mirasyedi2 0 Report post Posted January 24, 2008 "Üstad İstanbul'a gelince sanki bütün İstanbul halkı Akşehir Palas Oteline boşaldı. Hergün yüzlerce insan Üstadı ziyaret ediyordu. Bu arada bir çok tanınmış zevat da bu ziyaretçiler arasındaydı. Necip Fazıl da Üstadı ziyarete gelmişti. Üstad, kendisini alaka ile karşıladı. Bir sandalyeye oturttu. "Necip Fazıl, kendisinin yanına gelip giden gençleri Üstad Bediüzzaman'ın yanında ve hizmetinde görünce (ben tahmin ediyorum) üzülmüş olacak ki, Üstad kendisine: "Üzülme! Üzülme! Ben Doğucuları, Risale-i Nur talebesi olarak kabul ettim. Ben seni Risale-i Nur'a yirmi senelik hizmet yapmış olarak kabul ediyorum' dedi. "Yine Necip Fazıl'la olan görüşme sırasında Üstadın şöyle dediğini hatırlıyorum. "Biz bir ağacın meyveleriyiz. Aramızda ayrılık-gayrılık yoktur. Ders almak ve kaynak bakımından aynı yere gidiyoruz.' "Reşadiye Otelinde" "Üstad Akşehir Palas Otelinden sonra, Fatih'teki Reşadiye Otelinde kalmaya başladı. Burada da çok ziyaretçiler gelmişti. Bunlardan birisi de Osman Yüksel Serdengeçti idi. Osman Yüksel'e şöyle demişti: "Seni oğlum gibi kabul ediyorum. Oğlum olsaydı senin ismini koyardım. Yazılarında şahıslarla, bilhassa menfî şahıslarla uğraşma.' KAYNAK: www.risale-inur.org/yenisite/moduller/sonsahitler/bolgeindex.php?id=85 Quote Share this post Link to post Share on other sites
asiminnesli 0 Report post Posted January 25, 2008 "Zamanın üstünü" anlamına gelen "Bediüzzaman" sıfatıyla anılan Said Nursî, 1876 yılında Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğdu. Çeşitli medreselerde eğitim aldıktan sonra bütün hayatını iman ve Kur'ân hizmetine vakfetti. Yazdığı Risale-i Nur tefsiriyle çağın ihtiyaçlarına da cevap verdi. Savaşlarda ve işgallerde kendini ateş hattına atan, iki kez idamdan dönen, esir kamplarını ve cezaevlerini eğitim yuvasına dönüştüren Said Nursî 1960 yılında urfada vefat etti. Ben milletimin imanı için dünyamıda ahiretimide feda ettim diyen asrın devini büyük mücahidi rahmetle anıyorum. Teşekkürler myener. Quote Share this post Link to post Share on other sites
mirasyedi2 0 Report post Posted January 25, 2008 Eyvallah asımınnesli. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selahaddin 0 Report post Posted February 2, 2008 Allah onlardan razı olsun; Bize şefaatçi eylesin... Quote Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted February 3, 2008 yıllar önce bizim görmediğimiz bir yerde sanki dağlar buluşmuş ve o bulutlar onların başına taç olmuş nur yağmış üstlerine ve o nur taa bu güne yansımış allah bizi onların ilminden ayırmasın... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Vakıf Ahmet 36 Report post Posted March 2, 2008 Bediüzzaman’ın İstanbul muhakemesi sırasında bende kendini yakından görmek veİslâm yolunda çırpınan bu muhterem mücahidi göz ve kulak planında tanımak arzusu doğdu. Otel, kapısından itibaren Nur talebeleriyle doluydu. Kendimi haber verdim. Beni yukarı kata çıkardılar. O katta da hizmetine bakan talebeler… Bu gençlerin yüzlerinde ziyaretimden memnunluk duyduklarını ilan eden mânâlar… Beni, içinde, dar ve tek kişilik bir karyola bulunan bir odaya aldılar ve:-İşte Necip Fazıl!; Der gibi bir eda ile huzuruna çıkardılar. Derinlerden bakan hummalı gözlerin hâkim olduğu sakalsız bir çehrede, içine kapanıkbir hâl… Heybet hissinden ziyade, davasına teslim olmuş çilekeş bir insan intibaını aldım.Beni “Büyük Doğu” faaliyetimle tanıyorlar ve o tarihlerde henüz başlarında olduğumhapislerimi biliyorlardı.Bana iltifat ettiler ve aynen şu kelimeleri söylediler:“-Seni Nur Risalesine 40 yıl hizmet etmiş (sene sayısını tam hatırlamıyorum; daha azveya daha çok olabilir) kabul ediyorum!”Kendi kıymet hükümlerine göre bu gayet cömert iltifata teşekkürle mukabele ediphuzurlarından ayrıldım ve ondan sonra kendilerini bir kere daha görmek fırsatına eremedim.İtiraf edeyim ki, beni 20 veya 40 yıl Nur Risalesine hizmet etmiş kabul etmelerindekitevcih (sözle işaret etmesi) biraz garibime gitmişti. Ben Nur talebesi değildim ve olmama imkan yoktu. Benim kendisinde taktir ettiğim tek nokta küfre karşı mücadelesi ve düşman kutuplar üzerindeki iştirakimizdi. İslâmî kemâl davası ayrı mesele… Necip Fazıl KISAKÜREK (R.Aleyh)-Son Devrin Din Mazlumları-S: 244 - 245 Bu bölümdeki adıgüzel'in açtığı başlıktan iktibas ettim. Son 2 cümleye dikkat etmek gerekir.Bu başlıkta ki 2. paragrafta yazılan tahmin kesinlikle yanlış.Amacım Said Nursi hazretlerini yermek değil haşa doğruyu söylemek. Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 9, 2008 Valla Efendi Hz."Kuddise Sirruh"a bunak diyen(bizzat belgeyle isbatlıdır) bi adamı ziyaret ettiğine doğrusu inanamam...... Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser08 0 Report post Posted April 10, 2008 Valla Efendi Hz."Kuddise Sirruh"a bunak diyen(bizzat belgeyle isbatlıdır) bi adamı ziyaret ettiğine doğrusu inanamam...... hadi bakayım o belgeyi bize getiriver aslanım. iştiyakla bekliyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Guest akıncıgenc1938 Report post Posted April 10, 2008 ispat edilmeyen fikir saçmalıktan öte gidemez babalar kulu.ispatla da susalım.belge var diyorsun. kevser ablamıza katılıyorum hadi aslanım getir belgeyi.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser08 0 Report post Posted April 10, 2008 abla değil be kardeşim. bu sitede bu iki oldu valla üçüncüde harp çıkarırım. :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Guest akıncıgenc1938 Report post Posted April 10, 2008 özürlerimi iletirim kevser abla pardon abi Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 10, 2008 Belge Abilerimizde, Şuanda yurtlar kapalı açılsın getiricem.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Guest akıncıgenc1938 Report post Posted April 11, 2008 bekleriz kardeş abilerini,biz burdayız. Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 11, 2008 Bu hafta salı açılıcak yurt o zaman isterim belgeyi, üniversiteliler tatile çıktı salıya açılıyorda.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
adıdeğmez 18 Report post Posted April 13, 2008 Valla Efendi Hz."Kuddise Sirruh"a bunak diyen(bizzat belgeyle isbatlıdır) bi adamı ziyaret ettiğine doğrusu inanamam...... 1-"Valla" diyerek, "Vallahi" cümleye yanlış başlamışsınız ki doğru ise şayet (ihtimal vermiyorum) büyüklerin hikmet noktalarında, keyfiyetimizin sükut edeceği anlar olması gerek diyorum. 2-"Bizzat belgeyle ispatlıdır" diyorsunuz da bu nasıl bir belge anlamadım? Gizli kamera desem olamaz, ses kaydı desem gülünç; hangi teknolojik imkanı düşünsem, zamana göre oldukça yeni. O halde, belgelediğini savunan şahıs ya da şahıslar, keyfiyetlerinin sükut edeceği anı tespit edememiştir derim. Zira bu belge, büyük ihtimalle kağıt dökümanıdır ki (olmasa dahi) inanırlılığına inancım kesinlikle yok. 3-"Bi Adam" diyerek herhangi bi adamdan bahseder gibi, son asrın büyüklerinden olan Bediüzzaman Said-î Nursî Hz.ne hakaret ettiğinizi ben mi belirteyim yoksa cümlenizin içinde arayıp bulur musunuz? Talihsiz yorum ve zamansız tespit görüyorum ki yazık olmuş. 4-Bir Üstad'ın huzuruna giden sıradan bir insan değil, bir başka Üstad'dır. Siz de bir Necip Fazıl (R.Aleyh) firaseti olduğuna dair kanaat getireceğim bir yaradılış göremedim. Siz Üstad Necip Fazıl'dan daha mı iyi biliyorsunuz? Cümledeki "siz"i yalnızca kendinize göre odaklamayın, ordaki "siz" hikmetin inceliğini keyfiyetine göre çizenlere de aynı zamanda. 5-"Ziyaret ettiğine doğrusu inanamam..." Bence, her duyduğunuza ve her gördüğünüze inanmayın. Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 13, 2008 Kardeş Said Nursinin bizzat Mektubu var O İstanbuldaki Bunağa gitmeyin sizi Nur Risalesi Yolundan alıkoyar diye salı günü olsun getircem. ///Edit/// BDG Sayın babalarkulu sitenin muhtelif yerlerinde yazmış olduğunuz mesajlarınızda saygı sınırını aşan, karşıdaki üyelerimizin inandıkları değerlere hakaret eden tavırlarınızdan ötürü birçok mesajınızı silmiş ve size uyarı göndermiştik. Bu tavırlarınızı tekrar ettirmemenizi istiyoruz. Quote Share this post Link to post Share on other sites
adıdeğmez 18 Report post Posted April 13, 2008 Sizden önce o mektubu yayınlıyorum, görüleceği üzere bunak diye bir tabir kullanılmamıştır. Es-Seyyid Abdülhakim Arvasi Efendi Hz, Risale-i Nur - Birinci Şuâ'da geçen bazı Kur'ân ayetlerinin cifir ve ebced açısından yorumlanmasını tenkid etmişti. Kastamonu Lâhikasında Üstad Bediüzzaman, Risale-i Nur'daki bazı meselelere itiraz yönelten Es-Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hz. ile ilgili şöyle demiştir: Şahsım için mucib-i hayrettir ki, o itiraz eden zât, benim silsile-i ilimde en mühim üstadım olan Şeyh Fehim'in (k.s.) tilmizi (talebesi) ve en ziyade merbut olduğum (bağlandığım) İmam-ı Rabbânî'nin (r.a.) bir talebesi olduğu halde, herkesten ziyade kusurlarıma, eski karışık hayatlarıma, taşkınlıklarıma bakmayarak bütün kuvvetiyle imdadıma koşmak lâzım iken, maatteessüf, ondan tereşşuh eden bir itiraz, bazı zayıf arkadaşlarımıza fütur ve ehl-i dalâlete bir senet hükmüne geçtiğini çok teessüfle işittik. O ihtiyar zattan, çabuk bu su-i tefehhümü (yanlış anlaşılmayı) izale etmek için tamire çalışmasını, hem duasıyla, hem tesirli nasihatiyle yardımını bekleriz. İhtiyar: Kelime manası, yaşlı kimse. Bunak: Kelime manası, aklı yerinde olmayan, ne dediğini bilmeyen. Görüldüğü gibi ihtiyar demek, bunak anlamına gelmiyor. Şimdi yorumumuzu bir mümin nezaketiyle yapmaya çalışalım. Çok ince ve hassas bir konu. Büyüklerin hikmet nazarı, biz de bazen yanlış anlaşılmalara neden olabilir, bu yüzden hikmetin derinliği arttıkça, susmamızın da kesinleşmesi gerektiğini söyleyebilirim. Zira, büyüklerin hikmetlerinden sual olunmaz. Bediüzzaman Hz. nin son cümlesine dikkatinizi çekeyim. hem duasıyla, hem tesirli nasihatiyle yardımını bekleriz Sanırım, Bediüzzaman Hz. bu cümlesiyle, Efendi Hz. nin büyüklüğünü yeterince anlatabilmiştir. Olay şu ki; Efendi Hz., görüleceği üzere, Risale-i Nur Birinci Şuâ'da geçen bazı Kur'ân ayetlerinin cifir ve ebced açısından yorumlanmasını tenkid ediyor. (Kuran-ı Kerim'de bütün ilimler vardır. Bu ilimleri de herkes kendi kabiliyetine göre okuyabilir veya hissedebilir. Ancak bu ilimleri Kuran'dan okurken, benim anladığım ilim kesin doğrudur diyerek değil de, ben böyle anlıyorum, şeklinde söylemek gerekir. Çünkü bir gün bu anladığı bilgiler yanlış olursa Haşa Kuran yanlış olmuş gibi algılanır.) Efendi Hz belki bu açıdan yorum getirdi, belki de başka bir hikmet sezdi. Bunu bilemeyiz. Bediüzzaman Hz ise kendi hikmet çerçevesinde yazdığı yazıları, yine kendi hikmet çerçevesinde savunmuştur. Bize bu durumda koskocaman bir susmak düşer. Olay haşa "benim babam, senin babanı döver" şekline gelirse, işin içinden çıkılmaz. Biz büyüklere, kendi idrakımızla hüküm verecek bir maneviyata malik olmadığımız gibi, yine aynı idrakla, hikmet inceliğini anladığımız ya da anlayamadığımız durumları birbirine karıştırmamalıyız görüşündeyim. Zira Bediüzzaman Said-i Nursî Hz, bu olaydan yıllar sonra, Efendi Hz ile ilgili yorumunda şöyle buyurmuştur. Talebelerinden nakille: Sungur ağabey aynı ziyaretimde Abdülhakim Arvasi Efendi Hz. ile alakalı da şunları anlattı: 1950'de Abdülhakim Arvasi Hz.nin oğlu Emirdağı'na gelmişti. İkindi namazını eda etmiştik. 33 tesbihat bitmişti. Sıra La ilahe illalllah'a gelince Abdülhakim Arvasi Hz.nin mahdumu kalkmak istedi. Hz. Üstad ona işaret etti. "Otur" dedi. O da oturdu. Tesbihatttan sonra, Sikke-i Tasdik-i Gaybi'den (sh:63-Envar neşr) eyuhhibbu ehadüküm...mektubunu okuttu. Ve ona: "Fakat, baban evliyadandır. Biz Denizli hapsine, baban da kabre gitti" dediler. Quote Share this post Link to post Share on other sites
MRK 0 Report post Posted June 23, 2008 bediüzzaman zamanın en büyük alimi daha çocuk çağındayken bir ansiklopedi büyüklüğünde bir kamus u yani lugatı ezberine almış bir diğer üstad daha ve o üstadla feyzlenen iki büyük üstad daha asrın en büyük buluşması olsa gerek... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Blackice 0 Report post Posted December 14, 2008 Allah razı olsun. Kıymettar calsımalarınız için... Quote Share this post Link to post Share on other sites
erkam akhan 1 Report post Posted May 1, 2009 sakın terk-i edepten... bana bak babalarkulu nezih bir ortamdayız ağzımı bozdurtma. bir kere bediüzzaman hzleri sen değil, mektub-u şerifine bunak diye bir lakırdı yazdırsın. o belgeleri ben bilirim koçum. yurdun açılsın da şayet öyle uydurma bir belge çıkacaksa ordan, yurdun dağılsın. Quote Share this post Link to post Share on other sites
furkan-NFK 4 Report post Posted June 23, 2009 "Zamanın üstünü" anlamına gelen "Bediüzzaman" sıfatıyla anılan Said Nursî, 1876 yılında Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğdu. Çeşitli medreselerde eğitim aldıktan sonra bütün hayatını iman ve Kur'ân hizmetine vakfetti. Yazdığı Risale-i Nur tefsiriyle çağın ihtiyaçlarına da cevap verdi. Savaşlarda ve işgallerde kendini ateş hattına atan, iki kez idamdan dönen, esir kamplarını ve cezaevlerini eğitim yuvasına dönüştüren Said Nursî 1960 yılında urfada vefat etti. Ben milletimin imanı için dünyamıda ahiretimide feda ettim diyen asrın devini büyük mücahidi rahmetle anıyorum. Teşekkürler myener. Bediüzzaman Hz.nin, Tarihçe-i Hayatı adlı kitapta kendilerinin hayatı ve R.N.K.'nın kendisine ne zor(gerek siyasi,gerek beşeri) şartlar altında yazdırıldığını daha ayrıntılı biçimde görüyoruz.Allah ondan ve tüm İslam mücahitlerinden razı olsun. Quote Share this post Link to post Share on other sites