Kahramanlık

[BDG 76]

KAHRAMANLAR

 

 

Ne varsa çöplüğe at, belli başlı zamanlık;

Ölümü öldürmekte olanca kahramanlık.

 

(1976)

[hafakan 195]

KAHRAMANLIK

 

 

BİZE KALAN AZİZ BORÇ ASIRLIK ZAMANLARDAN,

TARİHİ TEMİZLEMEK, SAHTE KAHRAMANLARDAN.,

[NFK-Fan 285]

KAHRAMANLIK

BİZE KALAN AZİZ BORÇ ASIRLIK ZAMANLARDAN,

TARİHİ TEMİZLEMEK, SAHTE KAHRAMANLARDAN.,

Selamlar,

 

Bu şiirin ismini "Sahte Kahraman" olarak hatırlıyorum. Baktım, Çile'de de öyle görünüyor. :)

 

Her iki arkadaşımıza da teşekkür ediyorum. Çile'deki Kahramanlık şiirleri gerçekten çok hoş, üzerinde genel bir tahlile gidilebilecek nitelikte. Bir ara el atabilsek ne de güzel olur aslında. El atılacak çok şey var ama, biz bir türlü girişemiyoruz bu işlere...

 

Saygı ve selamlarımla

[hafakan 195]

:) hıım dogrudur bazen karıştırıyorum işte ,teşekkür bizden.sağolun düzelttiğiniz için.

haklısınız katılıyorum

[BDG 76]

KAHRAMANLAR

Ne varsa çöplüğe at, belli başlı zamanlık;

Ölümü öldürmekte olanca kahramanlık. (1976)

 

Tüm gaye, tek gaye..sonsuzluk..Ölümün ötesine geçebilmek.Anlayış budur.Üstadımızın da burada "ne varsa çöplüğe at" derken anlatmak istediği mana heralde sonsuzlukla "nevarsa"nın kıyası sonucundaki ifadesidir."Nevarsa" ile sonsuzluğu kıyaslarsak ancak "nevarsa"nın çöplük müdavimi olacağına karar veririz ki üstadım da nevarsa'nın çöplüğe gitmesine karar vermiştir....Ölümü öldürmekte olanca kahramanlık..Sözü ise zaten mısranın özünü kapsıyor. Ve sıradan anlayışın çok ötesindeki bir kahramanlık anlayışını üstadım ortaya çıkarmış oluyor. Halk nazarındaki kahramanlık nedir? diye sorsak ; öğrenci yüksek not almak, sporcu iyi bir derece almak, asker savaşta korkusuzca cihat edebilmek vs..vs..der.Ama hepsinden de öte üstadımızın anlatmaya çalıştığı gerçek kahramanlıktır. Ölümü öldürmek, ötesine geçebilmek, ölümün "ölüm" manasını sadece kemali edeple sonsuza gitme aracı görmek...Kahramanlık burada yatıyor olsa gerek...

 

"belli başlı zamanlık" için düşündüğüm yorumumun doğru olmayacağını anlayınca onun için birşey demiyorum.Yorumlarımda yanlış gördüğünüz yer varsa düzeltelim lütfen...Eksik noktalarda tamamlanırsa daha hoş olacaktır :)

[mürid 20]

Zaman kavramı bizlerde yanlızca dünyada karşılığını bulan, anlamlanabilen bir lütuf olması ve dünyanın da fani oluşu gerekçesiyle "belli başlı zamanlık" kavramı bende gelip-geçici, uhrevi olmayan gibi birtakım anlamlar uyandırdı.Sayın Bdg ye ek olarak bunları yazmak istedim hoş sayın Bdg de yazarmış amma bize hediye etmiş. Allah razı olsun. :) Saygılarımla...

[NFK-Fan 285]

Selamlar,

 

Her iki yoruma da imzamı atıyorum ve ben de bu bütünlük ifade eden açıklamaların yanına "laf olsun, torba dolsun", "aman ben eksik kalmayayım" kabilinden bir iki paragrafla katılmak istiyorum. :)

 

Alelade bir kul için "zaman"dan net bir ifade yoktur belki de, zira "zaman"dan bahsedilebiliyorsa bu zamanın ilahi indde söz sahibi olan bir kavram oluşundan değildir (Allah zamandan münezzehtir), kulların gölge dünya içerisinde sınırlarında mahpus kaldığı bir hapishane olmasından ileri gelir. Kul ötelere geçtiğinde, yani sebepler alemini terkedip tabir yerindeyse "daha ilahi bir alem"e erdiğinde zaman kavramı sonsuzluğun potasında eriyerek ehemmiyetini yitirecek ve belki de ortadan kalkacaktır. Fakat bu neticede herkesin başına gelecek olandır, yani kaçınılmazdır. İnsan bu sınırlı, bu bağımlılıklarla örülü, bu imtihan alanı olan dünya hayatında zamanın zincirlerini kırabilirse ötelerin mahiyetine dair daha müsbet bir bilgiye erebilir, daha bilinçli bir hal alır ve yaradılış amacına daha uygun bir hayat sürebilir. Onun için sonsuzluk bir korku olmaktan çıkar; bir iştiyak haline gelir.

 

Ayrıca kendisini geçici olanla bağlama durumundan kurtulmuş bir insan için dünyevi hiçbir şeyin önemi kalmaz. Sonsuzluğa ermiş olan için geçici olan dünya, dertleri, tasaları, sıkıntıları, amaçtan saptırıcı özellikleri yönüyle etkisiz bir eleman haline gelir, aradan çıkar tabir yerindeyse. Bu da insana hakikat uğrunda kahraman olabilmek için gerekli cesareti beraberinde getiren bir durumdur. Gaye açıktır, nettir ve bizzat içinde yaşanılandır bu insanlar için; onlar sonsuzluğun içinde yaşar ve sonu kaçınılmaz olandan gelen dertleri sineye çeker, onlar için sonu kaçınılmaz olanda yapılması gerekenler için itminan-ı kalb ile, "kahramanlık", "adanmışlık" olarak ifade edilen kavramın içini taşırarak dolduran bir aşk ile çalışmak tabii bir netice halini alır. Bunun yanında onlar misyonlarını yerine getirenlerdir, irşad edenlerdir ve bu işleri dolayısıyla ilahi indde de gafili uyandıran, gerçeği gösteren kahramanlardır. Onların kahramanlıkları çift yönlüdür; hem dünyevî, hem uhrevî...

 

Toparlarsak, gerçek olan, ötelerdir; burası yalnızca bir gölgedir ve gerçek olana ulaşmak için bir basamaktan fazlası değildir. Ölümü öldürenler, kendilerini gelip geçici olanla, "belli başlı zamanlık" olarak nitelenenlerle bağlamayanlar, neticede ulaşılması kat'î olan alemin ruhuna çok daha iyi bir biçimde nüfuz edebilir, hariçten gazel okuyanlara nazaran... Dünyayı amacına uygun biçimde yaşayanlar ve gölgenin içindekilere ait tüm menfi tesirleri sineye çekebilenler "gerçek kahraman"lardır.

 

Saygı ve selamlarımla