Muvazene 190 Report post Posted May 26, 2009 Mesut Uçakan'ın yönettiği ve senaristleri arasında bulunduğu, muhtevasıyla olduğu kadar ismiyle de şahane bir filmi vardır: 'Sonsuza Yürümek'. 'Yalnız Değilsiniz' isimli filmin devamı olan bu film, bir genç kızın anneannesini kaybettikten sonra yaşadığı nefs muhasebesinin, hakikati arayışının, dünyaya geliş sebebini sorgulayışının ve dünyanın ötesindeki hayata dair sorularla başlayıp kutlu bir imana erişinin hikayesini anlatır. Sonrasında gelen İslamî bir duruş karşısında genele yayılmış olan gayri-islamî çevrelerin (ailesi inancına karşı çıkar, örtündüğü için ruh sağlığını yitirdiğini düşünerek hastaneye kapatmaya kalkarlar, üniversiteye giremez vs) baskısı karşısında bir mücadele bayrağı dikecek ve davası yolunda yürümeye başlayacaktır. Türk sinemasından çıkmış olan ruh, fikir ve maneviyat açısından kaliteli bir filmdir. Filmin bir karesi özellikle hoşuma gidiyor. Kendisi de bir üstad sevdalısı olan Mesut Uçakan tarafından yapıldığını düşündüğüm bu güzelliği sizlerle de paylaşmak istiyorum. Filmin anakarakteri Serpil, annesinin inancına, hayat tarzına karışması neticesinde evi terketmiştir. (Annesi Serpil'in dini kitaplarını yırtmıştır, odasına girip de yırtılmış kitaplarını gören Serpil çılgına döner, evin Amerikan barını eline aldığı bir içki şişesiyle 'kim yaptı bunları, kim' diye bağırarak dağıtmaya başlar ki şahane bir sahnedir) Serpil annesine çok kızgındır, onu görmek istemiyordur. Lakin annesi, Serpil evden ayrıldıktan sonra büyük bir çöküş yaşamıştır, o da kendini ve hayatını sorgulamaya başlamıştır. Filmde Haluk Kurdoğlu'nun canlandırdığı profesör karakteri, Serpil'e affetmek mevzuunda Peygamberimizin hayatından bir kesit aktarır ki oyunculuğu ve diksiyonuyla en kaliteli sinema sanatçılarımızdan olan Haluk Kurdoğlu'nun bu tiradı da hayran olunası bir mahiyettedir. Bu konuşmadan sonra yüreği yumuşayan Serpil, annesini ziyaret etmeye karar verir. Arkadaşıyla eve, annesinin yanına giderler. Annesi hastalanmıştır, yataklara düşmüştür. Serpil annesinin odasına girdiği vakit, uyuyakalmış olan annesinin elinde bir kitap görür ve işte konumuza mevzuu teşkil eden kareler böylece başlar. Filmin ulvî atmosferine kendinizi kaptırmışsanız, bu sahne karşısında ruhunuzun, kalbinizin ürpermemesi neredeyse imkansız. Evet, artık kareler konuşsun ve Mesut Uçakan'ın filme eklediği bu güzelliği, inceliği izleyelim: ** Haluk Kurdoğlu'nun tiradı için: http://www.youtube.com/watch?v=uasNbW3g1V4 Quote Share this post Link to post Share on other sites