eko 5 Report post Posted August 30, 2008 Evet soru gayet basit, eğitimde kalite nasıl artar? Özlenen, arzulanan ama dokunalamayan hayalimizdeki dünya da eğitim nasıl olmalıdır? Kalite zihniyetle mi artar yoksa zihniyet artarsa dolaylı olarak kalite de artar mı? Malumunuz ülkemizde eğitim dibe vuruyor kendi adımıza bu duruma nasıl bakmalıyız, nelerin gayretine düşmeliyiz, biraz düşünelim ve paylaşalım, şimdiden teşekkürler.. :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
deniz_mavidir 8 Report post Posted August 30, 2008 eğitim düzelmesi için hep devletten vs bişiler bekleniyor..herkes diyorki bu nasıl bi düzen..değişsin falan....ii de yapanlar nasıl yapıyor???birileri yapıyorsa demek ki her şey sistemde değil...bizler hep kolya kaçıyoruz..değişime kendimizden değil etrafımızdan başlıyoruz... çok klasik olacak ama eğitimin kaliteli olması için ilk iş ailede bitiyr...ve elbette çevre....gerisi nasip kısmet fıtrat bence :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted August 31, 2008 eğitimin gelişmesi için eğitim kaynağının değişmesi gerekir batı zihnieti ile hazırlanmış eğitimden hiç bir hayır gelmez. pis su ile yıkansanız bile temizlenemezsiniz. pislik içinde kalırsınız yine. temiz ve pak olan bilginin adresi yıllar yılı ilmin kaynağı olan ve hala daha öyle devam eden islamdır. islami terbiye ve eğitimdir bence işin doğru yolu budur. Quote Share this post Link to post Share on other sites
eko 5 Report post Posted August 31, 2008 Arkadaşlar benim asıl sormak istediğim olay şu: neler yapılmalı, çevremizde gördüğümüz yanlışlar neler, biraz sosyolojik ve psikolojik kısmından bahsediyorum yani, pratikte neler ? Hani siz demişsiniz islam terbiyesi, evet doğru islam terbiyesi ama nasıl islam terbiyesi? neyi barındırıyor bu islam terbiyesi, düşünsenize iran da verdiği eğitime islam terbiyesi diyor, arabistanda islam terbiyesi diyor bir diğer malezya da, halbuki aralarında dağlar kadar fark olan terbiye düzenleri.. pratikte neler?... Quote Share this post Link to post Share on other sites
eko 5 Report post Posted October 13, 2008 Bu gün okulun açıldığı ilk gün bir takım gözlemlerim oldu, oldukça da paylaşacağım inşallah... Bizim en önemli eksikliklerimizden birisi boş vakit, bu boş vakitlerimizi doldurmak bize bırakılıyor kimisi bilgisayar kimisi parklar daha yetişkinler için cafeler ps salonları yardıma koşuyor hayatın içine atılamıyoruz yıllarca teorik bilgilerce beynimiz hantallaşıyor ve çatallaşma başlıyor, pratikte eğitim ve çalışma ile ilgili okul dışında düşünmediğimizden teoride de yapalım edelim dışına çıkamıyoruz, bir nevi tembellik vuku buluyor, bunu çok iyi gözlemleyebiliriz, öğrenci psikolojisinde; "şunu bunu yapmalıyız" ile "şunu bunu yapıyorum" yapılması gerekenlerle yapılanlar çok farklı, herkesin kafasında iyiyi yapmak düşüncesi yatar ama yaptıkları geçiçi esrikçe meşguliyetlerdir, bunun temelinde ise küçük yaşta başlayan boş vakitlerin bir otorite tarafından verimli meşgaliyete yöneltilmemesi diyebiliriz.. Kafamızda belli ütopyalar oluşturup kendimizi hayatın akışına bırakıyoruz düşen başarı grafiğimizi farkettiğimizde ise ütopyalara sarılıyoruz onları geliştiriyoruz, burada yapılması gereken ilk şey düşündüğümüzü uygulama dirayeti gösterip boş vakitleri verimli hale getirmeliyiz.. Ben 15 yıllık öğrenciyim, geriye dönüp geçmişe baktığımda okul yıllarım birileri tarafından verilen bir meşgal gibi görüyorum, zamanı gelince piyasaya çıplak bir şekilde düşecek kendini pişirirse başarılı olacak bir sıradan insanım, belli bir amacım yok(tu)! Çok şükür (tu) diyebiliyorum lakin hayatımdan çok şey geçtikten sonra... Verimli hale nasıl getirebiliriz diye sorarsak kendimize, cevabını ancak kendimizin vermesi gerekiyor, bu konu da kimsenin sözünü dinlememeliyiz.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hayy bin Yakzan 2 Report post Posted October 13, 2008 En başta ruh, en başta ulvi hedefler, en başta çekilen sıkıntıların niye çekilmesi gerektiği bilinci... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mostar 0 Report post Posted October 13, 2008 ne zamanki 14-15 yaşlarındaki gençlerimizin dillerinde kaylule kelimesinin dillendiğini duydum, canlanıverdi ümit ettiğim neslin gelişi gözümde... nerede yanlışlar yapılıyor? bana göre çok fazla yanlış var yapılan... toplumumuzun tam olarak derinlemesine irdelenmeden ha deyip getirilen ve uygulanmaya çalışılan eğitim sistemleri en başında... bizim kültürümüzle ekonomik durumumuzla uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir bütünü tepeden inme şekliyle kafalarımıza indirmeleri... en son uygulanmaya çalışılan sistem mesela... yapılandırmacı eğitim anlayışı... ülke şartlarına ne kadar uygun... uygulanabilirlik düzeyi nedir... maddi anlamda ne gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olacak... milli eğitimde görev alan öğretmenler ve idareciler bu sistemden ne kadar haberdar... fen bilimlerinde deney yapılırken aynı ortam aynı oran şartları aranır ya öyle bir lüksümüz yok eğitimde... batı yahut doğu yapmış hadi biz de alıp uygulayalım aynısını... bunu kabul edemiyorum ben... durum o kadar da çok umutsuz mu peki... hayır... başarabildi isek daha evvel tekerrür etmemesi için bahanemiz yok... Quote Share this post Link to post Share on other sites
selahaddineyyubi 0 Report post Posted October 25, 2008 eğitim sistemimiz maalesef bize ne bu dünyada yarayacak şeyleri tam olarak anlatıyor ne de öteki dünyada işe yarayacakları.bir din kültürü dersi var maşallah.sekiz senede öğrettikleri denizde bir avuç su.o da tahkiki değil taklidi.oku oğlum fatihayı geç beş oku kızım ihlası geç...dini eğitim olmayınca ahlak eğitimi de kötürüm kalıyor.sonra sokak ortasın senin a.... ulan g... köpek ve kadın erkek yaşlı başlı herkesin içinde bağıra bağıra.sokak ortasında kadınlı erkekli gerdek sahneleri...kofti kabadayılar külhanbeyleri kapkaççılar.rüşvet dedikodu yalancılık tembellik.ha ahlak eğitimi böyle de teknik eğitim iyi mi.millet okul bitse de tatil olsa diye ondört takla atıyo.öylesine bıkkınlık var okumaktan(okuyamamaktan) çözüm mü.önce aile.babası sabahtan akşama kadar maç izler karşısında sigara zıkkımlanır eline kitap almazsa çocuk da serseri olur bu kadar basit.sonra öğretmen.saatimi doldurayım uçarım burdan lan yeter dingiller bıktım sizden biz böylemiydik(eminim değilsindir)devlet.nasıl kendi maaşını dakka geçirmeden alıyosan okulun ihtiyaçlarını da dakka geçirmeden karşılayacaksın.öğrenci.ya bu ülkede adaletsizlik var lan oğlum polat nasıldı ama koçum(burdan kurtlar vadisine karşı olduğum çıkmasın ama bunlar gibi saflar izlerse güzelim diziyi kirletiyorlar) öğrenci kardeş müdür kalleş ya ben de o kadar inek olsam.... yani iş bireyde biter.bunun için bireyi yönlendirecek toplum mühendisleri başta ana babalar dünya ahiret dengesi islam ahlakıyla araştırma azmiyle yanıp kavrulmalı.sonra toplum da kavrulur. bütün kardeşlerime sevgilerimi sunuyor değerli görüşleriniz için n-f-k com forever diyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
furkan-NFK 4 Report post Posted October 29, 2008 durum o kadar da çok umutsuz mu peki..evet Quote Share this post Link to post Share on other sites
eko 5 Report post Posted September 5, 2009 İnsanlar algılamakta güçlük çekiyor, özellikle çocuklar. Algı meselesini iki şekilde aşabiliriz. 1. Hayal dünyasını geliştirmek. 2. Neyi nasıl ne şekilde öğrenip kullanacağız. Şu örneği vermekle yetineceğim: kuzenim ortaokulunu bitirmiş, lisede neyi tercih edeceğinden şaşkın, birazda başarabilir miyim korkusunu yaşıyor. Ona: "korkma efe bende senin yaşındayken çok şaşkındım. Ben matematiği seçtim çünkü matematiği sevdim çünkü bulmaca çözmeyi de severdim. Matematik nasıl çözüleceğini öğrendikten sonra bulmaca gibi çözmektir ve matematikte başarılı olursan onu seversen her problemi aşarsın eğitiminde. " dedikten sonra büyük bir rahatlama sezdim kendilerinde ve sonrasına kendisine gerektiğinde yardımcı olabileceğimi sordu... Velhasılı insanların neyi neden yaptığı çok sorgulanmıyor. Aslında lise matematiğimiz ve ortaokul fen'nimiz bana çok zevkli geliyordu ama sıkılıyordum bir yandan da. Quote Share this post Link to post Share on other sites
