isyanlı sükut 4 Report post Posted June 26, 2006 Çaresiz Ah bilsen, bir bilsen duyduklarımı Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden Ve nehirler boşalacak sanki içerimden Sakın bilme! ... Anlatsan duyarım bütün güzellikleri Erir dağlarımın başındaki kar. Sussan içimde kıyamet kopar Sakın konuşma! ... Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak Ha görmemek gözlerini,ikiside bir Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir Sakın bakma! ... Bir haberin gelse iki satırlık Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir. Bir martı gibi çıkar kapına gelir. Sakın yazma! ... Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız. Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm. Dönmesen çaresiz kalır ölürüm Sakın gelme! ... İşte dağlar taşlar şahidim olsun Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum Sakın işitme! Yavuz Bülent Bakiler Quote Share this post Link to post Share on other sites
SusQuN 14 Report post Posted June 26, 2006 Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız. Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm. Dönmesen çaresiz kalır ölürüm Sakın gelme! ... İşte dağlar taşlar şahidim olsun Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum Sakın işitme! :lol: :D :lol: Yavuz bulent bakiler.. yoruma gerek varmi? 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
SusQuN 14 Report post Posted June 28, 2006 FARKINDAMISIN? Sevdiğim Bilmem Farkında mısın? Söylenmemiş En Mübarek En Aziz, Duygularla Çepeçevre Çaresiz, Sana Bağlandığımın Farkında mısın? Demeden Yakın Irak Bulutlarla Savrulup, Irmaklarla Akarak Sana Anne Diyen Dilleri Kıskanarak Kapına Geldiğimin Farkında mısın? Bütün Kadınları Düşündüm Tek Tek Sensin Benim İçin En Güzel Örnek Seni Dinleyerek Seni Görerek Nasıl Bağlandığımın Farkında mısın? Seni Göremedim Diye Bu Sefer İçimde Bin Türlü Duygunun İsyanı Var Turnaların Gökyüzünü Sevdiği Kadar Seni Sevdiğimin Farkında mısın? Quote Share this post Link to post Share on other sites
isyanlı sükut 4 Report post Posted July 1, 2006 Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin Bir gün baksam ki gelmişsin... Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar. Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik Saçlarında ilkbahar... Bir gün baksam ki gelmişsin... Gülüşünde taze serin bir rüzgar Ellerin yine eskisi kadar güzel Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar... Bir gün baksam ki gelmişsin... Hasretin içimde sonsuzluk kadar. Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz. Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar. Bir gün baksam ki gelmişsin... Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var. Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm Benim olmuş dünyalar... Yavuz Bülent Bakiler Gözlerin İstanbul Oluyor Birden Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen Durgun sular gibi azalacağım Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen. Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince Yalnız gözlerime bak diyeceksin. Ellerim usulca ellerine değince Kaybolup gideceksin Bir elim seni çizecek bütün pencerelere Bir elim seni silecek. Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere Senin için yeni baştan can kesilecek. Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde Sonra seni kaybetmek hemen her yerde Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak Yapayalnız kalmak iskelelerde. Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Yavuz Bülent Bakiler Anadolu Gerçeği Yalın ayaklarınla koştun mu tarla tarla Duydun mu çıplak toprağın, çıplak insanın yasını Ağlayan kadınlarla, ihtiyarlarla Yaşadın mı bir yağmur duasını Boz bulanık ırmaklarda çimdin mi Kulak verdin mi yürekten kavala, saza Bir ipek seccade üstünde gibi, huzurla Durdun mu toprakta namaza? Bilir misin köylerde akşam olunca Çekilir el ayak ortalıktan... Bir hüzünlü ay doğar karanlığa sapsarı. Başlar bir ağıt gibi sulardan, kapılardan Kurbağa feryatları, köpek ulumaları... Geceleri süt kokan, gübre kokan evleri Topraktır hep damları, duvarı kerpiç... Seferberlik yıllarını dinlerken ürpererek Tandır başlarında uyudun mu hiç? Kış günleri trenlerle geçtin mi uzak köylerden Gördün mü dehşetini, tipinin karın... Çektin mi hiç acısını istasyonlarda Tandır ekmeği satan, yumurta satan Yarı çıplak çocukların... Kılığın kıyafetin sarmadı beni Söylediğin türküler bizim türkümüz değil Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını Yüreğinde nakış yok, acı yok bizden Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş İnsanlar selâmını esirgemeden Savuş git içimizden... Yavuz Bülent Bakiler Quote Share this post Link to post Share on other sites
nedmanün 13 Report post Posted July 1, 2006 Demedim Mi? Demedim mi bu hasret bitirir seni Ay dolanır gider, yalnız kalırsın. Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın Demedim mi yüreğim sevme! İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz Geri dönen hangi güvercinin var? Senin hangi çiçeğini sakladı bahar? Demedim mi aklım inanma! Birgün naza çeker kendini demedim mi? Görmesen, zindana döner bu şehir Görsen, umursamaz, aldırmaz kafir. Demedim mi gözlerim bakma! Demedim mi bu ürperten sıcaklık Bu taze güzellik kaybolur birgün? Sonra boşu boşuna aranır, dövünürsün Demedim mi ellerim dokunma! Demedim mi birgün susar şarkılar Sesine ses veren rüzgarlar olur İstediğin kadar artık bekle dur Demedim mi kulağım duyma! Bir gün çıkıp gideceği belliydi Ayan-beyan belliydi anlayamadın. Başka bir rüyada şimdi o kadın Demedim mi kollarım sarma! Bütün çektiklerim senin yüzünden Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden Ah! Şimdi paramparça oldun binbir yerinden Demedim mi gururum kırılma! Sen Sen Sen Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden., Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.. Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter.. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır sende naz.. Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını... Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter.. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.. Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter........... Quote Share this post Link to post Share on other sites
isyanlı sükut 4 Report post Posted July 8, 2006 Gel Nasıl ağlamıştın öyle akşam sokaklarda. Birden nasıl büyümüştü içimde yerin? Japon türkülerine benziyordu gözlerin Sen japon türkülerini bilmezsin... Pişman oldum yaptığıma o günden beri Gel gitme çocuk! Buruk bir acı çöker yüreğime geceleri Nereye bu hazin yolculuk SEN PİŞMANLIĞI BİLMEZSİN... Gözlerin olmasaydı, beni ağlatmasaydı Alıp giderdim başımı uzak iklimlere yarın Hani bahar gelince pembe güller açar ya Senin de öyle mektupların. Şarkıların, türkülerin en güzel olduğu yerden Ne olursun bir ses getir bana yetecek. Seni güzelliğin mi alıp götürdü birden? Ama bu yalnızlık beni hep kahredecek. Burası İstanbul mu böyle yosun kokulu? Gel gitme vakit erken. Gel Beyazıt Kulesi'nden türküler söyleyelim. İstanbul bu kadar güzelken Şimdi Japon türküleri söyleniyor gel! Rüzgar gibi uzaklardan, yelken gibi denizlerden Gel bırakma sokaklarda böyle yapayalnız beni İSTANBUL BU KADAR GÜZELKEN. Yavuz Bülent Bakiler Quote Share this post Link to post Share on other sites
rembo 2 Report post Posted August 26, 2007 12 EYLÜL'E SİTEM Kolum, kanadım diyordum. Sevdalanıp gidiyordum Yurdum diye seviyordum Yurdum, felaketim oldu. Türküm! dedim, Türk'ü sevdim Öğünen bir koca devdim Volkandım, alev-alevdim Kor'dum... felaketim oldu. Kimisi Rus, kimisi Çin... Uşağıydı; dedim niçin? Bayrağıma selam için Durdum... felaketim oldu. Vatan millet idi tasam Çiğnenmişti ana-yasam Vuracaklardı vurmasam Vurdum... felaketim oldu. Neyim varsa birer birer Tutup çarmıha gerdiler Bozkurt'uma 'it' dediler Kurdum... felaketim oldu. Bu ahlaksız dubaraya, Tarih 'mim' koysun buraya Eylül darbesini hayra Yordum... felaketim oldu. Gönlümün yiğit beğiydi Gözlerimin bebeğiydi... Ona da mı nazar değdi Merdim... felaketim oldu. Tarafsızlık diye diye Şu en soysuz haramiye Başımızı vermek niye Sordum... felaketim oldu. Ben değildim esip-tozan Kanlı kuyuları kazan Bütün tuzakları bozan Zordum... felaketim oldu. Kolum, kanadım diyordum. Sevdalanıp gidiyordum Yurdum diye seviyordum Yurdum, felaketim oldu. Quote Share this post Link to post Share on other sites
gece güneşi 7 Report post Posted September 18, 2007 Seni Yazdım Ebem Kuşaklarına seni yaşadıktan sonra anladım bana sensin mahşer nuru, kol-kanat içimde şahlanıp duran huysuz at dizginsiz gemsiz değil! unuttum gözyaşı döken kadını ördüm gerçek aşkın ruh mihrabını bir yay gibi gerdim göğe adını gönül kubbem artık alemsiz değil! benim neme gerek yıldız, dolunay rahatlığa paydos, çileye hayhay ne kuştüyü yatak ne ruhsuz saray günlerim İbrahim Etem'siz değil! açılın açılın kalabalıklar içerim zemheri, dışarım bahar bir alev halinde geçtiğim yollar Hallac-ı Mansur'suz, Keremsiz değil! uzakların daha uzaklarına büyük zaferlerin nur tabakalarına seni yazdım ebemkuşaklarına ellerim çaresiz, kalemsiz değil! Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted September 19, 2007 Bu ahlaksız dubaraya, Tarih mim koysun buraya Eylül darbesini hayra Yordum... felaketim oldu. Usta şairin 12 Eylül' e sitem adlı şiirinden bir dörtlük.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
gece güneşi 7 Report post Posted September 20, 2007 Benim Ve büyür gözlerimde güvercin güzelliğin Sonra bıkıp usanmadan sabahlara dek Biri durur kapında korkulu ürkek... O duran benim. Bir gölge gibi düştüm ardına yıllardan beri Sordum seni şehir şehir Şimdi her gece yarısı rüzgâr değildir Pencerene vuran benim. Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı Birdenbire yatağından kalkıp oturma Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma Saatleri kuran benim. Senin bir suçun yok kabahat bende Bitsin bu kıskançlık gayrı diyerek, Boy verdiğin aynaları istemeyerek Tekrar tekrar kıran benim. Bir ceylan gibi durma artık gecenin ortasında Ceylan gibi bakma oraya Seni bir beyaz duvağa, altın halkaya... Duyuran benim. Kolay kolay unutulmaz adına yaktığım türküler Kapanmaz yüreğime açtığın yara. Her akşam saçlarını karanlıklara... Savuran benim. Yavuz Bülent Bakiler Quote Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted November 25, 2007 CEBECİ İSTASYONU VE SEN Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Sıcak bir kara sevda Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu; Acımsı, buruk. mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde Sessizliği üstümüzden atamıyorduk Bir saçak altında kararsız, yorgun Saatlerce duruyorduk Kimse görmüyordu bizi Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü Bir başka türlüydü bu insanlar Sen bir başka türlüydün Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi Gözlerin gözlerimde erimekteydi Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun Beni bırakma diyordun Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam Bir yalnızlık duyuyorduk Ağlıyordun, ağlıyordun... Cebeci İstasyonunda bir tren Nefes nefese soluyordu Gerilmiş bir keman teli gibiydik Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat Bilmem kaça vuruyordu Bir yağmur yağıyor inceden ince İçimizdeki binbir düşünce Harmanlar misali savruluyordu Islanmış bir ceylan yavrusu gibi Tiril tiril titriyordun Gitsek gitsek diyordun. Yüreğimin atışından deli gönlümce Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan Türküler söylüyordum Ağlıyordun, ağlıyordun... Şimdi, şimdi seni düşünüyorum Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin Paramparça düşmüş gönül ufkuma İki yıldız gibi gözlerin Gel Ey ciğerime saplanan hançer Gel ey yüreğime oturmuş kurşun Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan Gel artık Ne olursun YAVUZ BÜLENT BAKİLER Quote Share this post Link to post Share on other sites
gece güneşi 7 Report post Posted January 26, 2008 benim şiirini çok seviyor olmamdan kaynaklanıyor olmalı koyduğumu unutup tekrar koymuşum o yüzden değiştiriyorum :rolleyes: Yağmur Güzeli Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince Rüzgarlar esmiyor mu serince Bir sigara yakıyorum efkarlanarak Çıkıp karşıma sen geliyorsun Saçların ıslanmış oluyor “Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden Ellerim boşlukta kalıyor. Bir gün çıkıp gideceksin Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak Cadde cadde,sokak sokak Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar. Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım Seni sevdiğimi anlayacaklar. Üstüme yağmurlar yağacak İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak Kahrolacağım. Bu şiiri yağmur yağarken yazdım Ezanlar okunuyordu minarelerden Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda Sokaklara çıkmayı göze almazdım. Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince Rüzgarlar esmiyor mu serince Bir sigara yakıyorum efkarlanarak Çıkıp karşıma sen geliyorsun Saçların ıslanmış oluyor “Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden Ellerim boşlukta kalıyor. Quote Share this post Link to post Share on other sites
kopzan 8 Report post Posted January 26, 2008 KALEMİ ELİNE ALMAMALI İNSAN...İLLE DE ALACAKSA YANLIZ KALMAMALI...ELIME ALDIGIM HER AN KENDIMI TEKRAR ETTIM,GEÇEMEDİM BİR ADIMLIK ÖTEYE... PAYLAŞIMIN İÇİN TESEKKURLER...YAVUZ BÜLENT'LE ILK KARŞILAŞTIĞIMDA VE ONU ILK DINLEDIGIMDE BIR AY KENDIME GELEMEDIM..DOGRULUGUNA INANARAK YASADIGIM COGU SEYDE HAYAL KIRIKLIGINA UGRADIM...SÖZLER DUYMAK ISTEMEDIM,DUYARSAM SANKI DAGILACAKMIŞ GİBİ.. AMA YAVUZ BÜLENTIN DE DEDIGI GIBI DINLEYIP,BILIP,SUSMAK IŞE YARAMIYORDU..ONLA TANIŞTIKTAN SONRA KELİMELERLE YENI BIR OYUNUN ICINDE BULDUM KENDIMI...BIR FAZLASI ZARAR OLMAYAN... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted June 15, 2008 YENİDEN FETHETMEK ANADOLU'YU Yeniden cemre gibi düşmek toprağa... Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu. Yunus Emre gibi atsız pusatsız Yeniden fethetmek Anadolu'yu. Köylerde, kentlerde, dağ başlarında Destanlar kadar sıcak, bayraklar kadar aziz.. Anamızın sütü kadar helâl ve temiz... Yeniden güzel Türkçemiz!... Yeniden aydınlık, yeniden huzur... Ki ne çalıda bez, ne falcı tası... Ne Frenk safsatası tükenmez... Ne Hazret-i Ali ile Muaviye kavgası. Yeniden bar tutmak omuz omuza, Başlarımız dimdik, yüzlerimiz ak... Bir yörük kilimi dokurcasına Yeniden ruhumuzu nakış nakış dokumak! Yeniden inanmak O'na huzurla "Şahdamarımızdan da yakın" bilmek. Bir Hun türküsüyle, Selçuklu yüreğiyle Yeniden Türklüğe eğilmek! Yeniden cemre gibi düşmek toprağa... Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu. Yunus Emre gibi atsız pusatsız Yeniden fethetmek Anadolu'yu. Yavuz Bülent BAKİLER Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted November 10, 2008 CEBECİ CAMİSİ Cebeci camisi'nde ezan okunur. Kapısı önünüde fakir fukara... Al git başımdan bu sevdayı rüzgâr At git uzaklara Bir âlem düşünürüm ezan sesinde Bir âlem: Ötenin çok ötesinde. Kimseler görmese, gidip diz çöksem; Ağlasam caminin bir köşesinde... Cebeci Câmisi'nde Kur'an okunur. Ve büyür içimizde bir bilinmez yerimiz. Çiniler, kubbeler, mermer sütunlar. Yanar kandil kandil yüreklerimiz. Kandillerde ışık, kubbelerde ses Renk olsam çinilerde Bir beyaz taş olsam cuma günleri Mü'minlerin gelip geçtiği yerde. Bir küçük güvercin gibiyim şimdi. Eridi içimdeki benlik. Ne olur bitmesin ömür boyu Gönlümde yer eden serinlik. Her gün yeni baştan iri ve güzel Bir beyaz gül gibi açar gönlümde şafak Ne güzel yârabbim; rabbim ne güzel TÜRK-İSLÂM yaratılmak... Yavuz Bülent Bâkiler Quote Share this post Link to post Share on other sites
kurşunkalem 56 Report post Posted April 16, 2009 Yalnızım. Gündüzler, geceler boyu yalnız, Ne elimden tutan dost, ne yüzüme gülen kız Dolaşıp durduğum sokaklar ıssız. Sokaklar unutturmaz yalnızlığımı, Bekarım. Beklemez yolumu penceresinde karım. Ne bir türkü duyarım bekar odamda ince Ne dağınık eşyama değer kadın eli Ne olurdu her akşam eve gelince Masal gözlü bir çocuk ‘Baba’ desydi. Rüyalar unutturmaz bekarlığımı Çirkinim. Usandım tek başıma türküler çağırmaktan Biliyorum güzel değil gözlerim, dudaklarım İçinizden çıkıp gitsem bir gün diyordum Başladığım bütün türküler yarım Öyle bakmayın yüzüme kahroluyorum… Türküler unutturmaz çirkinliğimi… Üstelik şairim bilemezsiniz Her akşam rüzgar gibi sokaklara düşürek Elleri ceplerinde birisi gezer Bir yürek taşı gögsünde duygulu, ürkek Ceylan Yüreğine benzer Mısralar anlatmaz şairliğimi. Quote Share this post Link to post Share on other sites
yeniceri38 1 Report post Posted April 17, 2009 teneke sesli şiirler.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Vakıf Ahmet 36 Report post Posted April 17, 2009 teneke sesli şiirler.... Teneke sesli şiirler kanısına nasıl vardınız? Quote Share this post Link to post Share on other sites
A.Rahman 11 Report post Posted April 18, 2009 http://video.google.com/videoplay?docid=-5...kiler&emb=1 Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır kendi mi yazdı bilmem ama güzel..Daha yeni yeni keşfediyorum gerçek aydın Yavuz Bülent Bakiler üstadı. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Beylerbeyi 177 Report post Posted May 26, 2009 selamlar, yavuz bulent bakiler'in sasirdim kaldim iste isimli siirini ve kendi sesiyle siirin videosunu sizlerle paylasmak istedim. buyrunuz. (az evvel facebook da izleme firsati buldum, gercekten guzelmis...) Şaşırdım Kaldım İşte Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla.. Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla.. Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla.. Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla.. Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla.. Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla.. Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla.. Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla. Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle.. Öldür bendeki beni.. ..Sonra dirilt kendinle! Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle.. Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle.. Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle.. Ama her defasında geri döndüm SENİNLE.. Hangi düğüm çözülür.. Nazla.. Sitemle.. Kinle.. Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle.. Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..? Bazen kızkardeşimsin.. Bazen öpöz annemsin.. Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin.. Eksilmeyen çilemsin.. Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin.. Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin.. Çâresizim.. Çâremsin.. Şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin... Yavuz Bülent Bakiler youtube video : 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
tugra 6 Report post Posted June 11, 2009 ORDA BİR ÇOCUK... BURDA BEN Bir ana gülümserken yorgun ve güzel Çırpınır yüreği bir sesle birden Orda, bir çocuk doğar dünyamıza yeniden Burda ben Dal nasıl, yaprak nasıl, ekin nasıl büyürse Toprak nasıl uyanırsa bir incecik yağmurdan Orda bir çocuk büyür yumak yumak bir nurdan Burda ben Koştuğu, atladığı, durduğu, uzandığı Düşüp kaldığı yerlerde gözbebeğim var Orda, toz-toprak içinde bir çocuk ağlar Burda ben Ne oyun oynamak ister, ne uyku, ne su... Ne elişi resimleri gönlünü alır Orda, bir uzak evde bir çocuk yetim kalır Burda ben Dokunsam martı gibi uçup gidecek sanki Solgun yüzlü bir avuç kar Orda, bir gece yarısı, bir hasta çocuk sayıklar Burda ben Birdenbire uyanır bir ana uykusundan Sapsarı bir uykuyla bakakalır nefessiz Orda, sabaha karşı bir çocuk ölür sessiz Burda ben. Quote Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted November 26, 2009 Diksiyon ve biçem, konuşma ve tarz anlamında en beğendiğim şahsiyetlerin başında yer alan değerli büyüğümüz Yavuz Bülent Bakiler'in şiirlerini üstad Necip Fazıl'ın yeterli bulmadığını bilmekteyiz. :) Fakat ruhu şairler dünyasında büyümüş olan Yavuz Bülent Bakiler'in gerçekten bazı şiirleri öyle vurucu ki, kalbimiz eğer sazdaki gibi tellerden oluşsa o tellerin ortadaki ikisinin frekansının arasına girip bizi en ince noktamızdan yakalayan şiirlerine şahit olurduk. Ben eklemeyi düşünüyordum ama kontrol edince gördüm ki, Beylerbeyimiz "Şaşırdım Kaldım İşte"yi paylaşmış. Ne de iyi etmiş. Keyifle dinlemeniz ve okumanız temennisiyle... Saygılarımla... Quote Share this post Link to post Share on other sites
kurşunkalem 56 Report post Posted April 8, 2010 A... Geceler kurşun gibi iner üstüme birden Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma Sonra yüreğimi bir kara sevda tutar Ama sen duymazsın duyduğumu A... Ne bir türkü söylersin gizlice ağlayarak Ne bir akşam içinde bir yara göz göz açar. Ne efkar basar seni akşamları ansızın Ne uykuların kaçar. Konuşsam bir türlü, sussam bir türlü Yıllar yılı yüreğimde büyüyen sırsın Bir sigara dumanına uzanır gibi usulca Dokunsam saçlarına, kırılırsın. Kaçtım şehir şehir çok uzaklara Boşuna gurbet acısı tattım. Oyalandım durdum seni unutmak için Kendimi boşuna aldattım. Anladım faydası yok uzak kalmanın artık Seni kader çizgisiyle alnıma yazan haktır. Unutmak ne mümkün gözlerinin rengini, Seni çılgın gibi sevmek yaşamaktır. Bir serin rüzgarsın yüzüme vuran Yüreğimi yakan bir avuç korsun. Gökler biliyor sevdamı, taş duvarlar biliyor Sen bilmiyorsun. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted April 27, 2010 Anadolu Ben Anadoluyum… Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç… Şükrederek, kalktığım sofralarımda Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç. Hastalarım ölüm yataklarında Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç. Zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum, Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç… Devlet denince hep vergi geldi aklıma Jandarma deyince kırbaç… En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç. Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç… Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara Barışta düştü üstüme gölge gölge haç… Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ Alın terine muhtaç… Ben Anadoluyum, acılı, mahzun; Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç… Yavuz Bülent Bakiler Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 14, 2010 ''Şaşırdım kaldım işte'' buyrun kendi sesinden dinleyiniz Quote Share this post Link to post Share on other sites