Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

Yavaşlıyoruz

Recommended Posts

Fatma K. Barbarosoğlu

20.07.2007

Yavaşlıyoruz!!!

Geçenlerde, basın sektöründe çalışan bir arkadaş son çıkan kitabımdan bahisle, “Medyada gerekli ilgiyi görmedi” dedi. Ona hangi tv kanallarında, hangi radyo istasyonlarında, hangi haber dergilerinde, hangi edebiyat dergilerinde yer aldığını anlattım. Ama bütün bunlar iki ay gibi bir süreye yayılarak gerçekleşti. Yani arka arkaya, üst üste bir kampanya havasında değil. “Tekrar” yok ise “algı” da yok. Nitekim arkadaş bir medya mensubu olduğu halde yapılanları algılamamıştı. Kitabı çok beğendiği halde “Neden yeterince ses getirmedi” diye düşünüyordu.

 

Ses! Ses dediğimiz nedir ki! Bütün güzel şeyler sessizdir. Tebessüm sessizdir. Gözyaşı sessizdir. Dua; gecenin en koyu karanlığında, en sessiz anında, kalbin en sükuna kavuştuğu anda, bizi de içine alarak tevhide götürür. Kelimelerin büyüsü acının sessizliğinden yeşerir.

 

Bir de ses getiren şeylere bakın. Polemikler, kavgalar, ihanetler ne kadar ses getiriyor. Kötü olanın sesi ne kadar yüksek, ne kadar tekrara gelebilen bir şey. Gösterişin, riyânın, ihanetin dili ne kadar da çığırtkan. Bunu düşünün lütfen. Kötüyü tekrarlayabilirsiniz. Tekrar. Tekrar. Tekrar. Tekrarladıkça büyütürsünüz kötülüğü. Tekrarladıkça kötü olanın askerleri çoğalır. İslâm âlimleri onun için “Kötüyü ortaya getirmeyin, muhakkak alıcısı çıkar” diye buyurmuşlardır.

 

Güzelliği ise tekrarlayamazsınız. Güzel olan sadece yaşanır. İdrak edilir. Bir kalpten bir kalbe mayalanır güzellik. Dildeki duada, kalpteki şefkatte mayalanır güzellik.

 

Ahir zamanların mümin kalbi için en büyük sıkıntı buradadır.

 

Zaman daralmış, zaman hızlanmıştır. İbadetin tekrar dilini, post-modern zamanlarda kötülük ödünç almıştır. Artık pespaye olandır durmadan tekrarlanan, göze sokulan, kalbe paslı çivilerle kazınan…

 

İbadet için vakit bulamazken ahir zaman kulları, kötülüğün tekrarı için gözünü ve kulağını rehin bırakmak durumunda kalmıştır.

 

Rehin bıraktıklarınızı geri almak için durun hele. Hele durun. Hele yavaşlayın. Yavaşlayamıyor musunuz? Kemal Sayar'ı çağırın yardımınıza. “Yavaşla” adlı kitabı hepinize iyi gelecek. Zamanınız genişleyecek, teknolojinin kalbinize yaptığı fenalıkları görmek için şair-hekimin kaleminden günde üç öğün pınar başına gider gibi gideceksiniz satırlara.

 

Şifa bulacaksınız. Emin olun.

 

Germeye çalışanlara en iyi cevap yavaşlayarak verilir. Bunu sakın unutmayın. Efendimiz'in hadis-i de böyledir ya. “Sizden biri öfkelendiğinde ayakta ise otursun, oturuyorsa yatsın. Yatıyorsa kalkıp abdest alsın.”

 

Yani yavaşlıyoruz. Her bakımdan. Yani ayağımızı sakınarak basıyoruz. Günü birlik gündemlerle enerjimizi boşa tüketmiyoruz. Daha yüksekten bakıp, daha derine iniyoruz. Yavaş yavaş. Gayret bizden, tevfik Allah'tan.

 

Yani öfkemizi taşlara değil, en mümbit toprağa ekiyoruz. Kavi bir imâna sükûtun ikliminde kavuşacağız. Ki oradan sanat çıkacak, felsefe çıkacak. Ve nihayet muktedir olamayan iktidarlar için oy kullanmak zorunda kalmaktan kurtulacağımız bir siyaset çıkacak. Ahlâk ile nikahını tazeleyen bir siyaset. Çağı değiştirecek, kalpsiz dünyaya kalp getirecek bir siyaset. Ne zaman!!!

 

Savunmada kalmaktan, sürekli kendimizi izah etme derdinin içinde debelenmekten kurtulduğumuz zaman. Evet, “Başörtümüz siyasî. Hem dünyamızı, hem ahiretimizi temsil ediyor” diyebildiğimiz zaman.

 

Ama diyemiyoruz. Neden! Söylediğimizde herkesin duyacağı kadar gür çıkamıyor sesimiz. Neden?

 

Gür değil sesimiz. Çünkü azala azala yaşıyoruz. Tükene tükene.

 

Tükendiğimizi fark etmeden üstelik. “Kadın hakları” diyerek, “Tercih hakkım” diyerek, “Ben kendimi böyle daha iyi hissediyorum” diyerek.

 

Muhatabımız anlamamakta kararlı diye kendi dilimizi bırakıp, bizi anlamamaya yeminli olanın diline sığmaya çalıştığımız için azalıyoruz, azalıyoruz.

 

Allah'tan başka kimseye kul olamayacak nesiller yetiştirmek için. Doğruya dosdoğru doğru diyebilmek için. Siyaseten değiştirmeye kalkmadan siyah ile beyazın yerini. “Gri”lerden medet ummadan.

 

Hele genişletelim zamanımızı. Zaman ancak ibadet ile genişliyor. Tefekkür ile genişliyor.

 

Hele biriktirelim sesimizi. Dünyanın en güzel şiirlerini, en güzel öykülerini, en güzel romanlarını, en güzel filmlerini çekmek için. Dünyaya söyleyecek sözler biriktirmek için. Kötülüğün dilini iyiliğe çevirmek için.

 

Yavaşlıyoruz.

 

Yavaş. Yavaş. Yavaş. Dinin dili ruha ancak sükûnet ile ulaşır. Sanatın ve felsefenin dili yavaşlıkta yeşerir.

 

Yavaşlıyoruz.

 

Mübarek üç aylara girdik.

 

Regaip Kandilimiz mübarek olsun. Dilimiz ve kalbimiz hayır dualar ile şenlensin. Ve dualarınız huzurdan geri dönmeyen dualardan olsun. AMİN. AMİN. AMİN.

 

 

 

YENİ ŞAFAK

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ses! Ses dediğimiz nedir ki! Bütün güzel şeyler sessizdir. Tebessüm sessizdir. Gözyaşı sessizdir. Dua; gecenin en koyu karanlığında, en sessiz anında, kalbin en sükuna kavuştuğu anda, bizi de içine alarak tevhide götürür. Kelimelerin büyüsü acının sessizliğinden yeşerir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

nerden başlamış nerede sonlandırmış gerçekten çok güzel bir yazı

Allah razı olsun Fatma hanımdan ve sevenlerinden

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...