Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
mitajanı

Merkez-Çevre Teoremine Farklı Bir Bakış: Tatangalar Ve Üç Büyüklerin Ulusalcı Tribünleri

Recommended Posts

(Aman Yarabbi ortalık karışmış, ben nelerle uğraşıyorum!..Lehman Brothers iflasını açıkladı açıklayacak, Bank of America Merrill Lynch'le birleşiyor.Böyle sıcak bir gündem varken bu konuyu yalnız ben açabilirdim zaten.Amanını mor goyun meler gelirrr...)

 

Merkez-Çevre Teoremine Farklı Bir Bakış: Tatangalar ve Üç Büyüklerin Ulusalcı Tribünleri

 

Başlığa bakan da sanır ki; Cambridge Üniversitesi Sosyoloji bölümünde yüksek lisans yapan genç, tezini takdim ediyor.Arkadaş şaşıyorum kendime!..Merak etmeyin sizin yerinize de şaşıyorum.Ama belli mi olur, bir gün Cambridge Üniversitesi’ne yolum düşer mi düşer.Kim bile bilir ki?Hıhh, siz kıskana durun.Kem-küm, ehem- öhöm…Neyse konuya döneyim.

 

Futbol denen oyunu kiminiz seversiniz kiminiz sevmezsiniz. Ama hepimiz ama az-çok ne olduğunu, nasıl oynandığını biliriz. Kimisi spor olarak yapar, kimisi ‘malayanidir’ der hiç bulaşmaz, kimisinde yetenek yoktur istese de oynayamaz, kimileri de benim gibi doğuştan kabiliyetli olup Ronaldinho’ya taş çıkarırcasına futbol oynar. Yani diyeceğim herkesin futbola bir aşinalığı vardır. Ama tabii herkese göre değişir bu mevzu. Hoş diğer mevzularda da durum aynıya... Herkes ayrı telden… Bana da kalsa malayani bir iştir. İnsanın zamanını çalan bir uğraştır futbol. Tabii bunu tadında bırakan da var, cıvığını çıkaran da... Gece gündüz top peşinde koşmanın akıl kârı olmadığı ayan beyan ortada.

 

İşte futbol denen bu oyunu ben bir nevi hayatın aynası olarak görürüm. Hayatın akıl almaz mücadelesinin sahada ki bir başka hali diye düşünürüm. Ve benim için futbol sahadaki oyunculardan değil de tribündeki taraftarlardan ve pankartlardan ibarettir. Ben futbolu bunlar üzerinden değerlendirir, analiz ederim. Benim için Barça-Real kapışması, Barça tribünlerinin Real maçında açtığı ‘Catalonia is not Spain’ pankartından ibarettir. Buna benzer birçok örnek verilebilirim ya, uzatmayayım.

 

Futbolu cihanşümul değil de yerel bazda ele aldığımda ve projeksiyonu ülkeme çevirdiğimde de çok farklı manzaralara şahit oluyorum. Türkiye’nin en büyük üç kulübünün hükümranlığı ve diğer Anadolu kulüplerinin bu hükümranlara adı konulmamış biatları.Hiç kimsenin gözünden kaçacak bir argüman değil malum. İşte bu üç büyük kulübün tribünleriyle diğer Anadolu kulüplerinin tribünlerinin ayrıldıkları pek çok husus var. Bunları pankartlarından okumak mümkündür. İşte bu noktada karşımıza derin bir sosyolojik vaka çıkıyor. Nitekim üç büyük kulüp taraftarları ve Anadolu’nun isim yapmış tribün grupları arasında ki bu derin uçurum, beni bu tribün gruplarının sosyolojik tahlilini yapmaya itiyor. İster bunu merkez-çevre bağlamında değerlendirin, ister başka teorilerle analiz edin. Bana 'merkez-çevre' daha yakın geldi. Özellikle ülkemizde yaşanan süreci analiz ederken ciddi bir referans olarak görürüm bu teoriyi. Küreselleşen Türkiye ve değişen merkez-çevre paradigması… Uzun bahis doğrusu.

 

İşte tam bu noktada merkeze Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’yi koyuyor ve analizin esasına dalıveriyorum.Efendim bu kulüpler malum ülkemizin yüzyıllık çınarları…Hepsinin farklı yönleri var.Fakat tribün gruplarına baktığımız da söylemleri genelde ulusalcı-milliyetçi ve sol fraksiyonlardan izler taşıyor.Bu tribün grupları asla resmi ideolojiye ters pankart açmazlar.İçlerin de Beşiktaş’ın Çarşı’sı farklılık gösterir ki…O da Anadolucu değildir…Sapına kadar solcudur.Cha-Bella söylemek, Che’ye beste yapmak gibi sol tandaslı figürleri bu tribünde görmek mümkündür.Demek istediğim bu kadar solcu bir tribün dahi ülkemiz resmi ideolojisinin gölgesinden sıyrılamıyor ve ulusalcı söylemleri terennüm ediyorsa vay halimize.’Hepimiz ozon tabakasıyız!’ diyen Çarşı, ‘hepimiz Çeçeniz, hepimiz Filistinliyiz’ demez, diyemez.'Çarşı her şeye karşıdır' sözde.Fakat Türkiye’de olan- biten haksızlıklara sesini çıkarmaz.Bu yüzden Anadolucu değildir.Denilebilir ki bunu yapmak zorunda mıdır?Elbette ki hayır.İstediği mevzuya apolitik kalma hakları var.Ben sadece tespit yapıyorum.Zaten bu Beşiktaş tribünlerine has bir sorun değil.Kodaman takımların hepsinde aynı sorun var.

 

Galatasaray ve Fenerbahçe tribünleri de bu ulusalcı çizgiden çıkamaz. Her seferinde ‘ATAM İZİNDEYİZ’ şeklinde, insana ‘Devenin nalı!’ dedirten bir pankart açmayı adeta vazife telakki ederler. Hâlbuki hiçbir zaman tribünlerinde resmi ideolojiye muhalif bir pankart göremezsiniz.Çünkü temsil ettikleri ve yoğruldukları taraf ‘merkez’dir. Bu onların da Anadolucu bir tribün olmadıklarını gösterir.

 

Şimdi gelgelelim zurnanın zırt dediği yere. Efendim başlıkta da var. ‘Tatangalar’ diye bir tribün grubu var Sakaryaspor’un. Değişik bir grup ve benim analizimde de ‘çevre’de yer alıyor. Bu grubun sloganı da: ‘Biz bu şehri tribünden sevdik’ kabilinden. Farklı bir şehir algılaması, hayata karşı enteresan bir duruş. Tabii Sakarya ne kadar taşralıktan çıkmış ve bir metropole yakın olmaktan dolayı koca bir şehir olmuşsa da, yine de kendine has bir kültürü muhafaza edebilmiş.Tatangalar’ı bende cazip kılansa; bir tribün grubu olarak resmi ideoloji şakşakçılığı yapmadan, ulusalcılık naraları atmadan, öz be öz Anadoluvari bir çıkış yapmaları.Bir ses olmaları…

 

İşte Tatangaları çevrenin merkezine oturtan ve sapına kadar bizden dedirten o pankartlar.

 

 

DİREN FİLİSTİN

direnfilistinyd9.jpg

 

 

FİLİSTİN ÖLMESİN

df2as9.jpg

 

FİLİSTİN ÖLMESİN

df3zm3.jpg

 

 

Evettt böylece bir kültür hizmetinin daha sonuna geldik.Saygı, sevgi ve esenlikler...

 

-gizlinot-

bu başlık altında yapılan yorumlara vereceğim cevaplar gecikebilir.yazdıklarınıza dikkat edin, takip ediliyorsunuz.

 

 

<mitajanı prodakşın>

Share this post


Link to post
Share on other sites

inşallah filistinli kardeşlerimize yapılan bu işkenceler bi son bulur ve yapanlara da Allah mükafatını verir ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Lisedeyken Akyazı'dan kalkıp Sakaryaspor'un maçlarına gittiğim yıllarda tatangaların hiç de öyle gönderme yapacak pankartlık çapı yoktu. Bizim tribünler vahşetle, adam yaralamakla övünürdü; taraftarlığın raconu buydu.

 

Gerçi biraz kamuoyundan kabul görmeyle alakalı şeyler bunlar, biraz da çarşı yapıyor biz de yapalım tepkisi; olsun yine de iyidir, güzeldir, hoştur... Aferin bizim tribünlere.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tespitlerine katılıyorum neretva.İlaveten: Taraftarlığın raconu maalesef her tribünde aynı ölçüde tatbik ediliyor ve kabul görüyor.Birini diğerinden ayırmak namümkün.Fakat tribünlerde bir nevi sosyolojik organizmalar.Türlü türlü ses ve renk karışımından müteşekkil yapılanmalar...Haliyle çoğu hususta müşterek olmalarına rağmen temel hususlarda ayrılıyorlar birbirlerinden.Tatangalar'ı zaten irdelememin temel dayanak noktası da bu temelden ayrılış.Farklı bir ses olmaları...Yoksa Tatangalar'ın da müsbet olmayan halleri her tribün gibi mevcuttur diye düşünüyorum.Fakat şu açtıkları 'Filistin Ölmesin' pankartı benim yüzümü güldürdü, içimi ferahlattı.Çünkü piyasada resmi idelojisi şakşakçısı pek çok tribün var.

 

mevzuyadairnihainot:Tatangalar'la organik bir bağım yok.Sakarya'lı değilim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...