Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
lawyer

Atilla Ilhan

Recommended Posts

Arkadaşlar Atilla İlhan ın şiirleri başka bir konu da var ama bu şiiri yok paylaşmak istedim..Lisede şiir dinletisinde okumuştum o zamandan sonra beğendiğim şiirler arasına girdi.

 

 

Ayrılık Sevdaya Dahil / Attila İlhan

 

açılmış sarmaşık gülleri

kokularıyla baygın

en görkemli saatinde yıldız alacasının

gizli bir yılan gibi yuvalanmış

içimde keder

uzak bir telefonda ağlayan

yağmurlu genç kadın

 

 

 

rüzgâr

uzak karanlıklara sürmüş yıldızları

mor kıvılcımlar geçiyor

dağınık yalnızlığımdan

onu çok arıyorum onu çok arıyorum

heryerinde vücudumun

ağır yanık sızıları

bir yerlere yıldırım düşüyorum

ayrılığımızı hissettiğim an

demirler eriyor hırsımdan

 

 

 

 

ay ışığına batmış

karabiber ağaçları

gümüş tozu

gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar

yaseminler unutulmuş

tedirgin gülümser

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

hiç bir anı tek başına yaşayamazlar

her an ötekisiyle birlikte

herşey onunla ilgili

 

telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar

gittikçe genişleyen

yakılmış ot kokusu

yıldızlar inanılmayacak bir irilikte

yansımalar tutmuş bütün sâhili

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

 

 

 

yalnızlık

hızla alçalan bulutlar

karanlık bir ağırlık

hava ağır toprak ağır yaprak ağır

su tozları yağıyor üstümüze

özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır

eflatuna çalar puslu lacivert

bir sis kuşattı ormanı

karanlık çöktü denize

yalnızlık

çakmak taşı gibi sert

elmas gibi keskin

ne yanına dönsen bir yerin kesilir

fena kan kaybedersin

kapını bir çalan olmadı mı hele

elini bir tutan

bilekleri bembeyaz kuğu boynu

parmakları uzun ve ince

sımsıcak bakışları suç ortağı

kaçamak gülüşleri gizlice

yalnızların en büyük sorunu

tek başına özgürlük ne işe yarayacak

bir türlü çözemedikleri bu

ölü bir gezegenin

soğuk tenhalığına

benzemesin diye

özgürlük mutlaka paylaşılacak

suç ortağı bir sevgiliyle

 

 

 

sanmıştık ki ikimiz

yeryüzünde ancak

birbirimiz için varız

ikimiz sanmıştık ki

tek kişilik bir yalnızlığa bile

rahatça sığarız

hiç yanılmamışız

her an düşüp düşüp

kristal bir bardak gibi

tuz parça kırılsak da

hâlâ içimizde o yanardağ ağzı

hâlâ kıpkızıl gülümseyen

-sanki ateşten bir tebessüm-

zehir zemberek aşkımız

Share this post


Link to post
Share on other sites

Emperyal Oteli

 

ben hiç böylesini görmemiştim

vurdun kanıma girdin itirazım var

sımsıcak bir merhaba diyecektim

başımı usulca dizine koyacaktım

dört gün dört gece susacaktım

yağmur sönecekti yanacaktı

sameland seferden dönecekti

duvardaki saat duracaktı

kalbim kendiliğinden duracaktı

ben hiç böylesini görmemiştim

vurdun kanıma girdin itirazım var

emperyal otelinde bu sonbahar

bu camların nokta nokta hüznü

bu bizim berheva olmuşluğumuz

bir nokta bir hat kalmışlığımız

bu rezil bu çarşamba günü

intihar etmiş kötümser yapraklar

öksürüklü aksırıklı bu takvim

ben hiç böylesini görmemiştim

vurdun kanıma girdin itirazım var

sesleri liman sislerinde boğulur

gemiler yorgun ve uykuludur

sabahtır saat beş buçuktur

sen kollarımın arasındasın

onlar gibi değilsin sen başkasın

bu senin gözlerin gibisi yoktur

adamın rüyasına rüyasına sokulur

aklının içinde siyah bir vapur

kıvranır insaf nedir bilmez

otelin penceresinde duracaktın

şehri karanlıkta görecektin

karanlıkta yağmuru görecektin

saçların ıslanacak ıslanacaktı

kış geceleri gibi uzun uzun

tek damla gözyaşı dökmeksizin

maria dolores ağlayacaktı

istanbul'u yağmur tutacaktı

bütün bir gün iş arayacaktım

sana bir türkü getirecektim

kulaklarımız çınlayacaktı

emperyal oteli'nin resmini çektim

akşam saçaklarından damlıyordu

kapısında durmanı söylemiştim

yüzün zambaklara benziyordu

cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu

tepebaşı'ndaki küçük yahudiler

asmalımesçit'teki rum kemancı

böyle rüzgarsız kalmışlığımız

bu bizim çektiğimiz sancı

el ele tutuşmuş geziyordu

gazeteler cinayeti yazıyordu

haliç'e bir avuç kan dökülmüştü

emperyal oteli'nde üç gece kaldık

fazlasına paramız yetmiyordu

gözlerin gözlerimden gitmiyordu

dördüncü gece sokakta kaldık

karanlık bir türlü bitmiyordu

sirkeci garı'nda sabahladık

bilen bilmeyen bizi ayıpladı

halbuki kimlere kimlere başvurmadık

hiçbiri yüzümüze bakmıyordu

hiç kimse elimizden tutmuyordu

ben hiç böylesini görmemiştim

vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.

 

Attila İlhan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aysel Git Başımdan

 

 

aysel git başımdan ben sana göre değilim

ölümüm birden olacak seziyorum

hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

aysel git başımdan istemiyorum

benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün

dağıtır gecelerim sarışınlığını

uykularımı uyusan nasıl korkarsın

hiçbir dakikamı yaşayamazsın

aysel git başımdan ben sana göre değilim

benim için kirletme aydınlığını

hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

 

Islığımı denesen hemen düşürürsün

gözlerim hızlandırır tenhalığını

yanlış şehirlere götürür trenlerim

ya ölmek ustalığını kazanırsın

ya korku biriktirmek yetisini

acılarım iyice bol gelir sana

sevincim bir türlü tutmaz sevincini

aysel git başımdan ben sana göre değilim

ümitsizliğimi olsun anlasana

hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

 

sevindiğim anda sen üzülürsün

sonbahar uğultusu duymamışsın ki

içinden bir gemi kalkıp gitmemiş

uzak yalnızlık limanlarına

aykırı bir yolcuyum dünya geniş

büyük bir kulak çınlıyor içimdeki

çetrefil yolculuğum kesinleşmiş

sakın başka bir şey getirme aklına

aysel git başımdan ben sana göre değilim

ölümüm birden olacak seziyorum

hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

aysel git başımdan seni seviyorum

Share this post


Link to post
Share on other sites

ELİMDEN GELEN BU

 

 

 

Elimden gelen bu ben iki kişiyim

 

Çoğalmak neyse ne azalmak zor

 

Birisi seni her an bırakıp gittiğim

 

Öbürü kan gibi tutulmuş seviyor

 

Ağzındali acı alnındaki çizgiyim

 

Gözlerine kirli bir bulut getirdim

 

Hiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor

 

 

 

Elimden gelen bu ben iki kişiyim

 

Birisi kapadığın kapılardan gitmiyor

 

Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o

 

Bir yerin üşüse onun sıcaklığı

 

Öbürü en içten çağrını işitmiyor

 

Alıp tutmaksa o basıp gitmekse o

 

Bakışları kıyısız deniz uzaklığı

 

 

 

Elimden gelen bu ben iki kişiyim

 

İkisi birden çıkmaya uğraşıyor

 

Bilmem ki hangisinden nasıl vazgeçeyim

 

Birisi yeni baştan serüvene başlamış

 

Öbürü silahında son mermiyi sıkıyor

 

Çoğalmak neyse ne azalmak zor

Share this post


Link to post
Share on other sites

AĞUSTOS ÇIKMAZI (133513 Hit)

 

Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Durduğun yerde dur

Kendini martılarla bir tutma

Senin kanatların yok

Düşersin yorulursun

Beni koyup koyup gitme, n'olursun

 

Bir deniz kıyısında otur

Gemiler sensiz gitsin bırak

Herkes gibi yaşasana sen

İşine gücüne baksana

Evlenirsin, çocuğun olur

Beni koyup koyup gitme, n'olursun

 

ATTİLA İLHAN

Share this post


Link to post
Share on other sites

ELDE VAR HÜZÜN (156631 Hit)

 

söyleşir

evvelce biz bu tenhalarda

ziyade gülüşürdük

pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının

ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler

zamanlar değişti

ayrılık girdi araya

hicrana düştük bugün

ah nerde gençliğimiz

sahilde savruluşları başıboş dalgaların

yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller

elde var hüzün

o şehrayin fakat çıkar mı akıldan

çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması

sırılsıklam aşık incesaz

kadehlerin mehtaba kaldırılması

adeta düğün

hayat zamanda iz bırakmaz

bir boşluğa düşersin bir boşluktan

birikip yeniden sıçramak için

elde var hüzün

 

ATTİLA İLHAN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vayyy Zeynep beni bekle bu şiire bayıldım...Tam benlik :)

 

ZEYNEP BENİ BEKLE

 

zeynep beni bekle / gece ağaçlarına

yağmur çiseliyorum / cam tozu su beyazı

yalnızlığını mutlaka değiştireceğim

bir yaprak halinde süzülüp saçlarına

eski teşrin'lerden / kederli kırmızı

zeynep beni bekle mutlaka döneceğim

söyle kim önleyebilir buluşmamızı

 

geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman

benim şiir kitaplarından sızan aydınlık

elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman

pancurların çarpıldığı lodos geceleri

rüzgârın değil benim / pencerendeki ıslık

her akşam koridordaki ayak sesleri

yanlış çaldığını zannetiğin telefon

zeynep beni bekle mutlaka geleceğim

hem bu ne ilk ayrılığımız ne de son

 

pikapta eminağa acemaşirân saz semaisi

sokakta çocuklar saklambaç hırsız polis

hayat akıp gidiyor olsam da olmasam da

saati durmamalı ufak sorumlulukların

resmi bırakmadın ya / son çektiğin hangisi

bak mektuplar birikmiş yine masamda

fakülteler açılacak bak bugün yarın

zeynep beni bekle mutlaka geleceğim

başladığımız filmi birlikte bitireceğiz

 

kim ne derse desin içimde delice bir his

 

ATTİLA İLHAN

Share this post


Link to post
Share on other sites

BANA BİR ŞİMŞEK ÇAK

 

bana bir şimşek çak

ortalık fena karanlık

yüreğim örtülüyor

ağır bir dalgınlığa genişliyorum

durmadan değişen o mevsimde

dağlarda kalın

omuz omuza bulutlar

çok fena kalabalık

ellerim çıplak

bana bir şimşek çak

kötü bir tuzaktayım

bilmem ne yapsak

aklımda fikrimde onlar

yaşlı ve genç

erkek ve kadın

korkularıma tutsak

 

bana bir şimşek çak

içim içime sığmıyor artık

vahim bir çağrışımdan

daha vahimine atlamaktayım

bana bir şimşek çak

belki fena halde

yanılmaktayım

o ince kız çocuğu

gün doğmadan her sabah

bir hapisaneden bir nezarethaneye

kelepçeli götürülüyor

dudakları titrek

gözlerinde buğu

bilmem ki nasıl anlatayım

bağışlanmaz suçu dünyayı sevmek

bir de o

adını bile bilmediği

kıvırcık saçlı'devrimci'öğrenciyi

fakülte kapısında vurulmuş

yağmurun altında

çıplak

bana bir şimşek çak

çok yanlış anlaşılmaktayım

hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor

içimdeki zemberek

boşandı boşanacak

yaşamak mı gerek

yoksa unutmak mı

şaşırmaktayım

galiyef yoldaş ne olacak

galiyef yoldaş sibirya sürgünü

sanki yalın bir bıçak

kayarak

bir kırlangıç hızıyla

bulutların arasından

karanlığın böğrüne saplanacak

 

galiyef yoldaş ne olacak

galiyef yoldaş sibirya sürgünü

elinde bir mektup eski yazıyla

artık yüzünü bile unuttuğu

karısından

burnunda sadece kokusu var

ilkbahar kadar müşfik

sonbahar kadar yumuşak

galiyef yoldaş ne olacak

avrasyada hala mazlumların uğultusu

kısa bozkır atlarının nallarından

gizli kıvılcımlar ki etrafa saçılıyor

azadlık mermileridir

çekirdekleri çelik

cehennem gibi sıcak

 

bana bir şimşek çak

sala veriliyor görünmez minarelerden

İzmir de istibdat'ı yaşamaktayım

bir yangın soluğu sokak içlerinden

kordonboyunda muzaffer atlılar

fahrettin paşanın süvarisi

bana bir şimşek çak

yolumu aydınlatacak

gazi'nin gözlerinden

mavi bir şimşek

kuva-yı milliye mavisi

aynı emaneti taşımaktayım

'hürriyet ve istiklal benim karakterimdir'

çünkü hain sinsi ve korkak

aynı düşmana karşı

savaşmaktayım

 

ATTİLA İLHAN

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ

 

Gözlerin gözlerime değince

Felaketim olurdu, ağlardım

Beni sevmiyordun, bilirdim

Bir sevdiğin vardı, duyardım

Çöp gibi bir oğlan, ipince

Hayırsızın biriydi fikrimce

Ne vakit karşımda görsem

Öldüreceğimden korkardım

Felaketim olurdu, ağlardım

Ne vakit Maçka'dan geçsem

Limanda hep gemiler olurdu

Ağaçlar kuş gibi gülerdi

Sessizce bir cigara yakardın

Parmaklarımın ucunu yakardın

Kirpiklerini eğerdin, bakardın

Üşürdüm, içim ürperirdi

Felaketim olurdu, ağlardım

Akşamlar bir roman gibi biterdi

Jezabel kan içinde yatardı

Limandan bir gemi giderdi

Sen kalkıp ona giderdin

Benzin mum gibi giderdin

Sabaha kadar kalırdın

Hayırsızın biriydi fikrimce

Güldü mü cenazeye benzerdi

Hele seni kollarına aldı mı

Felaketim olurdu, ağlardım

 

ATTİLA İLHAN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...