Ali NFK 8 Report post Posted May 7, 2009 Tevfik Fikret'in, Abdülhamid Han'ın Yıldız Camii'nde yapılan suikasttan kurtulması üzerine, kaleme aldığı şiiri... "Bir anlık duraklama" ismiyle de bilinir. Bir Lahza-i Taahhur Bir patlama... bir duman... ve bütün bir şenlik alayı, Sahnelediği oyunu seyreden kalabalık; haşin, azgın Tırnaklarıyla bir kahredici elin, didik didik, Yükseldi havaya bacak, kelle, kan, kemik... Ey yüce patlama, ey öc alıcı duman, Kimsin? nesin? bu saldırıya iten ne, sebep ne? kim? Arkanda bin meraklı bakış ve sen yoksun, Görünmeyen bir eli andırıyorsun, kurtarıcı. Sesinde o öfkenin o korkunç yıldırımı var ki Her yerde hak ve kurtuluş duygusunu tetikler. Vuruşunla kahredici ayağı titrer zorbalığın, En gururlu, görkemli tâcı sarsar yaklaşışın. Silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin Bir uykudan uyandırır milleti dehşetin. Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın! Attın... ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın! Dursaydı bir dakikacık (bu hep) geçen zaman, Ya da o durmasaydı o tâlihsiz taç, Kanlarla bir cinâyete pek benzeyen bu iş Bir iyilik olurdu, benzeri yüzyıllarca geçmemiş. Ancak, rastlantı... âh o güçlülerin dostu, Güçsüzlerin, zavallıların değişmez düşmanı, Birden yetişti etkisiz kılmaya, bu yakıcı planı, Söndürdü bir nefeste bu parlak umudu; Yazdı, alay etmek için bilinçsiz yazgı, Zulüm tarihine bir övünme önsözünü. Kurtuldu; hakkıdır, alacak şimdi öcünü; Ancak; unutmasın şunu (ki) alçaklığın tarihi: Bir milleti çiğnemekle bu gün eğlenen (alçak) Bir anlık gecikmeye borçlu bu keyfini Tevfik Fikret Bu zındık, Abdülhamit öldürülemedi diye ağıt yaktı! 1904 yılları başlarında Sofya’da Ermeni Komitesi toplandı. Burada İzmir ve İstanbul şehirlerinde bir takım olaylar çıkarma, suikastler yapma kararı alındı. Hristifor Mikailyan isimli bir komiteci Rus Yahudi pasaportuyla sahte Samuel Fayn adıyla İzmir’e geldi. Oradan da İstanbul’a geçti. Ermeni haklarına engel olan Sultan Abdulhamit’i ortadan kaldırmayı planladı. İstanbul Rus Sefarethanesinden aldığı tavsiye mektubuyla “ selamlık resmi “ ne girerek orada incelemelerde bulundu. Sultanın geçiş güzergâhını ve zamanlamasını tespit etti. Hemen bomba siparişi verdi. Parayı alan şahıs ortadan kayboldu. Bunun üzerine Ramazan ayının 15’inde iki komitecinin padişahı silahla yok etmesi için görevlendirildi. Yol üzerinde iki ev kiralandı. Fakat sultan o gün Çırağan’a Yıldız bahçesinden geçtiği için kurulan tuzak boşa çıktı. Bu sefer Mikailyan Yıldız Camiine her cuma sultanın gittiğini öğrendi. Bunun üzerine hazırlık yaptı. Sultan camiden çıktıktan sonra bir dakika kırk iki saniye sonra saltanat arabasına vardığını tespit etti. Bunun üzerine Viyana “ Nessedorfer “ araba fabrikasına içine saatli bomba yerleştirilen özel araba siparişi verdi. Bu araba Dolmabahçe Vapuru ile İstanbul’a getirildi ve gümrükten geçirildi. Sonra bu araba denemeye tabii tutuldu. (9.araba resmi) birden patladı. Komiteci Mikailyan öldü. Diğer üyeler Safo, Asot, Tarkom, Mari olayı üstlendiler ve bu işin neticelenmesine karar verdiler. Bu kararın uygulanmasına, Filistin den istedikleri toprağı alamayan Yahudilerde her türlü desteği vermekteydi. Bir ara Yahudi Teoder Herzl’i bu taletten dolayı huzurundan kovduğu için sultanı ortak düşman ilan ettiler.[bu konuda geniş bilgi için Siyonizm ve Türkiye Doç.Dr.Y.Kutluay Konya,l967 de bulabilirsiniz]Çünkü Yahudilerde Abdulhamidi yok etmek niyetindeydi. ŞEYHÜLİSLAM CEMALETTİN EFENDİ, YOLUNU KESTİ “Cuma Selamlığı” merasimi esnasında, yolun iki tarafı muhafızlar ve Devlet adamları çevreyi kordon altına aldılar. Sultan, Cuma Namazı için Yıldız camiine geldi. İkinci katta “Hünkâr Mahfili”denilen kısımda namazını kıldı. Merdivenlerden bahçeye inerken, tesadüfen Şeyhülislam Cemaleddin Efendiye rastladı. Ona iltifat etti. Bir kaç dakika ayaküstü onunla sohbet etti. Tam bu anda, büyük bir gürültüyle patlama oldu. Atların parçaları, bazı insanların kol ve bacakları havaya fırladı. Caminin camları kırıldı. Herkes Camiye kaçtı. Sultan ise soğukkanlı bir şekilde olanları olduğu yerden takip etti. Sonra Saltanat arabasına doğru geldi ve: -“Burayı kordon altına alın” diye bağırdı. Merasimi idare eden subaya döndü: -“Hadi neden duruyorsun, selam emrini verdir” dedi ve oradan ayrıldı. Bunun neticesinde ise üç asker, halktan da yirmi üç kişi öldü, sekiz kişide yaralandı. Olaya karışanlardan bazıları yakalandı. Bunun üzerine, Tevfik Fikret, Ermenilerin”Kızıl Sultan”diye düşman ilan ettiği Sultanı suçlayarak… “Ey şanlı avcı, damını bi Hüda kurmadın, Attın, fakat yazık ki, yazıklar ki, vuramadın. Dursaydı bir dakikacağız devr-i bi-sukun Bir hayır olurdu, misli asırlara geçmemiş” diyerek Ermeni ve Yahudiler lehine, Sultanın ölmeyişinden dolayı aleyhine üzüntülerini bildirmiştir Talat ve Cemal Paşalar da. Tutuklu olan Ermenilerin kurtulması için Mahkemeye baskı yapmışlardır. Ne garip tecellidir ki, yıllar sonrası bu iki paşa, yurt dışında iken Ermeni kurşunlarına hedef olup, ölmüşlerdir. 26 kişinin öldüğü, 58 kişinin yaralandığı ve 20 atın parçalandığı suikast girişimi, Sultan Abdülhamit’i öldüremediği için başarısız olunca, dönemin şairlerinden Tevfik Fikret yazdığı "Bir Lâhza-i Taahhur - Bir anlık duraklama" şiiriyle, adeta suikastın başarısızlığına üzüntüsünü dile getirmişti. AVRUPA VE RUSYA’DAKİ ANARŞİSTLERLE TEMASA GEÇİLDİDoğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan kurmaya çalışan Ermeni Komitacıları karşılarında en büyük engel olarak gördükleri Padişah II. Sultan Abdülhamit’i öldürmek istemişlerdi. Kendileri bu işte yeteri kadar tecrübeli olmadıklarından, Avrupa ve Rusya’daki uluslararası anarşistlerle ilişki kurmuşlar, onlardan Abdülhamit’in öldürülmesi konusunda yardım ve destek sağlamışlardı. BELÇİKALI ÜNLÜ ANARŞİST JORRIS, İSTANBUL’A GETİRİLDİ Bu iş için özel olarak İstanbul’a gelenlerden biri de Belçikalı ünlü anarşist Edward Jorristi. O dönemde anarşizm bütün dünyayı sarmış, suikasta uğramayan hükümdar ya da cumhurbaşkanı hemen hemen kalmamıştı. Şimdi sıra II. Abdülhamit’teydi. Edward Jorris, göze çarpmamak için Singer şirketine memur olarak girmiş, Padişahın cuma selâmlıklarını büyük bir dikkatle izlemeye başlamıştı. Abdülhamit, cuma günleri Yıldız camisinden çıktıktan sonra, 1 dakika 42 saniyede arabasının yanına gidiyordu. Birkaç cuma selâmlığını gözleyen Jorris, bu sürenin hiç değişmediğini. Padişahın bir saat düzeni içinde bu yolu, daima 1 dakika 42 saniyede aldığını görmüştü. Suikastı hazırlayan örgüt oldukça genişti. Jorris’ten başka, Rusya’dan gelen Kristofor Mikaelyan ve kızı olarak tanıttığı Robina, Hacı Nişan Minasyan, Mıgırdıç Serkis Garibyan, Karabet Ohanesyan, Vahram Sabun Kendiryan, Silviyoriçi, Sari Torkom, Trase Yuvanoviç bu örgütün belli başlı üyeleriydiler. GALATA KÖPRÜSÜ VE TÜNEL DE HAVAYA UÇURULACAKTI Hazırlanan plana göre, Yıldız camisi önünde bomba patlatılıp II. Abdülhamit öldürüldükten sonra, Galata Köprüsü, Tünel, yabancı banka ve kurumlar havaya uçurulacak, yabancı devletlerin işe karışmaları sağlanacaktı. Filibe şehrinde Ermeni Komitacıları büyük bir toplantı yapmışlar, bu toplantıya Slav ve Siyonist örgütleri de katılmıştı. Pro Armenia gazetesi başyazarı Pirkiyar da bu toplantıda bulunanlar arasındaydı. Yapılan görüşmeler sonunda plan hazırlanmış ve II. Abdülhamit’in Yıldız camisinden çıkarken öldürülmesi kararlaştırılmıştı. Gerçek adı Kristofor Mikaelyan olan fakat Samuel Fayn takma adiyle dolaşan Rus Ermenisi, Viyana’da Neseldorfer Wagenbefcu Fabriks Geselschaft firmasına bir fayton yaptırmış ve bunu parça parça Türkiye’ye sokmuşlardı. Deniz yoluyla gelen faytonun parçalarını İstanbul’da komitenin adamı Silviyoriçi alıyor, muayenesiz geçmesi için de gümrük memurlarına para yediriyordu. 80 KİLO PATLAYICI VE 20 KİLO DEMİR İçine patlayıcı madde yerleştirilecek biçimde yaptırılan bu araba, bir araya getirildikten sonra, Şişli dışında denenmiş, amaca uygun bulunmuştu. Faytona 80 kilo patlayıcı maddeyle 20 kilo demir parçası konmuş, arabaya koşulacak atlar da, o dönemin ünlü tiyatrocularından "Kel" Hasan Efendi’den satın alınmıştı. "Machine İnfernale-Cehennem Makinesi" adı verilen ve bombayı istenilen zamanda patlatacak olan araç, Fransa’dan getirtilmişti. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra, 21 Temmuz 1905 cuma günü fayton, Abdülhamit’in dört at koşulu arabasının yanına bırakılmış, Padişahın camiden dışarıya çıkması beklenmeye başlanmıştı. MİKAELYAN DA ÖLÜLER ARASINDAYDI Abdülhamit, caminin kapısında görününce Kristofor Mikaelyan ve kızı olarak tanıttığı Robina, Cehennem Makinesini çalıştırarak, bomba 1 dakika 42 saniye sonra patlayacak duruma getirilmişti. Fakat Padişah, kapı önünde Şeyhülislâm Cemalettin Efendiyle konuşmaya dalınca, süre dolmuş, Abdülhamit ölümden kurtulmuştu. Suikast amacını gerçekleştirememişti ama, tam 26 kişi ölmüş, 58 kişi de yaralanmıştı. Ayrıca, 17 arabayla 20 at da parçalanmıştı. Cehennem Makinesini çalıştırdıktan sonra kaçamayan Kristifor Mikaelyan da ölüler arasındaydı. ÇOĞU YURT DIŞINA KAÇTI, MİNASYAN TUVALETTE KARNINI DELEREK İNTİHAR ETTİ Suikastçılardan birçoğu yabancı pasaport taşıdıklarından yurt dışına kaçmışlardı. Fakat Edvard Jorris yakalanmıştı. Arabanın parçaları arasında bulunan Neseldorfer kelimesiyle 11123 rakamı, olayın aydınlanmasını sağlamış, konuşmamakta direnen Edvard Jorris de her şeyin ortaya çıktığını görünce, bütün bildiklerini anlatmıştı. Suikastçılardan Hacı Nişan Minasyan, sorgusu sırasında gittiği yüznumarada, teneke ibrikle bilek damarlarını ve karnını yırtarak intihar etmiş, geri kalanlar idam cezasına çarptırılmışlardı. EDWARD JORRIS BAĞIŞLANDI, PADİŞAHIN AJANI OLARAK ÇALIŞTI Abdülhamit, Edward Jorrisi bağışlamış, ayrıca kendisine 500 altın vermişti. Jorris, daha sonraları Avrupa’da Abdülhamit’in bir ajanı olarak çatışmış, saraya önemli raporlar göndermiştir. Abdülhamit’in Ermeni Komitacıları tarafından öldürülememesi, nedense Tevfik Fikreti pek üzmüş ve bu üzüntüsünü "Bir Lâhza-i Taahhur - Bir anlık duraklama" adlı şiirinde şu mısralarla belirtmişti: “Ey şanlı avcı, damını bi Hüda kurmadın, Attın, fakat yazık ki, yazıklar ki, vuramadın. Dursaydı bir dakikacağız devr-i bi-sukun Bir hayır olurdu, misli asırlara geçmemiş.” Kaynak Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted May 8, 2009 rezil mahlukat , rezil insan utanıyorum çünkü bu sefil insanın adının verildiği bir okulda öğrenim hayatıma başladım... Share this post Link to post Share on other sites
Ali NFK 8 Report post Posted May 8, 2009 Korkunç bir olay! Türk mukaddesatına ve Türkün hakiki ruhuna saldıran bu adi tipin adına okul... Ve güya Milli eğitim... Vay be! Nerden nereye! Share this post Link to post Share on other sites
Murat Aydın 9 Report post Posted June 6, 2009 İki ayaklı! Share this post Link to post Share on other sites
şiraze 1 Report post Posted June 6, 2009 70'li yıllara kadar bu şiir lise talebelerinin ders kitaplarında yer almaktaymış...Hocamız "Daha o zamanlar hangi gaye ile yazıldığını bilmediğimiz ya da bize bilerek öğretilmeyen,derinliğini anlamamıza müsade buyrulmayan bir anlayışla körü körüne okuduğumuz ve ancak üniveristeye geldiğimizde öğrendiğimiz şiir" diyerek bahsederdi bu şiirden... Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted July 29, 2012 Tescilli sahte kahraman örneği Tevfik Fikret... Share this post Link to post Share on other sites
Guest Kasım Report post Posted December 6, 2013 Mikaelyan orada öldü denilmiş. Yanlışlık var. Bu adam bomba denemeleri sırasında Köstendil'de havaya uçuyor, parça parça oluyor. Ama kızının oradan kaçtığı biliniyor. Share this post Link to post Share on other sites
Balamber 12 Report post Posted December 6, 2013 Papaz ''Haluk Fikret'' Baba eğitiminin ehemmiyetini yabana atmayın. Share this post Link to post Share on other sites
Guest Hande Report post Posted May 27, 2014 Tarih asla unutmayacak. Dünya dondukce yaşadıkça anlatacağım. Share this post Link to post Share on other sites
Guest Eyman Report post Posted May 28, 2014 Israil dölü, Ermeni yalakası, Rus menşeli bu aşağılık hainin adı nasıl olur da Türkiye okullarında yaşatılır! Ey nesil uyan ve seni bu hainlerin eserleriyle öğretilen nesil olarak yetiştirmeye çalışan ittihat zihniyetini tanı. Share this post Link to post Share on other sites
Guest Ziyaretçi Report post Posted April 21, 2015 Bu adamın kuran a hakaret dolu şiiri var. Yani yaratılan her şeye hain lik etmiş. Share this post Link to post Share on other sites
Guest 👻 Report post Posted April 27, 2015 "Yaşasın" Tevfîk Fikret!.. Ama nasıl: Reenkarnasyonla tabî'... Share this post Link to post Share on other sites
Guest Ya siz kimsiniz ? Report post Posted January 31, 2016 Tarihi şahsiyetlerin kişilikleri değil topluma kazandırdıkları önemlidir. Şimdi Türkçü ve milliyetçi geçinen siz zavallılara soruyorum hangi biriniz Papaz Haluk'un babası kadar Türk edebiyatına,Tür diline ve Türk kültürüne hizmet ettiniz ? Önce Tevfik Fikret gibi bir devir aç ve bir devir kapat sonra eleştirmeye çapın olsun. Share this post Link to post Share on other sites
Guest İlteriş Report post Posted March 16, 2017 Kimse olmayı sözde devir açıp kapamaya bağlayan cahil adam! Nice caninin insanlık tarihini bile değiştirdiğini öğrenecek kadar okusaydın bari. Share this post Link to post Share on other sites