Muvazene 190 Report post Posted May 12, 2009 Favori (sakal başlarını uzatma)nın züppe çevrelerde moda olduğu yıllardı. Her kişilik sahibi insan gibi, Üstad da çok rahatsız oluyordu favori bırakmalardan. Zübeyir Yetik'le oturuyorduk. Birden Üstad çıkageldi yanımıza. Zübeyir'in favorileri oldukça uzun Lakin bu uzunluk keyfilikten değil; ihmâl sebebiyle çoktan beri saçlarını kestirememiş olmaktan. Zübeyir bir ara, kısa bir süre yanımızdan ayrılınca Üstad bana : — O favoriler de noluyor? Diye sordu. Doğru dürüst cevap veremedim galiba. Üstad, Zübeyir'i çok severdi. Yüzüne karşı birşey söylemek, onu belki de üzmek istememişti. Bana söyledi : — Böyle şeylerle uğraşmak evvela abestir bize. Ve sonra estet birşey de değil, Lâbediî yani. Dedi. 'Doğrusunuz Üstad'ım' diye cevapladım. Kulağım da kapıdaydı. Zübeyir'in tam içeriye gireceği anda, sessizce dışarıya çıkıverdim. — Zübeyir'ciğim, dedim, Üstad şu seninkileri favoriden sayarak teessür beyanında bulunur gibi oldu. Artık sen bilirsin. Zübeyir birden kayboldu. 5-10 dakika sonra geldi. Hızla bir berbere koşup kestirmişti. Üstad'sa, o teessürünü benim Zübeyir'e ulaştırdığımın farkına varmamıştı. Çünkü dışarıya çıkıp benim Zübeyir'le konuşmam kaşla göz arasında olmuştu âdeta. Dolayısıyla o jesti, Zübeyir'in zarafetine hamletti sanıyorum, yüzü güldü. Oysa zarafetin en incesini gösteren, meseleyi yüze getirmemek bakımından, zarafetin en incesini göstermiş olan bizzat Üstad'tı. (Akif İnan - Mavera Dergisi Üstad Özel Sayısı) Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted May 12, 2009 Güzel adam!... Rûhun şâd olsun... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Murat Aydın 9 Report post Posted June 15, 2009 :( ahh anlamak ne güzel şeysin sen!.. Quote Share this post Link to post Share on other sites