Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
nedmanün

Ermeni Tarihçi

Recommended Posts

Yazımın başlığı, bir Ermeni tarihçi yazara aittir. Aşağıdaki satırlarda geçen hafta Ermeni Tarihçi-Yazar Levon Panos Dabağyan’ın, 3 Kasım 2006 tarihinde, İstanbul’da düzenlenen “Gün Işığında Ermeni Meselesi” konulu toplantıda yaptığı konuşmadan alıntılar bulacaksınız...

 

Panos Dabağyan; Ermenilerin 1915’te Batılıların dediği gibi soykırıma değil, tehcire tabi tutulduklarını belirterek, “Tehcir, Ermenistan ile Türkiye’yi ilgilendiren bir konu değil, Türk Ermenisi ile Türkiye’yi ilgilendiren bir konudur” dedi.

 

Dabağyan, Türkler ile Ermenilerin bin yıl beraber yaşadıklarını, 1. Dünya Savaşı sırasında ise birbirlerine düşürüldüklerini söyledi ve “Osmanlı’nın direklerinden biri Ermenilerdir.

 

O direği nasıl kırdılar? Tabii ki Ermenilerin arasına Katolikliği ve Protestanlığı soktular. Katolikliği Fransızlar soktu. Protestanlığı da İngilizler soktu.

 

Bunu Protestan misyonerler eliyle, diliyle yaptılar” diye konuştu. Dabağyan, Ermenilerin aslının ise Gregoryan olduğunu savundu.

 

Ermenilerin, Selçuklular zamanında 1071 Malazgirt Meydan Savaşı sırasında, Türklerin tarafında yer aldığını ifade eden Dabağyan, tüm bunların, tarih kitaplarında yer almasına rağmen, her iki halka da anlatılmadığını, daha sonra da Türkler ile Ermenilerin çeşitli oyunlarla birbirlerine düşürüldüklerini anlattı.

 

Devamla “Ermeniler, 1915’te tehcire tabi tutuldular. Ama Batılıların dediği gibi soykırım diye bir şey yoktur, tehcir vardır” diyen Dabağyan, “Tehcir sırasında dönemin İttihatçı çetelerinin Ermenileri öldürdüğünü” savundu.

 

Dabağyan, hatta evlerinde Ermenileri korumak maksadıyla gizleyen Türklerin de kötü muamele gördüğünü sözlerine ekledi.

 

Dabağyan, “Sen Türk değilsin” demenin kendilerine bir hakaret olduğunu ifade ederek, “Mademki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, o zaman Türk’üm. Amerika’daki Ermeniler Amerikalı oluyor da niye Türkiye’deki Ermeniler Türk olmuyor?” diye sordu.

 

Yukarda görüldüğü gibi Osmanlı devletinin ne 1915’te, ne 1915 öncesi yüzlerce senede, ne de 1915 sonrası yıllarda Ermenilere soykırım uygulamadığını, konunun uzmanı, tarihçi bir Ermeni bilim adamı yazmaktadır.

 

Peki Fransa, Belçika, İsviçre vs. Avrupa devletlerindeki soykırım olduğunu savunma telaşı niye? Onu da yazacağım. Bekleyiniz.-----

 

 

basındaki ermeni soykırımı habelerini çok takip etmedim çünkü tarihi veriler değilde kafalarından yazmayı tercih eden yazarlarla dolu her yer ...

ama işte bu yazıyı görünce ohhh be dedim sonunda .. tartışmaya açık bi konu olduğu için serbetst kürsüye koydum tabi bide saman alevi ika edip sönen bi konu olduğu için artık güncel değil :)

 

şuda varki benim ailem ermeniler yüzünden muhacir oldu.. ve ailemin geldiği yerde ermeniler tehcir edildi ve açlıkla, sefaletle, saldırılarla onlar yüzde 70'den fazla nüsuflarını kaybetmişler .. bizde ettik .. ortada zulüm var koca bir zulüm ittihatçıların çetelerinin yaptığı zulüm ... öyle açlık varmışki sefer yapan gruplar çocuklarını büyük küfelerde götürürmüş çocukları kaçırıp yemek isteyen insanlardan muhafaza etmek için .. siz düşünün sefaleti artık ..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Seyyid Abdülhakîm Efendinin ikinci haccından dönüşünden bir müddet sonra doğuda karışıklıklar başgöstermeye başladı. 1914 yılında Birinci Dünyâ harbinin başlarında Rus askeri İran tarafından gelerek Doğu Anadolu'yu işgâle başladı. Bir taraftan da Ermenileri silahlandırarak masum Türk halkı üzerine kışkırtıyorlardı. Bu acıklı günleri o mübârek zât şöyle nakletmektedir:

 

Hızla silâhlanan Ermeniler, Müslümanların mallarını yağma etmeye koyuldular. O sırada bizim evimizi de tamamiyle yağmaladılar, soydular ve hiçbir şey bırakmadılar. Kışın başlangıcı sıralarında, âile efrâdımız, yakındaki dağ ve köylere kaçıp sığınmaktan başka çare bulamadılar. On gün sonra Allahü teâlânın lütfu ve inâyeti ile kasaba geri alındı ve âilece oraya dönüldü. O kış, malsız ve imkânsız olarak günü gününe yaşadık ve bin zorlukla bahara girdik. Mayıs ayında düşman kasabamıza bir saatlik mesafeye yaklaştığından hükümet tahliye emrini verdi. Tekrar dağlara ve çöllere döştük. Evlerimizi, çarşılarımızı, medreselerimizi, câmilerimizi tamamiyle yakıp kül ettiklerini haber aldık. Bu vaziyetten sonra bize hicret yolu göründü. Düşman istilâsına devam ederek Van, Şafak ve Nurduz'u ele geçirmişti. Keldânî aşîretleri ile Ermeniler dünyânın yaratılışından beri görülmedik zulüm ve vahşete yol açıyorlardı. Hicret edenlere Masiru adındaki bir dereden yol bulup gitmekten başka çâre kalmamıştı. Bu istikâmete yol veren bir derenin iki yanındaki düzlükte çoğu kadın ve çocuktan ibâret olan birkaç bin nüfus dağlara sığınmıştı. Zîrâ eli silah tutanların hemen hepsi Erzurum taraflarında ve cephede bulunuyorlardı. Tamamen müdâfaasız kimselerden meydana gelen göç topluluğu bir ana-baba günü manzarasıyla yol alıyordu. Ermeni fedâileri ise Nurduz'dan beri bu perişan muhacirleri takip ediyor, genç kız ve kadınları esir edip götürüyor, büyük bir kısmını şehîd ediyor, kalanları tekrar takibe koyuluyordu. Zaho'nun dağ ve çöllerinde muhacirlerin yüzde yetmişi açlıktan can verip ve hatta hayvanlara ve kuşlara yem oldular. Memleketinde hanedan seviyesinde ve zengin olanlar hicrette mahv ve perişan oldular.

Share this post


Link to post
Share on other sites

a1_176.jpg

 

Ermeni Hınçak alayı sekizinci bölük birinci takım kumandaları askerleri ve kızılhaç heyeti.

Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.

 

İşte masum (!) ermeniler...Hıristiyan dünyası da arkalarında...Bizim kendimize gelip, kimin dost kimin düşman olduğuna karar vermemizin zamanı geldi de geçiyor artık...Türk araba, arap aceme,acem çeçene,hintli endoneze, kısaca müslümanlar birbirimize sahip çıkmazsak bizi yutacak bu sömürgeci Yahudi / Hristyan Batı emperyalizmi...Bugün ABD ye gidin Türk de teröristtir arap da...Eeeee sorun nerde o zaman; neden birbirimizi yiyoruz, İdraklerimiz iğdiş edildi evet ama inşallah Osmanlı uyanıyor uyanacak, uyanmak zorunda...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dış Politika

M.Necati Özfatura

25 Kasım 2006 Cumartesi [email protected]

 

Tarihten bir sayfa...

 

Yabancı ülkelerin tahriki ile Ermenilerin 1895’te Anadolu’da yaptığı katliamlar o yıllarda Fransa’da yayınlanan dergide resimleri ve belgeleriyle yer alır.

 

1895’te Fransa’nın en çok satan dergisi “Le Petit Journal” birinci sayfasında tam sayfa olarak yayınlanan resimde ayaklanan Ermeni çetecilerin Türkleri nasıl boğazladığını bütün dünyaya duyuruyordu.Tabancasından tüfeğine kadar çeşit çeşit ateşli silâhla, kılıçlarla, sopalarla donanmış bir grup, camiden çıkan insanlara saldırıyor; vurarak, keserek, ezerek tam bir katliam yapıyordu. Mezar taşları bile devrilmişti, cesetler taşlarla beraber yerlerde yatmakdaydı ve resmin altında iki satırlık bir yazı vardı: “Doğu’daki olaylar. Ermenilerin bir camiye saldırısı.” Resim, Maraş’ın o yıllarda “Zeytun” denilen bölgesinde çıkan Ermeni ayaklanmasını konu alıyordu. Saldıranlar Ermeni çeteciler, öldürülenler Türk’tü ve Meyer adındaki ressam, kurbanların çehrelerine verdiği ifadeyle yaşanan kıyımı fotoğraftan da canlı bir şekilde aksettirmişti. 1985 Temmuz’unda patlayan “Zeytun Ayaklanması” 1896 Ocak’ta sona erdiğinde onbinlerce Türk canından olmuş ama devlet isyancılara hiçbir ceza verememişti. Avrupa ülkeleri isyanı bastırmak için başlayan askerî harekâtı durdurmuş, altı ülkenin konsolosu Zeytun’a girerek Ermeni komitelerinin elebaşılarını himayeleri altında Türkiye’den çıkarmışlar ve İstanbul hükümetine Zeytun’da af ilân edip vergileri de azaltmak düşmüştü.

 

Kaçaznuni’nin itirafı

 

Ermenistan’ın ilk başbakanı Kaçaznuni diyor ki: “1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya’da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Sadece birkaç hafta içerisinde Ermeni devrimci Taşnaksutyun Partisi hem bu birliklerin kurulmasına hem de Türkiye’ye karşı gerçekleştirdikleri askerî operasyonlara aktif biçimde katıldı. Barışı sabote ettik, Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf Devletlerinin kampındaydık. Türkiye’den ‘denizden denize Ermenistan’ talep etmekteydik. İtilaf Devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika’ya resmî çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki? ”

 

Bugün sizlere tarihten bir sayfa gösterelim istedim. Eğer Ermeni çetelerinin tam olarak yaptıklarını anlatmaya kalksak benim sütunum yetersiz kaldığı için ciltler dolusu kitap yazmak zorunda kalırdık! ..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...