ümmü hüreyre 5 Report post Posted July 8, 2009 LÂF Lâfi uzatanlara ne yapmak lâzım diye Farabî’ye sormuşlar, söyle demiş: Uzun konuşanı kısa dinlemeli. EDEPSİZ Cenap Sehabeddin’e: Su edepsize neden bir tokat vurmadın? Dediklerinde, su cevabi vermiş: Eldivenim yoktu, iğrendim. SİİR Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirlerini incelemesi için Sekspir’e gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabi şu olur: Dostum, siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın… SIPA Köylü, yeni doğan bir sıpayı! Kucağına almış evine dönerken, ortaokul öğrencileri kendisine takılır ve: Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle? Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir: Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım VAPUR Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşıp: Üstat, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik. Necip Fazıl, okuduğu kitaptan basını kaldırmadan: Ne diye vapura bindin ki, cevabini vermiş. Yüzerek geçsene karşıya. KULAK Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü olan Gaileo’ye hasımlarından biri: Üstat, demiş: Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi? Galileo: Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama Seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı? YAMA İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, bazı yerlerinde yama varmış. Kral, bunları görünce dayanamayıp: Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı? diye sorunca, İncili Çavuş: Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek MEZAR Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş: Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek? Çinli, basını kaldırmadan cevap vermiş: Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman. TARİF Ekrem Hakki Ayıverdi, sık sık “nasılsınız?” diye soran bir arkadaşına: Uzun boylu, mavi gözlü, cevabini verirmiş. NAPOLYON Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart’i bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: Önce şurasını almalıydınız,sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz,gibi fikirler yürütmeye başlayınca, Napolyon:! Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım. BAYTAR Bir toplantıda, zamane gençlerinden biri güya M. Akif’i küçük düşürmeye çalışıp: Affedersiniz, siz baytar mısınız? Demiş. M. Âkif hiç istifini bozmadan su cevabi vermiş: Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? YARIŞ Bir ihtiyar, yaslandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere su cevabi vermiş: Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ulubey 0 Report post Posted December 16, 2009 LÂFLâfi uzatanlara ne yapmak lâzım diye Farabî’ye sormuşlar, söyle demiş: Uzun konuşanı kısa dinlemeli. EDEPSİZ Cenap Sehabeddin’e: Su edepsize neden bir tokat vurmadın? Dediklerinde, su cevabi vermiş: Eldivenim yoktu, iğrendim. SİİR Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirlerini incelemesi için Sekspir’e gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabi şu olur: Dostum, siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın… SIPA Köylü, yeni doğan bir sıpayı! Kucağına almış evine dönerken, ortaokul öğrencileri kendisine takılır ve: Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle? Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir: Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım VAPUR Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşıp: Üstat, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik. Necip Fazıl, okuduğu kitaptan basını kaldırmadan: Ne diye vapura bindin ki, cevabini vermiş. Yüzerek geçsene karşıya. KULAK Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü olan Gaileo’ye hasımlarından biri: Üstat, demiş: Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi? Galileo: Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama Seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı? YAMA İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, bazı yerlerinde yama varmış. Kral, bunları görünce dayanamayıp: Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı? diye sorunca, İncili Çavuş: Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek MEZAR Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş: Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek? Çinli, basını kaldırmadan cevap vermiş: Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman. TARİF Ekrem Hakki Ayıverdi, sık sık “nasılsınız?” diye soran bir arkadaşına: Uzun boylu, mavi gözlü, cevabini verirmiş. NAPOLYON Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart’i bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: Önce şurasını almalıydınız,sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz,gibi fikirler yürütmeye başlayınca, Napolyon:! Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım. BAYTAR Bir toplantıda, zamane gençlerinden biri güya M. Akif’i küçük düşürmeye çalışıp: Affedersiniz, siz baytar mısınız? Demiş. M. Âkif hiç istifini bozmadan su cevabi vermiş: Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? YARIŞ Bir ihtiyar, yaslandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere su cevabi vermiş: Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız? hakikaten mükemmel :) Quote Share this post Link to post Share on other sites