Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
isyanlı sükut

Apartman

Recommended Posts

Apartman

 

Sır vermeye alışkan

Pencereler aydınlık.

Duvara şüphe çakan

Gölgelerde şaşkınlık.

 

Üst üste insan türü,

Bu ne hayat, götürü!

Yakınlıktan ötürü

Kaçıp gitmiş yakınlık...

 

1973

Share this post


Link to post
Share on other sites

lise 3 teyim. sene 1999. mekan, capa sehreminide eski bir apartman dairesi. aylardan mayis. universite sinavina hazirlaniyorum. o gun cok bunalmis ve solugu arkadasimda almistim. disarida garip bir hava oglen vakti ama hava oldukca kapali. kitapliga dogru ilerledim ve bir kitap aldim. aldigim kitap bir siir kitabiydi. kitabi actim ve okumaya basladim.apartman..

siirin adiydi bu.. arkadasima seslenerek:

allah allah ne adamlar var yahu apartmana siir yazmislar diye acikcasi biraz da kucumseyerek okumaya basladim. satirlar biterken butun vucudumum usudugunu hissettim. aman allahim bu nasil seydi? insan apartmani nasil boyle tasfir eder? baska bir seyden bir daha o kadar etkilenir miydim bilmiyorum? ve ustad necip fazil'la bu vesileyle tanistim. beni cezbeden siir ne kaldirimlardi ne de sakarya turkusu.. apartman beni ona goturmustu..

 

isin en ilginc yani o kitabi arkadasim hediye etti bana. ve ben alirken kitabin ilk sayfasina tarih atmisim. 26 MAYIS 1999.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Apartman.. Modern hayat iştiyakına tutulalı beri insanların kendilerine yaşama mekânı olarak seçtikleri yer. Tek katlı ahşap evlerin sıhhat depolayıcı yapılarına nispetle, beton binaların plastik içinde nebat yetiştirmeye benzeyen yaşama alanları. İnsanoğlunun ruhunu madde hezeyanları içinde kaybetmesinden sonra, insana dair her şey nasıl da sunîleşerek ruhu kapana kıstırırcasına karşısına dikiliyor..

Üstadın bu mevzudaki şiiri bu dertten muzdarip olan ruhlar için bir nevi kendileri ve içinde bulundukları çağ ile hesaplaşmanın ve sonrasında ruh iklimine tesir eden bir dirilişin, uyanışın yolunu açacak mahiyette.

Nuri Pakdil’in ‘Korku’ isimli eserinin bir bölümünde de Üstadın bu şiirindeki manaya müsavi olan ve insana müthiş bir metafizik ürperti veren bir apartman tasvirini görmek mümkün. Öncelikle onu iktibas edelim:

 

“Üst üste, üst üste kabirler! Herkes, bir mezar özlemini mi anlatmak istiyor, acaba, uzayıp giden apartmanlarda? Yoksa, insanın, ev diye girdiği işkencehanesine mütevazı atıf mı?”

 

Nuri Pakdil’in çizdiği tabloda, apartman katlarında üst üste bir konumda hayat süren insanın bir kabir ve ölüm soğukluğuna bürünmesini, Üstadın, kaçıp giden yakınlığın müsebbibini yakınlık olarak betimlemesi ve bu yakınlık içindeki uzaklığın daha da ilerde bir ölünün soğukluğuna kadar ilerlemesi olarak manalandırıyor ve biri nazım diğeri nesir olan sanatkar ruhlardan süzülüp kağıda dökülen bu iki manidar fikri birbirine muvazi görüyorum. Ruh zemininde buluşan ve ondan sonra birbirleriyle irtibata geçen insan türünün bu hususiyetini kaybetme noktasına gelmesi, dünyanın fiziki sahada birbirine yakın yaşayan lakin ruhların kaynaşamadığı bir işkencehaneye dönüşmesine zemin hazırladı. Aynı evde yaşamalarına rağmen ailevî bir muhabbetin ortamını kuramayan insanlar pek tabi olarak da üst üste bina edilen apartman katlarındaki diğer ferdlerle de yakınlık içinde uzaklık yaşamaktalar.

 

İnsan, ruhundan uzaklaştığı, ruhunu kendinden kaçırdığı, iç âleminde mevcut bulunsa da ruhuna ihtiyacı olan, yaşaması için elzem olan besini -yani imanı- vermediği içindir ki, kalabalıklar arasında yalnızlık çeken insan türü ortaya çıktı. Ve belki de bunun en bariz misali şimdi apartmanlarda yaşanıyor...

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Yakınlıktan ötürü

Kaçıp gitmiş yakınlık..."

 

ne kadr güzel anlatms Üstad ya..bir şiirinden bile etkilenmemek elde değil hepsi birbirnden güzel..ben de dayan kalbim şiiriyle tanısmıstım Üstdla.bana da arkadsım hediye etmisti cileyi :) yalnz ben birz gec tanıdm sanrm.yıl 2003tü.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Apartman.. Modern hayat iştiyakına tutulalı beri insanların kendilerine yaşama mekânı olarak seçtikleri yer. Tek katlı ahşap evlerin sıhhat depolayıcı yapılarına nispetle, beton binaların plastik içinde nebat yetiştirmeye benzeyen yaşama alanları. İnsanoğlunun ruhunu madde hezeyanları içinde kaybetmesinden sonra, insana dair her şey nasıl da sunîleşerek ruhu kapana kıstırırcasına karşısına dikiliyor..

Üstadın bu mevzudaki şiiri bu dertten muzdarip olan ruhlar için bir nevi kendileri ve içinde bulundukları çağ ile hesaplaşmanın ve sonrasında ruh iklimine tesir eden bir dirilişin, uyanışın yolunu açacak mahiyette.

Nuri Pakdil’in ‘Korku’ isimli eserinin bir bölümünde de Üstadın bu şiirindeki manaya müsavi olan ve insana müthiş bir metafizik ürperti veren bir apartman tasvirini görmek mümkün. Öncelikle onu iktibas edelim:

 

“Üst üste, üst üste kabirler! Herkes, bir mezar özlemini mi anlatmak istiyor, acaba, uzayıp giden apartmanlarda? Yoksa, insanın, ev diye girdiği işkencehanesine mütevazı atıf mı?”

 

Nuri Pakdil’in çizdiği tabloda, apartman katlarında üst üste bir konumda hayat süren insanın bir kabir ve ölüm soğukluğuna bürünmesini, Üstadın, kaçıp giden yakınlığın müsebbibini yakınlık olarak betimlemesi ve bu yakınlık içindeki uzaklığın daha da ilerde bir ölünün soğukluğuna kadar ilerlemesi olarak manalandırıyor ve biri nazım diğeri nesir olan sanatkar ruhlardan süzülüp kağıda dökülen bu iki manidar fikri birbirine muvazi görüyorum. Ruh zemininde buluşan ve ondan sonra birbirleriyle irtibata geçen insan türünün bu hususiyetini kaybetme noktasına gelmesi, dünyanın fiziki sahada birbirine yakın yaşayan lakin ruhların kaynaşamadığı bir işkencehaneye dönüşmesine zemin hazırladı. Aynı evde yaşamalarına rağmen ailevî bir muhabbetin ortamını kuramayan insanlar pek tabi olarak da üst üste bina edilen apartman katlarındaki diğer ferdlerle de yakınlık içinde uzaklık yaşamaktalar.

 

İnsan, ruhundan uzaklaştığı, ruhunu kendinden kaçırdığı, iç âleminde mevcut bulunsa da ruhuna ihtiyacı olan, yaşaması için elzem olan besini -yani imanı- vermediği içindir ki, kalabalıklar arasında yalnızlık çeken insan türü ortaya çıktı. Ve belki de bunun en bariz misali şimdi apartmanlarda yaşanıyor...

 

Ellerine Sağlık Rehyan kardeşim çok güzel bir yazı yazmışsın.Ben hala 3 alt katta oturan insanların ismini-cismini bilmiyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...