Rabiagokce 0 Report post Posted February 20, 2008 Sultan l. Ahmed Hân, zamanın büyük âlimi ve velî Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerine bir hediye sunmak istiyordu. Bu rehber insanın kendisinden bu hediyeyi kabul etmesi onu çok memnun edecekti. Sultan Ahmed Hân, birgün kendine uygun gördüğü bir hediyeyi Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerine gönderdi. Ama o, hediyeyi kabul etmedi. Şüphesiz bu kabul etmeyişi, sultana karşı bir tavır anlamına gelmiyordu. Evliyânın büyüklerinden çoğu prensip olarak hediye kabul etmezdi. Bu, büyük insanların dünya malına hangi gözle baktıklarını, başkaları için ulaşılmaz sayılan şeylerin nazarlarında hiçbir değer taşımadığını ifade etmenin bir yoluydu. Sultan Ahmed Hân, o mübarek zatın kabul etmediği hediyeyi yine bu devrin evliyâsından Abdülmecid Sivasî hazretlerine gönderdi ve o kabul etti. Kendisine, padişahın aynı hediyeyi Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerine sunduğu ama kabul etmediği de hatırlatıldı. Sivasî hazretleri gerçek büyüklere yakışır bir tutum ortaya koydu: - Hüdayi hazretleri bir karga değildir ki leşi kabul etsin. Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerine de dediler ki: - Efendim, sizin kabul etmediğiniz hediyeyi Abdülmecid Sivasî kabul etti. O da şu ibretli cevabı verdi: - Onun için bir mahzuru yoktur. Çünkü o öyle büyük bir ummandır ki, bir parça çamurun kendini bulandırmayacağını bilir. Quote Share this post Link to post Share on other sites
eko 5 Report post Posted February 21, 2008 Bir adam kötü yoldan para kazanip bununla kendisine bir inek alIr. Sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli 'helal değildir' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır .Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam üþenmez kalkar Hacý Bektas dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da söyle der: - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir." Quote Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted February 22, 2008 karga biz gönülsüz biz leşe konan biz görmeyen biz mahvolmuşuz biz... Quote Share this post Link to post Share on other sites