Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
ayvaz

8 Mart El Derdiyle Yanıp, Türk’ü Unutmak Günü Mü?

Recommended Posts

Dikkatlice okunması dileğiyle...

 

8 Mart, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” adı altındaki komünist belletisi, bir ilericilik göstergesi olarak geleneklerimiz arasında yer almıştır.

Efendim, konu şudur:

8 Mart 1857 tarihinde New York kentinde kırk bin dokuma işçisi greve gider, bu nedenle çıkan olaylarda ve meydana gelen yangında, çoğu kadın, yüz yirmi dokuz işçi can verir.

Sonraları, 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Kopenhag kentinde yapılan “Uluslar arası Sosyalist/Komünist Kadınlar Konferansı”nda, Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetgin’in teklifi üzerine 8 Mart, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edilir.

Bugünü kutlamaktaki gaye, işçi haklarını gündemde tutmak ise, dünyada ilk defa 1766 yılında Kütahya’da yapılan “Kütahya Fincancılar Esnafı Sözleşmesi” ne güne duruyor, onu kutlayalım, onu!

Yok, eyer maksat, bir gaye uğruna ölen kadınları anmaksa, bize bu vatanı armağan eden İstiklâl Savaşımızın Kahraman Kadınlarını analım.

İşte o unutup anmadığımız, Kahraman Türk Kadınlarından bazıları:

 

NEZAHAT ONBAŞI

Eşini yitiren 70. Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey, 8 yaşındaki kızı Nezahat'ı kimseye emanet edemeyip, yanına almıştı. Küçük Nezahat Çanakkale cephesinde muharebe havasına alışmış, Alay İzmit'e nakledildiğinde talimlere katılarak mükemmel at binmesini, silah kullanmasını öğrenmiş ve 12 yaşında "onbaşı" rütbesini almıştı. Babasının yanında cepheden cepheye koşmuş, çarpışmalara girmiş ve 100'den fazla düşman askeri öldürmüştü.

Nezahat Onbaşı 30 Ocak 1921 tarihinde, T.C.’nin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilmiştir.

Muhtelif cephelerde, bilhassa, Gördes ve İnönü muharebelerinde bilfiil çarpışmalara katılan ve her an askerleri teşcî eden 70. Alay Kumandanı Hâfız Hâlid Bey'in kerîmesi 12 yaşlarındaki Nezahat Hanım 78 yaşında bir nine olunca kendisine,ancak, TBMM’nce “Şükran Madalyası” verilmiştir

ŞERİFE BACI

1921 yılı Kasım ayında İnebolu'ya önemli miktarda savaş malzemesi gelmiştir. Malzemenin bir an önce Kastamonu'ya iletilmesi gerekir. Cepheye gidemeyip de köylerinde kalan yaşlılar sakatlar, kadınlar, Menzil komutanlığının malzeme taşınması haberi üzerine kağnılarla yola çıkarlar. İnebolu'dan kağnılara yüklenen cephaneler Kastamonu'ya doğru yol alır. Bu cephane kollarında hep kadınlar vardır. Bunlardan biri de Şerife Bacıdır. Şerife Bacı top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örtmüş, yavrusu ölmesin diye de üzerine abanmış ve soğuktan ölmüştür!

FATMA SEHER ERDEN

1888’de Erzurum’da doğdu. Subay Suat Derviş Bey ile evlenip Balkan Savaşı’na katıldı. I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’ne gitti.1919'daki Kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gitti. Bu görüşmenin ardından, Milis Müfreze Komutanı olarak Batı Cephesinde görevlendirildi. 300 kişiyi aşkın birliği ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Mehmetçikle birlikte destanlar yazdı. Büyük Taarruzun ilk günlerinde General Trikupis‘in birliğine esir düşmüşse de, kaçarak yeniden Müfrezesinin başına geçmişti. Kahraman kadın Kurtuluş Savaşı’ndan sonra “üstteğmen” rütbesi ile emekli oldu. Emekli maaşını Kızılay’a bağışladı. 1954 yılında TBMM kendisine yeni aylık tespit etti.

 

HALİME ÇAVUŞ (KOCABIYIK)

Kastamonu’da doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş olup, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. Bir Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı.

 

GÖRDESLİ MAKBULE HANIM

1921’de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadelede çete savaşlarına katılmıştır. 17 Mart 1922’de Akhisar Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir.

 

ÇETE EMİR AYŞE

Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış, Yörük Ali Efe’ye katılmıştı. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlılarla savaşmıştı. Çete savaşları yapmıştı. Aydın kurtulduktan sonra silahını Ali Efe’ye teslim edip memleketi İmamköy’e dönmüştü. Savaş sonrası Atatürk İstasyon Meydanı’nda Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştı.

TAYYAR RAHMİYE

Osmaniye’nin Kaziyeler Köyü’nden olan Rahmiye Hanım 9.Tümenin 1920 yılında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılmıştı. Başlıca görevi, keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı. Osmaniye yakınındaki demiryolu tünelini o patlatmıştı ve bölgedeki düşmanın cephane ikmalini büyük sekteye uğratmıştı. 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için, şimşek gibi, ileri atıldığından kendisine“Tayyar”denilmiştir..

 

TARSUSLU ADİLE ONBAŞI

Asıl adı Adile olan, Adile hala, Adile Onbaşı diye bilinen kahraman silah arkadaşları arasında “Kara Fatma” olarak anılırdı. 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşına katılmış, Tarsus’un kurtarılmasında da büyük yararlılıklar göstermiştir.

DOMANİÇLİ HABİBE

Kurtuluş Savaşı sırasında cahil evladının düşmana yol gösterdiğini duyunca İnegöl’e inmiş, bir kurşunla oğlunu yere serip ardına bakmadan geldiği dağlara geri dönmüştür. Dünya tarihi böyle bir anayı yazmış mıdır bilemiyoruz; ancak, onu unutmayı çok iyi biliyoruz

Onları unutmayanlardan biri olarak bugünün “Kahraman Türk Kadınlarını Anma Günü” olarak kutlanmasını diler ve onları şu şiirimle selamlarım.

!

Türk Kızı

 

İğne türkü söyler parmaklarında,

İplik şekil alır ellerinde heey!

Yıldız, güller açmış, tırnaklarında,

Bülbüller ötüşür, dallarında heey!

 

Bir bakışın şekil verir halıya,

At sürersin Çamlı Belden Bolu’ya

Saçların gerilmiş Anadolu’ya,

Âşıklar saz çalar, tellerinde heey!

 

Alnın secdededir, yaşmak başında,

Yiğitler haykırır, düşen yaşında,

Oysa sen yiğitsin ordu başında,

Besmele dolanmış, dillerine heey!

 

Sen Kara Fatma’sın, kurşun sıkarsın,

Sen Nene Hâtûn’sun tabya yıkarsın,

Boz bulanık Fırat gibi akarsın,

Boğulur küffarlar sellerinde heey!

 

Yunus’la Mevlâna, o güzel canlar,

Ruhuna gizlenmiş mânâyı anlar,

Afşın’lar, Malkoçl’ar, Yıldırım Hân’lar,

Fatihler büyümüş kollarında heey!

 

 

 

Muhlis AYDIN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...