SİTARE 8 Report post Posted October 23, 2007 BU VATAN KİMİN Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir. Tutuşup kül olan ocaklarından, Şahlanıp köpüren ırmaklarından, Hudutta gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır. Ardına bakmadan yollara düşen, Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, Huduttan hududa yol bulup koşan, Cepheden cepheyi soranlarındır. İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine, Bir gül bahçesine girercesine Şu kara toprağa girenlerindir. Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı yakut olan bu vatan Can verme sırrına erenlerindir. Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil, Bu sevgi bir kuru ifade değil, Sencileyin hasmı rüyada değil, Topun namlusundan görenlerindir. Quote Share this post Link to post Share on other sites
birnida 14 Report post Posted October 29, 2007 Bir gül bahçesine girercesine,Şu kara toprağa girenlerindir... Şiirin tamamı çok güzel.ama daha çok bu iki mısra içinde bulunduğumuz bu hassas dönemde beni etkiledi... Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted October 29, 2007 Gurbet Beni koyup giden cefacı dilber! Koyduğun yerlerde duramıyorum; Beni de alsaydın nolur beraber? Derdimi kimseye veremiyorum... Çıksam şu dağların yücelerine, Eş olsam gurbetin gecelerine, İmrenir dururum nicelerine, Bir ben mi murada eremiyorum. Akşam olur, , kuşlar konar dallara, Susamış yıldızlar iner göllere, Güzeller dizilir ince yollara, İçlerinde seni göremiyorum. Bir akar su görsem melil olurum, Ben bu dertten hasta olmam ölürüm. Seni kaybettiğim yerde bulurum, Durduğun ellere varamıyorum. Bu gül yaprağımı dudak değil mi? Ne diye kıvrılmış, yazık değil mi? Sana giden yollar uzak değil mi? Korkumdan bir türlü soramıyorum... Bağrımda koç gibi dağlar yatışır, Görünmez dallarda kuşlar ötüşür, Bir yerim var benim, yanar tutuşur, Bir yerim kanıyor saramıyorum... Orhan Şaik Gökyay Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted October 29, 2007 Maraş Türküsü Uy Maraş sılaya nice varayım Açılmaz kapılar çalıp durayım Yarimi bulmadım kimden sorayım Uy Maraş,Maraş da bu nasıl Maraş Kara gözlerinde yaş,bağrında ataş Maraşın gölleri ördektir,kazdır Yaylaları kıştır,ovası yazdır Çemende laledir,içimde közdür Yücel göklerim yücel,eğil dağ eğil Ben bildiğim Maraş,bu Maraş değil Maraşı dolaştım bir uctan uca Kimseler sormadı ahvalin nice Ne gündüzüm gündüz,ne gecem gece Toprağı mezardır,suları seldir Dostları düşmandır,aşnası eldir Maraşın üstünden aştı turnalar Gönlüme bir ataş düştü turnalar Ben mi şaştım,yol mu şaştı turnalar Bu kara göklerde aylar dolunmaz Bu yolun ucunda Maraş bulunmaz Maraşı görünce yandım,yakıldım Kan,yaş oldum,yüzden gözden döküldüm Oda düşen bir saç gibi büküldüm Ben bildiğim Maraş,bu Maraş mıdır? Maraş mıdır,ataş mıdır,taş mıdır? Orhan Şaik Gökyay Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted October 29, 2007 YAS Dökün yaprağınızı dallarım dökün, Akın yaslı yaslı sularım akın. Bükün boynunuzu bayraklar bükün, Bir alınmaz kalem vardı yıkıldı... Durmadan çalkanan bir kızıl deniz Bir damla yaş gibi duruyor sessiz, Vatan ufkundaki en güzel çeyiz, En şanslı süs baktım yarı çekildi. Kara haber; tipi eser, savrulur, Bir yanardağ gibi içim kavrulur, Vatanın kaderi bende yuğrulur, Yas olup, yaş olup gözden döküldü. Gökyay'ım derdiyle adını anar, Bir kararsız kuştur dalına konar Neresinde bilmez bir yara kanar, Saran gitti boyuncuğu büküldü. Orhan Şaik Gökyay Quote Share this post Link to post Share on other sites