Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
eda

Müslüman’ın Meyvesi, şükürdür.

Recommended Posts

Yaratıkların bütününü bir ağaca benzetirsek, bu ağacın meyvesi insandır.

İnsanın meyvesi Müslüman’dır. Müslüman’ın meyvesi, şükürdür.

Birisi bizim için gitse, bir kilo meyve alıp getirse ne kadar çok seviniriz. Mutluluğumuzu ve

memnuniyetimizi o şahsa belli etsek, “Ne kadar iyi düşünmüşsün, beni sevindirdin” desek adam düşünür,

“Arkadaşımın hoşuna gitti. Yine alayım da, yine memnun olsun” der; o da birini memnun etmenin sevincini yaşar.

 

Allah da böyle… “Kulumun hoşuna gitti, biraz daha vereyim.” der.

İnsanlar genelde ellerindeki nimetlerin farkında olmaz. O nimet onlara hep verildiği için, ünsiyet oluşur.

Yani insan, nimeti göre göre o nimetin varlığına alışır. Bu çok tehlikeli bir durumdur.

 

Mesela her gün güneş doğup batıyor, bu düzene alışmışız. Güneşin doğup batması bizim için önemli değil.

 

Fakat bir gün güneş doğmasa?

 

Nefes alıp vermeye alışmışız. Nefesimiz göğsümüzde düğümlense perişan oluruz.

 

Alışkanlıklar pek çok nimetin üstünü örtüyor. Bu sebepten Allah, alışkanlıklarımızı zaman zaman bozuyor.

Ramazan bunun en güzel örneği…

 

Gerçekler mukayese ile anlaşılır. Ramazan’da nefsiyle mücadele edenler, yokuş çıkan adama benzer.

Yol yokuş, yük ağır… Yorgun düşüyoruz, dizlerimiz titriyor. Amma biliyoruz ki, cennete gitmenin yolu,

ibadetlerdeki zorluğa katlanmaktan geçer.

 

Memnuniyetle yapan bilir ki, Allah’a itaat etmek, zevklerin en büyüğüdür. Bu zevkin sırrı,

Allah’a muhatap olmaktır.

 

Alışmak, insanı nankörlüğe götürür. Nankörlük, verilen nimetin kıymetini bilmemektir.

En güzel yerlerde en büyük günahların işlenmesi nankörlüktür. Sağlıklı insanların sağlığıyla,

zengin insanların malıyla harama koşmaları nankörlüktür.

 

Şükretmek için, insan olduğumuzun farkında olmak lazım evvela… Kuşlar şükrediyor mu?

Kuş, dala konar, istediği meyveden istediği kadar yer; uçar gider… Müslüman’a kuş gibi hareket etmek yakışmaz.

Meyveyi yerken meyveleri yaratanı, o meyveleri bize ikram edeni, yeryüzünü bir sofra gibi önümüze kuranı,

midemizi yaratanın, midemizin ihtiyaçlarını da yarattığını düşünüp, şükretmek Müslüman’a yakışan bir haldir.

Kuşun beyni, nimetlerin kıymetini anlamaz. Allah insana öyle bir beyin vermiş ki, nimetlere bakar,

nimeti vereni anlar. Anlamaması nankörlüktür.

 

Üstad Bediüzzaman diyor ki: “Âlem-i İslam aç iken, telezzüz haramdır.” Öbür tarafta Müslümanlar açlıktan kıvranırken, lezzet peşinde koşmak haramdır. Şükretmek, Allah’tan yenisini istemektir. “Allah’ım bu nimet çok güzel, yine ver” demektir.

 

HEKİMOĞLU İSMAİL

 

 

Alıntı:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hz. Musa (a.s.), bir münacatında:

- “İlahi, atamız Âdem’i kendi yed-i kudretinle yarattın, ona şu,şu…nimetleri verdin. O, bunun şükrünü nasıl ödedi?” diye sordu. Allahu Teala da:

-“Bütün bunların benden olduğunu bilmek ve hiçbir zaman bunu unutmamak suretiyle…” buyurdu.

Demek ki, nimetlerin Allah’ın olduğunu idrak etmek, manevi bir şükürdür...

......mevlam bizi sükreden kulların arasına ilhak eyle..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...