Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Muvazene

Çimento Kağıdına Yazılan Yazı

Recommended Posts

Yıl, 1975. Hasan Aycın ve öğrenci arkadaşları Üstad Necip Fazıl'ı Bursa'da konferansa çağırırlar. Üstad Bursa'ya gitmek için İstanbul'dan vapurla Mudanya'ya hareket eder.

 

Üstad'ı külüstür bir arabayla karşılamaya giden Ali Bakkal ve arkadaşları gelecek olan misafirlerini daha önce hiç görmemişler.

 

Vapurdan bütün yolcular inmiş, fakat beklenen misafir ortalıkta yok. Ali Bakkal ve arkadaşları artık umudu kesip ayrılacakken bir kenarda kayanın başına çıkmış yaşlı bir adam, bulduğu sarımsı bir çimento kağıdına yazı yazıyor.

 

"Amca" demiş Ali Bakkal, "bu gelen son vapur muydu, biz bir misafir bekliyorduk fakat gelmedi."

 

Üstad hiç istifini bozmadan bir yandan yazısına devam ederken "Necip Fazıl'ı mı bekliyorsunuz?" demiş.

 

Tabii bizimkiler mahçup bir şekilde ellerine sarılmış ve özür dilemişler.

 

Üstad, bir süre sonra binmesi için kapısı açılan eski arabayı görünce, "Bu ne, Mercedes yok mu?!." demiş.

 

Ancak arabaya ister istemez binmiş.

 

Üstad Bursa'da arabadan indikten sonra, o günlerde Milli Gazete'de tefrika edilen "İhtilal"in bir gün sonra yayınlanacak bölümünü, yazdığı çimento kağıdını, beraberinde geldiği gençlerden birine vererek, "Al şunu gazeteye faksla" demiş.

 

***** **

Bu anekdotu "kalmasın nihan" diyerek aktaran değerli arkadaşımız Hüseyin Durukan, anlatanın bizzat Hasan Aycın olduğunu; cumartesi günkü Yedi İklim'in iftarında Ahmet Nedim Çeker'in kendisine "Yahu kardeşim sen şu çizgilerini niçin büyük ebadlı kağıtlara çizmiyorsun da bizi uğraştırıyorsun? Biz o dünya çapındaki çizgilerini yurtdışında sergilemeye çalışacağız fakat standartlara uymuyor" demesi üzerine, "Biz o çizgileri nerede, ne zaman, hangi şartlar altında çizdik biliyor musun?" dercesine anlattığını bildirdi. 'Tam bir Üstadlık' bu anekdot, Necip Fazıl'ın biyografisini ileride yazmak isteyenlere belki bir katkı sağlar. Tabii Hasan Aycın'ın da.

**Kaynak

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad; bugün hiçbir gökdelenin kenarından geçemeyeceği ve zemin katına dahi ulaşamayacağı 'Büyük Doğu' binasını; kağıtlarına fikirlerini yazdığı çimentolarla yapmadı mı? Mimar o.. Usta o.. Ev sahibi o..

 

Kimbilir belki de o çimento kağıdı Üstad'dan kalanlar arasında bir yerlerde ve hala hayattadır. Buna benzer neler vardır kimbilir. Ne hatıralar... Mesela bir çorap vardı; Üstad'ın tavaf yaparken yürüdüğü bir çift çorap.

 

- Bu çorapları çıkarıp cebime koydum ve bir daha yıkanmadan çamaşır dolabımı her açtıkça gözüme görünmesi için, hatıraların en azizi olarak sakladım.

 

(HAC'dan Çizgiler, Renkler ve Sesler)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...