kurşunkalem 56 Report post Posted May 26, 2009 YALNIZLIĞIM Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım, Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir. Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir, Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa, Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi, Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa. Bir camın arkasında açılıyor güllerim, Havuzum pırıl pırıl... yıkar bakışlarımı. İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı; Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim Rüya rüzgarlarında bir yaprak yalnızlığım Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde Belki bu mısralarım esecek gönüllerde Fakat herkese uzak kalacak,yalnızlığım. ________________________________________________________________________________ _____________ ÇOCUK KUŞ Bir kuştu, Allı allı bir kuş. Her tüyüne bir çiçek bağladılar Uçmadı o. Bir kuştu, Mavili mavili bir kuş. Her tüyüne bir boncuk bağladılar Uçmadı o. Bir kuştu, Yeşilli yeşilli bir kuş. Her tüyüne bir çocuk kordelası bağladılar Uçtu o. ________________________________________________________________________________ ________________ GÖNLÜMÜN İNTİHAR ARZUSU Yaprak kokularında akşamı duyuyorum Ki beni yokluk denen yere yaklaştıracak. Yaprak kokularında akşamı duyuyorum Ki alnımda sulardan şarkılardan bir şafak. Sükûn bir gemi olur, gece bir deniz şimdi Ki yelken gibi açmış yasını gençliğimin. Sükûn bir gemi olur, gece bir deniz şimdi Ki geçer dalgaları içimden serin serin. Rüzgâr istiyorum ben ruhumun güllerine Ki bir anda yaşasın iç içe rüyalarım. Rüzgâr istiyorum ben ruhumun güllerine Ki dökülsün, dağılsın, yok olsun hülyalarım. ________________________________________________________________________________ _____________ YALNIZCA Çiçeğim, bu yaşamak değil Tek tek Ne geceler bir şeye benzer, ne yollar böyle Tek tek Kuzular meler mi ıssızlıklarda Kuş uçar mı Kavaklar sallanır mı hiç Tek tek İşte görüyorsun doğar yavaşça Büyür Çoğalır yıldızlar Tek tek İşte görüyorsun kıyılarda Başlar maviden Kaplar mor dalgalar denizleri Tek tek Çiçeğim, olmaz ki dağlar dağ Sular su Ölümler ölüm karanlıklarda Tek tek ________________________________________________________________________________ _____________ DAL Dağ uzanır gökyüzüne, Ölüler karanlığa uzanır. Nerelerden nerelere varır yaşamak, Acıdan, iğde sarılığından, düşünüden uzanır. Sever misin, öpüler ardı boş, İşte biraktığı güzelin, bir çirkin uzanır. Yankılar, gezegenlerden ağrı gelip gider, Başı kopmuş gök mamurlarıindan bir uzanır. Uzandığımız, belki de bu gece, belki de bu yatakta En bilinmeze uzanır. ________________________________________________________________________________ _____________ SENİ.. Seni Öyle uzun seviyorum ki seni Ya yaradılışta doğmuşum Ya ölümsüzün biriyim ben... ________________________________________________________________________________ ________________ ÇİRKİN Çirkin, yavrum, dudaklarındaki kızıllık, Kansız doğaya karşı. Uyurken memleket ve evren uzaktan, Uyurken bir hücre, hücreler içinde, Eksi. Çirkin, bu satışlar, Yüzde yirmi, yüzde otuz. Geçer anların tadı içerden ; Anılar ve sevgiler, çarşılar üstünde, uçar. Yeniden var oluruz. Sürünür ovalar yaslı ve boşuna, Çirkin şimdi, yükselmiş güzellik. Ve kaçar yaşamanın ölçülerinde; yeni, uzun; Bir avuçluk, bütün dokunduklarımız, Bir ellik. Okulumuz, bahçelere, hesaplara dönmüş, Çirkin. Sonsuz ormanlığı rahatlığın, yüce uzamışlığı erdemliliğin, Dağlarda ve sokaklarda. Tedirgin. Yalanla, gerçeklerin sırrına varmış, Oyunla karışmış, ölmüşlerin akıllarına; Çirkin, mahkemelerde bir avukat. Gelir bilinmeyen yönlerin namussuz hoşluğu, Körlerden ve topallardan daha sakat. Çirkindir, uzayan erkek vakitlere göre, Gece yarısı. Ağrıyan kemiklerle, uzaklıklara gizlenmiş, Acımakla değil, korkunçluğuyla büyük, Yıldızlar yıldızlar ve yukarısı. Çirkin değil midir, dolarken nesillerin hayırsızlığına, Yavaş yavaş. Ninelerin çarpılmış yüzünde, Kabul edilmemiş duasında gelinlerin, Tarihlerden bir savaş? Bir ekmek kavgası duyulur ta böceklerden, Uluyan ağaçlar, susan makineler sesi. İgrenç hendeseleri gövdenin, bürünür düşlere; Gezegenler arasindaki uygarliga karsi, Çirkin, doymuşların ve doymamışların nefesi. ________________________________________________________________________________ _________________ SÖYLE SEVDA İÇİNDE TÜRKÜMÜZÜ Söyle sevda içinde türkümüzü, Aç bembeyaz bir yelken Neden herkes güzel olmaz, Yaşamak bu kadar güzelken? İnsan, dallarla, bulutlarla bir, Ayrı maviliklerden geçmiştir İnsan nasıl ölebilir, Yaşamak bu kadar güzelken? ________________________________________________________________________________ ________________ GÜNLERDE Geçip gideceksin Karanlığın Nereye götürdüğünü bilmeden hiç Analar kızlar nineler oğullar Daha da üzülürken sızlarken Güzelleşirken daha da Dönerdi değil mi her akşam Kurdu andıran dağ doruğunda Kuzey yıldızı Verirdi ya Anılarındaki kırmızıyı Ağaçlar her kirazında Sevmez miydi oğlanın esmerliğini İnince perdeler Kız geceleyin Emekli nasılda bomboştu kahvede Anlatırdı gözleri ıslak Elleri uykulu Bir çağrısı yokmuydu ha Gün doğar doğmaz Yeni otomobillerin Kötüydü biliyorsun Gazetedeki yazılar Savaşlardan ekmekten kiralardan ötürü Sen geçip gideceksin Bütün aydınlığı Böylece bırakıp ________________________________________________________________________________ ___________ Quote Share this post Link to post Share on other sites