Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Muvazene

Ergun Göze'nin Necip Fazıl Ile Röportajı

Recommended Posts

“Edebiyatımızın münhal memuriyeti münekkitliktir… Bu olmadıkça gerçek bir edebiyat beklemek mümkün olmaz…”

 

Biyografisi ismi… Eserleri, tesirleri ayrı bir kitap konusu… Teybe konuşturdum. İşte teypten çekebildiklerim…

 

 

Bütün yazdıklarınızdan bir tek istisnası ile vazgeçmek zorunda kalsa idiniz, o istisna ne olurdu?

 

Buna tefrik edici bir cevap veremem. Bir batında altı yedi çocuk doğuran analardan bahsederler. Benim bu tip birbirinden ayırt edemeyeceğim kelimelerim olmuş olabilir. Mutlaka her şeyi unutmam gerekirse ki, bence gerçek ilim, ledünni ilim budur, o zaman bende iki kelime kalır sadece Allah ve Resulü, lakin bu türlü manası bende kalacak mısralarım haylidir, şunu veririm bunu alırım diyemem…

 

 

Ama Çile şiiri ?

 

Haa.. Şiir olarak hangisini çok seviyorsunuz derseniz, hemen “Çile”yi başa alırım. Ve hemence kısadan söyleyeyim ki, “Çile” bu cemiyetin şiiri değildir. Mesela Fransızcaya ilk defa Abidin Dino tarafından tercüme edildi ve 1938’lerde Paris’te Eyfel radyosunda okundu… Oralarda bu kadar büyük alaka doğurdu da bizde… Metafizik sancı çeken kafa, bu hastalık yok işte. Bu ulvi hastalık bize gelmemiş ve gelmez. Geçen gün Rimbaud’yu okurken, ansiklopedi onun hakkında neler söyledi merak ettim. Şöyle kısa hüküm halinde… bayıldım Avrupalı kafasına… Larus diyor ki Rimbaud için; ” Bu adam, “ Absolut” yü mutlaka arayan bir kafaya malik idi, çıldırma hududuna kadar giden bir kafa. ” işte Rimbaud böyle anlatılır. Şairdi, mairdi diye değil, “Absolut”yü arayan kafa diye.

 

 

Burada hemen bir şey soracağım. Sizin bu memlekette büyük bir tesiriniz var. Bu tesir, kuvvetini bütün yabancı tesirlere karşı koymaktan almaktadır. Hal böyleyken “bayılıyorum Avrupalıya” dediniz ?

 

Benim Avrupalıya bayılıyorum demem, sizi yanıltmasın. Bu onu tespit ederim demektir. Benim gözümde Avrupa, insan kafasının eşya ve hadiseler üzerindeki tefahhus hakkının, aslında bir İslami emir olmasına rağmen, böyle şahane bir tarzda meydana getirilmiş olan sahanın ismidir. Rönesans ise, din adına ortaya konan abeslerin ve türrehatın hıncı olarak aklın şahlanışıdır. Aklın heyecanını o kadar derin bir şekilde hissettiler ki, ateşe atılan meşhur Bruno, odunlar üzerinde yanarken dudaklarına uzatılan haçı ayaklarıyla tekmeledi. Hakiki bir muvahhit olsa idi, bu hareket onu şehitliğin en üst mertebesine çıkartabilirdi. Halbuki o, büyük oluştan mahrum olduğu için bir batılı, bir başka batıl adına itmiştir. Evet, ben durumu tesbit ederim. Kapılanmam Avrupa’ya. Avrupa’nın arayıp, çok kanlı mücadelelere rağmen bulamadığının İslam’da olduğuna kaniyim. Bulamamış, Avrupalılara da yazık olmuşlar gözüyle bakarım. Ama onların kıvranışlarını, davranışlarını beğenebilirim. İşte bayıldığım bu tarafları olabilir. İşte Pascal, o bir adamın, rehbersiz hiçbir noktaya ulaşamayacağının en güzel misalidir. Kaldı ki, rehbersiz olarak gidilebilecek noktanın muhaline kadar da varabilmiştir. Öyleyken bir gün bir buhran anında haykırıyor: ” Bana filozofların bulduklarını sandıkları Allah’a inanışı değil, fakat peygamberlerin nas halinde getirdikleri inanışı veriniz” ve isimler sayıyor. Hz.İbrahim’den Hz.İsa’ya kadar. Orada duruyor. İsim saymasa, yahut en son ismi de son peygamberi de zikretse kurtulacak. Fakat son anda yetişir gibi olduğu vapuru en son anda kaçırıyor. Neticeten batıyı iyi veya kötü tarafıyla tasnif ederim. Ona mağlup olmak mevzubahis değildir.

 

Burada da bir noktayı tevzih edeceksiniz sanırım. Avrupalıların bir çok akıl fetihleri var. Ama neyin namına? Nefsaniyetlerinin. Kudsi hakikat namına değil.

 

Güzel tespit… Şimdi benim bir eserim olacak ”Yolda Düşündüklerim” diye..

 

Orada göstereceğim ki, bazı Avrupalı tipler aklın yoluyla aklı yıkabilecek ve mukaddes ıstıraba ayak basabilecek varlığı gösterebilmişlerdi. Bunların birer manevi fethe ulaşamayışlarının sebebi, manevi fetih yolunun sadece İslam’dan geçmesinden haberleri olmayışındandır.

 

 

Sizin hem bir sanatkar çizginiz var, hem bir tasavvuf… Bu ikisini birleştirmiş bulunan bir büyük, Mevlana hakkında fikriniz ?

 

Mevlana, beşeri planda çok büyüktür. Bu bakımdan Avrupalılar tarafından anlaşılması da kolaydır. Fakat eseri bakımından şöhreti ve kolay anlayışı davet eder. Bu yolun büyüklerinden öyleleri vardır ki, şöhretten kaçmışlardır. Mevlana’nın bu kolaylığı onu bugünkü rejim tarafından maalesef bir turist terliği gibi kullanılmasına bile müncer olmuştur. Tabi bu kıyaslamalar tasavvufi gerçeklere ve büyüklere nispetledir. Yoksa o beşeri planın ve kelimelerin götürebileceği en son noktaya kadar varmış bir büyüktür. Ama tasavvufi marifet bütün bu kelime haşmetinin ötesindedir. Bu bakımdan Mevlana’yı anlayan Avrupa, İmam-ı Rabbani ve Şah-ı Nakşibend’in keyfiyetini anlamaktan uzaktır.

 

 

Bir de Yunus var edebiyatla tasavvufu birleştiren.

 

Yunus Emre Türk cemiyet hayatında yetiştirebildiğimiz edebi ve dini tahassüs ve tefekkürün en büyük örneğidir. Umumiyetle metafizik ürpertisi zayıf ırkımızın bu bahisteki zaafını telafi edecek kudrette bir şahsiyettir. Bu arada tasavvuf için bir iki şey söyleyeyim. “Tasavvuf, Resullullahın batınıdır.” Bu çetin yolda son merhale hayrettir. İlk merhalenin de hayret olduğu gibi… Bu konudaki en ince tesbiti İmam-ı Rabbani yapmıştır: ” Ben yokum, yani Allah var” diyen mürit ben yokum derken bile varlığını iddia etmektedir. İnsanın yokluğunu bile iddia edememesi hali, tasavvufun en büyük mertebesidir… Şah-ı Nakşibend bunun için ”mutlak tevhid, muhal” dir, buyurmuştur.

 

 

Tiyatronun, bizim malımız olmadığı kanaatindeyim. Bir tiyatro yazarı olarak buna ne dersiniz ?

 

Tiyatro bize alet olarak yabancıdır. Kadınsız tiyatro kabil değildir. Kadını, en şeri ölçülerde bile olsa Baküs ayinlerinden doğmuş bulunan tiyatroya tatbik de mümkün değil. Tiyatro hayatın dondurulmuş anlarıdır. Bu bakımdan onun bize ait olmayışı bana mensup bir söz. Bunu kabul kolay. Fakat onun yerine meddahı ve karagözü ikame ederek teselli mümkün değil. Diğer sanat kolları için de konuşabiliriz. Resim, hürmet makamında olmadıkça caizdir. Musiki de ilahi tefekküre yardım ettiği nisbette helale, kötülüğe yardım ettiği nisbette de harama yakındır.

 

 

Milliyetçilik de bir batılı mefhum

 

Milliyetçilik, Bergson’un dediği gibi ” Bir şuur değil, bir haldir.” İdeoloji değil, psikolojidir. Bütün insanlara hitap etmeyen, her millet için sözü olmayan bir sistem, ideoloji olmaz. Komünizm ”sınıf” gerçeğiyle kısıtlanmış olmakla beraber, her millette az çok hitap edebilmekle menfi bir ideoloji vasfına yakındır. Sosyalizm, bu bakımdan fikrî bir masturbasyon,, komünizm ise, kendi batıl davasının zinakarıdır.

 

 

Nazım Hikmet de tiyatro eserleri vermişti.

 

Nazım, pür sanatta küçük adamdı… Eserleri kolaydır, kendisi kolaycı…. Hangi bahiste olursa olsun, kolaydan nefret ederim... Latinler ” felixe culpa” derler. Mesut cinayet.. Bütün sahte inkılaplar bu sınıfa girer. Mesela montaj sanayi. Nazım, solun Türkiyedeki montajcısıdır.

 

 

Necip Fazıl olarak, Necip Fazıl’ı tenkit eder misiniz ?

 

Edeyim.. Kendi iç alemimde bir turist gibi dolaştığım zaman, öz kıymetlerimi benim derecemde dile getirebilecek birisi bulunmadığını, buna mukabil de, sefalet ve noksanlarımı yine benim derecemde görebilecek anlayışta birisine rast gelmediğimi söyleyebilirim. Bu hal, bende çocukluğumdan beri devam eder. Şiirde şimdiye kadar, edebiyatımızın mahrum olduğu, metafizik arayıcılık bakımından öz Türkçeye ilk keyfiyet aşılarını tatbike çalıştığımı bir hak olarak iddia edebilirim. Fakat bu hakkın maskesi olan tenkit otoritesine hiçbir devirde rastlamadım. Edebiyatımızın muhal memuriyeti benim nazarımda şairlikten önce münekkitliktir. Bizim bir Lessing, bir Fague, Ruskin yoktur. Bu olmadıkça gerçek bir edebiyat beklemek mümkün olamaz. Mesela Almancanın geçirdiği ilk buhran safhasında meydana bir Lessing çıkarken, onun yanı başındaki bir Goethe şu sözü söylemiştir: “ Bu millete edilebilecek en büyük fenalık, onun diliyle oynamaktır”.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Röportaj kitabın 267-268-269-270-271. sayfalarındadır.

Yayınevi: Boğaziçi Yayınları

Baskı Tarihi: Ekim 1989

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...