Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
yavuzlenk

Şeyhülislam Mustafa Sabri

Recommended Posts

Son dönem Osmanlı ulemasının önde gelen isimlerinden Mustafa Sabri Bey'İn yazdığı şiir...

 

 

 

İSTİFA EDİYORUM

 

Bir zaman dehre şan veren Türkler

Ne idi evvel, ne oldu şimdi de bak:

Müteavi olur abalılar

Görmeden göz, işitmeden kulak;

Derbeder fikri, aklı…, zikri elem!

Deli mazurdur delirdi desem!

Yapamaz kıyıp da divane,

Türkün endişesizce yaptığını

Dini İslam’dan muhinane

Hareketlerle küfre saptığını;

Hâlâ zilletle zulüme taptığını,

Akıl almaz cihanda bir kavmin…

Tapar insan olur ki hayvana!

O zelaletde bir samimiyet

Hissi icra, hüküm eder, lakin;

Zalime kulluk eden bizim millet

Tapandır ölmeyip sürünmek için!

Memleket sanki bir dev aynasıdır

Kocaman gösterir çocuklarını,

Hokkabazlarla dalkavukları

Arz eden bir tiyatro sahnesidir…

Hareket, hem hayat: oyuncuların;

Çalkanır bin çeşit göbek ve karın.

Ekseriyet adetçe en azim

Ekseriyet seyirci; lakin hem

Bakıyor hem de titriyor tir tir,

Çünkü onlardan intihap edilir

Kanlı rollerde harcanan eşhas;

Hep ölen kurtuluş, kalanlar için:

Daha müşküldür ihtimal halas

Daha müşküldür, ah, can sağ iken

Ölüden beş beter olanlar için

Deniyor, uhrevi ruha bulmak;

Bu hakikat acıklıdır cidden:

Çıkamaz Türk kolay kolay yüzü ak!..

Sokularak bazı kere bir emni,

Atlayıp sahneden: seyircileri

Oynatır, salta durdurur saf, saf;

Coşturur, koşturur mutaf, mutaf!

 

Türkün artık bugün işittiği ses

Yeni rehberlerinden aldığı ders:

Ananet, mukaddesat, ahlak,

Din, iman, azap, vicdan, hak,

Muadelet, merhamet, haram ve helal

Belki bir devre-i hesab ve sual

Kesem, biat, ah, mazlumun

Hürmet-i nefs el emr doğru yalan,

Kader ve kısmet, fazilet, İnsaf,

Hakkı bikeste olsa istihfaf

İmandan biraz haya ve hazer,

Dünkü mağrurlardan ahz-ı gubur,

Akıl ve mantık, ayıb, günah, tevih

Irz ve namus, edep, şeref gibi her

Kayd, mülefi ve meydan işte fesih

Eski rençberler kırılsın hep

Kılsın erkek kadınla bizim türap!..

Hele şeri Muhammedi denilen

On asırdır önünde Türk eğilen

Eski kanun ki gökten inmiş imiş

Onu yıkmaktır en mukaddes iş:

Kalmasın memlekette doğru dürüst

Hiçbir varlık olmadan alet evsat!

Çünkü manayı inkılap budur!

Türke çıldır, kudur! Duy, tek deme=Dur!

Bir avuç eşkıya aid-i hal,

Olamaz bilumum millete mal

Diyerek itizar ider hala

Ya tarafgirlik yapar, ya riya…

Bir avuç eşkıyaya, on milyon

Şu kadar her adam esir olmaz!..

Memleket dahilinde mekr farz

Etseniz türkü= haric ez kanun!

Gösterir hep: o der ikmihari

Müteveccih muhacirin akını,

Türkün aklında zahmet olduğunu!

İş kalmış okumak Allah’a!..

 

xxx

 

Gitme ey yolcu! Dön yolundan, eğer

İzzet nefse malik insansan,

Şeyhe doğru bir Müslümansan

Sana olmaz o memleket muhacir!...

Oradan geldim, ibret al benden:

Yol yakınken nasihat al benden

Beni hain tanıttılarsa sana

Sen de hain de! Dikkat et ama

Yeni Türklerce doğru söyleyenin

En (mutena) ismi hanidir “hain!”

Olduğun memlekette tercihen

Otur… İmkanı yoksa Türkiye’den

Başka yer bul… Ya ölmeden ikdam!...

Gömül ecdadının mezarlığına!

Gitme tuan kaza bela ağına!

Yoktur: akli selim mantığına

Dar-ı idamdan diyar-ı adem!...

Galiba eski isme aldandık

Orda din kardeşleri mi var sandın?

Yaşıyor varsa son nefeslerini:

Hiç işittik mi dünkü seslerini

Şimdi görsen tanır mısın Türk’ü?

Git de bir kere gör!... O gün bil ki

Öğreneceksin geçip de kendinden

Ailen, ailen değil; sen, sen!..

Bulanan Türk’ü, ben de nalanım,

Ararım: nerde milletim vatanım?

İnanılmazdı girse rüyaya

Dönmeler şaştı “dönme” Türkiye’ye!

 

xxx

 

Bu fenalıkların vukuuna hep,

Milletin cehli gösterilse sebep

Ya münevver denen erazil-i nas

Cehlinden ziyade yüz karası;

Vatanının en onulmayan yarası;

Onların ilmi varsa: ilm iflas

Ediyor Asya-i suğrada;

Daha bin yıl kalırsa razıdır,

Eski cehliyle şimdi halk, orada

Aranan her türlü mazidir.

Hani; sünnet düğünlerinde çocuk

Kesilirken; gürültü, mesherelik

Yaparak, bastıran adamlar olur

Çocuğun can hıraç nalesini;

İşte bunlar da milletin sesini

Boğarak zulm içinde sür sürur

Top ve nekkaresiyle ortalığı

Doldurur… Ve muttasıl çalgı

Nağra, alkış, kaside, tazimat!...

Ne hazin mahşer hayat ve memat

Halk, rahat döşeklerinde ölüm

Bekleşirken zelil, dört büklüm;

Kaplamış cevvi bir alay baykuş

Handeden asumanı çınlatıyor.

Ölüler aleminde: Tafra füruş

Bir hayasız hayat, keyf çatıyor.

Bitme bilmez bu bahis, uzundur çok;

Varılan bir netice var şöyle:

Zir-i belası has ve amile

Türk’ü mazur görmenin yolu yok!...

Mülfet ve minnetle anlamış

Kalpler sanki mincemid taşmış!

Öyle şeyler yapıldı Türkiye’de

Ki tahammül getirmeyip te aman

Ölüler kalkmalıydı kabirden,

Hareket hissi yoksa ihyada!

Şuna en çok hayıflanır yanarım:

Ne felakettir ey büyük Tanrım,

Ki, demek mümkün olur: Bana ne?

“Bakınız Türk’ün rezaletine”

Denilirken içinde ben de varım!

İnsanda fikri milliyet,

Ne kadar cahilane bir illet.

Hep o himaye cehli coşturarak

Sevk ederler avamı her tarafa,

Kah olur, bir paçavradan bayrak

Yapılır taçlar kalır turfa!

Ne zamandır bu korku, bizde pek

Had bir devre girdi işleyerek;

Şahlanır Türk ocaklarında duman

Bu dumandan kurum alan ve satan

Yosma beyler, hain oğlu hain paşalar,

O ocaklarda çöp çatan maşalar;

Bir düzendir ki değme keyfine sen:

İyi düzen bu destgahi düzen!

Ayıran fikirdir her insanı

Asıl insanca; yoksa cinsi değil;

Var mı, milliyetim benim; batıl

Denerek hak sayılmak imkanı!

Sen Arapsan felan da Çerkesdir

Herkesin imtiyazı: Herkesdir!..

Kendi şahsınla iftihara yüzün

Tutmasın, sonra milletinle öğün!

Aynı suretle bir tenezzüldür,

Bu tenezzülde bir tekamüldür…

Haklı haksız vazife: Milletini

-Cemi olmak meziyetiyle seni-

İltizam eylemekse milliyet

Hissi insanca his değil elbet.

Ne yazıktır ki asr-ı hazırada

İş bu hodkamlıkla hasta şuur,

Medeniyette irtica ediyor!

Eskiden alır azınca müvda!

Hem bu hodkamlık: Mukaddesmiş!

Sanki mantık: hava imiş, esmiş!

Bence: Millet iddiasıyla

Yapılan her nevi hafiflikler,

Görmemişlikten inbiaş eyler…

Öyle eblehgarab ahvale,

Kudretim iktizası zaten ben

Mücezib bir nazarla bakmazken,

Hele; milletiyle birlikte

Türk’ü bozkurda kaptıran, maymun

Gibi oynattıran tutup bir gün

Şarkdan garba attıran, hem de

Güya Türk’ün inkılab adlı.

Mütenakıs, feci kurt masalı

Bu sebepten oldu mucib nefret!

“Kendi cinsimde olsa bin lanet

ona!” dersem değil miyim haklı?

Bu kadar iddiayı hürriyet

Eden asrilerin esir aklı,

Almıyor yoksa, alsa ben çoktan

Alacağım zavallı boynumdan

Türk’e nisbet vebal ve töhmeti…

Alsın Allah için hacaletini!...

 

xxx

 

Hal-i hazan-ı istimal böyle iken

Yeni bir nağme, bir acaib haber:

Karakuşlar haber vermişler

Beni iskat-ı tabiyetten!

İşitip kahkaha ile güldüm ben!

Ve teşekkür ettim işte…Fakat

Beni iskat edenler, etmiş halt!...

Haydi ordan muhannesin nizam!

Sizi çok bildiğim için tanımam!

Biz ki bir lahza dostunuzdan: adam;

Hak tiğan susturan (sehpa ipi)niz

Çıksa ipsiz kalırsınız hepiniz:

Müslüman Türk’ü; öldürüp ne kadar

Mal-ı muruşu varsa hep kapışın,

Bir de ıskatı arkasında koşun

Muhtelis, muhteris haramiler!

Ne kadar aklınız sizin kıttır,

Asıl iskatdır ki: sakattır!

Çoook geç kaldınız! Ve beyhude

Zahmet etmeyiniz şu meselede…

Sizin olsun karanlık Ankara’nız;

Bana mebus olur mu hiç dinsiz

Bir hükümet ne haddi var zaten?

Ona tabi değildim evvelden!

Bu asarım elde şahittir;

Tabiyet telaşı zaittir!

Ben asıl isterim ki: Türklükten

Çıkayım, Ah! Kabul olsun da;

Sökeyim derdi iste ta kökten,

Beşeriyet ilaç bulsun da!..

Biraz evvel de söyledim; İnsan,

Çıkamaz yoksa her bataklıktan;

Yenilikler satar da hep geridir;

Diyemez: hür değil misin? Çık, gir!

Kimi hemşerilik alır fahri,

Şu benim Türklüğüme pek cebri!

Evet Allah’a itimadım çok;

Ona hiçbir cihetçe güçlük yok;

O benim ilticamı red etmez

Şu yürekten ricamı red etmez

Türk eğer… her gelenle Türkiye’de

Uyuşan… İnönü de, Çankaya’da

Kapansın… ustalıkla tedricen

Güzelim inhisar-ı aileyi

Bozarak herkes ihrakından

Müşterek istifade etmeği

Düşünüp zevcenin feraşı için

Hazır olmuş birer dekolte gelin

Gibi şık, musteha, birer kelebek

Kadar oynak kadınlı, erkekli

Muhtelif ailetten mah

Muhtelit bizim veselat-ı akid iderek

Medeni bir nevi Kızılbaşlık

Olmasıycün de mum söndürmek

Şöyle düşün: latif, rengarenk

Nurlar altında: aşıkare, açık

Aguş aguş, çift çift yapışık,

Birbirinden hayat alıp vererek,

Kalbden kalbe sevgi sızdırarak

Raks eden… ciddi olsa, geçmişine

Küfr edip, daima elha cedid

Bergahında dest bir sine

Yaşayan her gününde bir iki iyd;

Dün: hilafetci, Müslümancı, bugün:

Bolşevik, Türkçü, diktatör, halkçı,

Karışık, zülvücuh bir münci

Aşkının vecdiyle bütün

Eski sermaye mefahirine,

Ölmüş insanların kemiklerine

Tükürüp, leş atıp bu şeylerde

Yeni münciye, münkibat takdir

Eyleyen kem bidaa, pestakir

Dalkavuklarla sanki müttefikin

Çekilip sahneden susan: Kardeş;

Asılanlardan kalan asan: Kardeş;

Kan içen hem de kan kusan: Kardeş

Olarak; emirber cerideleri,

Fırkanız, ihtilaftan ari

Meclisi milletiyle best zaman

Sahte haritayla Tu’elim olan

Sahte asriyyetle, pek aleni

İktisafata bakmadan medeni

Geçinenlerle… bir de hariçden,

Dahilin nevheva davul sesi

Yılışık, mest bu el hoşçasına

Kapılanlar… demekse, artık ben:

Badema -Şahit olsun işte cihan-

Yalnız Müslüman ve insan

Olarak kalmak üzere, Türklükten,

Şeref ve izzetimle istifa

Ediyorum Allah’ın huzurunda!...

Oh, hürriyetim tamam işte!...

Ne: derununda gayret-i iman,

Ne, arkanda mevce-i heyecan,

Ve ne ecdadının kanından kan

Kalmayan handan saltanata

Ne de bir aslı nesli ne malum,

Düşman-ı ırz ve din, cehil ve zulüm

Şımarık, züppe sonradan görme,

Kahbe, namerd, kafir el name…

Usta hırsız, reis-i evtasan

Yaman hırsız, haris-i servet, ve şan

Rahmanı sefih, sefiha

Mütecasir, dedim küstaha

Neyim var hükme Allaha

Tabiyim!... Milletim de İbrahim

Milletinden, bu nakle fahr ederim!

En büyük millet, en büyük devlet!

Eski Osmanlı Türkünüm zaten

-Hani İslam dini u zere iken

İlm halinde yer bulan millet

Buydu… Lakin sonuncu nesil deni

O nebi-i celile nispetini

Zayi etmekle kalmayıp, bir de:

Türk’e, hatta o eski peygamber,

Bilakis, kendi müntesiptir de

Diye bir başka yave söylediler:

-Hezeyanın hududu yok, ne diyeyim?-

İşte bizzat hur-u İbrahim;

Böyle tımarhane harici deli,

Böyle hep akli ve nakli bilteleyan

Çoğu makhur ve münderis, ahali;

Azı kahır ve müfteris hayvan

Denecek kavme intisabı nasıl

Red ve inkar ederse, elhasıl

Ben de ayniyle red edip Türk’ü,

Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme

Beni Türk milletinden ad etme

 

İskeçe, 1 Temmuz 1927

Mustafa Sabri

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...