BDG 76 Report post Posted June 6, 2008 Yenilerde okuduğum, içinden çıkamadığımız girdaptan bir kesit misali, buruk bir kalble ve tüm fikredebilme gücümüzle halimizin kalbimize sitemini yansıtan aşağıdaki ufak yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Gönle Sitem Sana yıldız rütbesi verildi. Niçin ihanet ettin? Sana yüksek bir mevki verildi. Niçin gözün gayra kaydı? Sana bir neslin mihmandan olma vazifesi bahşedildi. Niçin kıymetini idrak edemedin? Sana gökyüzünde yürüme dersi verildi. Niçin hayat yolunu bir sırat bilmedin? Sana nefsi boyunduruğa almanın yüce payesi gösterildi. Niçin körlük rolü yaptın; kör ve sağır gibi davrandın? Sana aşkın kanatlarıyla aşılacak menzil gösterildi. Niçin yol ve yön değiştirdin ve o kanatlan fena dilberlerine doğru açtın? Sana sevda şarabı takdim edildi. Niçin çölde serap aradın? Ve kum dolu çanağı, bengisu kadehi diye diktin? Sana fanilerin ızdırabı öğretildi. Onların çirkin yüzü gösterildi. Niçin kendini aldatma iklimine ittin ve gaflet perdesini gözüne sütre diye çektin? Sana duanın sırlı gücü öğretildi. Şarkılara meftun oldun, dünyevi besteler sardı seni. Çöl şarkıları tüketti, bitirdi özündeki gücü. Sana ilahi lütuflar ülkesi işaret edildi. Gayyalara meftun gözlerle baktın. Gönlüm sen ne divane imişsin! Ah gönül sen ne mecnun imişsin! Ah gönül sen ne bedbaht imişsin! Bir Amme Cüzü’nü basit bir şekerlemeye değiştin. Bir lokma, bir öpme, bir dane, bir bakma ile battın. Zira harama nazar ettin. Sana ait olmayan mala el uzattın. Yasaklar çizgisini aştın. Ah gönül niçin kendine yazık ettin? Niçin cenneti şu fani diyara tercih ettin? Cemalullah’ı bir fani güzele değiştin. Bir an-ı seyyalesi cennete denk lezzet veren Rü’yetullah’ı seyretme yerine fani mahbubların çehrelerinde bittin tükendin. Şimdi fırsat varken; yol yakınken dön! Sana senden yakın olana. Seni senden daha iyi tanıyana. Senin duygularına göre bir âlem yaratana. Sana bütün dostlarından daha şefkatli, enis ve sırdaş olana. Zira O’dur asıl dönülecek olan sevgili. Zira O’dur asıl teslim olunacak Tabib-i Ezeli. Cemil-i Sermedi, Kudret-i Layezali... Mehmet Erdoğan Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted October 24, 2008 Yenilerde okuduğum, içinden çıkamadığımız girdaptan bir kesit misali, buruk bir kalble ve tüm fikredebilme gücümüzle halimizin kalbimize sitemini yansıtan aşağıdaki ufak yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. ................................................ Şimdi fırsat varken; yol yakınken dön! Sana senden yakın olana. Seni senden daha iyi tanıyana. Senin duygularına göre bir âlem yaratana. Sana bütün dostlarından daha şefkatli, enis ve sırdaş olana. Zira O’dur asıl dönülecek olan sevgili. Zira O’dur asıl teslim olunacak Tabib-i Ezeli. Cemil-i Sermedi, Kudret-i Layezali... ' Gerçekten güzel bi yazıydı BDG paylaşımın için sağol selam ve duayla........ Quote Share this post Link to post Share on other sites
izafetüssehmi 0 Report post Posted November 5, 2008 Gönüller bu girdabın içinden nasıl çıkar,biz ne zaman bu bataktan çıkarız bilinmez.Ne zaman kendimize geleceğiz, nefsimizin köleliğinden nasıl kurtulacağız.Davaların davası bu davada bizi zifiri karanlıkta bir kıvılcımla veya mum ışığıyla yol gösterecek bir rehbere ne kadar da ihtiyacımız var.dava ulvi,biz ise sufli.nasıl kaldıracağız bu yükü...Kimle neyle nasıl.. Çok zor dostum.harab olmuş gönüllerimizi Allah diriltsin yeniden inşa etsin.bekliyoruz umutla. Acaba derler mi,durup beklerler mi biri vardı bizden takıldı gerilerden... Nur yağan vakitte,gözlerim semada iken Bu nedamet bestesinde özledim Nur yağan vakitte ellerim semada iken Bu esaret ülkesinde bekledim... Quote Share this post Link to post Share on other sites
vasifsiz 28 Report post Posted November 9, 2008 Onlar ufukta kayboldular çoktan.. Beraber, elele.. Akşam kızıllığında geride kalan, Hüzünlü kederli rüzgar.. Yeniçağ Quote Share this post Link to post Share on other sites