Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
kevser

Önden Gidenlerden Yiğitlerden

Recommended Posts

ÖTELERE MEKTUP

M. Sacid ARVASİ

 

Sevgili Hacı Kemâl Ağabey;

Size nasıl hitap edeceğimi bilemediğimden, aklıma gelen ilk sözcüklere sığındım. Siz beni tanımıyorsunuz, bense sizi vefatınızdan sonra, tekrar tekrar seyrettiğim bir video kasetinden tanıyorum, o kadar. Bu kadarlıkla bir insan tanınır mı? Elbette tanınmaz. Bu yüzden siz benim gibi pek çok insanın meçhûlüsünüz. Meçhul ama kahraman!..

 

Bu satırları şehrin göbeğindeki ıssız bir tepede yazıyorum. Bir şubat akşamı, dışarıdayım ve üşümüyorum. Hava mı bahar havasında, yoksa, yâdınız mı baharı taşıdı bu tepeye bilemiyorum. Birkaç gün önce, dört yıldır beraber kaldığımız bir Rus delikanlısı Andrey; İnegöl'e taşınmış bir Rus kadını ve iki kızından bahsederek tanışmak için oraya gideceğini söyledi.

 

Geri dönüşünde yanıma geldi. Dudağında tarifsiz bir tebessüm, mavi gözlerinde mutluluk vardı. Taşkın bir heyecanla: "Bir Rus kadını, hem de tesettürlü. Böyle bir şey olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Rus olan, Rusça konuşan Müslüman bir kadın... Annemi ve kız kardeşimi hayal ettim. Şimdi en büyük arzum; babam, annem ve kardeşimle hacca gitmek, ve orada Efendiler Efendisi'ni ziyaret etmek! Dua et ağebey, ne olur, dua et!" dedi.

 

Yüreğime ansızın yayılan bir sızıyla nemlenen bakışlarımı yere indirdim. Göremedim ama, biraz önce içlerinde mutluluk okuduğum mavi gözlerinin bulutlandığını hissettim.

 

Kimmiş o Rus kadını, biliyor musunuz, Hacı Kemal Ağabey? Yüreklerine sevgiyle aktığınız yüzlerce insandan biri: İrina... Ona şimdi "Meryem Ana" diyorlar. Küçük kızı Teresa'yı, Ozan Beyle; büyük kızı Aleksi'yi de, Yücel Beyle evlendirmiş ve İnegöl'e yerleşmişler. Onlar da artık Teresa ve Aleksi değil. Biri Elif, ötekisi Merve... "Bizim Hacı Kemâl'in vefatından bir gün sonra Müslüman olduk." demiş. Seyrettiğim kasette Tacikler sizin için; "Bizim Hacı Ata" diyorlardı. Bunu yadırgamamıştım. Fakat bir Rus'un dudaklarında, sizin için çiçeklenen "Bizim" kelimesi karşısında şaşırmaz mı insan? Rusların Hacı Kemâl'i!.. İrina'nın, yani Meryem Ana'nın bir torunu olmuş, adını Yusuf Kemâl koymuşlar. Kimbilir daha kaç tane Rus, Tacik ya da gönüllerine aktığınız ayrı coğrafyaların insanları torunlarına "Kemâl" adını verecekler. Vermeliler de... Adınız yaşamalı, ruhunuz da adınızı taşıyan bedenlere hayat olmalı.

 

Sonra bugün, yanıma, çok uzaklara gönderdiğimiz bir Abdullah geldi. Maraş'tan, Burma'ya gönderdiğimiz bir Abdullah...

 

Abdullah, yedi sene önce dilini, dinini, havasını, suyunu bilmediği bu Budist diyarına gittiğini söyledi. Tek başına... Şimdi orada bir kolej yükseliyormuş Hacı Ağabey.

 

'Yalnızlığınızdan, yapayalnızlığınızdan bir kolej nasıl yükseldi?' diye sordum. 'Allah' dedi, mihnetle titreyen dudakları... Allah... Bir kutlunun gözyaşlarını coğrafyalarda filizlendiren Allah...

 

Ve devam etti, bizi büyüleyen, uzak diyarlardan gelen Abdullah: "Burma'ya gittiğimde, on beş gün boyunca bir otel odasında âdeta mahpus kaldım. Ne yapayım deyip duruyordum kendime. Sonra tıraş olur, berberle; alış-veriş yapar, bakkalla; et alır, kasapla dost olurum; ama önce -varsa- kardeş ülkelerin konsolosluklarıyla irtibata geçeyim dedim. Zira Burma'da bizim konsolosluğumuz yok. Ülkemiz adına yalnızız orada. Zaten bütün dünyadan ancak on yedi ülke konsolosluk açmış. İlk olarak gittiğim Pakistan Konsolosluğu'nda bir buçuk saat bekletildikten sonra kabul edildim. Konsolosa Türkiye'den geldiğimi, kıtalararası bir eğitim seferberliği başlattığımızı, bu niyetle burada bulunduğumu anlattım. Konsolosun gözleri bir-den parladı. Ayağa fırlayarak yanıma geldi, kırk yıllık dost hasretiyle bana sarıldı; ardından, 'Bizim Hacı Kemâl'i bilir misiniz?' dedi. 'Ben Tacikistan'da çalışırken onunla tanıştım.' Bana bazı porselen tabaklar göstererek: 'Bu tabakları bana Hacı Kemâl Kütahya'dan getirip hediye etti.' dedikten sonra, beni arabasına bindirerek orada pek çok insanla tanıştırdı ve bana referans oldu. Böylece yalnızlığımızın hüzün tomurcuğundan Burma'daki kolej fışkırdı."

 

Kütahya'dan götürdüğün porselenler, fethettiğin bir kalpten; Burma'nın fakir coğrafyasına bir kolej olarak yansıdı Pakistanlıların Hacı Kemâl'i.

 

Siz beni tanımıyorsunuz, doğrusu ben de sizi yeterince tanımıyorum. Ama gönlüm size karşı sevgiyle dopdolu. Babamın vefatından sonra ona hiç ağlayamadım. Fakat şu an sizin için ağlıyorum, gönlümün Hacı Kemal'i.

 

Seksen arkadaşını Bizans İmparatoru'ndan kurtaran Abdullah bin Huzafe'yi, Medine'de karşılayan Hz. Ömer'in, yanındakilere: "Şimdi hepiniz kalkacak Abdullah'ın başını öpeceksiniz, zira o baş, seksen arkadaşımızın kurtulmasına vesile oldu." dediği gibi; inanıyorum ki siz de buradan göçtüğünüzde, Ömer'i, Hz. Ömer yapan Gönüller Sultanı; yanına Ebu Bekirlerini, Ömerlerini, Osmanlarını, Alilerini alarak, sizi karşılamış ve şöyle demiştir: Şimdi hepiniz kalkacak Hacı Kemâl'imi alnından öpeceksiniz. Zira o baş, yüzlerce insanın ebedî hayatının kurtulmasına vesile oldu.

 

Saatler, bahar havasını yaşadığım bu şubat gecesinin ikisini vuruyor. Bugün, Sevgililer Günü... İnsanlar gönüllerine sevgili yaptıklarına bugün ne verecekler bilemiyorum. Ben yalnızca bir Fatiha'yla beraber, birkaç damla gözyaşıyla yazdığım bu iki satırlık mektubu buutlar arası bir sevgi "Sızıntı"sına katacağım. Okursunuz değil mi, Hacı Ağabey?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Kimmiş o Rus kadını, biliyor musunuz, Hacı Kemal Ağabey? Yüreklerine sevgiyle aktığınız yüzlerce insandan biri: İrina... Ona şimdi "Meryem Ana" diyorlar. Küçük kızı Teresa'yı, Ozan Beyle; büyük kızı Aleksi'yi de, Yücel Beyle evlendirmiş ve İnegöl'e yerleşmişler. Onlar da artık Teresa ve Aleksi değil. Biri Elif, ötekisi Merve... "Bizim Hacı Kemâl'in vefatından bir gün sonra Müslüman olduk." demiş. Seyrettiğim kasette Tacikler sizin için; "Bizim Hacı Ata" diyorlardı. Bunu yadırgamamıştım. Fakat bir Rus'un dudaklarında, sizin için çiçeklenen "Bizim" kelimesi karşısında şaşırmaz mı insan? Rusların Hacı Kemâl'i!.. İrina'nın, yani Meryem Ana'nın bir torunu olmuş, adını Yusuf Kemâl koymuşlar. Kimbilir daha kaç tane Rus, Tacik ya da gönüllerine aktığınız ayrı coğrafyaların insanları torunlarına "Kemâl" adını verecekler. Vermeliler de... Adınız yaşamalı, ruhunuz da adınızı taşıyan bedenlere hayat olmalı.

 

Böyle bir şeye vesile olanlar nasıl ifade edilir ki? Onlara ne denilebilir ki? Mevlam ''Önden giden yiğitlerden'' razı ola; onların ülkülerini/ideallerini kesintiye uğratmaya, yaşata. Bizlere de, bu aşkın ve şevkin mümessillik payesinden vere (utanarak söylüyorum).

 

Tekrar rahmet ve minnetle anıyorum ''Hacı Ata'' Kemal Erimez ağabeyi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hacı kemal erimez ağabey, ömrünü Allah yolunda hizmete adamış mükemmel bir insandı.

 

İnsanları aydınlatmanın yolunun eğitimden geçtiğine inanan ve bunun içinde kolejler kuran hacı kemal erimez ağabey bir çok insanın kurtuluşuna vesile olmuştur.

 

Orta Asya'da yapmış olduğu hizmetlerden ötürü çok seviliyor, ve Hacı Ata deniliyordu.Yapmış olduğu hayırlı hizmetler anlatılamayacak kadar çok, güzel, ve hayırlı işlerdi.

 

Kalbimin en güzel yerinde hep var olacaksın Hacı Kemal Erimez Ata.Seni rahmet ve şükranla anıyorum. Allah mekanını cennet eylesin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...