiniz gibi bir şeye haram demenin zorluğundan ileri gelir. Bu temel ölçüdür. Fetvada tevazu olmaz. Eminse emindir, değilse değildir. 100*100=10000 ise öyledir. 9000 değildir. Aksi takdirde vebali vardır. Hükümler zahire göredir ve bu fetva yüzünden bir harama devam eden olursa, eğer fetvayı veren şahsiyet de o şeyin haramlığına inanıyorsa, vebal direk fetvayı veren insandadır. Dini hükümlerin tevazuu olmaz. En azından haram olduğuna dair kanaatini belirttikten sonra ucu açık bir hüküm verebilir insan.

2- Doğru, delillerini karşılaştırdığımızda hangisi ağır basıyorsa ve kimin ehliyeti daha yüksekse biz ona inanırız.

3- İlk mesajınızdaki fayda-zarar muhabbetinizin geçersizliğini kendi ağzınızla söylemiş oluyorsunuz böylece. Biz de zaten bunu söylüyorduk.

4- Hükümler değişmez, eskiden haram olan domuz eti şimdi de haramdır. Gösterilen delillerin ikna ediciliğine ve temel hükümlere uygunluğuna göre göre bir fetvaya bağlanılır veya bağlanılmaz. Kıstas budur.

5- Tam bilgi sahibi olmadığınız mevzuda hüküm veremezsiniz, tahmininizi veya doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi belirtebilirsiniz. Destekleyici argümanlarınıza bakılır ve belli hükümler çerçevesinde bir kanaate varılır.

6- Münazara bir şeyin doğruluğunu ispatta tek kıstas değildir. Bir insan bilebilir, fakat tartışamaz; bir insanın bilgisi yeterli değildir fakat sapıtmamıştır. İkna kabiliyeti bahşedilmemiş peygamberler bile varken bunu söylemenizi çok abes buldum. Karaman ve saz arkadaşları bizce itimada layık değildir.

7- Soğan ve sarmısak hoş görülmemiştir, fakat tahrimen mekruh filan değildir. Lafı dolandırmaya gerek yok, zira konu dışına çıkılmış oluyo böylelikle.

8- Demek ki tiryaki görmemişsiniz siz. Ramazanda orucunu çayla açanlar tanırım ben. Çay içmediği zaman adam kafayı yiyor, tanıyamıyorsunuz. Günde 10 kupa çay içen kişi benim eniştemdir mesela.Belli müdet çay içmeyince kafasına ağrılar giren komşularım var. Belki aleyhte propaganda fazlasıyla yapılmadığından, belki daha az zararlı olduğundan, bırakmak istenmiyor fakat neticede bir bağımlılık var. Sizin söylediğiniz bağımlılık vurgusunun da karşılığı budur. Bağımlılık diyorsanız bağımlılıktır, bırakma mevzuu ayrı. Bırakılmak istenmediği, bağımlılık yapmadığı anlamına gelmez.

9- Patates kızartmasından ölen adam duymamış olmanız 2 ay 3 öğün patates kızartması yiyen adamın büyük ölçüde zarar görmeyeceği anlamına gelmez, mantıken de bu adamın damar yapısı iflas eder. durum böyleyken patates kızartmasına haram diyemiyorsanız sigaraya da diyemezsiniz.

10- Bizim dediğimiz şey de zaten buna haram diyemeyeceğiniz.

11- Memnuniyet bizden.

 

 

 

Bu konunun fazla uzamaması gerektiğini düşünüyorum. Zira daha önce yapılan alıntılar gayet açıklayıcı ve neticelendiri mahiyette. Hatta eski illetileri okuma zahmetinde bulunmayan arkadaşlar için ben bir daha kopyalayacağım.

 

Saygı, selam ve dua ile.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sigara Haram mı?

Sual: Tütün, sigara içmek haram mıdır? İslam âlimleri bu konuda ne bildirmişlerdir?

CEVAP

Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:

Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki:

Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi. İbni Hümam, Tahrir kitabında da böyle söylüyor. Bunun için, Besmele ile kesildiği bilinmeyen hayvana ve zararı görülmeyen ota helal denir. Tütün de böyledir. Âlimlerin çoğuna göre, helaldir. Birkaçına göre ise, hüküm verilemez. [uyun-ül-besair’de, Hamevi Eşbahı şerh ederken, (Buradan tütün içmenin helal olduğu anlaşılıyor) buyuruyor.]

 

Hanefi âlimlerinden, Şam müftüsü, Abdürrahman İmadi, Hediye adındaki kitabında, (Tütün; soğan, sarmısak gibi mekruhtur) buyurdu. İbni Abidin, bu satırları açıklarken buyuruyor ki:

Vehbaniyye şerhinde, (Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir) diyor. [Tütünü yasak eden dördüncü Murad han zamanında bulunan Şernblali de, (Halife mubahları yasak edince haram olur) diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.]

 

Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.

 

Abdülgani Nablüsi hazretleri de tütünün mubah olduğunu bildiren, Essulhu beynelihvan kitabında diyor ki:

Tütün bazılarına zarar verirse, yalnız bunlara haram olur, başkalarına haram olmaz. Bal, safra hastasına zarar verir. Fakat, başkalarına haram değildir. Her şey aslında helaldir. Haram veya mekruh diyebilmek için, delil lazımdır. Şarap habislerin en kötüsü iken ve Resulullah İslamiyet’in bildiricisi olduğu halde, şaraba haram demedi. Âyet-i kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tütün içmek mubahtır, helaldir. Kokusu ise tab’an mekruhtur. Şer’an mekruh değildir.

 

İbni Abidin hazretleri devam ederek buyuruyor ki:

Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur. Hatta, zevce tütünü bırakınca, zarar görmezse, meyve gibi olur. Kocasının tütün parası vermesi lazım olur. Tütünü bırakınca, kadın zarar görürse, ilaç gibi olur.

 

Tütünü haram sananların vesika olarak ileri sürdükleri, Berika kitabının sahibi Muhammed Hadimi hazretleri diyor ki:

Bazıları, (Tütün ve kahve kullanmak da, âdette bid’attir. İkisi de haram değildir ve mekruh da değildir. Doğrusu da budur. Bunlara haram diyen, âdette bid’ati haram etmiş olur) dedi. Bize göre, kahve belki böyledir. Fakat, bunu da, kullanmamak daha iyidir. Çünkü, hakkında söz birliği yoktur. Tütüne gelince, haram olmadığı doğru ise de, mekruh olduğunda şüphe yoktur. Çünkü, helal olmasında söz birliği yoktur. Hadis-i şerifte, (Soğan, sarmısak yiyen, mescidimize gelmesin) buyuruldu. Çünkü, melekler pis kokudan incinir. Cüzzam, baras hastaları, yarası kokanlar, üzeri balık kokanlar da böyledir. tütünü içmek de bunun için mekruh olur dedi. Salih olan kimse, bu hadis-i şeriften korkarak tütün içmez. (Berika)

 

Abdülgani Nablusi hazretleri diyor ki:

Tütün ve kahve için çeşitli şeyler söyleniyor ise de, sözün doğrusu, ikisine de haram ve mekruh dedirtecek bir sebep yoktur. Her ikisi de, (Âdette bid’at)dir. Herhangi bir sebep göstererek bunlara haram diyen kimse, âdette bid’at olan şeye haram demiş olur. Âdette bid’ate haram denilemeyeceğini, cumhuri ulema bildirmiştir. (Hadika s.143)

 

İsmail Hakkı hazretleri, ilk zamanlarında tütünün haram olduğunu yazmıştı. Çünkü, sultan Murad, tütün içmeyi yasak etmişti. İçen öldürülüyordu. Bu âlim, tütünü değil, tütün içmeyi, idama sebep olduğu için haram demişti. Hükümet, tütün yasağını kaldırdıktan sonra, yazdığı kitabında, tütünün haram olmadığını bildirmiştir. [bursa’da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır.]

 

Maliki âlimlerinden Ali Echüri hazretleri buyuruyor ki:

Tütün, aklı gidermiyor. Necis de değildir. Böyle olunca, tütün içmek haram değildir. Başka türlü zararlara sebep olursa haram olur. Zarar vermeyen kimseye haram değildir. Afyonu, aklı gidermeyecek az miktarda yemek caiz olduğu gibi, tütünü de aklı gidermeyecek miktarda içmek caiz olur. Bu ise, insanlara göre ve içilen miktara göre değişir. Bir kimsenin aklını gideren miktar, başkasının aklını gidermez. Tütün haramdır, diye kesin söylenemez. Bunu ancak din cahili olan söyler. Aklı gidermeyince, helal olduğu anlaşılmaktadır. Tütün, israf olduğu için haramdır da denilemez. Çünkü, mubah olan şeyi almak için verilen mal israf olmaz. Zararlı olduğundan haramdır demek de ilmi bir söz değildir. Çünkü, zarar verene haram olur. Zarar vermeyene haram olmaz. Hanefi âlimlerinden şeyh Muhammed Nihriri, uzman doktorun sözü ile veya tecrübe ile zarar verdiğini anlayan kimseye tütün içmek haram olur. Böyle kesin anlaşılmadıkça, helal olduğuna fetva vermiştir. Tütün hakkında bir hadis yoktur. Hanbeli âlimlerinden Meri bin Yusüf Mukaddisi, Tahkikul-burhan fi-şanid-duhan kitabında, başka zarar vermedikçe tütünün haram olmadığını, ateş dumanını ağza çekmek gibi olduğunu, bunun haram olacağını ise kimsenin bildirmemiş olduğunu yazmaktadır. Yeni meydana çıkan bir şey, mubaha benzerse mubah olur. Harama benzerse haram olur. Aklı olan bir din adamı, tütünü elbet mubahlara benzetir. Zarara sebep olmadıkça haram diyemez. Aklı gidermeyecek kadar tütün içmenin haram olmadığını dört mezhep âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. (Gayet-ül-beyan)

 

Tütün, aklı giderir veya zarar verirse yahut nafakası vacip olanın nafakasını terke veya namazın vaktini kaçırmaya sebep olursa, haram olur. Başkalarının içmesi haram olmaz. Uyuşturucu maddenin aklı gidermeyen kadar az miktarını satmak da caizdir. (Celal-ül-hak fi keşfi ahvali şiraril-halk)

 

Tütün içmek, alkollü içkiler ve afyon, morfin, esrar ve benzerleri uyuşturucu maddeler gibi, haram edilmemiştir. İbni Abidin, (Zebaih) kısmında, (Allahü teâlânın, helal ve haram diye açıklamadığı şey, Allahü teâlânın af ettiği şeylerdendir) hadis-i şerifini yazarak, haram olduğu bildirilmeyen ve haram edilmiş olanlara benzemeyen her şeyin mubah olduğunu göstermektedir.

 

Kötü alışkanlık, haram işlemeye alışmak demektir. Haram olmayan şeyi kullanmaya kötü alışkanlık denmez. Boğazına düşkün olanlar, yiyeceğe benzetilemez diyerek de tütünü kötülüyorlar. Tütün bitkisini yakıp, dumanını çekmek, ihtiyaç değil, caiz olmaz diyorlar. Günnük, ud ağacı, tütsü otunu yakıp koklamak mubahtır. Bunlar, yenmez, içilmez, caiz olmaz denemez. Ölülerde ve dirilerde kullanılması sünnet olan şeyi de, yakılıp dumanı savruluyor diye, kötülenemez. Bunlar ve pis kokulu otlar, Araf suresindeki, (Yerden çıkardığı ziynet) kelimesine dahil olunmuştur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:

(Çok yiyince sarhoş eden katı madde ve otların aslı temizdir, mubahtır.) (Redd-ül-muhtar 5/ 295)

 

Bir kimseye zarar veren mubah şey, ona haram olur. Zarar vermediği kimselere haram olmaz. Aşırı içen bazı kimselere zarar verirse, bunların çok içmesi haram olur. Fakat, bunların az içmelerine ve zarar görmeyenlere de haram olur denilemez. Çoğu zarar veren şeyin azı da haram olur demek pek yanlıştır. Her şeyin çoğu zarar verir. Ekmeğin, suyun da çoğu, zarar verir. Bunun içindir ki, doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, çoğu zarar veriyor diye, az yemek, içmek, haram olur mu?

 

Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki:

Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:

1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.

2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.

3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)

 

Tütüne zararlıdır diyenler üçüncü maddeye dahil ediyorlar. Her içeni öldürücü bir zehir olduğunu bildiren bir ilim adamı yoktur. Tütündeki nikotinden dolayı, günde bir iki sigara içen zehirlenir diyen de yoktur. Çünkü bu söz, havada, boğucu olan karbondioksit gazı bulunduğu için, nefes alan zehirlenir demeye benzer. Nikotinden çok daha zehirli olan siyanür asidi, acı bademde de vardır. Bu zehirden dolayı acı badem yemek haramdır, mekruhtur diyen yoktur. Her şeyi fazla yemek, içmek zararlı olur. Aşırı tütün içmek elbette zararlıdır. Bunun için sigara herkese zararlıdır, kansere sebep olur diyerek, günde 1-2 sigaranın da zararlı olacağını sanmak, bu yüzden haram veya mekruh demek ilme aykırıdır. Hanefi âlimi seyyid Ahmed Tahtavi diyor ki: Şafii âlimlerinin çoğu, tütüne tenzihen mekruh dedi. Hanefi mezhebinde, soğan, sarmısak gibi tenzihen mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar haşiyesi)

 

İbni Abidin, abdestin sünnetlerini anlatırken diyor ki:

Pezdevi üsulünde denildiği gibi, haram olduğu açıkça bildirilmeyen her şey, sözbirliği ile mubahtır. Çünkü, Allahü teâlâ Bekara suresinde, (Yerlerde olan her şeyi sizin için yarattım) mealindeki âyet-i kerimede, hepsinin mubah olduğunu bildirmektedir. Tahrir kitabında bildirildiği gibi, Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğunluğuna göre, her şey yaratılışında helaldir. Ekmel-üd-din, (Pezdevi) şerhinde de böyle bildiriyor ve bir şeyin haram olduğunu işitmeyen kimselerin, o şeyi yemesi mubahtır diyor. İmam-ı Muhammed, (Leş ve şarap, yasak edildikten sonra haram oldu) diyerek, her şeyin aslında mubah olduğunu, yasak edilince haram olduklarını bildiriyor.

 

Milyonlarla salih Müslümanın ve halife-i müsliminin, şeyh-ül İslamların kullandığı şeye, kendi aklı ile kötü alışkanlık demek, bunu haramlara benzetmeye kalkışmak, ancak cahillerin yapacağı iştir. İkinci Abdülhamid han tütün içerdi. Kendisine Şemdinan ve İskeçe şehrinden tütün gelirdi. İskeçe, Şemdinan ve Samsun tütünleri, kıyılmış halinde, latif kokmaktadır. Çubuğa koyup içerlerken, etrafa hoş kokusu yayılmaktadır. Bozuk, karışık tütün içerken iyi kokmazsa, halis ve hoş kokulusu kötülenemez. Acı biberi sevmeyen kimse, tatlı biberi, hatta acısını da kötüleyemez. Bunlara mekruh diyemez. Eğer derse, sözünün kıymeti olmaz. Herkes, sevmediği şeye haram, mekruh derse, din-i İslam, Hıristiyanlığa döner. Onun gibi karmakarışık olur.

 

Tütünü bırakmak nefs ile mücadele sevabı kazandırmaz. Bedene ihtiyacını vermemek, zulüm olur. Günah olur. Nefs, ihtiyaca kavuşmakla doymaz. İhtiyaçtan fazlasını ve haramları ister. O halde, nefsle mücadele, haramlardan ve mubahların fazlasından sakınmaktır. Günde bir kere tütün içmemek, nefsle mücadele değildir. Tütünü, sıhhate ve keseye zararlı olacak miktarda fazla içmemek mücadeledir. Yalnız tütün ile değil, bütün mubahlarla da nefs mücadelesinin böyle olması gerekir.

 

Tütünü, afyona benzetmek de, onun herkese haram olacağını göstermez. Tersine olarak, zarar yapmayacak kadar az içenlere mekruh bile olmadığını, gösterir. Çünkü müctehidler, afyon gibi uyuşturucu maddeleri, haram olan içkilerden ayırmaktadır.

 

Dürr-ül-muhtar 3. cilt, 166.sayfada, (Benc veya Ban otu denilen uyuşturucu otu yemek mubahtır. Çünkü ottur. Bununla sarhoş olmak haramdır) diyor. İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:

(İmam-ı Muhammede göre, çoğu sarhoş edenin azı da haram olması, sıvı olan içkiler içindir. Böyle olmasaydı, safran, anber gibi, fazlası sarhoş eden birçok katı maddelerin az miktarını yemek de haram olurdu. Bunlara haram diyen hiçbir âlim yoktur. Ban otu ve benzeri zehirli otların necis olduğunu hiçbir âlim bildirmedi. Ban otunun ilaç olarak kullanılması caizdir. Aklı giderip keyif verici olarak kullanılması caiz değildir. İmam-ı Muhammedin sözü sıvı haldeki içkiler içindir. Ban otu ve benzerleri, katı oldukları için, ancak sarhoş olmak için kullanılmaları haram olur. Bu da, çok miktarda kullanılmaları haram olur demektir. Az miktarda kullanılmaları haram olmaz. Mesela, Amber ve benzerlerini koku için ve Skamonya denilen zehirli mahmude otunu müshil olarak kullanmak ve diğer katı zehirli ilaçları az miktarda kullanmak haram olmaz. Caiz olur. Zarar veren çok miktarlarını kullanmak haramdır.) [Redd-ül muhtar]

 

Tütün abes de değildir. Abes, faydasız iş yapmaya, boş yere vakit geçirmeye denir. Çalgı ile, oyun ile vakit geçirmek böyledir. Tütün, vakit öldüren bir iş değildir ki, abes denilsin. Tütün içmek, faydalı iş yapmaya mani olmuyor. Tütün içerken kitap okunur. Misafir ile sohbet edilir.

 

Büyüklerin yanında, camilerde, vaazlarda, muhterem yerlerde içilmemesi de, haram veya mekruh olacağını göstermez. Büyüklerin yanında yatılmaz. Bunlara ve Kâbe’ye karşı ayak uzatılmaz. Vaazda, derste ekmek bile yenmez. Böyle, birçok yerlerde ve sıkıntı duyanların yanında yapılmayan çok şey vardır ki, başka yerlerde ve yalnız iken hiçbiri haram veya mekruh değildir. Camide alış veriş etmek, yüksek sesle konuşmak, kan aldırmak mekruhtur. Fakat bunlar, cami dışında mekruh değildir. İhtiyaç deyince yalnız yiyip içecekleri anlamak, pek basit bir görüştür. Bedenin, ruhun çeşitli ihtiyaçları olduğu, din kitaplarında yer almaktadır. Bütün duyu organlarımızın farklı ihtiyaçları olduğu gibi, sinir sisteminin, hatta her organın ayrı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların, ekmek, su gibi önemli olduğu, herkesçe bilinmektedir. Fıkıh kitaplarında, akla gelmeyen, çeşitli ihtiyaçlar görüyoruz. Mesela, Dürr-ül-muhtar’da, (Burnu ve teri silmek için mendil satın almak, ihtiyaç için olursa caizdir. Gösteriş için olursa, tahrimen mekruhtur) diyor.

 

Görülüyor ki, bir şeyi kullanmak bile, niyete göre ihtiyaç olmaktadır. Doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, oruç tutmak veya misafiri utandırmamak için olunca, helal, hatta sevap oluyor. Misafire ikram için, haram, helal oluyor da, haram olmayan tütünü ikram etmek neden suç olsun? Tütünü kötüleyenler, bu hücumlarını, keşke, İslamiyet’in haram ettiği şeylere karşı yapsalardı, çok sevap kazanırlardı. İslam’a büyük hizmet etmiş olurlardı. Fakat, şeytan herkesi bir taraftan yakalıyor. Hem İslamiyet’e saldırtıyor, hem de, ibadet yaptığını sanarak, kibre, ucba sürüklüyor. Bunları anlamadan konuşmak, dine de, söz sahibine de kusur getirir. Hissi, yani kendi görüşlerini, dinin emirleri ve yasakları durumunda göstermeye kalkışmak ve yapılan işlerin, helal mi, haram mı olacağını ayırırken taassuba kapılıp, nasslara dayanmamak felakettir.

 

Birkaç âlim ise, nafakadan kesilmesi, dumanı ile başkasını rahatsız etmesi, çok içerek bedene zarar vermesi... gibi şartlarda tütüne haram veya mekruh demişlerdir. Yoksa, mücerret [soyut olarak] tütünün içilmesini kötüleyen hiçbir âlim yoktur. El-Ukud-üd-dürriyye’nin ve Hadika ikinci cildinin sonunda, tütünün haram olmadığı vesikalarla ispat edilmiş ve Tahtavi’nin Merakıl-felah haşiyesi, orucu bozanlarda da uzun yazılıdır.

 

Şam âlimlerinden Mustafa Rüştünün Tuhfet-ülihvan ma kile fiddühan kitabında, insanın sıhhatini bozan, zarar veren şeyleri ve israfı uzun anlattıktan sonra, tütünün böyle olmadığını bildiriyor. Tütüne haram demek, vera ve takva da olmaz. Vera sahipleri, Allahü teâlânın haram etmediği şeye, haram diyemez diyor. Hanefi âlimlerinden allame Abdüllah bin Muhammed Nihriri ve Şafii âlimlerinden Ali bin Yahya Nevreddin Ziyadi ve Abdürraufi Münavi ve şeyh Ali Şevberi ve şeyh İsmaili Sencidi ve Maliki âlimlerinden allame Külli ve Hanbeli âlimlerinden şeyh Meri, tütünün haram olmadığına fetva vermişlerdir diyor. Zararı ve lüzumu olmayan şey için mubah, zihin durgunluğunu giderip, hafızasını kuvvetlendirene mendub, terk edince zarar verene vacib, kullanınca zarar verene haram, içmek istemeyene, tütün içmesi mekruh olur, diyor. Şarap böyle değildir. Şaraba alışan, tevbe etse, şarabı terk ettiği için hasta olup, ölse, sevap olur.

 

Âlimlerin çoğu tütüne mubah demiştir. Mesela Şeyh-ul İslam Ebülbeka, Ahmed bin Ali Hariri, İsmail Meraşi, kadi Abdürrahim, Ganim bin Muhammed Bağdadi, Şeyhul İslam Behai, Muhammed Tarsusi, Muhammed Kehvaki, Mısır âlimlerinden Yusüf Decvi ve Muhammed bin Abdülbaki Zerkani, allame Abdülgani Nablusi, Abdürrahman bin Muhammed İmadi, allame Ali Echüri, Mahmud-i Samini, Osman Bedreddin, seyyid Abdülhakim efendi, büyük âlim, veliyyi kâmil mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyorlar ki:

(Zarar ve alışkanlık yapmayacak kadar az içilen tütüne haram ve mekruh demekten sakınmalı, kesesine ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri fasık, günahkâr bilmemelidir.)

 

Tütün içmek israf mıdır?

İsraf, malı haram olan yere vermektir. Azı da, çoğu da israf olur. Büyük günah olur. İçki ve kumar için vermek böyledir. Sigara haram olsaydı, buna az veya çok verilen para israf olurdu. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

(İnsanın bazı arzuları, tabiatından ileri gelmektedir. Hiç kimse bu isteklerden kurtulamaz. Mesela, sıcakta, insanın tabiatı serin bir şey içmek ister. Soğukta, sıcak bir şey ister. Böyle istekleri yapmak nefse uymak değildir. Çünkü, tabiatımızın zaruri istekleri mubahtır. Bu ihtiyaç maddelerini lazım olduğu kadar kullanmak sünnettir. Çünkü, bu tabii istekler nefsi emmarenin arzularının dışındadır. Nefs, mubahların lüzumundan fazlasını ve haramları ister.) [Mektubat 3/27]

 

Malı, ihtiyaç olan mubahlara harcamak israf değildir. Günah olmaz. Sigaraya alışmış kimsenin tabiatı ekmek ister gibi, tütünü istiyor. Böyle kimsenin, ihtiyacı kadar kullanması israf olmaz.

 

 

Sigara ve saygısızlık

Sual: Felsefeci bir hoca, (Sigaranın haram olduğuna dair en büyük delil şudur. Sen Resulullahın huzurunda sigara içebilir misin?) diyor. Sonra kendisi cevap veriyor, (İçemezsin, içersen saygısızlık olacağı için küfür bile olur. O halde, Resulullahın huzurunda içilmeyen bu mereti Allah’ın huzurunda nasıl içersin?) diyor. Hocanın sözü doğru değil mi?

CEVAP

Çok yanlış bir kıyas. Peygamber efendimizin huzurunda yapılamayan ve Allah’ın huzurunda yapılmasında mahzur olmayan çok şey vardır. Mesela bir kimse, Resulullahın huzurunda hela ihtiyacını yapamaz, eşi ile beraber olamaz. Ama bunları Allah’ın huzurunda yapmak günah olmaz. Çünkü Allahü teâlânın görmediği yer yoktur. Bunun için sigaraya bir delile dayanmadan haram demek çok veballi bir iştir. Çünkü meşhur olan helale haram, harama helal demek küfür olur.

 

 

Azı ayıltır, çoğu bayıltır

Sual: Bir tek sigara vücuda zarar vermese de haramdır. Çünkü çoğu zararlı olan şeyin azı mubah olamaz. Çoğu haram olanın azı da haramdır. Azı mubah olan şeyin çoğu haram olamaz.

CEVAP

(Çoğu sarhoş eden içkilerin azı da haramdır) kaidesi sıvı içkiler içindir, diğer maddeler için değildir. (Redd-ül muhtar)

 

Azı mubah olduğu halde çoğu haram olan çok şey vardır. Birkaçını yazalım:

1- Ekmek: Doyana kadar yemek mubahtır. Doyduktan sonra yemek haramdır.

 

2- Su: Kanana kadar su içmek mubahtır. Kandıktan sonra su zararlıdır. Hatta çok suyun zehirlenme yaptığı tıbbi bir gerçektir.

 

3- Eter: Azı ayıltır, çoğu bayıltır. Çoğu zararlıdır, azı ise mubahtır. Amber: Çoğu sarhoş eder. Ama azına hiçbir âlim haram dememiştir. Haşhaş: Sarhoş eden bütün otların azı mubahtır, sarhoş edecek miktarı haramdır. Kafein: Azı zihni açar, yorgunluğu giderir, sindirimi kolaylaştırır. Fazlası zararlıdır, sinir zafiyetine sebep olur. Aslında hemen her şeyin çoğu zararlıdır.

 

4- Yürümek, koşmak: Bunlar mubah harekettir. Ama çatlayana kadar koşmak günahtır.

 

5- Uyumak: 24 saatte 23 saat uyumak haramdır. Ama ihtiyaç kadar uyumak mubahtır.

 

6- Deniz iklimi: Rutubet ve deniz iklimi kendilerine zarar veren kimselerin, zaruretsiz deniz ikliminde yaşamaları günahtır.

 

7- Güneşlenmek: Mubahtır ama soyunup yazın güneş altında 5-10 saat kalmak zararlıdır.

 

8- Alerjik gıda: Bazı kimselere bazı şeyler alerji yapar. Diyelim on çilek bir adama alerji yapıyorsa bir tanesi de bir şey yapmıyorsa bir çilek yemesi haram olmaz, mubah olur. Yumurta, balık bazılarına alerji yapar. Alerji yapana haram, yapmayana mubahtır. Et, yumurta çok yenirse ihtiyarlara zarar verir. Felç yapabilir. Onların çok yemesi haram olur. Halbuki et ve yumurta mubah bir gıdadır.

 

9- Şeker: Diyabet hastası için çok zararlıdır. Diğer insanlara zararlı değildir. Tuzlu gıda: Tansiyon hastaları için zararlıdır. Diğer insanlar için zararlı değildir.

 

10- Işık: Bir odaya 100 wattlık ampul yeterken, on tane 100 wattlık ampul takmak israftır haramdır. Halbuki bir tanesi mubahtır. Az su ile abdest almak mubah, suyu çok fazla kullanmak israftır, caiz değildir. İsrafa giren her şeyin azı caiz, çoğu haramdır. Demek ki çoğu haram olan şeyin azı da haram değildir. Şu halde tütünün, zarar vermeyecek az miktarı mubah, zarar veren miktarı haramdır.

 

Bu kadar örnekten sonra, (Çoğu zararlı olan şeyin azı mubah olamaz) demek gülünç olur.

 

 

İslam âlimlerini cahillikle suçlamak

Sual: (Eski âlimler, sigaranın zararlarını bilmedikleri için sigaraya helal demişler. Bugün sigaranın öldürücü bir zehir olduğu kesin olarak ispat edilmiştir. Sigara içmek intihardır. Sigara elbette haramdır) diyenler çıkıyor. Eski âlimleri bilgisizlikle suçlamak doğru mudur?

CEVAP

Çok yanlıştır. Günümüzdeki cahillerin, önceki âlimleri sigaranın zararlarını bilmiyorlardı diyerek cahillikle suçlamaları, kıyamet alametidir. İslam âlimlerine olan düşmanlığın açık bir örneğidir. Resulullahın vârisleri olan İslam âlimlerini cahillikle suçlamak çirkin bir bid’attir.

 

Üç hadis-i şerif meali:

(Kıyamete yakın, türediler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacaktır.) [İbni Asakir]

 

(Bu ümmetin sonunda gelenler, önceki âlimleri kötülediği, cahillikle suçladığı zaman, ilmini gizleyen, Allah’ın indirdiği Kur’anı gizlemiş olur.) [İbni Mace]

 

(Bid'atler çıkınca âlim ilmini açıklasın! İlmini açıklamayana lanet olsun!) [Deylemi]

 

Kur’an-ı kerimi gizleyerek lanete müstahak olmamak için, İslam âlimlerine saldıranlara, yine o büyük âlimlerin kitaplarından alarak cevap vermek zorunda kaldık.

 

Birçok şeyin fazlası zararlıdır. Bunların fazlası zararlı diye, azını kullanmaya haram denemez. Aklımıza değil, din kitaplarında ne yazıyorsa ona uymamız gerekir.

 

Tıpta kullanılan ilaçların çoğunda zehir vardır. Çok miktarları ölüme sebep olurken, az miktarları ise dertlere deva olmaktadır. Mesela eter için azı ayıltır, çoğu bayıltır denmektedir. Allahü teâlâ zehirleri de boşuna yaratmadı. Kanserlilere de zehir verilmektedir. Sigarada da öldürücü zehirler vardır. Çoğu elbette zararlıdır, ama azı zevkle içilmektedir. Oruçlu kimse, akşam iftar vakti, yemekten önce sigaraya sarılmaktadır. Kafam çalışmıyordu, sigara içtim rahatladım diyenler oluyor.

 

Tütünün zararları bilinmese bile, zehirli otların zararları bilinmekteydi. Afyon ve türevleri olan eroin, kodein, morfin ile baldıran, zakkum, esrar, kafein, kokain gibi zehirli otlar ve diğer zehirler eskiden de biliniyordu. Bilinen bu zehirli otların sarhoş etmeyecek, zarar vermeyecek miktarlarının haram olmadığı, az miktarlarını ilaç olarak kullanmanın caiz olduğu, (Feth-ur-rahim, Dürr-ül Muhtar, Redd-ül Muhtar) gibi fıkıh kitaplarında yazılıdır.

 

İmam-ı Nevevi hazretleri buyuruyor ki:

Sıvı içkilerin azı, zarar vermese de haramdır. Zehirli otların sarhoş etmeyen, zarar vermeyen miktarını ilaç olarak kullanmak caizdir. (Mühezzeb)

 

İbni Hacer-i Mekki hazretleri de buyuruyor ki:

Afyon ve diğer zehirli otlar haramdır, fakat az miktarlarını ilaç olarak kullanmak caizdir. (Zevacir)

 

Zehir yeni çıkmadı. İnsanlık tarihinden beri biliniyor. İslam âlimleri, buna rağmen ilaç olarak kullanılmasına cevaz vermişlerdir. Şu halde, (Eskiden âlimler sigaranın zararlarını bilmedikleri için mubah demişler) demenin ne kadar yanlış, ne kadar cahilce bir söz olduğu meydandadır.

 

Din bilgilerinde, açıklanmamış bir şey kalmamıştır. Kemale gelmiş olan bu dine eklenecek bir şey de yoktur. Dinimiz, kıyamete kadar olacak her şeyin hükmünü bildirmiştir. Âlimler bunları açıklamıştır. İctihad için konu kalmamıştır. Helal ve haram bellidir. Her çeşit uyuşturucunun ve zehrin hükmü bellidir. Dinde eksiklik olmaz. Bir âyet-i kerime meali:

(Dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım.) [Maide 3]

 

Tamamlanmış bir dinde, sonradan eksik bir şey çıkmış olamaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

yukardaki görüşler hakikat kitabevi yayınlarından çıkma galiba.onlara göre üç asır içtihat etmek caizdir.bundan sonra fetva kapısı kapalıdır.yediyüz küsür ayetinde düşünceden araştırmadan akletmekten bahseden bir kutsal kitabın yorumuna böyle kilit vurarak ancak şimdiki gibi müslümanları köle yaparsınız başka bir şey değil.zaten yine onlara göre ben bu satırları yazarken reformcu oluyorum islam alimlerinin bazı içtihatlarına yine bazı alimlerin içtihatleriyle karşı çıkıyorum diye sapık oluyorum ve dini yontup ingilizlerin oyununa alet oluyorum.eğer birilerini eleştirenleri düşünceleri ne kadar saçma da olsa kıt kafalı cahil diye nitelendiriyorlarsa (ki savunduğumuz ahlaksızlık falan da değildir) o halde hz ömer halife olup da biat edin dediğinde önce sırtındaki çift kat elbisenin hesabını ver diyen müslüman bir hadis duyduğunda söyleyen kişiye başka şahidin var mı diye soran hz ömer yanlış olduğunu düşündüklerinde birbirlerini uyarmaktan çekinmeyen ashab,halifeye eğer haktan ayrılırsan seni kılıcımızla düzeltiriz dedirten ruha uyup cahil olmayı onlar gibi düşünmeye yeğlerim.

sonuç sigara içen de içmeyen de haram diyen de helal diyen de mekruh diyen de (eğervarsa) sevabını günahını alacaktır.

tekrardan münazara için teşekkür ediyor ve duamızı sevgimizi eksik etmeyelim diyorum

esen kalın

Share this post


Link to post
Share on other sites
yukardaki görüşler hakikat kitabevi yayınlarından çıkma galiba.onlara göre üç asır içtihat etmek caizdir......

 

 

Hicri 4. asırdan sonra mutlak müctehid gelmediğini İslam Alimleri bildiriyor. Hakikat kitabevi de o İslam Alimlerinin yazılarını NAKLEDİYOR. Misal;

 

Hicri 400 yılından sonra kıyas yapacak âlim yetişmedi. (Redd-ül-muhtar)

 

Dört mezhepten sonra, hiçbir âlim, mutlak müctehid olduğunu söylemedi. Mezhepte müctehidler yetişti. Kıyamete kadar, lazım olacak bütün hükümleri, dört imam kitaplara yazmıştır. Şimdi, hiç kimse, Kitap ve Sünnetten, dört mezhebin birinde bulunmayan yeni bir hüküm çıkaramaz. (Mizan-ül-kübra)

 

Bugün 4 mezhepten birine uymak vaciptir. Uymayan Ehl-i sünnet olamaz. (Tahtavi)

 

Bu kitapların isimlerini duydunuz mu hiç???

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Efendim gördük ki muhabbetler hep aynı eksende dönüp dolaşıyor ve daha önceden tartışılmış, söylenmiş olan şeyler defaatle tekrarlanıyor...

 

Sigarayı sevmemekle ve asla başlamamayı düşünmekle beraber okuduklarım, mantığım ve inançlarım ışığında şahsi kanaatimin sigaranın haram olmadığı yönünde belirdiğini, yazmak zorunda olmasam da, buraya tekrardan dercediyorum ve konuyu kilitliyorum, zira görüyoruz ki üsluplar sertleşiyor, konu sapıyor, söylenen yeni bir şey ise pek yok. Çoğu arkadaşımızın mesajında cevaplara cevap verilmektense,, ilgili veya ilgisiz, kanaatin dile getirilmeye başlandığı yerin nokta-i istinad olarak alındığını görüyoruz.

 

Son günlerde sitenin taşımaya başladığı fazlasıyla gergin olan havayı da biraz dağıtmak için konuyu kilitliyorum. Lütfen anlayışla karşılayın.

 

Yüce yaradan doğruyu bulmayı hepimize nasip eylesin.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...