Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
nurulhak

Ben Başörtülü Bir Kızım.

Recommended Posts

Tüm Başörtülü kızlarla birlikte acıyor içim, aynı duygu ve düşünceleri yaşıyorum.

 

Bayrağa sarılı yüreğimin içi tepeleme vatan dolu, sevgi dolu: Her şeye rağmen nefrete yer yok!

 

"Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yok.."

 

Barodan çıkarıldım, lojmanlardan kovuldum, okul kapılarında aylar ayı ağladım.

 

Çok hırpalandım, ama asla vaz geçmedim. Vaz geçemem ki, bu benim inancım, yaşam biçimim. Modacilarin sözlerini dinleyen baştacı edilirken, Allah'ı dinleyenler neden hırpalanıyor, hiç anlamıyorum?

 

Neden bırakmıyorlar bizi bize?

 

Geçenlerde annem "zihin açıklığı vermesi" için dua ederken, "Büyüklerimize de dua et anneciğim" dedim, "basiret ve şefkat vermesi için."

 

Belki doktor olacaktım, biliyor musunuz? Ama hep ülkemde kalacaktım, Amerika'lara filan kaçmayacaktım.

 

Ter kokulu amcaları muayene ederken yüzümü buruşturmayacaktım. Bebeleri öz anne şefkatiyle bağrıma basıp, en uygun teşhisi koymak için en ince muayenemi yapacaktım.

 

Herkese eşit davranacaktım. Şefkat ve sevgimi hiç kaybetmeyecektim. İlaç alamayacak kadar parasız hastalara yardımcı olmaya çalışacaktım. Daha sonra imkan bulursam babamın adına bir hastahane kurup fakirlere bedava bakacaktım.

 

Belki öğretmen olacaktım: Köy çocuklarına okuma yazma öğretecek, her gün yeni bilgiler verecektim. Bir günüm diğerine benzemesin diye kendimi sürekli eğitip yenileyecektim. "Adam gibi adam"lar yetistirecektim.

 

Belki hakim olacaktım: "Hakk’ın hatırı yücedir, baska hatırlara bakılmaz" kuralınca sadece Hakk’ın hatırı istikametinde çalışacak, adalet dağıtırken kılı kırk yaracaktım. Zengin-fakir farkı gözetmeyecek, hatırlı-sıradan ayrımı yapmayacaktım. "Kuvvet haktadır" diyecek, "hak kuvvettedir" anlayışına dönüp bakmayacaktım.

 

Belki sadece bir anne olacaktım. Anne olmak bir anlamda her şey olmaktır zaten, annelik kimliğinde her şey olacaktım. Ya da her şey olacak çocuklar yetiştirecektim. İmanlı, kararlı, kimlikli, kişilikli, namuslu, dürüst, güvenilir, çalışkan, temiz, ahlaklı, vatansever çocuklar..

 

Onlar zamanla Türkiye’yi yönetecekti. İşte o zaman Türkiye’de yürek krizi olmayacaktı. Yürek krizi olmayınca siyasal ve ekonomik krizler de çıkmayacaktı. Çünkü her şey yürekte başlar ve biter. Yürekler krizden arınmışsa siyaset de, ekonomi de, sosyal hayat da arınır.

Okuldan kovulsam da anne olurum elbet. Olurum, ama bilgisiz. Bilgisizliğime rağmen, acaba, istediğim seviyede çocuklar yetiştirebilir miyim?

 

Cok zor. Öğrenmeden nasil öğreteceksiniz?

 

Peki, Ecevit´ler, Bahçeli´ler, Yılmaz´lar, vsler... Okumamı engellerken, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini engellediklerini bilmiyorlar mı?

 

Bir gün eminim öğrenecekler. O gün tüm okulların tüm kapıları tüm okumak isteyenlere açılacak..

 

O günü sabırla, ama umutla bekliyorum. Binlerce başörtülü gibi...

 

Çünkü bende başörtülü bir kızım!..

 

Hatta ben bir başörtüsüyüm...-alıntı-

Share this post


Link to post
Share on other sites

:) güzel bir yazı;fakat düşündürücü. bu başörtü davası sebebiyle okumamak. bence uyanmak gerek, başörtü başörtü derken vatanı dinsizlere bırakmak... bu şekilde daha cok beklemek başörtü davasının sonucunu. aç başını yüksel , daha yüksel, daha da yüksel, başa sen geç, böylelikle davayı rahatça savun... ama önce yol almak... yoksa dinsizlerin elinde bu davayı savunmak zor olsa gerek.Çünkü;

bu dava hor bu dava öksüz bu dava büyük

Share this post


Link to post
Share on other sites

Paylaşım için çok teşekkürler gönüldostum.

 

Allah'ın izniyle gözyaşların(m)ız üstadın deyimiyle öyle bir gemi yürütecekki! işte o gemi İSLAM'IN NUR GEMİSİ, BAŞÖRTÜLÜ BACILARIMIZIN KURTULUŞ ve ÖZGÜRLÜK GEMİSİ OLACAK ...

 

Bekleyin görecektir duranlar yürüyeni!

sabredin gelecektir solmaz pörsümez yeni!.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yazıda birtakım ölümcül hatalar mevcut. Onlara değinmek istiyorum. Öncelikle şunu biliyoruz ki, günümüzün ilköğretiminden son öğretimine kadar basamak basamak ilerleyen “eğitim yuvaları”nda yaşanmaya değer hayatın kuralları, mukaddes emanetin şuuru, hakiki kurtuluş yolu talebelere öğretilmemektedir. Çünkü maarifimiz, ruh kökümüze bağlı bir yapıya malik değildir. Ayriyeten eğitim sistemimizin insan karakterini imar eden, keyfiyet sahibi kişilik kuran, fikir ve ruh dünyasının temellerini atıp her sahada bu dünyaları inşa eden ve bu dünyaların ihtiyaç duyduğu hakiki bilgi ile insanları donatan bir mahiyeti de bulunmamaktadır.

 

Okuldan kovulsam da anne olurum elbet. Olurum, ama bilgisiz. Bilgisizliğime rağmen, acaba, istediğim seviyede çocuklar yetiştirebilir miyim?

 

Şimdi, okula gitmemenin bilgisizliğe sebep olacağını ve bu bilgisizliğin de çocuk yetiştirmeyi menfi yönde etkileyeceğini düşünmek, gerçekten ölümcül bir hata. Bir insan yetiştirmek için lazım olan bilginin, ruhî, manevî, fikrî, ulvî teçhizatın günümüzdeki bozuk yapıya sahip okullardan geçtiğini düşünmek feci bir durum. Bir kız, okula (burada bahsedilen okul üniversite olsa gerek) gitmeden de bilgi, fikir ve kadın-erkek her insan için elzem olan maneviyat ikliminin sahibi olabilir, dünyaya getirdiği beyaz bir sayfa misali üzerine her şeyin yazılmaya meyilli olan yavrusunu da en ulvî şekilde yetiştirebilir. Nasıl diye soracak olursanız, bilgi, karakter, maneviyat kazanmanın okuldan geçmediğini ve bunlara sahip olabilmek için de illa ki okula gitmek gerekmediğini anlattık. Bir insana lazım olan her türlü bilgi, has fikir ve ruh mayasına sahip kitapların mülahaza, malûmat, maneviyat nuru ile taşan sayfalarında gizli bir hazine gibi insanları beklemektedir ve o külliyatta yer alan kitapların başında da Üstadın kitapları gelmektedir. Hangi eğitim-öğretim basamağında bize Üstadın tek bir kitabından alacağımız düşünce vitamini, beyin besini, ruh imârı verilmektedir? İstenilen seviyede çocuk yetiştirmek, okullarda öğretilen bilgilerden mi geçiyor; yoksa hakiki manâda ebeveynin ruhunu besleyen, şekillendiren, İslam kalıbına döken kitaplardaki bilgilerden ve o bilgileri amele ve ihlâsa döken nefs terbiyesi, ahlak eğitimi ve ruh inşasından mı geçiyor? Cevabı herkesçe malûm. Okula gitmek kaliteli, donanımlı, şahsiyetli insan yetiştirmek için yeterli unsur değildir. Ki insan kendini yetiştirmeden başka bir insanı da yetiştiremez. Okullar bizi eğitip hakiki bilgilerle donatmıyor ki biz de insan ytiştirecek seviyeye gelebilelim. İnsan kendini yetiştirebiliyorsa ne âlâ. Karşısına deryadan inci misali alim, fikir adamı, kalem erbabı, sanat ehli kişilerin kitabı çıkıyorsa ve hatta bizzat onların kendileri çıkıyorsa büyük nimet. Tabi insan çıkmasını bekleyemez, bekleyecek kadar zamanı yok bu dünyada. Arayacak, bulmak için, kendine buldurulması için yalvaracak.

 

Öğrenmeden nasil öğreteceksiniz?

 

Çok doğru bir tesbit. Ama öğrenmenin yolunu sadece okula bağlamak da büyük cinayet. Yeterli izahı yaptığımı düşündüğüm için bu kısmı burada bırakıyorum. Ve bütün kızlarımızı Necip Fazıl külliyatını okumaya, anlamaya, yaşamaya davet ediyorum.

Yazıdaki bir başka hata:

 

Belki hakim olacaktım: "Hakk’ın hatırı yücedir, baska hatırlara bakılmaz" kuralınca sadece Hakk’ın hatırı istikametinde çalışacak, adalet dağıtırken kılı kırk yaracaktım. (...)

 

Malumumuz ki, kadından ceza hâkimi olmaz. Dinimiz, duygusal, ince, nazik, hassas, merhametli, koruyucu-kollayıcı, mantıktan önce duygu eksenli düşünen fıtratına uygun olmadığı için kadının bu işi yapmasını istememiştir. Tabi kadına bu fıtratın verilmesinde de sayısız hikmetler vardır. Onlardan biri, kadının annelik vazifesini yaparken, o dünyanın en zor işi olan insan yetiştirme görevini ifa ederken her türlü zorluğa göğüs germesindeki hikmettir. Kadına bu merhamet verilmeseydi, bir çocuğa bakmanın zorluğunu kaldıramazdı. Merhamet, fedakarlık ve sevgi, annelik duygusunun en bariz unsurları.

Ayrıca tıklayınız: Kadın ve Gözyaşı

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Acıklamalardan ötürü teşekkür ederim. Yazıdaki mevcut hatalar benimde gözüme ilişti fakat Başörtüsü yasağı sebebiyle okuyamayan bir genc kızın o zaman ki ruh ahvali olduğunu düşünüyorum.

 

Ölüm güzel şey nickli kardes sizede katılmıyorum Reyhan Abla'nın belirttiği gibi Eğitim müessesi hayli sorunludur.Marmara İlahiyatta öğrenim gören bir Hocamız : "Burnunu dahi göremediğim arkadasları Basörütü yasağından sonra günlük hayatlarında da Basörtüsünü cıkardıklarını hatta bu kisilerin Basörtüsü eylemini bizzat yönettiklerini,kendilerini zincirle ÜNv. bağlayan kisiler olduğuna" tanıkllık yaptığını söylemisti.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Reyhan Hanıma katılmakla beraber bir şey eklemek isterim. Ben, mümine kardeşlerimin dünyada kabul görmüş tahsil sahalarında kendilerini kanıtlamalarını isterdim. Bu, müslümanlar açısında kalenin içinden bir avantaj sağlama işidir, dikkat buyurun! Tıpkı İmam-ı Gazali Hazretlerinin Yunan filozoflarını ve felsefeyi ele alması ve bunu yaparken Ehli Sünnetten zerre feda etmemesi gibi, ana çizgilerimizi bilerek hakikatte hakikatsiz güya tahsil yuvalarında öğrenim görmek avantajımıza.

 

Bir diğer husus ise ki burası beni çok yaralıyor, hak isterken neyi referans aldığımızdır. Bir müminenin, ''üniversitede eğitim görmek demokratik hakkım ve bunu istiyorum'' demesi ne kadar acı. Bir mümine, okuma hakkını demoskratos izin verdiği için değil, Allahın emri olduğu için isteyebilir! Allahın sınırlarını aşmamak koşuluyla... Yoksa demokrasi zırvalıkları ancak bir araç... Onların kendi kurdukları sistem içinde bile ne kadar samimiyetten uzak olduklarını göstermek için demokrasi ortaya atılabilir. Ancak bu tavır nerde? Üstelik yakasında İHH malı vahhabi reklamı filistin bayrağı rozeti taşımaktan ve müslümanların probleminin iç yüzünü bilmeden bir takım aksiyonalara kalkmak ne kadar komik. Reyhan Hanım belirttiği, Üstadımızın da arzuladığı müslüman kadın tipinden ne kadar uzak.

 

Gönlüm ister ki mümine kardeşlerimiz bu kapıyı HAKİKİ İSLAM BİLİNCİNE MALİK BİR ŞEKİLDE zorlasınlar, girebilenler girsin, giremeyenler kütüphanelerle bu açıklarını kapatsınlar ve en önemlisi geleceğin anneleri olarak BEKLENEN KAHRAMANI yetiştirmeye çalışsınlar.

Buyurun Büyük Doğu Külliyatı!

 

Sözlerimden cımbızla laf çekmeye kalkacaklar için şimdiden söyliyeyim ki bu yara basit giriş çıkış meselesinin ötesindedir ve bu aciz kardeşinizin içi kan ağlamaktatır.

 

Selamun Aleyküm!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Belki öğretmen olacaktım: Köy çocuklarına okuma yazma öğretecek, her gün yeni bilgiler verecektim. Bir günüm diğerine benzemesin diye kendimi sürekli eğitip yenileyecektim. "Adam gibi adam"lar yetistirecektim.

öğrenecek ve öğretecektim....En güzel öğretmeni öğretmen kabul ederek öğretecektim...(sadece sabır gerekiyor biz elimizden geleni yapıp takdiri YÜCELER YÜCESİNE bırakalım ki o HERŞEY'e KADİRDİR.Kullarına kaldıramayacağı yükü vermez.).PAYLAŞIMIN İÇİN ALLAH RAZI OLSUN.GÖNÜL YOLUNU AÇIK ETSİN....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bende katılıyorum ALİ kardeş...Bende bu konuda bir hadise anlatmak isterim.Haçlı seferleri sırasında ateistler toplanır ve toplantıda bazı konularda görüşürler.Toplantıda konu açılır ve denirki şu Osmanlıyı nasıl yok etmeli?Ordan biri söz hakkı alır ve derki:Ellerinde bulunan KURANI yakalım.Diğer yandan biri seslenir:sen ne saçmalıyorsun öyle KURANI elinden alıp yaksan nolacak bıraz kalsın KURAN evlerinin en tepesinde kalplerinden aldığımız sürece tepede olmasında bir sakınca yoktur".Bu fikir herkes tarafından kabul görür.Derken ordan biri söz hakkı alır.Efendim bildiğiniz gibi toplumu oluşturan en temel şey ailedir ve aileyi oluşturan en temel şeyde kadındır .Gelin biz o yerlerdeki kadının yapısını ,hal ve hareketini ,yaşantısını değiştirelim,o zaman hedefimize ulaşırız"Bu fikir de kabul görür.

Bir ikinci hadiseyi ben çanakkelede yaşadım.Şehitliği gezerken bir turist bize dıoru sürekli imrenerek bakıyordu.Annemin ikii ablamın ve benim başörtülü ve güleryüzlü olmamızı farketmiş olmalı ki yanımıza geldi.İngilizce olarak başımızdakilerin çok güzel olduğunu ve bizi çok sevdiğini söyledi derken bir iki fotoğraf çektirip ayrıldık oradan.Şehitliğin başka bir yerinde de yine aynı bayan turüstle karşılaştık.Ablam farketmiş meğer sürekli bizi takip etmiş.Yanımıza geldi ve dediki bize hep derlerdi orada sizi yok etmek isteyen varlığıınızdan rahatsız olan kapalı bayanlar var.Onlar çok gericiler.ve dediki sonra ben sizi gördüm çok güleryüzlü ve samimi,dürüst davrandınız bana ve ben anladımki hiçbirşey anlatıldığı gibi değilmiş.Ben sizi çok sevdim.Böyle bir muhabbet geçti.Ardından babam işte kızlarım islami anlatmadaki zayıflığımız belli bize çalışmak düşer ve belkide gidip ülkesinde anlatacak bizi ve belli bir zamandan sonrada islama sempatiyle başlayan bu hikaye müslüman olmaya kadar gidecek.İşte bizede düşen İslamı hakkıyla anlatmak ve insanlara bir tebessümde olsa kendinden birşye vermek.

Hadiselerde de görüldüğü gibi kadınımızın yaşantısı değiştirilmeye çalışılıyor.Biz geleceğin anneleri olarak bize düşen HAKKın yolunda sadece müslüman değil bilinçli ve aktif müslüman kadın olarak önce nefsimizi bilinçlendirip sonra çevremizdekileri uyandırmak bu uykudan.Siz geleceğin babaları yada şuan aranızda baba olan varsa çevremizde haram ve helal dairesi dahilinde olan müslüman hanımları uyarmak ve bilinçlendirmek.RABBİM DAVAMIZDA DAİM OLMAMIZI NASİP EYLESİN (ECMAİN)

Share this post


Link to post
Share on other sites

nurulhak kardesim düşüncelerine saygı duyarım. şunu belirtmek isterim ben de başörtülüyüm,belki bu başörtü davasını en cok yüklenenlerden biriyim.başörtülüyüm diye üniversite sınavına alınmadım, başörtülüyüm diye akrabalarım beni evlerine almadılar, başörtülüyüm diye babam benden utandı, başörtülüyüm diye üniversitede tüm hocalardan ters tepki aldım vs vs vs. baktımki başörtüm ile zaten devlete ait yerlere giremiyorum,meydan dinsizlere kalacağına bize kalsın, mecbur kalacağın yerlerde aç başını cıkarken ört. yoksa gercekten meydan dinsizlere kalıyor. bunca yasadıklarıma ragmen ben hala başörtülüyüm. başörtü sadece dış görünüş değildir, onu içinde yaşamak lazım. ki içinde yaşayan insan da bu davayı bırakmaz,bırakamaz. bırakan varsa zaten içinde yaşamıyordur.

ben bir öğretmenim,hala başörtülüyüm, eğer ki başörtü deyip okumasaydım, şu an benim yerimde benim cocuklarıma dinsizliği aşılayan biri olabilirdi. cok sükür ki cocuklarıma gereken herseyi verdiğime inanıyorum ,savunamama engel olunan davayı onlara bırakıyorum.

sunu belirteyim illa ki bilgili olmak için okul okumak gerekmiyor, belki benim dedem benim babaannem benden daha bilgili, cilt cilt okudukları kitapları görüyorum.ama ne yazıkki ülkemiz sartlarında kariyer önemli okul okumak önemli, yazar olmak, öğretmen olmak hakim olmak avukat doktor milletvekili olmak,...önemli. yoksa bu davayı savunabilmek imkansız.

Share this post


Link to post
Share on other sites
başörtü sadece dış görünüş değildir, onu içinde yaşamak lazım. ki içinde yaşayan insan da bu davayı bırakmaz,bırakamaz. bırakan varsa zaten içinde yaşamıyordur.

Güzel teşhis... + sadece görüntü için takanlar ve taktığı başörtüsünün sorumluluğunu bilmeden yanlış hareketlerde bulunanlar... Bunlar davaya çamur sıçratanlar

Share this post


Link to post
Share on other sites

ölüm güzel şey ne mutlu size. Benim demek istediğim kesin bir yargıyla "aç" demek zor gelmeli. Bunun vebalinide düsünmeliyiz. Ben başörtümle alabiliceğim eğitim merkezlerinde kendimi gelistirebiliyorum. Böyle yerleri acanlardan Allah razı olsun. Sayıları coğalır İnşallah. İçimizde kanayan bir yaradır Basörtüsü fakat tek sorun değil asla. Eğitim sistemi gözden gecirilmedikce sorunlar çözüme kavusmayacaktır. Bunların bilincinde bir genclik yetistirmeli ve artık bu gidisata dur diyebilmeliyiz. Allah c.c muvaffak eylesin

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...