Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
rabia BDG

Güney Osetya Ve Abhazya Için

Recommended Posts

Güney Osetya ve Abhazya için

 

-----------------------------------------

 

Gürcistan hükümeti, Güney Osetya'nın fiili bağımsızlığını bombardıman marifetiyle sona erdirmek için harekete geçti. Kafkasya çalkalanıyor. Binlerce Kuzeyli Oset ve Abhaz, Gürcistan'a karşı Güney Osetya askerleri ile omuz omuza savaşmaya hazırlanıyor. 1918'de Osmanlı'nın desteğiyle kurulup 1921'de Kızılordu tarafından yıkılan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nde Abhazlar ve Osetler ile beraber hareket etmiş olan Adigeler de Güney Osetya ile dayanışmanın gereğine vurgu yapıyorlar.

 

Öte yandan, Rusya Federasyonu da Güney Osetya'yı destekliyor; tıpkı Abhazya'yı desteklediği gibi. Kuzey Kafkasyalıların hatırı için mi yapıyor bunu? Hayır. “Büyük Rusya”nın menfaatleri öyle gerektirdiği için yapıyor. Abhazların ve Osetlerin bağımsızlık davaları Rusya'nın umurunda değil. Rusya, bu halkları -ve dahî Gürcüleri- eskisi gibi köleleştirmeye dönük planlar bile yapıyordur!

 

Çeçenistan'ın bağımsızlığını kan deryasında boğmaya çalışan ve hatta Adigey Cumhuriyeti'nin özerklik statüsünü bile ortadan kaldırmaya ahdeden Rusya'ya, sırf Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını destekliyor diye minnet duyacak değiliz. Bu desteği pragmatik bir iyimserlikle karşılamak da bana ters geliyor. Rusya'nın himayesinde elde edilecek bir bağımsızlığın asla tam bağımsızlık olmayacağını, hatta tam kölelik olacağını düşünüyorum. Elini Ruslara kaptırıp da kolunu kurtarabilmiş bir Kafkas halkı var mı?

 

Yıllar önce Abhazya meselesi üzerine yazdığım bir yazıda şöyle demiştim: “Rusya'ya bağımlılık anlamına gelen bir 'bağımsızlık' mı iyidir, yoksa Gürcistan sınırları dahilinde bağımsızlığa yakın bir özerklik mi? Ben ikincisini tercih ederim.” O zamanlar Gürcistan'ın başında Şevardnadze vardı. Şevardnadze, Abhazya'ya “genişletilmiş özerklik” teklif ediyordu. Güney Osetya için de böyle bir çözüm gündeme gelebilirdi. Hâlâ gündeme gelebilir. Saakaşvili selefine nazaran daha 'merkeziyetçi' bir devlet başkanı olsa da, genişletilmiş özerklik seçeneğini bağımsızlık ihtimaline tercih edebilir. Belki etmeyecektir, ama denemekte fayda var.

 

Ak Parti'ye kapatma davası açılmadan birkaç gün önce, Gürcistan ve Abhazya liderlerinin Türkiye'ye davet edilip Başbakan Erdoğan'ın ev sahipliğinde bir araya getirileceği ve aralarındaki meselenin çözülmeye çalışılacağı haberi yayılmıştı… O buluşma mutlaka gerçekleştirilmeli! Ve Güney Osetya lideri de görüşmelere mutlaka dahil edilmeli! Rusya'yı dengelemek için Gürcistan'la haklı olarak yakınlaşan Türkiye, bu yakınlaşmadan Abhaz ve Oset halklarını da faydalandırmak için elinden geleni yapmalı.

 

Türkiye'de binlerce akrabaları bulunan mezkûr halkları Moskova'nın nüfuz alanında bırakmak da Tiflis'in insafına terk etmek de Türkiye'ye yakışmaz. Tiflis, Rus emperyalizminden korunmak için Ankara'nın dostluğuna muhtaçtır ve dolayısıyla Ankara'nın telkinlerine açıktır. Bu imkân Abhazların ve Osetlerin -aynı zamanda Gürcülerin- selameti yolunda kullanılmazsa çok yazık olur.

 

Gürcistan, 'bağımsızlık olmaz' diyor. Abhazlar ve Osetler ise 'bağımsızlıktan başka hiçbir şey olmaz' diyorlar. Bu restleşmeyle nereye varılacak? Ne Gürcistan Abhazlara ve Osetlere kat'i olarak diz çöktürebilir, ne Abhazlar ve Osetler Gürcistan'a. Karşılıklı rıza ile şekillenecek bir statüko olmadan, tarafların kazandığı veya kazanacağı hiçbir mevzi garantili olmayacaktır. Her an yeniden alevlendirilmeye müsait fitne yalnız ve yalnız Rusya'nın işine yarayacaktır. Bu kısır döngüden çıkmak için bir orta yol bulunmalı. Seçenekler şunlar: 1-Abhazya ve Osetya'nın bağımsız devletler olarak Gürcistan'la konfederatif bir yapıda birleşmeleri, 2-Federasyon, 3-Abhazya ve Osetya'ya geniş özerklik. Bu seçenekler sırayla zorlanmalı, en kötü ihtimalle üçüncü seçeneği hayata geçirmek için taraflar ikna edilmeye çalışılmalı.

 

Ama bundan önce yapılması gereken bir şey var: Orta yol imkânlarını hiç değerlendirmeden Güney Osetya'nın tepesine binen, Oset köylerini ve şehirlerini acımasızca bombalayan, çok sayıda masum Oset'in kanına giren ve binlerce Oset'i sürgün yollarına döken Gürcistan'a 'dur' demek!

 

Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklamasında “bölgesel barış ve güvenliği tehdit edebilecek bu çatışma ortamının itidal, sağduyu ve diyalog yoluyla aşılması” isteniyor. Gürcistan'a gösterilen dostluğun 'rezervsiz bir destek' olmadığını ortaya koyması bakımından önemli ve değerli bir açıklama, ama yeterli değil. Askeri harekâtın durdurulması ve diyalog sürecinin başlatılması için Gürcistan hükümetine net bir çağrı yapılmalı, bu çağrıya diyalog için yer ve zaman önerisi de eklenmeliydi: Türkiye… Hemen şimdi!

 

Hakan ALBAYRAK.Yeni Şafak 09.08.08

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Öte yandan, Rusya Federasyonu da Güney Osetya'yı destekliyor; tıpkı Abhazya'yı desteklediği gibi. Kuzey Kafkasyalıların hatırı için mi yapıyor bunu? Hayır. “Büyük Rusya”nın menfaatleri öyle gerektirdiği için yapıyor. Abhazların ve Osetlerin bağımsızlık davaları Rusya'nın umurunda değil. Rusya, bu halkları -ve dahî Gürcüleri- eskisi gibi köleleştirmeye dönük planlar bile yapıyordur!

 

Çeçenistan'ın bağımsızlığını kan deryasında boğmaya çalışan ve hatta Adigey Cumhuriyeti'nin özerklik statüsünü bile ortadan kaldırmaya ahdeden Rusya'ya, sırf Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını destekliyor diye minnet duyacak değiliz. Bu desteği pragmatik bir iyimserlikle karşılamak da bana ters geliyor. Rusya'nın himayesinde elde edilecek bir bağımsızlığın asla tam bağımsızlık olmayacağını, hatta tam kölelik olacağını düşünüyorum. Elini Ruslara kaptırıp da kolunu kurtarabilmiş bir Kafkas halkı var mı?

 

Ama bundan önce yapılması gereken bir şey var: Orta yol imkânlarını hiç değerlendirmeden Güney Osetya'nın tepesine binen, Oset köylerini ve şehirlerini acımasızca bombalayan, çok sayıda masum Oset'in kanına giren ve binlerce Oset'i sürgün yollarına döken Gürcistan'a 'dur' demek!

 

 

İyi bir tesbit ve analiz yapmış Hakan Abi. Bakılması gereken noktada budur zaten. Rusya'ya sağol-varol demek gibi bir lüksümüz olmaz/olamaz. Kendi büyük menfaatleri için yapıyor bunları, keza turuncu devrimci Gürcistan'da destekçisi/müttefiki ABD'den cesaret ve ilham alarak girişti bu işlere. Kirli menfaatleri ve ilişkileri yüzünden masumların canına kıyıyorlar işte. Gerisi demokrasi ve humanizm sahtekarlığıdır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Son günlerin belkide en hararetli vakası cereyan ediyor.Kendi gündemimizle meşgulken, birden patlayıveren bu sorun karşısında elbette ülkemizin kayıtsız kalması beklenemez.Kafkaslar'da en az Ortadoğu kadar kıymete haiz bir bölge ve Türkiye bu bölgede de kartları iyi oynamak mecburiyetinde.Türk hariciyesinin şu an itibariyle meseleye yaklaşımı ise temkinli.Bu da başlı başına bir strateji olabilir.Türkiye'nin aslında bu meseleden önce başka bir meseleye, Gürcistan'ın içinde kanayan bir yara olan Ahıska Türkleri meselesine dikkat buyurması lazım fakat, bu husus uzun zamandır ülke gündeminde bile değil.Bu hususa dair herhangi bir siyasi politika yürütülmediğini ise müşahe etmek mümkün.Türkiye'nin bölgede proaktif olması içim elzem mevzuular bunlar.

 

Avrasya'da hükümranlık peşinde olan Rusya'ysa, git gide bölgede ipleri eline almaya başladı.Sovyetlerin küllerinden doğan yeni Rusya, dünyayı tekrar iki kutuplu hale getirmeye çalışıyor.Bunda başarılı olması muhtemel.Bu bakımdan Avrasya'da ki her gelişme Rusya için çok önemli.Gürcistan meselesinde Güney Osetya'yı desteklemesi ve Gürcistan'a karşı askeri güç kullanması bunun en bariz alameti.Nitekim bu hususta ABD ve NATO'nun ihtarlarını kulak ardı etti.Putin ve Medvedev'in bu yeni Rusya projesi anlaşılan agresif ve proaktif olacak.

 

ABD açısından olaylar pekte istemediği bir boyutta gelişiyor.Ruslara karşı desteklenen Gürcistan kan kaybediyor ve bu durum Gürcistan'ın ABD'ye olan güvenini de eritmeye başladı.ABD'nin gelecek çıkarları için Ortadoğu'dan sonra Avrasya'da da hakimiyet peşinde olması ve dünyada yaşanan enerji dar boğazına bu bölgenin alternatif teşkil etmesi, ABD'nin bölgede daha etkin olmasını gerektiriyor.Bakalım ABD'nin bundan sonra ki hamleleri ne olacak?

 

Tabii gönül ister ki ölümler, yıkımlar, savaşlar olmasın...Ama beşeriyet yine kanlı tarihler yazmaya devam edeceğe benziyor.Bunun tersi ham hayal olur herhalde.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Saakaşvili ve şovenist siyasetin iflası

 

Amerika Birleşik Devletleri, Gürcistan'a askeri destek veriyor. Türkiye Cumhuriyeti de Gürcistan'a askeri destek veriyor. İkisinin de gayesi Rus yayılmacılığının önüne geçmek. Öyleyse, Washington ve Ankara'nın müşterek bir Gürcistan siyasetine sahip olduklarını söyleyebilir miyiz? Hayır, söyleyemeyiz.

 

Küresel hegemonyasına potansiyel bir ortak olarak gördüğü Rusya'yı her cephede sıkıştırmak ve dahası Rusya'nın sofrasındaki Kafkas pastasından da pay almak isteyen Washington için Gürcistan, bu yolda kullanabileceği bir enstrümandan ibarettir. Ankara ise Gürcistan'ı Rusya'ya karşı emniyet supabı olarak görüyor. “Rusya'yla iyi ilişkiler içinde olalım, ama komşu olmayalım” diyor Ankara; onun için Gürcistan'ın Rus nüfuzuna karşı dirençli olmasını arzu ediyor.

 

Türkiye ile Ermenistan arasında, Ermenistan'daki onbinlerce Rus askerinin geri çekilmesini temin edecek -dolayısıyla Rusya'nın Türkiye'ye Ermenistan üzerinden komşuluğunu sona erdirecek- bir güven ve işbirliği ortamı oluşturmak için uygun konjonktürü kollayan Ankara'nın, Rusya ile köprüleri tamamen atmaya azmetmiş bir Gürcistan'ı desteklemesinde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak bir şey varsa, şudur: Rusya'nın fitne olarak tepe tepe kullandığı Abhazya ve Güney Osetya meseleleri makul bir çözüme kavuşturulmadan Gürcistan üzerindeki Rus hesaplarının boşa çıkarılabileceğine gerçekten inanıyor muydu Ankara? İnanmıyor idiyse, bu meselelerin makul bir çözüme kavuşturulması için neden gayret sarf etmedi?

 

Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'yi tanıyanlar, “Böyle bir gayret beyhude olurdu” diyeceklerdir. Hıristiyan Gürcü kimliğini (dikkat buyurun: HIRİSTİYAN GÜRCÜ kimliğini) bütün tebaasına kabul ettirmeyi vazife belleyen, resmi Gürcistan nüfusunun dörtte birini teşkil ettikleri halde Müslümanları aslî unsur olarak görmeyen, Gürcü'nün Müslüman'ını de muteber kabul etmeyen, Gürcistan sanki bir Hıristiyan memleketinden ibaretmiş gibi davranan, Acaristan bölgesinde kontrolü sağlar sağlamaz bu bölgenin bayrağına bir haç yerleştirerek Hıristiyan dayatmacılığını tescilleyen, zaten Haçlı seferlerinde kullanılan bir flamayı göreve gelir gelmez ülkenin yeni bayrağı olarak seçmek suretiyle Müslümanlara peşinen meydan okumuş olan, Gürcü harici Hıristiyan unsurları da mütemadiyen kışkırtan, Abhazların ve Osetlerin “aslında Gürcü”lüğünden dem vurarak etnik asabiyetleri kamçılayan, hülasa kaşındıkça kaşınan faşist Saakaşvili'nin Abhazya ve Güney Osetya'ya itimat telkin edecek bir siyasete sevkedilmesi elbette kolay olmazdı. Fakat Güney Osetya'daki gövde gösterisinin Rusya'dan gördüğü korkunç tepki, aklını başına almasına vesile olabilir.

 

Sırtını dayadığı ABD'nin her şeye kadir olmadığını idrak edip yelkenlerini suya indiren ve Ruslara “gelin bu çılgınlığı sona erdirelim” diye yalvaracak kadar çaresiz kalan Saakaşvili'yi Abhazya ve Güney Osetya konusunda sağduyuya davet etmenin tam zamanı!

 

Sağduyunun ayrıntılarına Cumartesi günü girmiştik. Yarınki yazımızda biraz daha girelim.

(Hakan Albayrak)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...