yavuzlenk 26 Report post Posted April 7, 2009 Said Nursi Hazretlerinin Naaşının çalınması hadisesini bilmeyenler olabilir..ve bilinmesi elzem bir olaydır..elimden geldiğince olayı kaynaklara bağlı olarak izah etmeye çalıştım... 22 mart 1960 Salı günü… Urfa ipek palas oteli. said nursi 27 numaralı odada hasta yatmakta. Talebeleri başında nöbet tutmakta. Nöbet sırası bayram yüksele gelmiştir. Saat 02.30-03.00 sıralarında başucunda bayram yüksel ‘Üstat iyileşti galiba elhamdülillah uykuya daldı’ Diyerek üstünü örtüp sobayı yakıyor. Evet bediüzzaman dalmıştı hem de çok derinlere. *** 23 mart 1960 Çarşamba… Saat 03.00 Sahur vakti diğer talebeler Zübeyir Gündüzalp… Geldiler. Sabah yaklaşmakta idi. Sabah namazı çınlıyordu Urfa minarelerinde. Hepsi üstadın kalkıp sabah namazı vakti girdi mi diye sormasını Bekliyorlardı.Fakat… Üstat kalkmıyor,namaz vaktini sormuyordu. Sabah vaiz Ömer efendi çağrıldı. Gelip nabzını tutunca yaşlı gözlerle Allah rahmet eylesin diyebildi. Vefat haberini alan binlerce Urfalı otelin önüne akın etti. Bütün illere telgraflar çekildi. Mehmet hatiboğlu ve diğer Urfa ileri gelenleri üstadı dergahta yıkayacağız Ve oraya defnedeceğiz diye karar aldılar.Haberi alan Türkiye’nin her yerinden onbinlerce insan sel dalgası gibi Urfa’ya aktı.Naaş ulu camiye getirildi. Gece cenaze camide kaldı.Sabaha kadar hatimler dualar yapıldı.Cami gelenlerle dolup taşıyordu. Cenaze Cuma günü kaldırılacakken bilahare fazla tahacüm olmaması ve emniyet mülahazasiyle Perşembe günü ikindiden sonra kaldırılmasına karar verildi. Vali şerafeddin atak halilürrahman camiinde kabrini hazırlattı. Yeri gelmişken bu türbe hakkında urfada dolaşan bir rivayete göre şeyh Müslim diye biri 1954 yılında kendisi için bu iki kubbeli yeri yapıyor,sonra rüya aleminde ‘sen kendine başka yer yap,buranın sahibi vardır,o gelecektir’ deniyor. Bunu üzerine şeyh burayı boş bırakıp kendine başka bir türbe yapıyor. Cenaze namazı ulu camide onbinlerce insanın iştirakiyle kılındı. Okullar tatil gibi,dükkanlar kapalı,sokaklar bomboş… Camiden dergaha olan 1 kilometrelik yol iki saatte alınabildi. Said’ül meşhurun tabutu eller üzerinde dergaha getirilip iki kubbeli lahde defnedildi. Allah rahmet eylesin. *** Said nursinin ölüm anını ve defnini anlattık. Mezarı Urfa’da idi.Ta ki 27 mayıs inkılabına kadar. Şimdi mezarında bile rahat bırakmadıkları saidin Nasıl mezarından çıkarılıp gece vakti uçakla bilinmeyen bir yere Doğru götürüldüğünü anlatacağız. Zira buraları iyi okuyunuz. Yapılan saygısızlığın ne denli büyük olduğuna şahit olacaksınız. *** 27 mayıs inkılabı ile demokrat parti hükümeti yassı adaya dolduruluyor. Türkiye milli birlik idaresi altında reisicumhur cemal gürsel, Alparslan Türkeş başbakanlık müsteşarı olmuştur. *** 11 temmuz 1960 pazartesi günü Urfa valisi Necdet yalçın ile doğu bölgesi kolordu kumandanı askeri bir uçakla Konya’ya gelirler. Konya da muallim olan said nursinin kardeşi Abdülmecit ünlükul o gün bir memurla vilayete çağrılır. Kendisine: -kardeşin Said efendinin cenazesini urfadan nakledeceğiz.siz istemiş olacaksınız —benim böyle bir isteğim yok. —uzatma, imzala şurayı. (eşref edip, bugün,22 aralık 1967) Abdülmecit ünlükul’un muzaffer aslan’a anlattığına göre,cemal tural ile askeri bir uçakla urfaya gelirler. Urfa askeri birliğinde karşılarlar onları. cemal tural kendilerini karşılayan albaya –bu zat saidin kardeşidir, istirahatını temin edin,soran olura subaylardan birinin babası deyin- Diye emreder. *** O gün bir subay da Urfa’dan Diyarbakır’a giderek galvanizli bir tabut yaptırıp getirmiştir. *** 12 temmuz 1960 Salı saat 00.30… Askeri kuvvetler urfaya gelir. Şehir sessizdir.Ortalık da kimse yoktur,herkes uykudadır. Şehrin tüm mühim yerleri askerler ve zırhlı araçlar tafaından tutulmuştur. Saat 01.00’de halilürrahman camii sıkı bir kordon altına alınmıştır. Askerler bediüzzamanın kabrinin bulunduğu iki kubbeli yerin üst pencerelerini,demir Parmaklıkları kırarak içeri girerler. Ellerinde balyozlarla mezarı parçalamaya başlarlar.(yılmaz büyükerşen dünya 20 temmuz 1960) Naaş bozulmadan çıkar. 111 gün sonra açılan kabirde merhumun naşı hiç bozulmamış,yalnız kefeni Biraz sararmıştır. Kardeşi ağlamaktadır. Galvaniz tabutun kapağı lehimlendikten sonra uçağa koyarlar.kardeşiyle birlikte uçak uçar.(eşref edip bugün 22 aralık 1967) Emekli pilot astsubay âli Demirel’in anlattığına göre pilot astsubay Ahmet kırlay’ın kullandığı C 47 askeri uçağı afyon havaalanına iner. Tabut oradan askeri bir vasıta ile kardeşi ile beraber dinar, baladız üzerinden Isparta istikametine götürülür. *** Bu naaş hadisesi 17 temmuz 1960 tarihli ve 12.914 sayılı cumhuriyet gazetesi Şunları yazıyor: SAİD NURSİNİN CESEDİ ISPARTAYA DEFNEDİLDİ Cesedin nereye gömüldüğü hakkında hiçbir açıklama yapılmadı. Halen Isparta topraklarında gömülü olan said nursinin cesedinin Gömüldüğü yeri yeminli birkaç şahıstan başka kimse bilmiyor. Nurcubaşının gömülü bulunduğu meçhul yer gece-gündüz sivil polis Tarafından kontrol altında tutulmaktadır. *** Kardeşinin anlattıklarına göre kabrin nakil sebebi kabrin şark ahalisi Ve güney sınırdan kaçak ziyaret edenler olması. Güya bu sebepten ötürü doğuda bir kargaşa çıkmasından endişe edilmiş. Ve kendisine zorla onay imzası attırılmış. *** Bediüzzaman ise vefatından 37 yıl önce 1923 yılında neşrettiği -Lemaat- adlı eserinde vefat tarihini ve mezarının yıkılacağını Bildiriyordu.(EDDAİ sözler s.737) (Tarihçe-i hayat,Necmettin Şahiner Said Nursi,Dönem Gazeteleri,Mektubat) Quote Share this post Link to post Share on other sites