Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
tugra

Evlilikte Tarih Değiştikçe

Recommended Posts

Seni Seviyorum

6. hafta: Seni seviyorum.

6. ay: Tabii ki, seni seviyorum

6. yıl: Seni sevmesem, çoktan çeker giderdim.

 

Eve Geliş

6. hafta: Aşkım, ben geldim!..

6. ay: Selâm!

6. yıl: Annen ne yemek yapmış?

 

Kapı Çalınca

6. hafta: Zahmet etme, ben açarım.

6. ay: Ben açıyım mı kapıyı?

6. yıl: Yâhu, şu kapıya baksanıza!

 

Telefonda

6. hafta: Sevgilim, ablan telefonda...

6. ay: Seni arıyorlar!..

6. yıl: Telefoooon!

 

Çocukluğa Dair

6. hafta: Zor bir çocukluk geçirmişsin.

6. ay: Senin annende bir tuhaf ha...

6. yıl: Yahu, tam da annene çekmişsin.

 

Tatil Plânları

6. hafta: Bu yaz seni yurtdışına götüreciğim.

6. ay: Tatilde Ankara'ya gitsek ne olur?

6. yıl: Niye, evin suyu mu çıktı?

 

Hediyeler

6. hafta: Bu yüzüğü inşaallah seversin.

6. ay: Resim çerçevesi aldım, her zaman lâzım.

6. yıl: Şu parayla kendine bir şeyler al!..

 

Küçük Sakarlıklar

6. hafta: Üzülme sevgilim, leke yapmaz.

6. ay: Dikkat etsene yâhu!

6. yıl: Ammada sakarsın be kadın!

 

Fikir Ayrılıkları

6. hafta: Ben pek bu fikirde değilim!..

6. ay: Bu konuda yanlış düşünüyorsun.

6. yıl: Saçma sapan konuşma, Allah'ını seversen!..

 

Yemekler

6. hafta: Yaptığın yemeklere de bayılıyorum.

6. ay: Bu akşam ne yiyoruz?

6. yıl: Gene mi makarna!

 

Elbiseler & Alışveriş

6. hafta: Bu elbise sana çok yakışmış.

6. ay: Bir elbise daha mı aldın?

6. yıl: Kaç para verdin buna?!

 

Özür Dilemek

6. hafta: Özür dileyecek bir şey yapmadın ki...

6. ay: Biraz daha dikkat etsene!..

6. yıl: Kır kır, evi de yık geç!..

 

 

 

 

ŞEBNEM DERGİSİ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yemekler

6. hafta: Yaptığın yemeklere de bayılıyorum.

6. ay: Bu akşam ne yiyoruz?

6. yıl: Gene mi makarna!

 

 

:) :D korkunç....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bil mukabele nevbahar.

Mizahi bir dille anlatılmış ama, gerçeklik payının da olması aşikar (malesef)

Cümle ümmet-i muhammed'e nice 6.haftalar!!! amiiiiin, ecmaiiiiiiiiiin :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Elbiseler & Alışveriş

6. hafta: Bu elbise sana çok yakışmış.

6. ay: Bir elbise daha mı aldın?

6. yıl: Kaç para verdin buna?! :D

 

sakası bile acı Allah'ım yasatmaa böyle şeylerr :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim, pek meşhurdur, bilirsiniz. Bir beyefendi evlenmek istediği kızı istemeye gittiklerinde kız kahveye şeker yerine tuz boca eder heyecanla sehven, kahveleri ikram ettikten sonra gayriihtiyarî tuzlu kahvenin yüzde teşekkül ettirdiği buruşmadan sonra anlar yaptığı işi ki, çok utanır. Bunun üzerine pek zarif ve kibar beyefendi, üzülmeyin ben zaten kahveyi tuzlu içmeyi severim, der ve kızın gönlünü rahatlatır. Bu mübarekler evlenince hanımefendi beyfendiye her gün tuzlu kahve yapar yemekten sonra, beyefendi de, pek güzel olmuş hanımcığım, ellerin dert görmesin, aman da aman, tuzlu kahve gibisi yok deyu iltifatlar yağdırarak tuzlu kahvesini yudumlar bir ömür boyu, sonra hepimizin gideceği ebedi âleme göç ettikten sonra hayat arkadaşının bıraktığı mektubu okur bizim hanfendi. Beyefendi tuzlu kahveden hoşlanmadığını, sırf hanımı üzülmesin, gönlü kırılmasın diye bir ömür boyu buna tahammül ettiğini, dünyaya bir daha gelse ve bir ömür tuzlu kahve içmek zorunda kalsa gene kendisiyle kuracağı saadet dolu bir yuvayı hiçbir şeye değişmeyeceğini okur hanfendi gözlerinden sevgi sıcaklığında damlalar akar iken. Bu uydurma bir efsane değildir, Osmanlı devrinde yaşanmış gerçek bir hikâyedir. Bir kitapta okumuştum fi tarihinde, kitabı hatırlayamıyorum, hatırladığım vakit yazarım kaynağını. Bu hadisat ecnebilerin bile o kadar hoşuna gitmiştir ki, onların birtakım yazar zevatı tarafından da hikâye kitaplarında malzeme olarak kullanılagelmiştir. (Tavuk Suyuna Çorba gibi)

 

Efendim asıl geleceğim nokta şu ki, İslam’ın kadın - erkek münasebetleri ve ona bağlı olan evlilik müessesesini en ulvi duygular ve şahikaya ulaşmış insaniyet melekesinden sonra ve her iki ferdin de yüklendiği mesuliyeti taşıyacak raddeye ulaştıktan sonra hem dünya hem ahiret saadetine kavuşmaya vesile olacak olan bu müesseseyi teşekkül ettirmeleri neticesindedir ki, yukarıdaki talihsiz insanların maruz kaldıkları bir davranışlar silsilesi ile karşılaşmamakta ve yağ-bal, tahin-pekmez kıvamında mutlu mesut bir evlilik hayatı yaşamakta idiler. Yukarıdaki mizah gayesi ile yazılan yazı, Batı medeniyetinin içinde yüzdüğü hayat biçiminin, ferd ve cemiyet üzerindeki tecessümüdür. Yıllar sonra gelen tükenmişlik, sevgide, saygıda bitmişlik, ruhlardaki pörsümüşlük Müslüman bir ailede görülmesi mümkün olmayan şeylerdir. Ha şimdi İslam hakiki olarak yaşanmadığı için bizim cemiyetimizde de bunların müsavisi ziyadesiyle yaşanıyor, o ayrı. Bizim cemiyetin en büyük meselelerinden biri evlilik mevzuu. Mizah bir nevi içinden çıktığı cemiyetin aynası mahiyetindedir. Batıcılık sevdasının cemiyet üzerindeki tezahürünü bu yazıdan da net bir şekilde görebiliriz.

 

Son olarak, makarna dünyanın en güzel besin maddelerinden biridir. :) Cümleten afiyet olsun !

Share this post


Link to post
Share on other sites

Reyhan;

 

Yazınızın son kısmı hariç tamamına katılıyorum. Evdeyken makarna yememek için herşeyi yapardım. Zorla yedirirdi annem, kardeşimin tabağına atardım o görmeden makarnaları. Zavallı çocuk, ses çıkartamaz abisine :)

 

Şimdi ne yapalım? Yiyoruz mecburen :D Hayat insanla çok kötü dalga geçer. Şimdi büyük konuşacam "ben evlenirsem ve eşimde bana sadece makarnadan oluşan yemek getirirse, o tabağı alır suratına fırlatırım, isterse 6. hafta değil; 6. saat olsun" demeyi çok istiyorum. Ama dedim ya hayat çok acımasız, tükürdüğünü yalatıyor insana bazen. O yüzden böyle bir cümle söylemek istemiyorum. Makarna sevmiyordum, artık görmek bile istemiyorum. Özellikle ev arkadaşımın yaptıklarından. Zaten görmeyecem bundan sonra inşallah. Sayılı saatlerim kaldı cok şükür.

 

Makarnasız bir dünya için el ele...! Yaşasın sucuklar, patates kızartmaları, menemenler, imam bayıldılar ve benim sevdiğim bütün şeyler :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dervish kardeşim, sizin durumunuz biraz daha farklı, siz hergün makarna yemek zorunda kalan evli bir beyfendiden daha elim ve vahim bir durumdasınız. Hem okul stresi, hem de çocukluktan beri sevilmeyen sonra da ev arkadaşının yaptığı ve annenin makarnasını mumla aratacak bir makarnanın bünyedeki menfi tesirleri işte insanı bu hale getiriyor. Tam bir makarna düşmanı olup çıkıyor insan :) Halbuki güzel bir şekilde pişirildiğinde saydığınız yemeklerden daha lezzetli bir besin maddesi olan makarnayı şahane bir şekilde yemek masanına koyan bir ev arkadaşınız olsaydı, hiç bu hale gelir miydiniz. :D Demek ki neymiş, ev arkadaşı seçerken aşçılığına da dikkat etmek gerekiyormuş, :D

Şaka bir yana insan aynı şeyi yemekten hakikaten sıkılır. Hatta trradomir kardeşimin açtığı başlık geldi aklıma, savaştaki insanlar bile aynı besin maddesini yemekten bıkıyorlar da çekirge etine talim ediyorlar. Tıklayalım okuyalım: Çekirge Eti

Vatanımızı birbirinden güzel yiyeceklerle donatan Rabbimize şükürler olsun, diğer fakir devletlere de bu nimetlereden ihsan eylesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Forever makarna :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Makarnayı ben de çok severim. :) Hem lezzetli, hem ucuz, hem de kilo yapıyor :D E daha n'olsun :D Hep istemişimdir, şurda burda irili ufaklı dürümcülerin yerine şöyle güzel bir makarnacı olsaydı da şip şak yiyip çıkabilseydim diye... Her gün olsa da yesek :D

 

Mevzunun özüne dönecek olursak, aşkı pörsümez, eskimez kılacak tılsım, ruh; ruh mefhumunun tabii olduğu merkez de dindir. Uhrevi plandan nasipsiz aşklar, daha doğrusu birliktelikler, elbette ki fani olacaktır. Çünkü o zaman ortada seveni ve sevileni kendi benliklerinden feragat ettirecek, gözyaşları içinde mesud bir eriyişe razı edecek kudret kalmayacaktır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah böyle izdivaçlardan uzak tutsun şakası bile ürkütücü geliyor.onun Razı olacağı bi evlilk nasip etsn tüm müslüman genclere...gercekten cok önemli.Efendimiznde buyurduğu gibi saliha zevce dünyalıklar icinde en hayırlısıdr.gercekten öyle cunku hayatı paylasıcaksıınz.düsünceleri,hayata bakış acısı aynı olmalı.yani dini yönden.yoksa paraymıs vs..hiç değerli değil.başını sok,karnını doyur yeter.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...