Vakıf Ahmet 36 Report post Posted December 29, 2008 10 yılı aşkın bir süredir devam eden Çeçenistan - Rusya savaşı binlerce Çeçen ailenin ülkelerini terk edip Gürcistan, İnguşetya, Azerbaycan ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağılmasına sebep oldu... 6 kişilik Abdülazimov ailesi, ülkesini ve topraklarını terketmek zorunda bırakılan binlerce mağdur aileden sadece biri. Türkiye bu aileyi İstanbul Atatürk Havalimanı'nda polislerle mücadele ederken tanıdı. Yapılan mücadele aslında Rus zulmüne karşı koyuştan başka bir şey değildi. Bir baba, bir komutan, bir çeçen ailesi için direniyordu... Çünkü Çeçen komutan İmran Abdülazimov bu sınırları aştığında bir daha ailesini asla göremeyeceğini biliyordu...Meryem'in mavi gözlerindeki o ışıltı artık ondan çok uzakta kalacaktı...İşte buydu bu komutanın mücadele sebebi.... 50 yaşındaki Çeçen Komutan İmran Abdülazimov'un hayatı inandığı değerler uğruna mücadele etmekle geçer. Çeçenistan'ın diriliş mücadelesinde Ruslara karşı savaştığı sırada yaralanmasının ardından eşi ve çocuklarını alarak Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye gelir. Abdülazimov 7 yıl boyunca yaşadığı Bakü'de hastalanarak akciğer ve dalağından ameliyat geçirir. Hastalıklarının yanı sıra Azerbaycan'da da Rus istihbarat servisi KGB'nin psikolojik ve sosyal baskıları sürer. Sağlık sorunlarından ve artan baskılardan dolayı ilk defa 2002 yılında Bakü'den Türkiye'ye gelen Çeçen Komutan, müslüman ülke olarak gördüğü Türkiye'ye yerleşmeye karar verir. Çeçen komutan İnsani yardım Vakfı IHH'nın ve Mazlum-Der'in desteği ve öncülüğüyle 2008 yılının Mart ayında ailesi ile birlikte İstanbul'a gelir ve oturum izni alarak Türkiye'ye yerleşirler. Ancak Rus güçleri Çeçen Komutanı ve ailesini burada da rahat bırakmaz! Son zamanlarda İstanbul'da Çeçen Komutanlara yönelik suikastlerin artması üzerine İçişleri Bakanlığı 31 Ekim 2008'de Abdülazim'in oturum iznini iptal eder. Ve Bakanlık kararında, Çeçen Komutan'ın Rusya'ya gönderileceğini ifade eder. Bir gün İmran Abdülazimov evinden alınarak Yabancılar Şubesi'ne bir kaç günlük sorgu üzerine götürülür. Ancak yaklaşık 2 aydır kendisi Yabancılar Şubesi'nde gözaltında tutulmaktadır. Çeçen komutanın hangi mihrak ve güçler tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden evinden alınarak gözaltında tutulduğu ise hala karşılık bekleyen bir soru olarak kalır zihinlerde..!!! Malesef ki, İmran Abdulazimov Yabancılar Bürosu'nda ailesinden uzakta geçen günlerin sonunda sınır dışı edilmek üzere iki sivil polis eşliğinde Atatürk Havalimanı'na getirilir. Haklı olarak Rusya'ya gitmek istemediğini söyleyerek polislere direnerek pasaportunu yırtan Çeçen Komutan yere yatırılarak kelepçelenir ve Yabancılar Şubesi'ne tekrardan geri götürülür… …. Aslında, bu zorlu mücadelenin ayrıntıları küçük Meryem’in gözlerinden süzülen yaşlarda gizliydi. Bazı şeyleri anlatmak için sözcüklerin bile yetmediğini o mavi yaşlı gözlere bakınca anladım. Bir de, İmran Komutanın eşi Ayzan Hanımın yüzüne yansıyan çaresizlik ailenin içinde bulunduğu durumu gözler önüne sermeye yetiyordu… İmran Komutanın ailesi Tvnet’ in konuğu oldu. Tvnet Ana haber bültenine katılan ve Veyis Ateş’in sorularını yanıtlayan Mirana Vitaliyeva, Ayzan Abdulazimov ve varlığıyla bir çok şey anlatabilen 3 yaşındaki küçük Meryem tüm Müslümanlardan ve Türkiye’den yardım bekledi. Çünkü hepsi babaları İmran Abdülazimov’un Rusya’ya teslim edilmesi halinde öldürüleceğini çok iyi biliyordu! ‘Bize yardım edin, babamı Rusların eline teslim etmeyin’..diyerek gözyaşları içinde yardım bekleyen Milana’nın ve kardeşlerinin tek bir isteği var! Babalarının Rusya’ya teslim edilmemesi.. Şu an Türkiye Cumhuriyeti tarafından yasa çıkmasına rağmen yetkililerin bu konuya duyarsız kalmaması gerekiyor. Şayet İmran Abdulazimov Rusya’ya gönderilirse bir daha kendisinden haber alınamayacak! Bizim Tvnet olarak İmran Komutanın ailesini yayına alma amacımız ise, sadece insanca ve Müslümanca bir yaşam sürmek isteyen bu ailenin diriliş mücadelesine bir nebze olsun destek olabilmekti... Öyle ümid ediyoruz ki, yetkililer de bu konuya duyarsız kalmadan üzerlerine düşeni yapsınlar ve Çeçen Komutan İmran Abdulazimov’u ölüme göndermesinler… Cahide Hayrunnisa YAĞCI Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20081228/Cecen...-mucadelesi.php Quote Share this post Link to post Share on other sites
Dervish 47 Report post Posted December 29, 2008 Yeterince güçlü bir devlet olamamak böyle birşeymiş demek ki. Filistinliler katlediliyor birşey yapamıyoruz. Umudumuzu çıkabilecek büyük bir savaşa bağlamışız. Karşı tarafta İsrail yanlısı abd ve ingiltere ve onların destekçileri...Bu tarafta ise Arap ülkelerinin bir kısmı, Türkiye, Mısır İran, Çin ve büyük ihtimalle Rusya. Çin? Kendi çıkarları için abd y karşı savaştı diyelim. Orada yaşayan Türklere yaptığı zulmleri unutacak mıyız? Rusya? Buyrun işte bir Çeçen Komutanının hikayesi yukarda yazıyor. Savaş çıkarsa (İnşallah çıkar) Çeçenleri yok sayıp Rusya'nın desteğini mi alacağız? Savaş çıktı diyelim. Kim demiş Türkiye, Abd'nin karşısında savaşa girecek diye ? İşte güçsüz bir devlet olmanın karmaşası. Yazık. Quote Share this post Link to post Share on other sites
EŞREF 2 Report post Posted December 30, 2008 Erkekliğini yitirmiş bir memleket olmuşuz demek? Rus, yahudi, Amerikan..... hatta Belçikası bile bu erkekliğini yitirmiş memleketi istismar ediyor. Daha ergenlik çağına yeni girenlerin bile gözleri, "zavallı" devletin mahrem çizgilerinde geziniyor. Devlet ise dışarda aksini gösterdiği erkekliğini(!), olanca şiddetiyle öz vatandaşına öz gardaşına uygulamaktan çekinmiyor. Hadi bize olan oluyorda, bari dünyada soyu tükenmek üzere olan 3, 5 delikanlıya ilişmese. Aslında bu meseleyi sadece acizliğimize vermemek gerek. Bide safını kaybedenler var. Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted December 30, 2008 Bunu başkaları yapabilir, bundan daha fazlasınıda yapabilir. Lakin benim ülkem bunu yapmamalı, buna izin vermemeli. Çünkü benim ülkem ve ülkemin insanları kimlere kucak açmadı ki, kimleri korumadı ki; kesilen Yahudi ve Hristiyanları, darda kalan devlet adamlarını, vs. Elleri kelepçelenerek, gözyaşları içinde bu ülkeden bir Çeçen'in gönderilmesi incitti, hatta daha da ötesi kızdırdı beni. Bu bir yanlıştır, bu yanılgıdır. Sorumlulular/yetkililer bunun izahatını ve hesabını vermek zorundalar. Şimdi çıkıpta siyasi şartlar, iki ülke (Rusya-Türkiye) arasındaki diplomatik iyileşmeler, uluslarası konjoktür falan demesinler. Bize sığınmış bir insanı, bir av misali avcının önüne atmanın hiç bir gerekçesi olmaz/olamaz. Quote Share this post Link to post Share on other sites