Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

Üç Sîma, üç Beyanat (1) Türkiye’nin “kara Kutu”su

Recommended Posts

Üç sîma, üç beyanat (1) Türkiye’nin “Kara kutu”su

Burhan Bozgeyik

[email protected]

10.05.2006

 

 

Geçtiğimiz hafta ünvanlarıyla mühim üç sîmanın beyanatları gündeme düştü. Üçünün sözleri biz Müslümanları çok yakından ilgilendirmekteydi. Bu bakımdan müsaadenizle bu haftaki yazılarımı bu konuya hasretmek istiyorum.

Birinci sîma mütekáit Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Bu ülkede kendilerini tanımayan yoktur. Bu bakımdan tekrar tanıtmama lüzum yok. Söylediği ve tartışılan sözü de malum. Özetle, “Türbanlılar Suudi Arabistan’a gidip okusun!” dedi ve akl-ı selim sahiplerinden gerekli cevabı aldı. Bu bakımdan o sözlerin üzerinde duracak değilim. Çok farklı bir konuya temas etmek istiyorum. O da şu: Demirel, Türkiye’nin “kara kutu”larından biridir. Diğer kara kutular gibi, bu kara kutu çözülmeden, açılmadan, deşifre edilmeden yakın tarihteki çok mühim hâdiseler anlaşılamaz, içyüzüne vâkıf olunamaz.

Demirel, yaklaşık 40 yıldır sahnenin önünde. Bunun evveliyatına da gidersek, şöyle böyle yarım asırdır bu ülkenin mühim hâdiselerine damgasını vurmuş, müdahil olmuş bir sîma. Kendi ifadesiyle “altı defa gitmiş, yedi defa gelmiş.” Gidişlerinden ikisi darbe ile olmuş.

Elimde müşahhas delil yok, ama şahsî kanaatim şudur ki, Demirel, bu ülkedeki bütün darbelerden önceden haberdardı. Bütün darbe senaryolarının mühim bir yerinde ismi kayıtlıydı. (28 Şubat post modern darbesini saymıyorum. Zira o darbenin senaristi de, yapımcısı da, yönetmeni de kendisiydi. Veya en azından çorbada tuzu vardı.)

“Demirel’in yaptıkları” denilince akla çok şey gelir. Ama onun en mühim icraatı, bu ülkedeki “dinamik Müslüman kitlenin” mühim bir kısmını çok uzun bir müddet kontrol altında tutması, onları Tek Parti Tek şef devrinde temeli atılan rejimle barıştırması, hatta onları o rejimin hâmisi ve koruyucusu durumuna getirmesiydi. Bunu yaparken de müthiş bir taktik uygulamıştı. Meselâ Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, bu rejimle yıldızı asla barışmamış, “Şeriatın bir hakikatına yüz başım olsa fedaya hazırım” diyerek inancından zerre miktar tâviz vermeyeceğini haykırmış, ömrü hapislerde, sürgünlerde geçmiş, defalarca zehirlenmiş ve suikaste mâruz kalmış bir sîma idi. İşte Demirel bu mühim sîma ve onun muhiblerine doğrudan karşı çıkmak yerine, sözde ona dostmuş ve seviyormuş gibi davranarak meydana çıkmış, böylelikle mühim bir kitleyi tesir sahasına almayı başarmıştır. Hâkeza daha başka İslâmî grupları ve cemaatleri de benzer taktiklerle zabt u rabt altına almasını bilmiştir.

Demirel kontrol ettiği bu kitlelere öylesine tesir etmiştir ki, onun; “Kısas devri geçti”, “300 küsur ahkam âyetlerinin devri geçmiştir” gibisinden doğrudan inanca taalluk eden sapmalarına, alenen içki içmelerine dahi seyirci kalınabilmiştir.

Peki Demirel nedir? Bir ispirtizmacı mı, bir illüzyonist mi? Nasıl bu kadar zamandır gündemde kalabiliyor ve altı defa gitmesine rağmen, her gidişinden sonra gelebiliyor? İşte kara kutu çözüldüğünde bu soruların cevabı da bulunacaktır.

Peki benim Demirel hakkındaki kanaatim nedir? Bunu 14 sene önce şu anda TV muhabirliği yapan sevgili Turgay Güler’e söylemiştim. Şahsen o kanaatimi muhafaza ediyorum.

 

(Milligazete)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...