Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
A.Rahman

78'lik Dede Kurtuldu Gençler Can Verdi - Prof. Osman Özsoy

Recommended Posts

2 Temmuz Sivas katliamının, 5 Temmuz Başbağlar'ın sene-i devriyesi... Bazı soruların cevapları bulunabilirse, Türkiye'nin aydınlık geleceği biraz daha parlayacak. İşte kritik birkaç soru...

 

Çok kritik bir soru ile yazı başlığındaki ince noktayı izah edeceğim, fakat öncesinde birkaç noktanın altını çizmek gerekiyor.

Bir yer ateşe verilse yangın mahalllinden gençler mi daha rahat kaçabilir, yoksa yürürken başkasının yardımına ihtiyaç duyacak kadar yaşlı olanlar mı?

‘Elbette gençler’ dediğinizi duyar gibiyim ama, bunun tersinin gerçekleştiği bir olay oldu ülkemizde. 78 yaşındaki dede hem de kaldığı otelin üst katlarında bulunduğu halde yangından kurtuldu ama otuzlu yaşlardaki 35 kişi yangında can verdi.

On altı yıl önce 2 Temmuz 1993 yılında, Pir Sultan Abdal Şenlikleri nedeniyle Sivas’ta bulunan 35 aydın ve sanatçının Madımak Oteli’nde yakılarak katledilmesi olayından söz ediyorum.

Dün o menfur katliamın sene-i devriyesi idi.

Bu tarihten 3 gün sonrası ise, yani 5 Temmuz 2009, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde gerçekleştirilen bir başka katliamın yıldönümü.

O günlerde, Başbağlar’da 33 masum vatandaşın şehit edildiği saldırının 2 Temmuz'da Sivas'ta gerçekleştirilen Madımak Oteli'nin yakılmasına misilleme olduğu iddia edilmişti.

Bunu elbette bilmek mümkün değil... En azından şimdilik bilgimiz yok.

Fakat, Ergenekon davasından medyaya yansıyan ve gözlerimizdeki sis perdesini kaldıran son çeyrek asra ilişkin karanlık olaylar yumağına baktığımızda, Sivas’ın ateşe verilmesi talimatını verenlerin de, Başbağlar Köyü’nü ortadan kaldırılmasını isteyenlerin de aynı eller olması gerçeğinin ola ki birgün ortaya çıkması durumu kamuoyunu asla şaşırtmayacak.

Her iki olayda da işin taşeronluğunu hangi örgütün ve kimlerin üstlendiğinin zerrece kıymeti yoktur. Her zaman bu tür taşeron hainler bulabilirsiniz. Önemli olan bu saldırılarla kimin neyi amaçladığıdır. Çünkü bu tür hain plan ve emeller varsa, eylem arzusu ardından muhakkak gelecektir.

Neden kamuoyu “AKP ve Gülen’i bitirme planı” başlıklı eylem planından bu kadar rahatsız oldu. Bu tür niyetlerin varlığını zaten hissettiğinden ve belli çevrelerin bu tür nefret yansımasını her fırsatta zaten açık bir şekilde dile getirmesinden dolayı. Bahse konu belgenin sahte olup olmaması değildir önemli olan... Niyetlerdeki fecaattir...

5 Temmuz 1993'te yaklaşık 100 kişiden oluşan teröristler Erzincan'ın Yukarı Barasor Vadisi'nin en son köyü olan Başbağlar köyünde eşi görülmemiş bir katliam gerçekleştirdiler. Kadın, erkek, çocuk demeden herkesi bir meydana toplayan teröristler, köyün erkeklerini 100 metre ötedeki kavaklıkta kurşuna dizdikten sonra köyü ateşe verdiler. Katliamda 29 vatandaş kurşuna dizilerek, biri çocuk 4 bayan da yakılan evlerde diri diri yanarak can verdi.

Gelelim yazı başlığındaki asıl meseleye...

Sivas gibi muhafazkarlığı ile bilinen bir yere, İran’ın hakkında ölüm fetvası verdiği Salman Rüşdi’nin ‘Şeytan Ayetleri’ kitabını Türkiye’de yayınlayan Aziz Nesin’in neden davet edilmiş olabileceği gibi ajite edici olduğu kadar cevabının da oldukça basit olduğu soruya burada girmeyeceğim.

‘Şeytan Ayetleri’ kitabını Türkiye’de yayınlayan Aziz Nesin’in Sivas’a davet edilmesini protesto etmek amacıyla 2 Temmuz 1993’te ellerinde sopa, taş, zincir bulunan yüzlerce kişi, Paşa Camii’nde cuma namazını kıldıktan sonra etkinliklere katılanların kaldığı Madımak Oteli önünde toplandı. Öfkeli kalabalık, Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi. Yangın otele sıçradı. Madımak Oteli’nde 37 aydın yanarak öldü, 26 kişi yaralandı. Kurbanların arasında araştırmacı-yazar, 66 yaşındaki Asım Bezirci, halk ozanı 45 yaşındaki Muhlis Akarsu da bulunurken, aralarında Arif Sağ’ın da bulunduğu 40 kişi otelden yara almadan kurtuldu. Aziz Nesin, otelden itfaiye aracıyla indirilerek kurtarıldı.

Gelelim sorulara...

Dikkatimi çeken iki ayrıntı, bugün konuyu buraya taşımama neden oldu. Biri güncel, diğeri eskiye dayalı iki bilgi...

İlki, bu menfur olayın sene-i devriyesi nedeniyle dün gazetelere ve internet sitelerine yansıyan kimi haberlerde, Madımak’ta o gün bir yandan yangın sürerken öbür yandan kurşun seslerinin geldiği bilgisi yer alıyordu. İşte bu ayrıntı hafızamda bazı çağrışımlara neden oldu.

Bu vesile ile temas edeceğimiz ikincisi nokta ise, Alevi kimliğini kameralar önünde rahatlıkla ifade etme özgüvenini ilk gösteren siyasetçilerden olan ve menfur olayın senei devriyesinde 1994 yılı yazında yayına konuk ettiğim o günlerin popüler bakanlarından biri, yayın sonrası sohbetimiz sırasında, Madımak’ta hayatını kaybedenlerin sadece yangın ve dumandan ölmediğini, bazılarının tek kurşunla öldüğünü, ölenlerden bazılarının da o sırada otelde bile olmadığını söyledi. Hafızam beni yanıltmıyor ise hatırımda kalanlar bunlar...

78 yaşındaki Aziz Nesin yanan otelden çıkabiliyor da, çoğu 40 yaşın altında olan diğer kişiler nasıl oluyor da yangının etkisi ile yanarak ve dumandan boğularak ölüyorlar? Bunlar uykuda yakalanmıyorlar ki yangına, kaçamasınlar... Olay gündüz oluyor.

Benim sorum şu: 40 yaşın altındaki bir kişi bir yangın anında 4-5 katlı binada yanarak ölmeyi mi göze alır, son anda atlayarak kurtulma şansını mı?

Eğer o gün bakanın bana ifade ettiği durum söz konusu ise, yani Madımak’ta hayatını kaybedenlerden bazıları yangının etkisi ile değil de kurşunla öldürüldü ise, cenazelere esaslı bir otopsi yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise raporun ne olduğudur. Tabi bir şartla... Üzeyir Garih’e yapıldığı iddia edilen ve medyaya bazı soru işaretleri ile yansıyan türden bir rapor olmamak şartıyla...

Ergenekon iddianamelerinde yer alan bilgiler ve Türkiye’de kaos çıkarmaya yönelik planlar birçok olaya (kuşku ile değil) temkin ile yaklaşmamızı ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmayabileceğini gösterdi.

O günlerdeki kaos planlarının öncelikli hedefi Alevi – Sünni çatışması çıkarmaktı ama Allah fırsat vermedi, millet oyuna gelmedi.

Dün oyuna gelmemiş olmak elbette önemli idi ama bugün daha da uyanık olmamız gerektiği gerçeğini de ortadan kaldırmıyor. Çünkü şer cephesi pek bir hain görünüyor.

Şu aşamadaki sorunlardan biri de, pisliği, şebekeyi ve çeteleri temizlesin diye umut ettiklerimizin içinde de gırtlağına kadar kire bulaşmış olanlar olmasıdır. İyi koruyup kolluyorlar birbirini... Ama millet olan bitenin farkında.

Onlara da rağmen bu ülkeye aydınlığa çıkacaktır. Göreceksiniz...

Prof. Dr. Osman ÖZSOY – Haber7

[email protected]

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...