Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
goksal

Zaman Bilmecesi

Recommended Posts

Gençlik...

Zamana karşi veya zaman hesabına karşı biricik Kal'a ! Zamanın kal'ası demek daha doğru... Öyle ise meseleye evvela zamanı anlatarak,zamanı anlatmaya çalışarak,zaman denilen o dipsiz kuyu içinde derinleşmeye çalışarak el atalım !

Şimdi bu girişten sonra,zaman hikmetlerine ait mücerret ve derinliğine fikirden ibaret olan bahsimiz olacak.

Mecallikten kurtulmak zorunda olan biziz,bu çetin fikirlere katlanmalıyız,fikrin acısını çekmeliyiz,çilekeş anlayışın zevkini tatmalıyız..

 

Zaman insanoğlunun en girift meselesi,davaların davası,vaki'a ların vaki'a sı.. Ve onun da vaki'a ızaman denilen taksimatlı oluş çizgisi üzerinde meydana geliyor.. Zaman en büyük bilmece! Onu şimdi fikirden evvel hisle ve bir şiirle anlatmaya çalışalım..Bu şiirin bir hususiyeti var;zaman bir tempodur,bu şiirde de böyle bir ahenk araştırılmıştır.

 

Nedir zaman ,nedir ?

Bir su mu,bir kuş mu ?

Nedir zaman nedir ?

İniş mi yokuş mu ?

 

Bir sese benziyor.

Arkanız hep zifir !

Bir sese benziyor.

Önünüz tüm kabir !

 

Annesi azabın,

Sonsuzluk şarkısı.

Annesi azabın,

Cinnetin tıpkısı.

 

Zamanın çarkları,

Sizi yürütüyor !

Zamanın çarkları,

Beni öğütüyor.

 

Kime kaçsam ondan;

Ha yakın Ha ırak ?

Kime kaçsam ondan;

Ya sena Ya toprak...

 

 

Batılı başta zaman olmak üzere büyük mücerret mesellere karşı tavrı olmayan sanat ve fikir adamını bir işportacı mahiyetinde görür. Zaman,mekan,hepsinin başında Allah ,ölüm,ruh,madde,insan,cemiyet... Bu büyük meseleler karşısında hususi tavrı,fikri ,edası olmayan sanatkar ve müteferriki bir işportacı seviyesinde görür. Ama bizim işportacımız,Garb simsarlarımız,bu inceliği anlayamaz.. Anlasalardı inkilabın ne demek olduğunu anlarlardı !!..

 

Einstein'e göre zaman,eşyanın dördüncü buudu dur..Eşyanın üç buudu var ya, derinliğine,uzunluğuna,genişliğine... Üç istikamette hacim teşekkül ediyor.. Birde dördüncü buud tayin ediyor maddeye eşyaya bu adam.. O da zaman... Bu tarif bu yahudi dahisinin çok derinliğine bulduğu bir tarih ama, yine zamanı maddeleştiriyor,eşyanın buudu haline getiriyor,zamanın esirliği,letafeti,inceliği kayboluyor. Zaman onunda üstünde ! Fizik ötesi,metafizik,en büyük sır ,zaman...Hiçbir cins kafa gelmemiştir ki ,Sokrat'tan Bergson'a kadar,zaman üzerinde cinnet buhranları çekmemiş olsun...

 

Zaman nedir ?

Bunu tayin muhal. Bitakım kıyaslar öne atılabilir.Fakat zaman sırrını islam tasavvufundan başka hiçbir görüş izah edememiştir.

 

Cins kafalar ; Pascal,Shekespeare,Gouthe,Fuzuli,İmam-ı Gazali bir mücerret mefhumlar üzerinde en çok duran büyük şahsiyetler...

 

Zaman topyekun hadiselerin,üstünde tohumlaştığı,açıldığı,geliştiği,sonra solduğu,pörsüdüğü,eridiği,silindiği büyük zemini... Onsuz oluş yok.. Öyle,gözle görünmez,elle tutulmaz,madde üstü bir vakıa ki ,maddeyi sımsıkı pençesine geçirmiştir.Ona bir para gibi,bütün kainatı avucunda sıkan bir el diyebiliriz..En büyük güneşten en küçük zerreye kadar bütün mevcutları havanında döven,eriten ahenkli bir tokmak... Zamana oluşun ahenk ifadesi diyebiliriz.Ama ne dersek diyelim,zaman onun üzerine sıçrar ve ele geçmez,tutulmaz,çerçevelenmez bir vakıa...

 

Şimdi dini gözle bakmaya başlayınca zamanı kavramak değilse bile ,hisseder gibi oluruz.

 

Zaman Allah'ın eşya ve madde üzerine attığı bir ağ dır.Bir balık ağı sanki... İçinde olmayan hiçbir şey yok.Her şey o ağın içinde ,o ağın muhtevası...

 

İbn-i Sina ve o devrin ilim adamları,ışığı eşya içinde gayr-i zamani,yani zaman üstü birşey sanmışlardır.İbn-i Sina zannetmiştir ki ışık ,zamani değildir,yani ışığın hızı zaman üstü bir hızdır.Halbuki bu günün fenni ispat ediyor ki ,ışık saniyede 300 bin km gider,fakat zamanın ağı içindedir gene ; zamanidir...Zaman hakikatte bir insanın beynini kül etmeye yeter..

 

Yarın,saniyede 10 milyar km giden bir vasıta bulunsa o da zamanidir..Yani zamanı aşmak mümkün değildir.. Zaman her hareketin içinde ,o hareketin mikyası ile ölçülüyor.Fakat kendinden bütün hareketiyle kendinde... Ne müthiş bir hadise !..

Bu mücerretler derinliğine fikirdir,belkide kafa törpüleyici.. Fakat gençliği anlamak içinde de zamanı anlar gibi olmak lazım.. Zamanı biz,Allah'ın zaman ve mekan üstü mutlak varlığına en büyük bürhan,,belge ,şahit,huccet kabul ederiz..Zaman üzerinde derinleşebilirse bir kafa,birdenbire yasak odayı açmış insan gibi Allah'ın yıldırımı ile vurulur.Derhal,büyük ilahi azamet tecelli eder.sanki film hareketleri gibi . Buradan da kader sırrına çıkar gibi bir his karşısında kalıyoruz.. Sonsuz bir kudretin muazzam delili...

 

Şimdi zamanı daha iyi anlamak için tasavvufa dönmek ve ''vahdet-i vucut '' sırrı üzerinde düşünmek lazım...

 

Bu alem zıtların alemi,her zıt bırbıriyle pençeleşmekte,muharebe etmekte..Nihayet bütün zıtlar iki kutupta toplanıyor : Varlık ve Yokluk ! Varlık yoklukla mücadelede..Çünkü tasavvufta ''vahdet-i vucut'' ve ilahi hikmet şöyle tecelli ediyor :

Zaman mefhumiyle... Bir vucut bir adem tecellisiyle... Vücut ,peşinden Adem.Adem peşinden vücut.. Fakat biz onu yağmur damlaları gibi birbirine ekli ,perçinli görüyoruz.Bir devam vehmi içindeyiz. yanlış ! . Hiç bir şey devam etmiyor.Allah her an bütün kainatı idam ediyor,her an ihya ediyor. İşte büyük ilahi hikmete temas bu noktada.. Cins bir kafa burada.derhal Allah'ın varlığının eşiğine kapanır ve büyük tecelliyi anlar. Bir vücut ,bir Adem... Bu dünya eksiklikler ,kesiklikler , karanlıklar alemi...

 

Bir cümleye başladığım zaman kullandığım ilk kelimeden itibaren son kelimeye kadar zaman öyle akıyor ki ,belki o cümlenin belirttiği hakikat bile değişiyor.. Ne müthiş ,ne beyin yakıcı bir hadise, zaman ! Bir varlik Bir yokluk ...

 

Onun için bilmek lazım ki , Allah , bir an kainatı yeniden bina ediyor ve yeniden imha ediyor.. Ama zaman son derece sanatlı,Mutlak sanatkarın son derece sanatlı bir tecelli zemini.. O zeminde herşey sürekli gidip geliyor,halbuki her şey süreksiz bir vehim üretimi içinde gidiyor. Hafızam ve hayalim olmasa,ben zaman içinde yaşayamam.Çünkü hafızam olmasa bir en evvel olanı unuturum,bir an sonra olacak olanı da hayal edemem.Dikkat edin,ne kadar ince bir nokta !!.. Hayat ine ine tek an'a iniyor.Tek an ve bütün an lar ,kuyudan çıkan bir dönme dolabın maşrapaları gibi suları birbirine devrederek,her an öbür anın hamulesini taşıyarak ve öbür yana devrederek gidiyor..

 

Zaman böyle bir vakıa ; bütün vakıaları doğuran vakıa... Bunları düşünmek insanı bir an zamanı madde gibi görmeye ve her an onu ucunda bulunduğumuz hissini vermeye davet ediyor.

Ucunda olmak ne demek ?

Tıpkı suları yararak giden geminin ucu gibi.. Bizde şu anda zamanın ucundayız..Zamanın ucundayız ; ve zaman ,her an bir geminin ucunda suları yara yara yol aldığımız bir deniz.. Her an deniz açılıyor ve gemi gidiyor.Buna zamanın ,fizik ötesi hayali diyebiliriz.Bu yakıcı bir haldir ve azamete götürür..

 

Yanlız zamanı anlamak,onun üzerinde derinleşmek Allah'ın büyük azameti önünde erimeye yeter..

 

İnsanlar,zaman vehmi içinde kendilerini her an mevcut ve hiçbir zaman yok olmıycak bir mevcut gibi görürler.. Gafletin tesellisi bu ..

 

Veliye sormuşlar ;

 

--'' Boyuna tesbih çekiyorsun ,ne arıyosun tesbihte ? ''

 

-- '' Gafleti arıyorum !! ''

demiş... O kadar yakıcı bir huzurda ki gaflate kaçmaya ihtiyacı var.Birçoklarıda tesbihte huzuru arar,fakat bulamaz..Zaman böylesine korkunç bir vakıa ! . Onun için zamanın önünde ilahi azamet kapısı olarak ürpermek lazım.. Cins kafaların zaman üzerinde izdıraplarını ifade etmeye imkan yok..

 

Bu nasıl bir dünya hikayesi zor;

Mekanı bir satıh,zamanı vehim.

Bütün bir kainat muşamba dekor,

Bütün bir insanlık yalana teslim.

 

Niçin küçülüyor eşya uzakta ?

Gözsüz görüyorum rüyada nasıl ?

Zamanın raksı ne bu yuvarlakta ?

Sonum varmış ,onu öğrensem asıl !!

 

Not :) Sayın fan hatırlatırım )..

 

Deminde dediğimiz gibi biz geçmişi hafizayla ,geleceğide hayalle yaşıyoruz.. Kala kala hakikat olarak '' hal '' kalıyor.. oda bir anlık ve o anıda hesaba tutabilmeye imkan yok.. Ömür güneşin seyrine bakarsanız,doğuşu ile batışı arasında oniki saate kadar inebilir,hakikate bakarsanız,bir gözün açılıp kapanışı kadar.. Bir şimşek...

 

 

.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zamana karşı zamanınızı ayırıp da zamanla ilgili bu nadide yazıyı paylaştığınız için teşekkürler.

 

Bir sese benziyor,

Arkanız hep zifir.

Bir sese benziyor,

Önünüz tüm kabir.

 

mısraı, evvelini ve ahirini anlatmış güzelce. Kant da buna mukabil "Zaman sessiz bir testeredir" der.

Biz en iyisi mi Mevlana'nın sözüyle nokta koyalım. Dün, dünle beraber gitti cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...