yavuzlenk 26 Report post Posted April 27, 2009 Son dönem Osmanlı ulemasının önde gelen isimlerinden Mustafa Sabri Bey'İn yazdığı şiir... İSTİFA EDİYORUM Bir zaman dehre şan veren Türkler Ne idi evvel, ne oldu şimdi de bak: Müteavi olur abalılar Görmeden göz, işitmeden kulak; Derbeder fikri, aklı…, zikri elem! Deli mazurdur delirdi desem! Yapamaz kıyıp da divane, Türkün endişesizce yaptığını Dini İslam’dan muhinane Hareketlerle küfre saptığını; Hâlâ zilletle zulüme taptığını, Akıl almaz cihanda bir kavmin… Tapar insan olur ki hayvana! O zelaletde bir samimiyet Hissi icra, hüküm eder, lakin; Zalime kulluk eden bizim millet Tapandır ölmeyip sürünmek için! Memleket sanki bir dev aynasıdır Kocaman gösterir çocuklarını, Hokkabazlarla dalkavukları Arz eden bir tiyatro sahnesidir… Hareket, hem hayat: oyuncuların; Çalkanır bin çeşit göbek ve karın. Ekseriyet adetçe en azim Ekseriyet seyirci; lakin hem Bakıyor hem de titriyor tir tir, Çünkü onlardan intihap edilir Kanlı rollerde harcanan eşhas; Hep ölen kurtuluş, kalanlar için: Daha müşküldür ihtimal halas Daha müşküldür, ah, can sağ iken Ölüden beş beter olanlar için Deniyor, uhrevi ruha bulmak; Bu hakikat acıklıdır cidden: Çıkamaz Türk kolay kolay yüzü ak!.. Sokularak bazı kere bir emni, Atlayıp sahneden: seyircileri Oynatır, salta durdurur saf, saf; Coşturur, koşturur mutaf, mutaf! Türkün artık bugün işittiği ses Yeni rehberlerinden aldığı ders: Ananet, mukaddesat, ahlak, Din, iman, azap, vicdan, hak, Muadelet, merhamet, haram ve helal Belki bir devre-i hesab ve sual Kesem, biat, ah, mazlumun Hürmet-i nefs el emr doğru yalan, Kader ve kısmet, fazilet, İnsaf, Hakkı bikeste olsa istihfaf İmandan biraz haya ve hazer, Dünkü mağrurlardan ahz-ı gubur, Akıl ve mantık, ayıb, günah, tevih Irz ve namus, edep, şeref gibi her Kayd, mülefi ve meydan işte fesih Eski rençberler kırılsın hep Kılsın erkek kadınla bizim türap!.. Hele şeri Muhammedi denilen On asırdır önünde Türk eğilen Eski kanun ki gökten inmiş imiş Onu yıkmaktır en mukaddes iş: Kalmasın memlekette doğru dürüst Hiçbir varlık olmadan alet evsat! Çünkü manayı inkılap budur! Türke çıldır, kudur! Duy, tek deme=Dur! Bir avuç eşkıya aid-i hal, Olamaz bilumum millete mal Diyerek itizar ider hala Ya tarafgirlik yapar, ya riya… Bir avuç eşkıyaya, on milyon Şu kadar her adam esir olmaz!.. Memleket dahilinde mekr farz Etseniz türkü= haric ez kanun! Gösterir hep: o der ikmihari Müteveccih muhacirin akını, Türkün aklında zahmet olduğunu! İş kalmış okumak Allah’a!.. xxx Gitme ey yolcu! Dön yolundan, eğer İzzet nefse malik insansan, Şeyhe doğru bir Müslümansan Sana olmaz o memleket muhacir!... Oradan geldim, ibret al benden: Yol yakınken nasihat al benden Beni hain tanıttılarsa sana Sen de hain de! Dikkat et ama Yeni Türklerce doğru söyleyenin En (mutena) ismi hanidir “hain!” Olduğun memlekette tercihen Otur… İmkanı yoksa Türkiye’den Başka yer bul… Ya ölmeden ikdam!... Gömül ecdadının mezarlığına! Gitme tuan kaza bela ağına! Yoktur: akli selim mantığına Dar-ı idamdan diyar-ı adem!... Galiba eski isme aldandık Orda din kardeşleri mi var sandın? Yaşıyor varsa son nefeslerini: Hiç işittik mi dünkü seslerini Şimdi görsen tanır mısın Türk’ü? Git de bir kere gör!... O gün bil ki Öğreneceksin geçip de kendinden Ailen, ailen değil; sen, sen!.. Bulanan Türk’ü, ben de nalanım, Ararım: nerde milletim vatanım? İnanılmazdı girse rüyaya Dönmeler şaştı “dönme” Türkiye’ye! xxx Bu fenalıkların vukuuna hep, Milletin cehli gösterilse sebep Ya münevver denen erazil-i nas Cehlinden ziyade yüz karası; Vatanının en onulmayan yarası; Onların ilmi varsa: ilm iflas Ediyor Asya-i suğrada; Daha bin yıl kalırsa razıdır, Eski cehliyle şimdi halk, orada Aranan her türlü mazidir. Hani; sünnet düğünlerinde çocuk Kesilirken; gürültü, mesherelik Yaparak, bastıran adamlar olur Çocuğun can hıraç nalesini; İşte bunlar da milletin sesini Boğarak zulm içinde sür sürur Top ve nekkaresiyle ortalığı Doldurur… Ve muttasıl çalgı Nağra, alkış, kaside, tazimat!... Ne hazin mahşer hayat ve memat Halk, rahat döşeklerinde ölüm Bekleşirken zelil, dört büklüm; Kaplamış cevvi bir alay baykuş Handeden asumanı çınlatıyor. Ölüler aleminde: Tafra füruş Bir hayasız hayat, keyf çatıyor. Bitme bilmez bu bahis, uzundur çok; Varılan bir netice var şöyle: Zir-i belası has ve amile Türk’ü mazur görmenin yolu yok!... Mülfet ve minnetle anlamış Kalpler sanki mincemid taşmış! Öyle şeyler yapıldı Türkiye’de Ki tahammül getirmeyip te aman Ölüler kalkmalıydı kabirden, Hareket hissi yoksa ihyada! Şuna en çok hayıflanır yanarım: Ne felakettir ey büyük Tanrım, Ki, demek mümkün olur: Bana ne? “Bakınız Türk’ün rezaletine” Denilirken içinde ben de varım! İnsanda fikri milliyet, Ne kadar cahilane bir illet. Hep o himaye cehli coşturarak Sevk ederler avamı her tarafa, Kah olur, bir paçavradan bayrak Yapılır taçlar kalır turfa! Ne zamandır bu korku, bizde pek Had bir devre girdi işleyerek; Şahlanır Türk ocaklarında duman Bu dumandan kurum alan ve satan Yosma beyler, hain oğlu hain paşalar, O ocaklarda çöp çatan maşalar; Bir düzendir ki değme keyfine sen: İyi düzen bu destgahi düzen! Ayıran fikirdir her insanı Asıl insanca; yoksa cinsi değil; Var mı, milliyetim benim; batıl Denerek hak sayılmak imkanı! Sen Arapsan felan da Çerkesdir Herkesin imtiyazı: Herkesdir!.. Kendi şahsınla iftihara yüzün Tutmasın, sonra milletinle öğün! Aynı suretle bir tenezzüldür, Bu tenezzülde bir tekamüldür… Haklı haksız vazife: Milletini -Cemi olmak meziyetiyle seni- İltizam eylemekse milliyet Hissi insanca his değil elbet. Ne yazıktır ki asr-ı hazırada İş bu hodkamlıkla hasta şuur, Medeniyette irtica ediyor! Eskiden alır azınca müvda! Hem bu hodkamlık: Mukaddesmiş! Sanki mantık: hava imiş, esmiş! Bence: Millet iddiasıyla Yapılan her nevi hafiflikler, Görmemişlikten inbiaş eyler… Öyle eblehgarab ahvale, Kudretim iktizası zaten ben Mücezib bir nazarla bakmazken, Hele; milletiyle birlikte Türk’ü bozkurda kaptıran, maymun Gibi oynattıran tutup bir gün Şarkdan garba attıran, hem de Güya Türk’ün inkılab adlı. Mütenakıs, feci kurt masalı Bu sebepten oldu mucib nefret! “Kendi cinsimde olsa bin lanet ona!” dersem değil miyim haklı? Bu kadar iddiayı hürriyet Eden asrilerin esir aklı, Almıyor yoksa, alsa ben çoktan Alacağım zavallı boynumdan Türk’e nisbet vebal ve töhmeti… Alsın Allah için hacaletini!... xxx Hal-i hazan-ı istimal böyle iken Yeni bir nağme, bir acaib haber: Karakuşlar haber vermişler Beni iskat-ı tabiyetten! İşitip kahkaha ile güldüm ben! Ve teşekkür ettim işte…Fakat Beni iskat edenler, etmiş halt!... Haydi ordan muhannesin nizam! Sizi çok bildiğim için tanımam! Biz ki bir lahza dostunuzdan: adam; Hak tiğan susturan (sehpa ipi)niz Çıksa ipsiz kalırsınız hepiniz: Müslüman Türk’ü; öldürüp ne kadar Mal-ı muruşu varsa hep kapışın, Bir de ıskatı arkasında koşun Muhtelis, muhteris haramiler! Ne kadar aklınız sizin kıttır, Asıl iskatdır ki: sakattır! Çoook geç kaldınız! Ve beyhude Zahmet etmeyiniz şu meselede… Sizin olsun karanlık Ankara’nız; Bana mebus olur mu hiç dinsiz Bir hükümet ne haddi var zaten? Ona tabi değildim evvelden! Bu asarım elde şahittir; Tabiyet telaşı zaittir! Ben asıl isterim ki: Türklükten Çıkayım, Ah! Kabul olsun da; Sökeyim derdi iste ta kökten, Beşeriyet ilaç bulsun da!.. Biraz evvel de söyledim; İnsan, Çıkamaz yoksa her bataklıktan; Yenilikler satar da hep geridir; Diyemez: hür değil misin? Çık, gir! Kimi hemşerilik alır fahri, Şu benim Türklüğüme pek cebri! Evet Allah’a itimadım çok; Ona hiçbir cihetçe güçlük yok; O benim ilticamı red etmez Şu yürekten ricamı red etmez Türk eğer… her gelenle Türkiye’de Uyuşan… İnönü de, Çankaya’da Kapansın… ustalıkla tedricen Güzelim inhisar-ı aileyi Bozarak herkes ihrakından Müşterek istifade etmeği Düşünüp zevcenin feraşı için Hazır olmuş birer dekolte gelin Gibi şık, musteha, birer kelebek Kadar oynak kadınlı, erkekli Muhtelif ailetten mah Muhtelit bizim veselat-ı akid iderek Medeni bir nevi Kızılbaşlık Olmasıycün de mum söndürmek Şöyle düşün: latif, rengarenk Nurlar altında: aşıkare, açık Aguş aguş, çift çift yapışık, Birbirinden hayat alıp vererek, Kalbden kalbe sevgi sızdırarak Raks eden… ciddi olsa, geçmişine Küfr edip, daima elha cedid Bergahında dest bir sine Yaşayan her gününde bir iki iyd; Dün: hilafetci, Müslümancı, bugün: Bolşevik, Türkçü, diktatör, halkçı, Karışık, zülvücuh bir münci Aşkının vecdiyle bütün Eski sermaye mefahirine, Ölmüş insanların kemiklerine Tükürüp, leş atıp bu şeylerde Yeni münciye, münkibat takdir Eyleyen kem bidaa, pestakir Dalkavuklarla sanki müttefikin Çekilip sahneden susan: Kardeş; Asılanlardan kalan asan: Kardeş; Kan içen hem de kan kusan: Kardeş Olarak; emirber cerideleri, Fırkanız, ihtilaftan ari Meclisi milletiyle best zaman Sahte haritayla Tu’elim olan Sahte asriyyetle, pek aleni İktisafata bakmadan medeni Geçinenlerle… bir de hariçden, Dahilin nevheva davul sesi Yılışık, mest bu el hoşçasına Kapılanlar… demekse, artık ben: Badema -Şahit olsun işte cihan- Yalnız Müslüman ve insan Olarak kalmak üzere, Türklükten, Şeref ve izzetimle istifa Ediyorum Allah’ın huzurunda!... Oh, hürriyetim tamam işte!... Ne: derununda gayret-i iman, Ne, arkanda mevce-i heyecan, Ve ne ecdadının kanından kan Kalmayan handan saltanata Ne de bir aslı nesli ne malum, Düşman-ı ırz ve din, cehil ve zulüm Şımarık, züppe sonradan görme, Kahbe, namerd, kafir el name… Usta hırsız, reis-i evtasan Yaman hırsız, haris-i servet, ve şan Rahmanı sefih, sefiha Mütecasir, dedim küstaha Neyim var hükme Allaha Tabiyim!... Milletim de İbrahim Milletinden, bu nakle fahr ederim! En büyük millet, en büyük devlet! Eski Osmanlı Türkünüm zaten -Hani İslam dini u zere iken İlm halinde yer bulan millet Buydu… Lakin sonuncu nesil deni O nebi-i celile nispetini Zayi etmekle kalmayıp, bir de: Türk’e, hatta o eski peygamber, Bilakis, kendi müntesiptir de Diye bir başka yave söylediler: -Hezeyanın hududu yok, ne diyeyim?- İşte bizzat hur-u İbrahim; Böyle tımarhane harici deli, Böyle hep akli ve nakli bilteleyan Çoğu makhur ve münderis, ahali; Azı kahır ve müfteris hayvan Denecek kavme intisabı nasıl Red ve inkar ederse, elhasıl Ben de ayniyle red edip Türk’ü, Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme Beni Türk milletinden ad etme İskeçe, 1 Temmuz 1927 Mustafa Sabri Quote Share this post Link to post Share on other sites