Esseyyid_Abdulhakim 0 Report post Posted January 22, 2009 Bitlis yolunda bir genç, kışın tipiye tutulup, yolunu kaybeder. Helâk olacak halde iken; "Yâ Rabbî! Zamânımızın kutbunu imdâdıma yetiştir!" diye yalvarır. Hemen siyah sakallı birisi zuhûr eder, atın dizginlerini tutup, istikamet verir ve; "Böyle git, şehre varırsın!" buyurur. Genç, o gaybdan gelip kendisine yol gösteren zâtın şemaline dikkat eder. Otuz sene sonra, Bâyezîd Câmiinde, tesâdüfen vâazında bulunur. Ben bu şeyhi bir yerden tanıyacağım diye düşünür. Vâazdan sonra çıkarlarken, Abdülhakîm Efendinin yanına yaklaşır, daha konuşmadan, Abdülhakîm Efendi; "Bitlis'teki tipi fırtınasını mı hatırladın?" diye kulağına hafifçe söyler. Gözyaşlarını tutamayıp, eline sarılır, öper... öper. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Metafor 3 Report post Posted January 22, 2009 Muhteşem... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ali NFK 8 Report post Posted January 22, 2009 Muhteşem. Allah bizide nasipsizlerden kurtarsın. Nasiplenelim... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Beylerbeyi 177 Report post Posted January 22, 2009 selamun aleykum, bu olay kesinlikle muhtesem,hatta o kadar guzelki;ustadin hapishane gunlerinin birinde,ustadi simayen tanimayan fakat ismini bilen biri tarafindan getirilen karpuz... olayi kadar etkileyici,aglamamak gercekten zor. selametle Quote Share this post Link to post Share on other sites