Muvazene 190 Report post Posted April 17, 2008 Emanet Olsun Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun: Ötelerden habersiz nizama lanet olsun!.. 1975 Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted April 19, 2008 Üstadımın en sevdiğim şiirlerinden. Üstadın kütüphanelik çaptaki eserlerinde de bu şiirden tüten manayı fehmetmek mümkündür. Ötelerden habersiz olan bütün nizamlar, yani İslam dairesi dışında kalan her türlü şey, ulvî bir gaye çerçevesi ile çevrili olan insan için kıymet ölçüsüne bağlanamayacak, mukaddes emaneti taşımakla muaf olan beşeriyetin ruh iklimine ulaşamayacak, iç âleminin motiflerine temel teşkil edemeyecek bir hâldedir. Üstadın kullandığı ‘ötelerden habersiz nizam’ tabiri ise tek kelimeyle fevkalâde. İnsana dair her mefhuma müteveccih en ince noktalara kadar her şeyi nakışlandıran ve her ölçünün terazisi olan, hiçbir mevzuyu nizamsız bırakmayan ve dâhilindeki her türlü ahkam ile her türlü güzelliğin, inceliğin, makul davranış endazesinin mimarı olan İslam’dan nasipsiz olan topyekun her şey, lanet olsun denilecek kadar kıymetsiz, faydasız, hayırsız, lüzumsuz.. Share this post Link to post Share on other sites
mehmet 15 Report post Posted April 29, 2008 Hiçbir nizam yoktur ki menbaını Allah'tan almadan ebedi güzel, ebedi yeni ve ebedi hakikat mikyaslarına malik olabilsin. Eli ile sağlam, yıkılmaz, eskimez bina yapmaya çalışan, eldeki ile elde olmayana ermek için didinen insanın çabası fuzulidir, berhavadır. Zira İslam eskimez ve pörsümez yeniyi, güzeli ve hakikati bünyesinde ihtiva eden yegane nizamdır. Tarih, insan aklının mütenahiliğinin misalleri ile doludur ve kaynağı İslam'dan alınmadan oluşturulan nizamların bir bir çöktüklerine şehadet etmiştir. Hiç şüphe yoktur ki bir oyuncağı üreten ve o oyuncağın tüm teferruatlarını bilen kişi ancak o oyuncağın hakiki mevkiini, tüm sistemlerini, nelere sahip olup nelerden yoksun olduğunu bilir. O oyuncak bizzat parçaları tarafından iflas ettirildiğinde yeniden eski haline gelebilmesi için özüne avdet etmesi gerekir ki bu, o bütünü, sahibinin kurduğu hale getirmekle mümkün olur. Oyuncağın aksayan yerlerinin devasını oyuncağın parçalarında bilmek, oyuncağın içinde aramak abesle iştigal etmektir. Genç adama düşen biricik ve kutlu vazife ise herşeyi özüne irca etmektir. Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted April 29, 2008 harika herzamanki şiirleri gibi.ya uff cok seviyorum Üstadımı valla okadar üzülüyorm ki onun cağında yasamayı cok isterdm Share this post Link to post Share on other sites
SR&HN 0 Report post Posted April 30, 2008 2 satırla kitaplar dolusu manaya anlatabilmek ne kadar manidar.. okuyup da düşünmemek, tefekkür etmemek mümkün değil hakikaten.. çok güzel.. çok.. Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted May 3, 2008 Üstadın Tarihte Yobaz ve Yobazlık isimli eserinde, ötelerden haber veremeyen nizamlara ve insanın hakiki olarak gideceği, varacağı noktadan gafil sistemlere yönelik yaptığı güzel bir tenkid var. Şiirle alâkalı bulunması hasebiyle ekliyorum: “O rejim ki, bana, sana, insana, nereden gelip nereye gittiğinin ve ne olacağının hesabını veremez; o rejim, kubur farelerine gıda hazırlayan unsurdan başka hiçbir şey değildir!..” Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted May 3, 2008 gerek Reyhan, gerekse Mehmet kardeşimiz bu nizamların nizamı, mefkurelerin mefkuresi, dünyevi planda şu veya bu ölçünün değil de, bütün ölçülerin çepeçevre etrafında halkalandığı, ve Üstadın zıddını hicvederek özünü muştuladığı hakikati, dikkate şayan mütalaalarla tetkik etmişlerdir. Bunların üzerinde bir fikir beyanında bulunmak iktiza ederse söylenmesi icap eden odur ki, ne gündelik siyaset oyunlarıyla nefslerinin neferliğini tatbik eden kuru yığınların kör midelerini doldurma gayesindeki, ne de gene nefs telkinleriyle, onu doyurmak için meydana indirilmiş mesnedi meşkuk ve yalan ideologyaların mimessillğini yapan nizamlar, himayesine girilmeye değer değildir. Himayesine aldığı ve temsil ettiği fertlere uhrevi planda bir hisse muştulamayan, bu minvalde berdevam olmayan sistemler, nizamlar fanidir, baki değildir. Zamanın kendilerine tahsis ettiği hayat hakkını kendi içinde, müşahhas planda parlak bir yerde sürdürüyor olabilirler. Hatta bu üstünlük, bütün cihanı kılıcının ve kaleminin hükümdarlığına boyun eğdirmiş kadar ileri gitmiş olabilir . Ama mademki bütün nefsler ölümü tadacaktır, mademki başlangıç ve bitiş çizgisinden ibaret olan insanın hayatı ve aynı kat'iyetle dünyanın nihayeti muhakkaktır, o zaman bütün alemi bayrağının gölgesine toplamış olsa bile bu nizamın muteberliği yoktur. Müşahhas planda her meseleyi çözmüş, kendi dairesinde her muvaffakiyete ermiş olsa dahi , önüne bir (var olma) müşkülü çıkar ki nihayette, o bayrak da iner, o kalem de kırılır, o kılıç da düşer... Share this post Link to post Share on other sites