yusuf ziya karataş 2 Report post Posted November 18, 2007 Türklük ve Necip Fazıl 02.11.2007 - 16:50 . Babam başöğretmendi. O zaman ilköğretim okulu müdürlerine başöğretmen denilirdi. Babam benim de başöğretmenimdi ve hala da öyledir. Okumayı çok erken öğrendim. Beş yaşımda ilkokula başladım. Evde dergiler ve kitaplar vardı. Atsız’ın kitapları... Reha Oğuz Türkkan’ın kitapları... Ziya Gökalp... Feridun Fazıl Tülbentçi... Osman Yüksel Serdengeçti... Ve Necip Fazıl... Atatürk sevgisini okulda almıştım... Kim ne derse desin... Yolumun ana yol göstericisi hep o oldu... Ölümünden sonra uydurulan "ilke ve inkilapların bekçiliği" düzeyine düşürülen Atatürkçülükten de hep uzak oldum. Alparslan Türkeş’in tanımı en doğrusuydu: "Türk’e aşk, insan sevgisi ve bilimin önderliğine inanç..." Yaşamak sanatı "binbir şeyle ilgilenmek ve birine aşkla bağlı olmak" ise, işte Türk Milliyetçisinin aşkı: Türklük... "Ve Necip Fazıl" dedim. Kitaplarını su gibi içtim; şiirlerinin çoğu belleğime girdi... Siyaset, üstad ile yollarımızı ayırdığında, kendisine tepki duymadım değil... Ama hayranlığım sürüp gitti... Siyasette yollarımızın kesiştiği günler ise sevinç duydum. Gerçekte özüne özgü bir insandı. Bugün her düşüncesine katıldığımı söyleyemem, ama yine şiirlerini ve yazılarını beğenerek okuyorum. Sakarya Irmağı'nı görür görmez "Sakarya Destanı"nı okumadan edemiyorum. Bugünlerde de dilimin ucuna gelip duruyor: "Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya..." TÜRKLÜK VE NECİP FAZIL Ahmet Kaplan’ın yazdığı "İşte Necip Fazıl" kitabını okudum... Ahmet Kaplan’ın üslubu üstadı andırıyor. Su gibi okunan bir kitap... Kapağında şairimizin bir beyti: "Her şey Türk’tür orada, Zaman Türk’tür, mekân Türk!" Necip Fazıl’ın Türk’e bakışını ortaya koyan cümlelerini birlikte okuyalım mı? Önce 22 Mart 1946’dan: "Soyumuzla, sopumuzla, derimizle, ruhumuzla, imanımızla mensubu olduğumuz aziz Türk milletinin hak ve haysiyet davacısı olarak.." Dahası: "Türk için orta yol, yarım oluş yoktur. Türk, olunca her şey olmağa, olmayınca hiçbir şey olmamağa mahkûmdur. İslam’ın zaferi, Türk’ün olmasına bağlıdır." Üstadın şu sözlerinde bugün ABD ve AB'nin peşine takılıp gidenleri tanımlama yok mu? "Resmen ve alenen satılmışlardır... Türklüğe ait hiçbir duygu ve hassasiyet taşımaksızın, ayrıca hiçbir ideolojiye ve idrak çilesi çekmeksizin, apaçık (Sovyetler) hesabına çalışmaktadırlar..." Evet o zaman "Sovyetler" için... Aynı adamların çoğu şimdi kimler için?.. YOL GÖSTERİCİSİNİN SÖZLERİNE BAK! Ahmet Kaplan, kitabına Necati Özfatura’dan aldığı bir ifadeyi de koymuş... Konuşan Abdülhakim Arvasi’dir. Necip Fazıl’ın yol göstericisi... "Ben bir seyyidim. Yani bu demektir ki Türk değilim. Ama yeryüzünde bütün Türkler silinse üç Türk kalsa biri ben olurdum. İki Türk kalsa yine biri ben olurdum. Son Türk kalsa da gene ben olurdum. Çünkü Türkler olmasa bugünkü mânada İslamiyet de olmazdı." İşte Türklük... Türklük bir ruh halidir. Büyük bir okyanustur. Hangi yağmur damlası buraya girerse, hangi dere akarsa o okyanustandır. Ne diyordu Necip Fazıl: "Yürü altın nesli tunçtan Oğuz’un Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun." Bu da Türk’e sesleniş: "Allah’ın seçtiği kurtulmuş millet Güneşten başını göklere yükselt." Kurtulmak... Türk’ün kurtuluşu... Tek çare var: Yeniden Türk olmak Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 1, 2008 Böyle bir milletten olduğumuzdan ötürü ne yapsak az! Quote Share this post Link to post Share on other sites
MRK 0 Report post Posted June 23, 2008 elhamdülillah müslümanım ve türküm... Quote Share this post Link to post Share on other sites
